Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İzmir'in turizm cennetinde hayata geçirilmesi planlanan ve kentte büyük tartışmalara yol açan Çeşme Projesi'nde kritik bir gelişme yaşandı. Denize sıfır üç değerli kupon arazi üzerinde, 300, 650 ve 1000 yataklı otel için 17 Temmuz’da ihale duyurusu yapıldı. Bakanlık, ihaleye firmaların en geç 19 Ağustos’a kadar tekliflerini sunması koşulu koydu. İki yıl önce duyurulan proje sonrası bölgede arsa fiyatlarının da dört beş kat arttığı öğrenildi. Bazı yabancı şirketler, proje etrafındaki arsaları yüksek fiyatlara pazarlarken bazı yurttaşlar da “Çeşme Projesi yakınında yatırımlık arsa” ilanları vermeye başladı. Çeşme Çevre Platformu Sözcüsü Ahmet Güler, “Amaç bölgeyi yandaşlara ve yabancılara açmak. Ranta açıp arazileri vahşi beton sermayesine satmak. Çeşme Turizm Projesi’nin, Kanal İstanbul’dan farkı yok” diye konuştu. 16 bin hektarlık alanda hayata geçecek ve 20 milyar dolara mal olacak proje için İzmir Barosu, STK’ler, çevre örgütleri, CHP’li belediyeler ve Çeşmeli 107 yurttaş dava açıp projenin iptalini istemişti.
Cumhuriyet'ten Mehmet İnmez'in haberine göre projede yer alan 200 otelden üç otel için ihaleye çıkıldı.
Dava sürecinde Danıştay kendi atadığı bilirkişi heyetinden 'Kamu yararına uygun değil' raporu çıkmasına rağmen yürütmeyi durdurma talebini reddetmişti.
İSYAN ALANA İNMİŞTİ
Öte yandan projeye karşı Büyükşehir Belediyesi ile Emek ve Demokrasi Güçleri önderliğinde 17 Mayıs günü Cumhuriyet Meydanı'nda bir miting yapılmış, burada konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'den "Çeşme Projesi'ne neden karşı olduğumuzu tek cümleyle söylemek istiyorum; Çeşme Projesi Çeşme'ye ait değildir, onun değerlerini yok eden dışarıdan zoraki dayatılmış bir kurgudur" mesajı gelmişti.