POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER GÜNCEL SPOR KÜLTÜR-SANAT DÜNYADAN EKONOMİ TÜMÜ
Bankada sistem arızası: Milyonlarca dolar çekildi
Bankada sistem arızası: Milyonlarca dolar çekildi
Ülke kavruldu: 60,1 derece ile sıcaklık rekoru kırıldı
Ülke kavruldu: 60,1 derece ile sıcaklık rekoru kırıldı
Erdoğan: Suriye'de yarım kalan işi tamamlayacağız
Erdoğan: Suriye'de yarım kalan işi tamamlayacağız
Fenerbahçe'de flaş gelişme: Olağanüstü kongre kararı
Fenerbahçe'de flaş gelişme: Olağanüstü kongre kararı
8 Nisan 2022 Cuma - 11:57

Yetişkin 3 yılını anlattı: Tasarruf harekatı, proje raporu ve 2.dönem mesajı!

Seferihisar Belediye Yetişkin görev süresinde geçen 3 yılı anlatırken, felaketlerin ardından yara sarma ve ayağa kalkma sürecini, mali yapıyı düzlüğe çıkaran tasarruf harekatını, ilçede hayata geçirilen fiziki ve sosyal projeleri, yakın geleceğin yatırım planlarını, Yarımada’nın cennet köşesinin doğa mücadelesini ve ‘Ankara’ ile ilişkileri anlatırken, ‘oy oranı’ ve ‘ikinci dönem’ sorularına da yanıt verdi. Ülke gündemine de bir parantez açan Yetişkin gönlündeki Cumhurbaşkanı adayını da açıkladı.

Yetişkin 3 yılını anlattı: Tasarruf harekatı, proje raporu ve 2.dönem mesajı!

GERÇEKİZMİR – Türkiye’nin ilk ‘sakin şehir’i Seferihisar’da şehri eminliğe uzanan 10 yıllık bir başarı hikayesinin ardından bayrak değişimi yaşandı. 

Tunç Soyer’in Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının ardından ilçede koltuğa oturan İsmail Yetişkin, pandemi, deprem ve hatta Tsunami gibi eşi benzeri görülmemiş felaketlerin gölgesinde geçen görevde 3 yılı geride bıraktı. 

Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin bu 3 yıla dair sorularımızı yanıtlarken, yaşanan felaketlerin ardından yara sarma ve ayağa kalkma sürecini, kurumun mali yapısını düzlüğe çıkaran tasarruf devrimini, ilçede hayata geçirilen fiziki ve sosyal projeleri, yakın geleceğin yatırım planlarını, Yarımada’nın cennet köşesinin doğa mücadelesini ve ‘Ankara’ ile ilişkileri anlatırken, ‘oy oranı’ ve ‘ikinci dönem’ sorularına da yanıt verdi. Ülke gündemine de bir parantez açan Başkan Yetişkin gönlündeki Cumhurbaşkanı adayını da açıkladı.

 

Şehri-eminliğe uzanan 10 yıllık belli dönemlerde ülke çapında da ses getirmiş bir hikaye… Tunç Soyer’in ardından koltuğa oturmak bir baskı hissettirdi mi?
 
Zaten birçok projeyi beraber gerçekleştirdik; ben o dönem ilçe başkanıydım. Grup toplantılarına katılıyordum ve meclis gündemleri ile ilgili bilgim oluyordu. Birçok kararı beraber aldığımız için belediye işleyişini az-çok biliyorduk... Pek bir sıkıntı çekmedik yani o koltuğun ağırlığını da bildiğim için… Rahat bir şekilde bugüne kadar gelebildik.

AMBAR SİSTEMİYLE TASARRUF HAREKATI, BÜTÜNŞEHİR YASASI İSYANI! 
 
Mali ve idari açıdan nasıl bir tabloyla karşılaştınız? İşleyişte ilk neşterler hangi alanlarda vuruldu?

 
Biliyorsunuz, her belediyenin olduğu gibi bizim de bir borcumuz vardı. Baya bir kötü dönem geçirdik hatta çalışanlarımızın birçoğunun maaşını bile ödeyemez durumdaydık. Aylık parçalara bölüyorduk, parça parça memurlara maaş ödemek durumundaydık. 2021 yılında bunu düzene soktuk. 2022 yılı mali tabloda 156 milyon gelirimiz var, 107 milyon giderimiz var. Yani 49 milyon bütçe fazlamız var. Şu anda bütçe fazlası ile yönettiğimiz bir belediyeye getirdik bu durumu. Ama tabiî ki bu kendiliğinden olan bir şey değil. Çok büyük tasarruf tedbirleri uyguladık. Mesela kiralık araçlarımız çok fazlaydı, hepsini gönderdik. Kiralık araç yerine taksitlendirerek kendimiz araç almayı tercih ettik daha çok. Ambar sistemine geçtik, daha fazla toplu alım yapıyoruz. Ne kadar fazla toptan alırsanız fiyat düşük oluyor ve bunları açık ihale ile yaptık. Kimsenin aklında bir soru işareti yok. Malın nereye girdiği, nereden çıktığı, nerede kullandığı... Hepsi kayıt altında. Ambar sistemi de baya bir işimize yaradı, ekonomik anlamda bizi rahatlattı. Enflasyona karşı da koruma sağladı. En büyük gelir kaynağımız imar, en büyük kalemimiz o bizi ayakta tutan. Seferihisar’da zaten inşaat sektöründe büyük bir talep var. İmar Müdürlüğümüzü bu anlamda geliştirdik, takviyeler yaptık çalışan personel sayısı açısından. Şu anda tabiî ki kira gelirleri ve sabit gelirlerimiz var. Ayrıca normal vergilerden doğan gelirlerimiz var. Ama benim burada gördüğüm bir şey var. 52 bin 507 kişilik nüfusumuza göre bize İller Bankası’nda pay geliyor. Ama bizim nüfusumuz yaz aylarında 350-400 bine ulaşıyor. Diyorlar ki, 52 bin kişinin geliri ile 400 bin kişiye hizmet yapın! Bu mümkün değil! Bu şekilde sürdürülebilirliği yok, gelir kalemlerinin değişmesi lazım. Bütünşehir Yasası’ndan sonra kıyı belediyelerinin ve küçük belediyelerin yaşama şansı bu gelirlerle yok. Biz bu kadar sıktığımız halde bu hale getirebildik ama ben 3 yıldır cebelleşiyorum... Daha yeni yatırımlara başlayabiliyoruz. 3 yıldır borçla uğraşıyoruz. Henüz büyük yatırım yapmadık, yapamadık. Şimdi son 1-2 yılda yatırımlara geçmeye başlıyoruz. Anca toparlandık, ayağa kalktık, nefes aldık. Yaptığımız birçok şey tabiî ki var ama esas yapmak istediğimiz projeleri gerçekleştiremedik. Ama şimdi yatırımlara başlıyoruz.

“BÜYÜKŞEHİR, CHP’Lİ BELEDİYELER VE İZMİR SEFERBER OLDU, DEVLET SADECE 1 MİLYON TL GÖNDERDİ!”
 
Geride kalan 3 yıllık dönem kent, ülke ve dünya için aynı zamanda koca bir felaketler periyodu… Seferihisar özelinde eşi benzeri görülmemiş bir vaka yaşanmışlığı da mevcut… Pandemi süreci, tsunami ve deprem… Neler yaşandı, yaralar nasıl sarıldı? Devlet nezdinde Seferihisar kendini yalnız hissetti mi bu süreçte?

 
Türkiye’de ilk kez yaşanan bir şeyi gördük... Devlet belli bir yere kadar yanımızdaydı ama çok yetersizdi. Mesela koskoca Sığacık’ı temizlerken sadece Orman Dairesi’nin araçları vardı bize temizlik aracı olarak yollanan. Kosakoca Seferihisar’in altyapı çalışmaları için ise 1 milyon TL gönderildi. Başka hiçbir şey gönderilmedi. Bir de vatandaş nezdinde hasar gören evlere veya eşyalarına karşılık cüzi yardım yapıldı. Balıkçılara balık ağı hediye edildi. Onun dışında ben yapılan bir şey görmedim Seferihisar’da. Gece gündüz yanımızda olan İzmir Büyükşehir Belediyesi dışında Antalya Büyükşehir Belediyesi de bize çok büyük yardımda bulundu. 1000 kişilik yemek çıkarabilecek araç gönderdi, sıcak yemek dağıtma şansı yakaladık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden ekipler vardı, Sığacık’ın temizliği ile ilgili. Onları yanımızda hissettik. İzmir’in tüm ilçe belediyeleri de yardımcı oldu bize. Sadece temizlik anlamında değil tamamen bir dayanışma örneği gösterilerek; giyim, kuşam, yeme, içme, çadır... Aklınıza gelebilecek her türlü yardımı bütün belediyeler anında bize ulaştırmaya başladı bir kampanya dahilinde. Bu sebeple biz bir sıkıntı çekmedik. Depremden 1 hafta sonra Sığacık Pazarı’nın açılması durumu vardı ve biz o pazarı açabilmiştik! 1 hafta içerisinde Sığacık’ı eski haline getirdik. Ve öyle bir şey ki, sadece sokak temizliği ya da peyzajı değil... Bunun içerisine ez temizlikleri de dahil. Beyaz eşyasından tutun insanların ihtiyaçlarını gidermek amaçlı, onu da sağolsun bir firma ile görüştük. Kendileri bize bir destek sağladı.

SOSYAL PROJE YAĞMURU: HALK MARKET, ‘YİYİN GARİ’, HİNDİ, KAPI KAPI ZEYTİNYAĞI!
 
3 yılda damga vuran bu zorluk silsilesinin eşiğinde kısa bir plan-proje-faaliyet raporu da alabilir miyiz sizden? İlçede neler değişti, hangi adımlar hayata geçirdi ve neleri yapamadınız?

 
Halk Market’ten başlayabiliriz... Dışarıdan bakıldığında bildiğiniz bir market gibi gözüküyor ama işin içine girince öyle bir şey değil. Birçok ürünü buradaki üreticinin ürettiği ürünlerden sağlıyoruz. Bunun içerisinde et ürünler, süt ürünleri ve sebze de var. Seferihisar üreticisini işin içine kattığınızda halk da size sahip çıkıyor. Aynı zamanda dedik ki, büyük marketler ne yapıyor? Akşam hasılatı topluyor, buradan tuşa bastığında banka vasıtasıyla İstanbul’a aktarılıyor bu para. Biz dedik ki böyle bir market açalım, hem bizim yerli üreticiyi işin içine sokalım hem de Seferihisarlının burada harcadığı para hizmet olarak geri dönsün. Tam pandemi dönemindeydi, artık her şey sanal marketler üzerinden yürüyor bütün alışverişler. Burada yaşayan esnafımızı bunlara yenik düşürmememiz lazım dedik. Bir uygulama gerçekleştirdik, ‘Yiyin Gari’ diye. Bunun üzerinden insanlar uygulamayı indirdiğinde Seferihisar’daki servis verebilen bütün marketleri, lokantaları bu işin içerisine dahil ettik. Uygulamaya giren kişi siparişini veriyor, ayağına sıfır komisyonsuz direkt gidiyor. Normal internet alışverişlerinizde bir komisyon alınıyor, bunda esnafın direkt cebine giren bir para bu. Raf fiyatına alışveriş yapma imkanı bulabiliyor insanlar. Kendi Halk Market’imiz de bu uygulamaya dahil. Aynı zamanda biliyorsunuz ki bizim üretici pazarlarımız var. Bu pazarlarda da bugünkü ekonomik koşullara bakarsanız ekonomi artık insanları çok zorlar hale geldi. Fakat bizim bu üretici pazarları olduğu için bir nebze daha ekonomik anlamda insanları rahatlatmış oluyoruz meyve sebze fiyatlarıyla. Burada tüketici ve üreticiyi direkt buluşturuyoruz. Araya nakliye, komisyon ve hal fiyatları girmediği için çok daha uyguna alışveriş yapma fırsatı buluyorlar. Bu üretici pazarları sayesinde insanların bir nebze de olsa ekonomik olarak ceplerine de dokunmuş oluyoruz. Hindi projesi ile de şöyle bir şey yaptık... Et hakikaten çok pahalandı günümüzde, insanların ulaşması çok zorlaştı. Dedik ki, kırmızı ete en yakın et hindi eti. Bunun üzerinden bir proje yapalım, insanlara hindi dağıttık. Dağıttığımız yavru hindileri büyütmelerini ve kesim zamanı geldiğinde kendilerine bir parça damızlık ayırmalarını, üzerini bize vermeleri için alım garantili yaptık bunu. Bir yandan gıdaya ulaşmakta zorluk çeken vatandaşlarımız için kesip et olarak dağıtıyoruz. Bütçesi iyi olan vatandaş da bu hindilerden yemek istiyorsa Halk Market’ten uygun fiyata satın alabiliyor. Bugün baktığınızda yağ da artık sıkıntılı bir konu ülkemizde. Bizim kendi zeytinyağı fabrikamız var belediye ait olan ve kooperatifle birlikte işlettiğimiz. Büyükşehir Yasası ile köylerden belediyeye geçen zeytinlik araziler var, bu zeytinleri hasat ettiriyoruz. Onlardan sıkılan zeytinyağını da aylık olarak ihtiyacı olan vatandaşlarımıza bedelsiz olarak dağıtmaya başladık. İnsanlar çiçek yağından ziyade Seferihisar’da zeytinyağına ulaşabilir duruma geldiler. Şu an ihtiyacı olan her vatandaşımıza aylık 2 litre olmak üzere zeytinyağı gönderiyoruz.
 
GİRLEN PROJESİ, AŞEVİ VE TAZİYE EVİ, PAZARLARA GES VE FİZİK TEDAVİ MERKEZİ YOLA ÇIKIYOR! 

Kasa güvenliği ve felaketlerin izinin silinmesinin ardından ilçeyi yeni dönemde hangi yatırımlar, projeler bekliyor? 
 
Başından beri uğraştığımız projelerden biri Sığacık’taki Girlen projesi. Bu iki etaplı olarak gerçekleştirmeyi düşündüğümüz bir proje. Birinci etabına Nisan ayı içerisinde başlıyoruz. Yeşil alanların fazla olduğu, insanların gelip sosyalleşebileceği, ortasında bir spor komplesi de düşünüyoruz. Deniz kıyısında insanların rahatlıkla oturup rahatlıkla nefes alabileceği bir alan yaratmaya çalışıyoruz. İkinci etap olarak da daha büyük bir alan, fuar tarzı... Etkinliklerin yapılabileceği alanlar yaratmaya çalışıyoruz. Akarca bölgesinde bir market sorunu vardı. Oraya da el attık, Nisan ayında başlangıcı yapılıyor. Projeler çizildi, Mayıs ayının başında başlanıyor. İlçedeki 3’ncü Halk Market olacak. Bir tane de Karakayalar bölgesine açılacak. Oraya bir de pazar yeri sözümüz vardı. Altyapısını hazırladık, istinat duvarı ile ilgili problem var. Onun ihalesine çıktık, bitince yapımına başlanacak. Üst tarafı sosyal donatı alanı olacak. Seçim zamanı söz verdiğimiz şeylerden biri de Doğanbey ve Ürkmez pazarlarının üzerinin kapanmasıydı. Bunları da hallettik hatta büyük olasılıkla üzerini GES ile kapatacağız bunların. Pazarcılara bedava elektrik sağlamış olacağız. Turabiye Mahallesi’nin üst tarafında aşevi ve taziye evi yapmak istiyoruz. Akarca bölgesinin kıyı düzenlemesi ile ilgili bir projemiz var. Sığacık’ta fizik tedavi ve yaş alma merkezi yapımı gerçekleştiriyoruz. Onun da yapımına Mayıs ayı içerisinde başlanıyor. Seferihisar’da hiç fizik tedavi merkezi yok, yaşlıları buradan araba ile alıp İzmir’deki merkezlere götürüyorlar. Belediye olarak buraya bir fizik tedavi merkezi açalım, bizim kontrolümüzde olsun ve insanlar ihtiyaçlarını karşılasınlar ücretsiz olarak dedik. Kendi arazimiz içerisine yaptığımız bir şey bu. Sığacık’ta bir halı saha yapımı için İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ortak projemiz var. Seferihisar’da yine bir spor kompleksi yapımı var. Düzce Köyü’nde Selçuklu zamanından kalma bir medresemiz var; restorasyonu için Valilik ve Büyükşehir ile görüşüyoruz. Bunu gerçekleştirebilirsek açık hava müzesine dönüştürülecek ve köyün de kalkınmasını sağlayacak. Tarım alanlarında yaptığımız birçok icraatlar var.

OY ORANINI AÇIKLADI, ‘İKİNCİ DÖNEME’ TALİBİM DEDİ! 
 
2019 yüzde 54’lük bir oranla zafer. Geride kalan 3 yıl sonunda elinizde bir ilçe kamuoyu yoklaması var mı? Bu çıtaya şuan hangi noktada ve buna paralel olarak şunu da sormak isterim siz ikinci döneme de talip misiniz?
 

En son yaptığımız Muhtarlar Toplantısı’nda, “Ben yaptığım planları 2 yıllık değil 7 yıllık yapıyorum. sonraki döneme adayım” açıklamasını yaptım. Bir dahaki döneme adayım. Zaten 5 yılın 2 yılında bir düzen oturtmaya çalışıyorsunuz. Daha önceden okulu, stajı olmayan; hiç bilmediğiniz bir şey. Sadece siyaseti bilerek giriyorsunuz ama belediyecilik bambaşka bir şey. Ne okulu var ne eğitimi var. Birebir yaşayarak öğrenilebilecek bir şey. Onun için 1-2 yılınızı sadece öğrenerek geçiriyorsunuz. Başlangıçta ne avukatsınız, ne muhasebeciniz, ne iş kanunu bilirsiniz. Her şeyi yavaş yavaş siz de öğrenerek gidiyorsunuz. Yasa, belediyecilikle mevzuatları öğrenmeye çalışıyoruz. İlk 2 yıl böyle geçiyor. Yaptığımız anketlerle ilgili de rahatlıkla konuşabilirim. Şu anda ittifak ile seçime girersek yüzde 58’lik bir oy oranımız var. İttifaksız girersek de yüzde 54,4.  

‘ANKARA’ İLE İLİŞKİLER, BEKLENTİLER… 
 
Yerel idare ve merkezi hükümet çatışması İzmir’in her daim ana gündem maddesi… Seferihisar Belediyesi’nin hükümetle ilişkisini masaya koyarsak Ankara’dan çözüm bekleyen talep ve sorunlar var mı? Varsa neler?
 

Her CHP’li belediyede olduğu gibi bizde de oluyor. Planlarımızla, çevre ve şehircilikle ilgili yaşıyoruz doğal olarak. Ama bunların arkasına sığınıp belediyecilik yapmamak da mümkün değil. ‘Para yok ben bu oyunu oynayamam’ ya da ‘Hükümet bana baskı yapıyor’ deme gibi bir şansımız yok. Bir şekilde ilişkiler içerisinde, bunları çözmeye çalışıyorsunuz. Mesela Balıkçı Barınağı meselesi vardı, onu yasal yollardan çözmeye çalıştık. Çünkü o barınakla ilgili ben size şöyle bir şey söyleyebilirim... 

“BİZ BU DENİZLERDE TURİZM YAPIYORUZ, BUNLARI KAYBETTİKTEN SONRA GERİYE BİR ŞEYİMİZ KALMAZ Kİ!”

Tam bu noktada Seferihisar’ın doğa mücadelesine de bir parantez açmak isterim… 

İlk orkinos çiftliklerinden geliyor hikaye bana göre. Bundan 10 yıl önceydi, bir orkinos balık çiftliği kuruldu. Seferihisar değil Urla sınırları içerisine giriyor ama bizim sahillerimizi karşılıyor. Bizi kirletiyor! Buna karşı çıkmak zorundaydık. İlk oraya sanayi tipinde balıkçılık yapmak için orkinos çiftliği getirdiler. Biz uzun zamandır bunun mücadelesini veriyoruz. O bölgede yaşayan insanların hangisine sorarsanız sorun... Oradan başladı hikaye, şimdi Çeşme Projesi ile birlikte oradaki balık çiftliklerini bu tarafa aktarmaya çalışıyorlar. Biz bu denizlerde turizm yapıyoruz. Biz bunları kaybettikten sonra bizim geriye bir şeyimiz kalmaz ki! Seferihisar’ın bir balıkçı barınağına gerçekten ihtiyacı var. Ama onların öngördüğü tarzda olan bir şey değil. Onlar tamamen sanayi tipinde büyük trollerin yanaşabileceği, gidip çıkabileceği, yük yükleyip gidip gelebileceği tarzda bir balıkçı barınağı diyorlar.



Balıkçı barınağının dışında bir şey yapmaya çalıştılar ve benim başından beri söylediğim şey, çiftliklere yapılan lojistik yardım için hazırlanmış bir plandı. Biz bunlara itiraz ettik o bölgenin imar planından dolayı. Mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi, Akarca halkının da bunda çok büyük katkısı vardır. Şahsi davalar açtılar. Sonuçta davayı kazandık. Fakat bir taraftan durduruyorsunuz, orkinos çiftliklerinde olduğu gibi... Paralel üzerinden kiralama yapıyorlar. 100-150 metre öteye geçiriyorlar tekrar aynı çiftlik yerinde duruyor. Tekrar ÇED alıyor. Balıkçı barınağı dedikleri şey aslında tamamen sanayileşmiş bir liman orada. Biz bunu istemiyoruz. Balıkçı barınağı yapılacaksa da biz küçük bir balıkçı barınağının yanındayız. Ama onun haricinde bizim Seferihisar halkı olarak o şekilde bir limana ihtiyacımız yok. Biz turizmden ekmek yiyoruz, o yapıldığı anda Akarca sahili biter.

İKİ YAKAYI BİRLEŞTİREN KÜLTÜR-TURİZM AĞI: İYON KENTLER BİRLİĞİ PROJESİ
 
Kendi adıma heyecan verici bir kültür ağı projesinin kapısını aralıyorsunuz… İyonya Kentler Birliği Projesi nedir? Nasıl şekillenecek ve hayata geçtiğinde neler getirecek?

 
İyon kentlerden iki tanesi Seferihisar’da: Lebedos ve Teos. Lebedos’ta herhangi bir kazı olmadığı için pek ön plana çıkaramıyoruz ancak Teos’taki kazılar sürüyor. Dedik ki İzmir’e, Seferihisar’a gelen bir vatandaş sadece Teos’u gezmesin. Bir ağ kuralım, destinasyon oluşturalım... Bunun içinde Selçuk, Foça, Didim, Söke gibi 12 İyon kent var. Bütün tanıtım ve broşürlerin içerisine hepsini dahil edelim, bir yol haritası oluşturalım dedik. Bunun yurt dışı ayağı da var; Samos ve Sakız Adası’da İyon kentlerden bir tanesi. Onları da projeye dahil edelim, onlar da yaptığı yurt dışı fuarlarında hepimizi tanıtsınlar ve böylece Samos adasına geldiğinde bir kişi eline aldığı broşüre baktığında bilsin ki karşısında da bir İyon kentinden Teos ya da Efes var. Bu şekilde de Türkiye’ye gelen turist sayısını artırmak amacımız. Aynı zamanda yurt içinden de yurt dışına turist göndermek. Mayıs ayı içerisinde Samos Adası’na bir ziyaret gerçekleştireceğiz. Bir ayağı da proje ile alakalı. Projenin lansmanını Mayıs ayı ortasında yapmayı planlıyoruz. Anlattığım her belediye başkanı olumlu yaklaşıyor projeye.
 


ADAY KILIÇDAROĞLU OLMALI VE OLURSA KAZANIR! 

Parti ve ülke ile kapatmak isterim. Takvim göz önüne alındığında artık erken kelimesinin rafa kalktığını düşünürsek bir baskın seçim bekliyor musunuz? Ve muhalefet cephesinde en çok konuşulan konu… Sizce partinizin içinde bulunduğu Millet İttifakı hangi isimle cumhurbaşkanlığı seçimini kazanır?
 
Gerçek anlamda ifade edersem Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yapılan anketlerde de çıkıyor sonuçlar. Yıllardır verilmiş olan bir emek var ve gerçekten 6 genel başkanı toplamış ve hepsini bir arada tutabiliyor. Yani normalde yan yana gelmeyecek kişiler bunlar! Altı benzemezi bir araya getirip orada tutabiliyorsun ve Millet İttifakı adına bir şeyler yapıyorsun da. Birçok hikaye yaratıyorsun bunun içerisinde. İYİ Parti’yi seçime sokabilmek için 15 tane vekil gönderiyorsun... Bir bakıyorsun 11 büyükşehir belediyesini alıyorsun. Bunları bir arada birleştirdiğinizde bence olması gereken, hak eden bir genel başkan varsa o da Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Kazanır da, yapılan anketlerde çıkıyor.

 
Rusya tren istasyonunu vurdu: Onlarca ölü ve yaralı
 
İzmir'e bir dev çevreci tesis daha... Soyer: Çöp artık İzmir için kirlilik olmaktan çıktı!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
"Bu kadar basiretsiz bir İzmir olabilir mi?"
Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Girgin, İzmir'in simgelerinden ...
Kırkpınar'dan oy oranı mesajı, üye sayısı çıkışı ve iddialı sandık hedefi!
Partisinin İzmir’deki oy oranını açıklayan İYİ Parti İl Başkanı Kırkpınar, ...
"62 yaşındayım, hiç böyle çalışmadım!"
CHP İzmir Milletvekili Bayır kent ve ülke gündemine dair önemli açıklamalarda ...
 
"Kimsenin adamı olmadım, olmam!"
CHP İl Başkanlığı koltuğunda 4 yılı geride bırakan Yücel, gazeteci Avcı’ya ...
İduğ tasarruf ve asfalt devrimini anlattı, 2022 mesajı verdi: Borç yok, açılış çok!
Koltuğa oturur oturmaz araç alımıyla startını verdiği tasarruf hamlelerini, ...
Ekonomi profesörü Uysal'dan Türkiye fotoğrafı: Kurlarda yaşanan yerli yapımı!
Krizin gölgesinde Türkiye ekonomisinin fotoğrafını çeken DEÜ İktisadi ...
 
Başkan Sengel ile ilçe gündemi: 'Direniş' ve mali durum raporu, 'arsa satışı' açıklaması!
İlçe gündemini değerlendiren Selçuk Belediye Başkanı Sengel doğayı koruma ...
"Türkiye'de iktidarı orta sınıf tayin eder!"
Türkiye’de derinleşen döviz krizi, faiz-enflasyon tartışmaları ve muhalefetin ...
Sefarad Yahudileri'ni ve kapıdaki festivali anlattı: 'Kemeraltı'nda Ladino sesleri duyardınız'
Türkiye, Sefarad Yahudilerini ve Ladino(Yahudi İspanyolcası) dilini Netflix’in ...
 
RÖPORTAJLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA GERÇEK İZMİR
TWITTER'DA GERÇEK İZMİR
YAZARLAR
Sercan Avcı
Soyer’in İstanbul mesaisi ve İzmir’de 1 Nisan sonrası
İlker Ağın
Atatürk ve tarım
Seray Akın
Otomobilin neyi eksik? Onun da tarihi var...
Fikret İlkiz
Yargıç dertlenmesi ve etik
Dr. Tuncay Filiz
Hipertansiyon
ÇOK YORUMLANANLAR
Gerçek İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri