Meclis'te gündem Buca metrosu: CHP'li iki vekilden çarpıcı mesajlar

11 Temmuz 2019 Perşembe   09:07

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi imkânlarıyla yapmak istediği Buca Metro Hattı projesi 28 Aralık 2017 tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü’nden onay aldı. Ancak projenin yatırım programına girmesi gerekliliği için gereken onay Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından 18 aydır verilmedi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi projenin 2018 ve 2019 yılı yatırım programlarına alınması için 05 Aralık 2017, 18 Eylül 2018 ve 13 Mart 2019 tarihlerinde ilgili bakanlığa üç kez resmi başvuruda bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi projeyi uluslar arası krediyle yapacağını belirtmesine rağmen 18 aydır onay alamıyor. Döviz kurunda yaşanan dalgalanmalar nedeniyle artan maliyetin tek sorumlusu ise projeyi onaylamayan Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’dır. 

“İZMİR’E ZARARI HER 1 DOLAR BAŞINA 2 TL’DİR”
28 Aralık 2017’den itibaren onay bekleyen Buca Metro hattı projesinin İzmir’in bütçesine verdiği zararın tek sorumlusunun Saray’a bağlı Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı olduğuna dikkat çeken CHP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Sözcüsü Murat Bakan, “Buca Metro hattı projesine 18 aydır verilmeyen onay, Büyükşehir Belediyesi’nin İzmirlilere hizmetini de engellemektedir. İktidar partisinin sadece bu projedeki tutumu bile İzmir’e karşı dürüst ve samimi olmadığını gösteriyor! Büyükşehir, kendi imkanlarıyla hayata geçireceği proje için 18 aydır Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın onayını bekliyor. Zamanında verilmeyen onayın İzmir’e maliyeti ise her 1 Dolar’da yaklaşık 2 TL olacaktır. Çünkü o tarihte 1 Dolar 3,7335 TL iken bugün 5.60 TL’dir. Yani İzmir her 1 dolar başına yaklaşık 2 TL zarar ettirildi. Projenin artan bu maliyeti ise direkt olarak vatandaşın cebinden çıkacak! Bu zararın tek sorumlusu ise Saray’dır” dedi.

İZMİR, PARA DEĞİL ONAY İSTİYOR!
18 aydır onaylanmadığı için projenin maliyetinin arttığını ve sorumlusunun iktidar olduğunu belirten CHP’li Bakan, sözlerini şöyle sürdürdü: Buca metrosunun yaklaşık 10 yıldır yapılamamasının tek sorumlusu ise iktidar partisidir. Ankara’nın yarım kalan metrosu için iktidar 2010 yılında yasa değiştiriyor ve Ulaştırma Bakanlığı 3 büyük kentte metro yapmak istediğini belirtiyor. İzmir’de o tarihte elindeki metro yapılmaya müsait alanları bildiriyor. Ancak bu süreç ilerlemiyor. Büyükşehir’de hem Buca hem de Narlıdere metrosu için yapım sürecini başlatıyor. İzmir’in kendi öz kaynaklarıyla yapabilecek güçte olmasına rağmen finansman ihtiyacı için mevzuat gereği yatırım programına girmesi gerekiyor. Bu devlet garantisi demek değildir. Zaten İzmir’in hiçbir projesinde de devlet garantisi yoktur! İzmir yatırım programına girme talebini hem Buca hem de Narlıdere için ayrı ayrı iletiyor. Bu talepler arasındaki fark ise 6 aydır. Bu süreçte ise başkanlık sistemine geçiliyor. Yeni sistemde ise yatırım programına girme kararını verecek olan Kalkınma Bakanlığı kaldırılmıştır. 18 ay onay verilmemesi nedeniyle İzmir projeyi 5.60 TL’den yapmak zorundadır. İstanbul gibi merkezi hükümetten desteklenmeyen, en çok vergi verdiği halde en az hizmeti alan İzmir, para değil onay istiyor! 

CHP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Sözcüsü Murat Bakan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi verdi.

CHP’Lİ VEKİL FUAT OKTAY’A SORDU: 
1 – 28 Aralık 2017 tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü tarafından onaylanan Buca Metro Hattı projesinin Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hala onaylanmamasının nedeni nedir? 
2 – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi imkanlarıyla hayata geçireceği bu projede ortaya çıkan gecikmeden ötürü uğratıldığı zararı Devlet nasıl telafi edecektir?



ARSLAN DA KÜRSÜDEN GÜNDEME GETİRDİ 
Öte yandan Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarının 2. maddesi üzerine söz alan İzmir Milletvekili Ednan Arslan da tasarıdaki eksik yönleri dile getirdi. İzmir’in turizmde yaşadığı sıkıntılar ve yılan hikâyesine dönen Buca Metrosu’na da dikkat çeken Arslan, “Gerekli başvurular yapılmış, proje için hükümetin kasasından bir kuruş bile çıkmayacak, finansmanı hazır, işe başlanması için sadece bir imza gerekiyor, bir imza atılması bu kadar mı zor?” diyerek hükümete yüklendi.

Arslan, konuşmasında şu başlıklara yer verdi:

“Turizmcilerin ajansa ödeyeceği yüzde 1’lik Turizm payını tepkiler üzerine yüzde 0,25 azaltınız

Bu oran bile çok yüksek, net karların yüzde 5-6’sı demektir.

Türkiye kültürel ve doğal miras değerleri ile dünyanın en önemli ülkelerinden biridir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir coğrafyada yaşıyoruz.

Dünyada birçok ülkenin bu tür değerlerini son derece iyi bir şekilde turizm fırsatına çevirdiğini ve bu ülkelerin ekonomilerinde turizm gelirlerinin büyük bir paya sahip olduğunu biliyoruz.

Bizim sahip olduğumuz potansiyelin daha azına sahip ülkeler, tanıtım ve pazarlama teknikleri ile çok daha yüksek gelirler elde ediyor. Bu ülkelerin yaptığı tanıtım ve çalışmalar uzun yıllara yayılmış ve ödün vermeden devam ettirilmiş.

Bu kanunla net satış ve kira gelirlerinin toplamı üzerinden alınacak olan %1’lik turizm payı gelen tepkiler üzerine  %0,25 azaltıldı. Bu azalmaya rağmen alınacak miktar net karlarının neredeyse %5-6 lik kısmına denk geldiği ifade edilmektedir. Üstelik tam da imar barışı nedeniyle giderlerinin yükseldiği bir dönemde olması sektör açısından ciddi bir mali külfet gibi durmaktadır.

Yine sektörün karşı çıktığı bir başka konu düzenlemenin yürürlük tarihi ile ilgilidir. Sektör tarafından önerilen tarih 01.01.2020 tarihidir.

Bu ajansın sadece tanıtım amacıyla kurulması ve bu alanda çalışması son derece önemlidir.

Kanun gerekçesinde bu ajansın neden kurulduğu sıralanmış. Ülkemizin yurt içinde ve yurtdışında tanıtılmak. Turist sayısını artırmak. Dünyanın en prestijli etkinliklerini, stratejik ve büyük ölçekli turizm yatırımlarını ülkemize çekmek. Türk turizminin, turizm kültürünün, turizm ekonomisinin ve endüstrisinin geliştirilmesi hedefleniyor.

Getirilen kanunda benim en çok gözüme takılan kelimelerden birisi de hızlı karar alma vurgusu.

Mesele çabuk karar vermek değildir. Mesele sürekliliktir, oluşturulan politikaları ödün vermeden ısrarla devam ettirmektir.

Tanıtım ve pazarlama yaratıcılık ister, bu nedenle bu alanda daha esnek bir yapı düşünülmelidir. Siyaset üstü olmalıdır. Yapılan düzenleme ile sektörle ilgisi olmayan kişilerin hemen hemen her alanda olduğu gibi burada da siyasi görevlendirmelerle iş başına getirileceği görülüyor. Turizm böyle bir anlayışa teslim edilemez.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kuruluş kanuna baktığımızda amaç olarak kültürel değerleri yaşatmak, geliştirmek, yaymak, tanıtmak, değerlendirmek ve benimsetmek, kültür ve turizm konularıyla ilgili kamu kurum ve kuruluşlarını yönlendirmek ve bu kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak, yerel yönetimler, STKlar ve özel sektör ile iletişimi geliştirmek ve işbirliği yapmak üzere bu bakanlık kurulmuş demektedir.

Şimdi siz bu düzenleme ile diyorsunuz ki biz bu görevleri merkez, taşra ve yurtdışı temsilciliklerimizle yapamıyoruz bize bir ajans kurun sonra kamusal zorunluluklardan azat edin bütçeyi de özel sektör ve genel bütçeden oluşturalım sonrasında alanla ilgisi olmayan liyakatsız bürokratları atayalım hızlı kararlar alıp turizmi geliştirelim.

Bu ajansın bu şekilde kurulmasıyla ülkemizdeki güçlü STK’ların temsili eksik kalmaktadır. Aynı şekilde yerel yönetimlerde bu ajans kapsamında sadece ajansın Danışma Kurulu’nda Belediyeler Birliği ile temsil edilecek görünüyor. Bunun yanında örneğin Tarihi Kentler Birliği gibi yerel yönetimlerin bizzat yer aldığı koruma ve kullanma anlamında tarihi alanlar için çalışan ve projeler geliştiren bir yapı da neden yer almasın.

Diğer önemli bir konu ise kurulacak bu ajansın çalışanları hangi kriter ile seçilecektir. FETÖ soruşturmaları kapsamında en çok personel atılan kurumlar bu tür kamu mevzuatı dışında tutulan yerler olmuştur.

İzmir ülkemiz turizm sektörü zincirinin en güçlü halkalarından biridir.

İzmir; 8500 yıllık tarihi, iklimi, keşfedilmiş ve keşfedilmeyi bekleyen turizm arzı ile ülkemiz turizm sektörü zincirinin en güçlü halkalarından biridir.

Zeytinyağlı ve otlardan oluşan zengin mutfağı, sayısız antik kent ve örenyeri, kent dokusu, mimari özellikleri, mitolojik kaynaklarda yer alışı, mavi bayraklı plajları, kongre merkezleri, fuar alanı ve termal kaynakları ile İzmir her anlamda bir turizm kentidir.

Kemeraltı esnafı perişan, 2012 yılında İzmir’e kruvaziyer gemileri ile 552 bin 764 turist geldi, bu sayı 2017 yılında 9 bin 172 düştü.

Turizmde markalaşmanın ön plana çıktığı bu dönemde İzmir’in turizm çeşitliğinin artırılması için Kültür ve Turizm Bakanlığının belli başlı çalışmalara hız vermesi gerekmektedir.

Bunun en önemli şekli Kruvaziyer Turizmi yani büyük gemi turizmi ile karşımıza çıkmaktadır. Ama son dönemde görülen odur ki İzmir’de Kruvaziyer Turizmi bitmek üzeredir.

Son 15 yılda Kruvaziyer Turizmi kanalıyla İzmir’e 1.711 gemi ile 3 Milyon 754 bin turist gelmiştir. Yanlış politikalar sonucunda bu sayı her geçen yıl düşmüştür.

Sizlerle daha çarpıcı bir rakam paylaşmak istiyorum. 2012 yılında İzmir’e 286 kruvaziyer gemisi uğramış bu gemilerle gelen 552 bin 764 turist İzmir’i ziyaret etmiştir. 2017 yılında ise sadece 9 bin 172 kişi bu yolla İzmir’e gelmiştir. Gördüğünüz gibi rakamlar arasında uçurum bulunmaktadır. 

Bu turizm kanalı ile gelen turistlerin dünyanın en büyük açık hava çarşısı olan Kemeraltı esnafı için anlamı aynı anda 6 bin kişinin alışveriş etmesidir. Bu sadece bir gemi gelmesi ile yakalanan rakamdır. İzmir’in kaybını siz hesap edin.

Kente gelen bir turist ne bekler? Konaklama imkanları, güvenlik, hizmet ve kolay ulaşım.

Buca Metrosuna başlanması için bir imza gerekiyor

Bir imza atılması bu kadar mı zor?

Bu işin sonuna kadar takipçisi olacağım

İzmir’in turizm için çok gerekli olan ulaşım imkanlarının da artırılması gerekiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin uzun süredir Buca Metro’sunun yatırım programına alınması için resmi taleplerini yapmış olmalarına rağmen maalesef 18 aydır Ankara’dan yanıt alınamamıştır.

Buca Metro inşaatı için 5 Aralık 2017, 18 Eylül 2018 ve 13 Mart 2019 tarihlerinde ilgili bakanlığa resmi başvuruları yapılmıştır. Üstelik proje için devlet bütçesinden 1 kuruş talep edilmiyor ve gerekli finansman uluslararası kredi ile çözülecekken bu proje için imza atılması bu kadar mı zor? İmza için ne beklenmektedir? Bu konuda İzmir halkına ve gelecek turist beklentisindeki esnafa bir açıklama yapılmasını bekliyoruz.”



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/haber/Meclis-te-gundem-Buca-metrosu-CHP-li-iki-vekilden-carpici-mesajlar/66294