''Aile olmak için babaya ihtiyacımız yok!''

8 Mart 2020 Pazar   11:11

Tülay Kozalı, 48 yaşında. Bekar bir koruyucu anne. Hiç evlenmemiş. “Tek başına nasıl yapacaksın?” diyenler olsa da o hiç pişman değil. Çünkü bir çocuğa huzur ve güven içinde bir yuva sağlamak için evli olunması gerektiğine inanmıyor. Önceleri yurtta kalan iki çocuğa tek başına koruyucu annelik yapan Kozalı, “Aile olmak için babaya ihtiyacımız yok. Biz böyle iyiyiz, çok mutluyuz ve maçı iyi idare ediyoruz. Onları doğurmadığım asla aklıma gelmiyor. Onlar benim çocuklarım, bakarken içim titriyor. Ben de herkes kadar anneyim. Sevgiyi yaratan şey emek... Emek verdiğiniz her şeyi seviyorsunuz. Bir çocuğun elini tutmak, hayatını bir çocukla paylaşmak ve anneliği tatmak isteyenler kendilerinden şüphe etmesin” diyor.

NEDEN EVE GÖTÜRMEDİĞİMİ SORDU
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'e konuşan ve henüz 17 yaşındayken koruyucu anne olmaya karar verdiğini anlatan Kozalı, “Sevgi dolu ve iyiliği öven bir ailede büyüdüm. 17 yaşındayken koruyucu anne olmaya karar verdim. O zamanlar Balıkesir’de üniversite okuyordum. Yakın bir arkadaşımla birlikte hafta sonları yurtta kalan koruma altındaki çocuklara gönüllü ablalık yapıyorduk. O yaşlarda annelik güdüm yoktu ama çok fazla yardım etme isteğim vardı. Annem de çocukluğumdan beri öyle olduğumu söyler... Sokakta bulduğum yavru kedileri, ‘Onun annesi yok, biz bakalım’ diyerek eve götürürmüşüm... Orada tanıştığım bir kız çocuğuyla yakın bir bağ kurdum. Bir gün bana kızdı ve onu neden eve götürmediğimi sordu. Anneme durumu anlattım ama maddi durumumuzun bir kişiyi daha ailemize katmaya yeterli olmadığını söyledi. O gün kendime bir söz verdim. Mutlaka günün birinde bir çocuğu hayatıma katacağım dedim…” dedi.

BİR ÇOCUĞUN ELİNİ TUTMAK İSTİYORDUM
Bir firmada satış ve pazarlama üzerine görev yapan ve yıllardır tek başına yaşadığını dile getiren Kozalı, “Yıllarca bir çocuğa koruyucu anne olmak istedim ama annem yuva kurarak doğal yollardan anne olmamı istedi. Geleneksel yapıya sahip bir kadındı; toplumun kabul etmeyeceğini düşünüyordu... O istemediği için koruyucu anne olma kararımı hep erteledim. Annem 2013 yılında vefat etti. Aynı yıl içerisinde koruyucu anne olmak için başvuruda bulundum. Herkes yas sürecinde böyle kararlar almamam gerektiğine dair yorumlar yaptı ama bu benim için yeni bir karar değildi. Koruyucu annelik için başvurduğumda 41 yaşındaydım. Bir çocuğun elini tutmak istiyordum... Evlat edinme ve koruyucu ailelikte erkek çocukların çok az tercih edildiğini öğrendim. Benim amacım sadece hayatı paylaşmaktı. O yüzden cinsiyeti fark etmez dedim. Yaklaşık 8 aylık inceleme sürecinin ardından yolum ilk koruyucu annesi olduğum çocuğumla kesişti, 3 yaşındaydı… İlk 6 ay zor geçti. İkimiz de birbirimize alışmaya çalıştık. Neticede travmaları vardı. 6 yıldır birlikteyiz. İlkokul 3’ncü sınıfa gidiyor. Aramızda kocaman bir sevgi bağı var” ifadelerini kullandı.

ZORLANDIĞIM ANLAR OLUYOR AMA…
İkinci kez koruyucu anne olma sürecini paylaşan Kozalı, “Oğlum bir süredir kardeş istiyordu. Benim de ikince kez koruyucu anne olma isteğim vardı. Nasıl olsa çorbamız kaynıyor içine bir kaşık daha sallarız diyerek bir anda karar verdim ve başvuruda bulundum. Uzmanlar inceleme yaptıktan sonra diğer oğlum da ailemize katıldı. 8 aydır bizimle. Bana kısa sürede aidiyet oluşturdu ve kabullendi. Çocuklar kendi aralarında çok iyi anlaşıyorlar ama arada birbirlerini kıskanıyorlar. Daha doğrusu beni paylaşamıyorlar. Çünkü evde sadece anneleri var. Zorlandığım çok anlar oluyor. Tüm sorumluluk bende… Hiçbir zaman, ‘Acaba yapabilir miyim?’ diye endişe etmedim. Uzun zamandır istediğim bir şeydi koruyucu anne olmak. İnanıyorum ki aile olmak için illa ki babaya ihtiyaç yok. Babalığın bir içgüdüsü yok sonradan oluşuyor. Ama annelik öyle değil. Biz böyle iyiyiz, çok mutluyuz ve maçı iyi idare ediyoruz” dedi.

ONLARI DOĞURMADIĞIMI UNUTUYORUM
Kozalı, çocukları ile arasındaki ilişkisinden ise şöyle bahsetti: “Onları benim doğurmadığım asla aklıma gelmiyor. Onlar benim çocuklarım. Tip ve davranış olarak büyük oğlum bana çok benziyor. Zaten bu bir enerji meselesi diye düşünüyorum. Birlikte yaşayınca benziyorsunuz. Ben de herkes kadar anneyim. Günlerim koşturma içerisinde geçiyor. Hem çalışma hayatındayım hem de iki çocuğa bakıyorum. Onlar kendilerini kurtarsınlar ve iyi insanlar olsunlar bana yeter. Çocuklarım ile tek beklentim bu. Bir gün biyolojik ailelerine döndürülseler bile onlara verdiğim kıymeti ve emeği düşünürüm. İhtiyaçları olduğunda sıcak bir aile ortamı sağladım ve iyi bir şey yaptım diye kendimi avuturum ama tabi ki çok üzüleceğimi de öngörebiliyorum.”

KENDİLERİNDEN ŞÜPHE ETMESİNLER
Kendi gibi koruyucu anne olmak isteyen kadınlara cesaretli olmalarını tavsiye eden Kozalı, “Şimdiye kadar beni üzen bir tepki ile hiç karşılaşmadım. Çok şanslıyım ki hep güzel insanlara denk geldim. Kreş, okul, öğretmenler ve veliler… Ailem ve çevremdeki herkes çok destekleyici. ‘Sen yetişemezsen kursa ben götürürüm’ diyen veli arkadaşlarım var. Ancak çocuklar bazen kırıcı olabiliyorlar. Bir gün sokakta oyun oynarken büyük oğluma evlatlık olup olmadığını sormuşlar. Oğlum çok üzerinde durmadı ama ben çok etkilendim. Yine de sokakta oynayabilmelerine seviniyorum. Günümüzde sokakta güvenle oynayabilmek büyük bir şans. Onlar benim çocuklarım, onlara bakarken içim titriyor. Sevgiyi yaratan şey emek. Emek verdiğiniz her şeyi seviyorsunuz. Bir çocuğun elini tutmak, hayatını bir çocukla paylaşmak ve anneliği tatmak isteyenler kendilerinden şüphe etmesin. Gerçekten istiyorlarsa kararlı olsunlar. Elbette zorlukları var.  Kendi biyolojik çocukları olsa da bu zorluklar olacaktı değişen bir şey yok. Zira insan yavrusu doğada en meşakkatli büyüyen yavru. İleride koruyucu aile oldukları için kendilerini kutlayacaklar. İyi ki anne olmuşum ve bir çocuğun elinden tutuyorum diyecekler” şeklinde konuştu. (İlkses Gazetesi)



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/haber/-Aile-olmak-icin-babaya-ihtiyacimiz-yok-/76763