Zeybek, Böke için, “Ekonomi alanında çok iyi. Dünyaca tanınan bir insan ve çok güçlü ama bugün gelip benimle Tire’nin bir köyünde ne yapabilir” demiş, Kılıç için ise “1’inci bölge siyaset yapan Sevda Erdan Kılıç’ın 2’nci bölgeye, benim bölgeme getirilmesini istemezdim” ifadelerini kullanmıştı. Zeybek ayrıca adaylar arasında çok sayıda avukat olduğuna dikkat çekerek, “Avukat çılgınlığı” ifadelerini kullanmıştı.

PM Üyesi ve CHP İzmir 2. Bölge 5. Adayı avukat Kılıç, sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. Kılıç, isim vermeden Zeybek’i hedef aldı, tüm örgüte mesaj verdi.

İŞTE O AÇIKLAMA
Cumhuriyet Halk Partisi’nin sade bir üyesi olmanın bile onur olduğunu daha da çok hissettiğimiz şu günlerde bizlere önemli sorumluluklar düşüyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni 15 yıldır yöneten AKP Hükümeti ne yazık ki güzel ülkemizi bataklığa sürüklemiş, ekonomi tarumar edilmiş, çiftçi, işçi kölelik düzenine mahkum edilmiştir.

Bizim partilik sorumluluğumuz birbirimizi eleştirmek değil varsa eğer, eksiklerini gidermek olmalıdır. Partimizi karıştırmaya çalışan, ülkenin kurucu iradesi olan anlayışı zedelemeye çabalayanların ekmeğine yağ sürmek kimsenin haddi, cesareti olmamalıdır. Bizim mücadelesini vereceğimiz şey bu iktidardan kurtulmaktır. Birbirimizi ayrıştırarak değil kucaklayarak, tanımaya çalışarak kol kola yürümekten başka çaremiz yoktur.

Ailemden öte görmediğim, içinde yetişip ilkelerini yaşam biçimi haline getirdiğim altı oklu partimin kararlarını sorgulamak, bunu yaparken de yıllarını bu uğurda harcamış olanlara saldırmak kimsenin haddine de değildir
.

Herkesin bildiği gibi Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı, Aydınlık yüzlü güzel İzmir’de partimizin kararı, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun da onayla, birbirinden değerli yoldaşlarımızdan 28 milletvekili adayı gösterilmiştir. Bu listenin sıralamasına bakmadan çalışmak ancak sorumlu ve sağduyulu bir partilinin yapacağı iştir. Geri kalan tüm davranışları yapanlar ve ihanet içinde olanlar başta bu kararı alanlara saygısızlık yapmış olur.

Cumhuriyet Halk Partisi çok büyük bir aile olduğu gibi bünyesinde farklı mesleklerden binlerce vatansever, sosyal demokrat insanları barındırmaktayken meslek şovenizmi yaparak kendi partililerini bilinçsiz ve sorumsuzca eleştirmek ancak partinin ilkelerini yaşamına uyarlamayanlara yakışır.

Herkes bilmelidir ki; kimse partimizin üzerinde değildir. Kimse parti örgütlerini eleştirmeye, onların emeklerini yok saymaya muktedir de değildir. Kendisini vazgeçilmez sananlar tarih karşısında hesap verir.

Buradan tüm partililerimize ve sorumlu yurttaşlarımıza sesleniyorum; lütfen enerjimizi kendi içimizde değil dışarıya harcayalım. Lütfen kurulan tuzaklara aldanmayalım, kişisel hırslara kapılmayalım. Sen-ben demeden biz anlayışıyla 24 Haziran’a odaklanıp sandıklarımıza sahip çıkalım.

Gün bir olma, el ele, kol kola yürüme zamanıdır!

Tıpkı üstad Nazım’ın dediği gibi: “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür. Ve bir orman gibi kardeşçesine...”