Atık toplayarak hayvanları doyuran evsiz adam!

20 Eylül 2021 Pazartesi   12:00

Sinan Yüzey, İzmir sokaklarında yaşayan evsiz bir adam... 60 yaşında ve şimdiye kadar hiç evlenmedi. Askerden sonra gittiği yurt dışında yaklaşık 20 yıl yaşadı, 7 dil biliyor. İltica başvurusu reddedilince 2008 yılında döndüğü Türkiye’de, bir süre Basmane’deki ucuz otel odalarında kaldı. Parası bitince de ‘evim’ dediği sokaklarda yaşamaya başladı. Karnını doyurmak için yaptığı şey çöplerden atık toplamak. Fakat onun kendinden önce düşündüğü birileri var; sokak hayvanları... Onları doyurmadan kendi ağzına lokma sokmuyor.

İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre kirli görünüşünün altında tertemiz bir kalp taşıyan evsiz adam, “Beni en iyi onlar anlıyor. Onlar olmasa hayata tutunamazdım” diyor. Hayata ve dünyaya mülkiyetsizlik temeliyle tutunuyor, sokaklarda yaşamı da bu felsefe üzerinden anlatıyor. Yoksulluğun sokaklardaki izdüşümüne ise ayrı bir parantez açıyor: “Sokakta yaşayanların sayısı çok arttı. Sokakta tanıştığım birçok kişinin kredi borcundan dolayı evlerine haciz gelmiş ya da bankalar el koymuş. Çoğu bu şekilde sokağa düşmüş...”

BÜYÜK BİR KIRGINLIĞIM VAR

Yurt dışında yaklaşık 20 yıl yaşayan ve 7 dil bilen Sinan Yüzey, kendi hikayesini anlattı: “1961 yılında Kocaeli’de dünyaya geldim. Astsubay olan babamın 1974 yılında İzmir’e tayini çıktı. Turan’daki askeri lojmanlara taşındık. Ortaokulu bitirdikten sonra okumadım. Meslek sahibi olup hayata atılmak istiyordum. Bir de içimde hep yurt dışına gitme isteği vardı. Askerden döndükten sonra Yunanistan’a gittim. Orada bir hafta kaldıktan sonra uçakla İngiltere’ye, ardından Hollanda’ya gittim. Arap ülkelerinde çalıştım. 8 yıl da Kanada’da kaldım. Ailemle yavaş yavaş kopmaya başladık. Başıma buyruk olduğum için bana kızıyorlardı. Türkiye’ye dönme niyetim yoktu. Kanada’da iltica başvurusunda bulunmuştum. Mahkemeyi kaybedince 2008 yılında Türkiye’ye geri dönmek zorunda kaldım. İzmir’e dönünce ablamı görmeye gittim. Geldiğimi haber vermek için annemi ve babamı aradı. Onlarla telefonda konuştum. O günden sonra da bir daha ailemle görüşmedik. Benim burada yaşadığımı bile bilmiyorlar. Ben de hayatta olup olmadıklarını bilmiyorum. Onlara büyük kırgınlığım var.”

İNSANLAR HEP BİR TELAŞ İÇİNDE

Bir süre Basmane’deki ucuz otel odalarında kalan Yüzey, insan neden ve nasıl evsiz kalıp sokakta yaşamaya başlar sorusuna yanıt verdi: “Param bitince kendimi sokaklara attım. Benim gibi sokakta yaşayan insanlarla tanıştım. Alsancak Sevgi Yolu, o zamanlar daha güzeldi. Salaştı, ağaçlar vardı, yol topraktı. Şimdi modern bir hale getirdiler ama ruhu kayboldu. Herkesin bu hayatta bir amacı olmalı. Benim amacım ruhani; maddiyat değil. Şimdilerde herkes mutsuz, huzursuz... Parası olan da olmayan da! Sokakta yaşamak hayatta kalma becerisidir. Ara sıra sinirli ve asabi insanlarla karşılaşıyorum ama alttan almaya çalışıyorum. Ne ona zarar gelsin ne de bana... Sokaklarda yaşıyor olabilirim ama halime şükrediyorum. Çünkü kimi insanlar var ömür boyu hapiste... Özgür değiller. Bizim zararımız kendimize! İnsanlar hepsi bir telaş içinde... Bu hayatta maddiyat şart ama aşırısı vahşilik... Plastik, kağıt... Ne bulursam toplayıp satıyorum. Daha çok bira ve kola kutularını toplamaya çalışıyorum. Onlar daha büyük para yapıyor.”

SOKAKTA HAYAT BULUYORUM

13 yıldır sokaklarda yaşayan ve daha çok Alsancak Sevgi Yolu’ndaki banklarda yatıp kalkan Yüzey, “Sokağa zamanla alışıyorsun. Bu yaşıma kadar hiç sabıkam olmadı. Beladan uzak durmaya çalıştım hep. Karışsam ya toprağın altında olurum ya da hapiste... Kışın çok sıkı giyinerek idare ediyorum. Sokakları çok seviyorum. Bu saatten sonra evde yapamam. Sokakta hayat buluyorum. Hayat sorgulamaktan ibarettir. Düşünülmemiş hayat yaşanmamış demektir. İnsanlar günlük koşuşturmaların içindeyken düşünmeye vakit bulamıyor. Hayatı kaçırıyorlar. İnsanoğlu doyumsuz. Benim sahip olduğum tek şey düşüncelerim. Herkes çırpınıyor dibe batmamak için. Herkes bir şeylere sarılmaya çalışıyor. ‘Hep bana’ demekle olmuyor. Dünya kadar malın mülkün olsa ne yazar... İnsan kendi elleriyle her şeyi yok ediyor. Kapitalizm artık vahşi düzeyde” dedi.

BENİ EN İYİ ANLAYAN ONLAR

En iyi dostlarının çöplerden yemek toplayarak beslediği sokak hayvanları ve Sevgi Yolu esnafından okumak için ödünç aldığı kitaplar olduğunu söyleyen Yüzey, “Daha çok felsefi kitaplar okumayı severim. Hayvanlar en iyi dostlarım. Beni en iyi onlar anlıyor. Onlar olmasa hayata tutunamazdım. Onlar beni meşgul ediyor. Bir şeyler yapmaya teşvik ediyor. Kazandığım parayla onlara kuru mama alıyorum. Ya da otellerin çöplerinden yemek topluyorum. Aç kalmasınlar diye...” ifadelerini kullandı.

HİÇ OY KULLANMADIM

Gündemdeki gelişmeleri her sabah gazeteleri okuyarak takip eden Yüzey, siyasetçileri çok sevmediğini özellikle vurgulayarak, “Ne yazık ki başa gelen herkes kendi çıkarını düşünüyor. Herkes güç istiyor. O gücü alınca da yozlaşmaya başlıyor. Bu yaşıma kadar hiç oy kullanmadım, ikametgahım yok. Böylesi daha iyi... Zaten hiçbirine oy vermezdim!” dedi.

SOKAĞA DÜŞENLER ARTTI

Yüzey, giderek artan yoksulluğun sokaktaki yansımalarına dair ise ayrı bir parantez açtı: “Sokakta yaşayanların sayısı çok arttı. Sokakta tanıştığım birçok kişinin kredi borcundan dolayı evlerine haciz gelmiş ya da bankalar el koymuş. Çoğu bu şekilde sokağa düşmüş... Görüyorum bazılarının da birçok evi var. Her yerden kira geliyor. Sürekli araba değiştiriyorlar. Bu bana çok lüzumsuz geliyor. Mülkiyet kavramı insanoğlunu bitirdi.” (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/haber/Atik-toplayarak-hayvanlari-doyuran-evsiz-adam/101579