Kritik gelişme: Çeşme Projesi’ne üst kurul freni!

29 Kasım 2022 Salı   12:53

GERÇEKİZMİR – Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından İzmir’in turizm cennetinde hayata geçirilmek istenen ve büyük tartışmalara yol açan ‘Ege Turizm Merkezi - Çeşme Projesi’ kent gündemindeki yerini koruyor. 

Başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere kentin meslek odaları ve çevre örgütlerinin büyük tepkisine yol açan projede yargı cephesinde kritik bir gelişme yaşandı.  

TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası ve EGEÇEP gibi sivil toplum kuruluşları ve çevreci vatandaşların başvurusuyla yargıya taşınmıştı. 

Danıştay 6.Dairesi atanan bilirkişilerin ‘Kamu yararına uygun değil’ raporuna rağmen yürütmeyi durdurma talebini oy çokluğuyla reddetmişti. 

Karara yapılan itirazla konu Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na taşınırken 18 üyeli üst kurul kararını açıkladı. Her daireden temsilcilerin yer aldığı üst kurul yaptığı değerlendirmede 6.Daire’nin ret kararını kaldırdı ve yürütmeyi durdurma kararı verdi. 

TÜM DETAY VE GEREKÇELERİYLE O KARAR: 
Meslek odaları, çevre örgütleri ve vatandaşlardan oluşan toplam 111 davacının avukatlarıyla temsil edildiği itiraz dosyasını inceleyen heyet esasta ve usulde oy çokluğuyla  karar verirken, sonuç açıklamasında "Danıştay Altıncı Dairesince verilen yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin 15/06/2020 tarih ve E:2020/3285  sayılı kararın, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası haricindeki davacılar yönünden kaldırılmasına ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen şartların birlikte gerçekleştiği anlaşıldığından, dava konusu Cumhurbaşkanı Kararının anılan davacılar yönünden yürütmenin durdurulmasına karar verildi" ifadeleri yer aldı. 

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu'nun kararının hukuki değerlendirme ve gerekçelendirme açıklamasında ise şu ifadeler yer aldı: 

Dairece mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde hazırlanan raporun sonuç kısmında özetle: 
- İzmir Çeşme KTKGB'nin, gerek bölgede yer alan her tür koruma alanını da kapsayan son derece geniş bir sınır ve alana yönelik olması gerekse de bu alanda her tür turizm türünün planlanacak olması nedenleriyle, ulusal gelir artırıcı ve ekonominin döviz dar boğazını giderici, kalkınmaya yönelik bir yaklaşımın ürünü olduğu,

- Dava konusu işlemle kamusal yararın güçlendirilmesi duyarlılığının gösterilmediği,

- Alana ilişkin önceki yargı kararlarına riayet edilmediği, şimdiye kadar hiç olmadığı kadar büyük bir kara alanını ve ilk kez olmak üzere yaklaşık 4.900 hektar büyüklüğündeki bir deniz alanını da kapsayan bir sınır belirlendiği,

- Çeşme KTKGB'nin sınırlarının kara bölümünde kalan alanın %65'inin üst ölçekli planlarla yapılaşmaya/kullanmaya/geliştirilmeye kesinlikle açılmaması gereken nitelikteki koruma alanlarından oluştuğu,  planlamada kullanılan elek analizi yönteminden sınır ilanında yararlanılabilecekken yararlanılmadığı,  

- Davalı Bakanlığın bu denli geniş alanları tümüyle kendi yetki alanına almasının gerekçesinin "bölge bütünlüğünün sağlanarak" işlerin hızlı yürütülmesi ile sınırlı olduğu, var olan Gerekçe Raporunun ciddi gerekçelere dayanmadığı, yetersiz, hiçbir ciddi bilimsel araştırma ve çalışmaya dayanmayan, ilgili kurum ve kuruluş görüşlerini değerlendirmeye almayan, yüzeysel bir belge olduğu,

- 16.000 hektarın üzerinde bir alanın tümüyle halka kapatıldığı,

- Sınır kararıyla bu alanlardaki ve özellikle kıyı alanlarındaki yetkinin tümüyle tek bir Bakanlığa aktarılmasının rasyonelinin anlaşılamadığı, bu işlemle birlikte, önceden ilan edilen Turizm Merkezleri de birlikte değerlendirildiğinde, Çeşme İlçesinin yaklaşık %65'inin doğrudan Kültür ve Turizm Bakanlığının denetimine bırakıldığı,

- Bölgede öngörülen turizm yatırımlarının gerçekleştirilmesi durumunda doğal çevre tahribatının geri dönülemez bir duruma evrileceği, 

- Alana ilişkin olarak hazırlanan Kapsam Belirleme Raporunda orman, tarım, mera, sulak alanlar ve zeytinlikler ile içme kullanma suyu koruma kuşaklarının koruma alanları olarak belirtilmediğinden, koruma/kullanma dengesinin koruma alanları aleyhine bozulacağı,

- Aynı raporda, 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planındaki nüfus kabulünü aşacak şekilde alana yapılacağı belirtilen nüfus atamasının, alanı tehdit edici düzeyde olduğu, mevcut su kaynakları ve altyapının tümüyle yetersiz kalması başta olmak üzere doğal çevrenin de bu gelişmeden geri döndürülemez bir biçimde olumsuz etkileneceği,

- Dava konusu alanın, ilgili mevzuatı çerçevesinde özel olarak korunan Akdeniz Foku başta olmak üzere bir çok canlıya ve ekosisteme ev sahipliği yaptığı, bu nedenle bölgenin doğasının ulusal ve küresel ölçekte korunmasının zorunlu olduğu,

- Bölgedeki su kaynaklarının mevcutta dahi yetersiz olduğu, KTKGB ilanının su miktar ve kalitesindeki sorunların artmasına neden olacağı, ters ozmos yöntemiyle su elde edilmesi planlanmakta ise de, bu yöntemin çeşitli çevresel sorunları beraberinde getireceği, ayrıca planlama çalışmalarında KTKGB'nde önerilen golf alanlarının da bu sorunları artıracağı,

- Alaçatı Kutlu Aktaş Barajına ilişkin içme kullanma suyu havzasının %75'inden fazlasının ilan edilen sınırlar içinde yer aldığı, özellikle mutlak ve kısa mesafeli koruma alanları gözetilmeden sınır belirlenmesinin de doğru olmadığı, 

- Çeşme KTKGB'nde, yenilenebilir enerji kaynaklarından olan jeotermal kaynak potansiyelinin, bölgenin kalkınmasına önemli katkı verebileceği, ancak gerçekleştirilecek jeotermal faaliyetlere ilişkin detaylı bilginin bulunmadığı,

- İlan edilen sınırlar içerisinde çeşitli derecelerde arkeolojik sit alanlarının bulunduğu, sistematik olarak arkeolojik yüzey araştırması gerçekleştirilen kısımda elde edilen bulguların, bölgenin kalan bölümünün de arkeolojik potansiyelinin oldukça yüksek olduğunu gösterdiği, bu nedenle, söz konusu alan turizm bölgesi olarak belirlenmeden önce, bölgede sistematik arkeolojik yüzey araştırmaları ile kültürel mirasın etkin biçimde belgelenmesi ve korunmasının hayati önem taşıdığı,

- Bütün bu değerlendirmeler ışığında, dava konusu sınır kararının, planlama ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı, yönünde görüş ve tespitlere yer verildiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda da belirtildiği üzere, dava konusu Çeşme KTKGB sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin işlem; bir planlama kararı ya da plan onama işlemi niteliğinde olmayıp, belirli bir alanın statüsünü değiştiren ve bu bağlamda olası bir planlama ve yatırım sürecine ilişkin idari yetkiler ile izlenmesi gereken prosedürü belirleyen idari bir işlem niteliğinde olduğundan; dava konusu işlemin dayanağı olan Gerekçe Raporunun yetersizliğine ilişkin tespitler dışında, bilirkişi raporunda yer verilen ve planlamanın konusunu oluşturulabilecek hususlara ilişkin görüş ve tespitleri, bu aşamada, değerlendirme olanağı bulunmamaktadır. 
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu işlemin dayanağı olan Gerekçe Raporunda, Türkiye Turizm Stratejisi 2023 ve 11. Kalkınma Planı'ndaki hedeflere ulaşılabilmesi için, Çeşme İlçesinin jeotermal kaynak potansiyelinin dikkate alınarak termal kaynakların kullanılması suretiyle termal kür merkezi, konaklamalı fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi, yaşlı ve engelli merkezi ile üçüncü yaş kapsamında bulunan turistlerin uzun dönemli tatil, dinlenme ve tedavi süreçlerinde kalabilecekleri konut alanlarının yer aldığı karma kullanımlar ile turizm türlerinin entegrasyonunun ve turizmin tüm yıla yayılmasının sağlanması amaçlarıyla, bölgenin öne çıkan özellikleri ve turizm imkanları göz önünde bulundurularak 13/09/2019 tarih ve 30887 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, 12/09/2019 tarih ve 1532 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile belirlenen İzmir Çeşme KTKGB sınırlarının, Kültür ve Turizm Bakanlığınca bölgede yürütülen, potansiyel alanların turizm amaçlı değerlendirilmesine yönelik etüt ve inceleme çalışmaları kapsamında, söz konusu alanın tamamlayıcısı ve devamı niteliğinde olan bölgenin doğusunda yer alan Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan alanlar ile güneyinde kalan deniz ve kıyı alanlarının KTKGB sınırlarına dahil edilmesi suretiyle genişletilmesi ve değiştirilmesi gerekliliğinin ortaya çıktığı, bu nedenle, bölgede tescil harici ve kamu mülkiyetindeki alanların planlama alanına dahil edilmesi ve çevresindeki destekleyici nitelikte kullanımları da yönlendirebilecek şekilde turizm gelişimine yönelik bütüncül planlama kararlarının geliştirilmesine olanak sağlayacak bir bölge sağlanması ve ayrıca 11. Kalkınma Planı'ndaki turizm geliri ve turist sayısı hedefi için gerekli 300.000 ilave yatak kapasitesinin %30'unun bölgede oluşturulması amaçlarıyla genişletildiği hususlarının belirtildiği anlaşılmaktadır.

Dosyada mevcut bilgi ve belgeler çerçevesinde, dava konusu işlemle 16.000 hektarın üzerinde bir alanı kapsayacak şekilde yeniden belirlenen Çeşme KTKGB sınırları incelendiğinde ise; alanda, 1., 2. ve 3. derece Arkeolojik Sit Alanlarının, Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı İçme-Kullanma Suyu Havzasının, Kesin Korunacak Hasas Alanlar, Nitelikli Doğal Koruma Alanları ve Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanlarından oluşan Doğal Sit Alanlarının, Akdeniz Foku Yaşam Alanları gibi alanların ve çeşitli ekosistemlerin bulunduğu ve mevzuat düzenlemeleri ile korunan yapılaşma yasağı ya da kısıtlı yapılaşma olanağı bulunan söz konusu alanların bir çoğunun dava konusu işlemle belirlenen sınır üzerinde yer aldığı görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlemin dayanağı olan Gerekçe Raporunda, bölgedeki turizm imkanları ve koruma gereklilikleri ile belirlenen sınır arasındaki bağlantıların  kurulmadığı, KTKGB sınırının genişletilmesini gerekli kılan nedenler yeterince ortaya konulamadığı gibi yukarıda belirtilen korunan alanların, KTKGB sınırları içerisinde kalmasının sebeplerinin de açıklanmadığı, turizm türlerinin entegrasyonu ve turizmin tüm yıla yayılmasına yönelik genel stratejinin gerçekleştirilmesine ilişkin yeterli veriye yer verilmediği, Çeşme İlçesindeki jeotermal kaynak potansiyeli ve genişletilen sınırlarda bu potansiyelin nasıl değerlendirilebileceğine ilişkin gerekli veri ve bilgilerin de bulunmadığı, bu haliyle anılan Gerekçe Raporunun Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri ile Turizm Merkezlerinin Belirlenmesine ve İlanına İlişkin Yönetmeliğin 4. maddesindeki düzenlemelere uygun olmadığı anlaşıldığından,  deniz alanlarını da kapsayan bu denli büyük bir alanın, gereklilikleri açıklanmadan "bütüncül planlama kararlarının geliştirilmesine olanak sağlanması" soyut ve genel amacıyla, eksik araştırma ile hazırlanan Gerekçe Raporuna dayalı olarak KTKGB sınırlarına dahil edilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Bu itibarla, 12/02/2020 tarih ve 31037 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesinin sınırlarının yeniden belirlenmesine ilişkin 11/02/2020 tarih ve 2103 sayılı Cumhurbaşkanı Kararında hukuka uygunluk bulunmadığı, uygulanması hâlinde giderilmesi güç veya imkânsız zararların doğmasına yol açacağı sonucuna ulaşıldığından, itiraza konu Daire kararının İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası haricindeki davacılar yönünden kaldırılarak, dava konusu işlemin anılan davacılar yönünden yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/haber/Kritik-gelisme-Cesme-Projesine-ust-kurul-freni/124848