Türkiye’de eğitimin kanayan yarası olan ‘taşımalı eğitim’ yaygınlaştıkça köylerdeki okullar birer birer kapatılmıştı. Özellikle kırsal kesimlerdeki köy ve mezralarda yaşayan çocuklar, evlerinden kilometrelerce uzaktaki okullarda eğitim görmeye başlamıştı.
Onlardan biri olan İzmir’in Çeşme ilçesine bağlı Ildırı Köyü’ndeki tek ilkokul, 2013 yılında yeterli sayının altında öğrenci bulunması nedeniyle kapatılmış ve taşımalı eğitime geçilmişti. Boşaltıldıktan sonra kaderine terk edilen okul binasında 9 yıldır ders zili çalmazken, Ildırı nüfusuna bağlı ilkokul çağındaki öğrenciler ise eğitime erişebilmek için servislere mahkum edilmişti. Köylerine kilometrelerce uzaklıktaki okullarda öğrenim görmek zorunda bırakılan minik öğrencilerin özellikle kış aylarında yaşadığı mağduriyete isyan eden Muhtar Erdem Yavuz, köy okulunun tekrar açılması için kolları sıvamıştı. Kapı kapı dolaşarak köylülerden imza toplayan Yavuz, “Çocuklarımız bu eziyeti hak etmiyor” diyerek yetkililerin harekete geçmesini istemişti.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre köylerden yükselen bu isyan çığlıklarının ardından geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yapılan yönetmelik değişikliğiyle köy okullarının yeniden faaliyete geçmesinin önü açılmıştı. Muhtar Yavuz ve köylülerin yoğun çabası bu gelişmeyle birlikte nihayet sonuç verdi. Yıllardır atıl halde duran köy okulu, kısa süre içerisinde tamamlanacak tadilat çalışmalarının ardından yeniden eğitime kazandırılacak. Yeni eğitim öğretim yılına yetiştirilmesi planlanan köy okulunda yıllar sonra yeniden zil sesi duyulacak.
TAŞIMALI ÇİLE SONA ERDİ
Köy okulunun yeniden açılması için yıllardır büyük bir çaba gösteren Muhtar Erdem Yavuz, “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan yönetmelik değişikliğiyle köy okullarının yeniden faaliyete geçmesinin önü açılmıştı. Bakanlık yaşanan mağduriyeti görmüş olacak ki yapılması gerekeni yaptı. Öğrencilerimiz taşımalı eğitimden dolayı büyük mağduriyetler yaşıyordu. Her gün henüz hava aydınlanmadan yollara düşmek zorunda kalıyorlardı. Veliler de çok huzursuz oluyordu. Devamlı gözetim altında olması gereken çocuklarımız vardı. Aileler kilometrelerce uzaklıktaki okullara gidip gelirken zorlanıyorlardı. Okulumuz 2013 yılında kapatılmıştı ve biz o günden beri yeniden açılmasının mücadelesini veriyorduk. Kapı kapı dolaşıp topladığımız imzaları yetkililere ilettik. İlçe Milli Eğitim Müdürü ve İlçe Kaymakamı da bu süreçte bizlere çok destek oldu. Burada önemli olan velilerin bu kadar istekli ve hevesli olduğuydu. Herkesin ortak çabaları sonucunda nihayet olumlu bir sonuç elde ettik. Teneffüs zili çaldığında yeniden çocuk seslerinin okul bahçesinde yankılanacak olmasından dolayı büyük bir heyecan duyuyoruz. Milli bayramlarımızı köy okulumuzda kutlayacak olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Ayrıca her köyde mutlaka bir öğretmen olmalı. Bunun da gerçekleşecek olmasından dolayı mutluyuz” dedi.
OKULSUZ KÖY OLMAMALI
Kısa süre içerisinde tamamlanacak tadilat çalışmalarının ardından eğitime kazandırılacak köy okulunda 27 öğrencinin öğrenim göreceğini dile getiren Yavuz, “Okulumuz çok fazla bir tadilat gerektirmiyor. Dış yüzeylerinde boya badana çalışması yapacağız. Zaten bir neredeyse her sene genel bakımını yaptırıyorduk. Bir gün yeniden açılacağına dair inancımız hep vardı. Okulumuz yeni eğitim öğretim yılında yeniden öğrencilerine kavuşmayı bekliyor. Mutlaka eksiklerini tamamlayıp yetiştireceğiz. Şu anda toplam 27 öğrencimiz var köyümüzde. Kimi okullar geçen süreçte atıl kaldığından dolayı bakıma çok fazla ihtiyaç duyuyor. Bizim öyle bir durumumuz söz konusu değil. Köylüler de çok mutlu. İki kez toplantı yaptık. 70 yaşındaki insanların da gözündeki mutluluğu görebiliyoruz. Çünkü okulsuzluğun ne demek olduğunu en iyi onlar biliyorlar. Hayırlısıyla bu yıl yeniden okulumuzda ders zili çalmaya başlayacak. Çocuklarımızın okul bahçesindeki sesleriyle inleyecek yine köyümüz. Benim evim okula çok yakın. Sabahları öğrencilerin sesleri bana kuş sesleri gibi gelecek. Okulumuzu lojmanı da var, gelecek öğretmenlerimiz ev sıkıntısı çekmeyecek. Süreçte emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Okulsuz köy olmamalı. Başka bir muhtar arkadaş ile aramızda konuşurken, ‘Sizin okul da açılıyor mu?’ diye sordum. ‘Bizim okulun ne çatısı kaldı ne kapı, penceresi’ dedi. Verdiği bu cevaba çok üzüldüm. Biz okulun bakımını her yıl aksatmadan sürdürdük. Okul boşken bile kamera sistemi taktırdık. Her dönem gözetim altında tuttuk. Okulu kaderine terk etmeye asla razı olamazdım. Nihayet çabalarımızın sonuçlarını aldık” ifadelerini kullandı. (Çağla Geniş/İlkses Gazetesi)