Türkiye, 1 Haziran’daki normalleşme adımlarının ardından yeniden yüksek vaka sayılarıyla karşılaşmaya başladı. Sağlık Bakanlığının resmi verilerine göre günlük vaka sayısı bin 700 bandını aşmış durumda. Bu sayılar dahi vahameti gözler önüne sererken uzmanlar, sahadan edinilen bilgilerin daha da yüksek olduğunu söylüyor. KIRMIZI ALARM VERİLMİŞ DURUMDA EK ÖDEMELER ADALETSİZLİK YARATTI
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre İzmir özelinde gerçek verilere ulaşamadıklarından şikayetçi olan SES İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz, yetkililerin bildirdiği vaka ve vefat rakamlarıyla sahada görev yapan hekimler tarafından kendilerine ulaşan rakamların örtüşmediğine dikkat çekti. Haziran ayından sonra yasakların gevşetilmesi nedeniyle vakalarda yeniden artış yaşandığını söyleyen Batmaz, “İzmir’de ikinci dalganın birinci piki belli bir alanda kontrol altında diyorlar. İzmir’de bir günde ortalama 500 civarı yeni vaka çıkmaya başladı. Aslında baktığınızda İzmir için de kırmızı alarm verilmiş durumda” ifadelerini kullandı.
Salgının durumuna ilişkin sahadan edindikleri bilgileri paylaşan SES İzmir Şube Eş Başkanı Erkan Batmaz, “İzmir’de ikinci dalganın birinci piki belli bir alanda kontrol altında diyorlar. İzmir’de bir günde 450-500 civarı tanı alan COVID-19 hastası çıkmaya başladı. Aslında baktığınızda İzmir için de kırmızı alarm verilmiş durumda. Bazı verileri çok şeffaf alamadığımız için bazı bilgileri temsilcilerimiz aracılığı ile alabiliyoruz. Biz işin merkezinden geliyoruz, hastanelerdeyiz. Biz madalyonun diğer yüzünü görebiliyoruz. Bu sayıları öyle değerlendirmek gerekir. İzmir’deki sağlıkçıların bulaş sayısını baktığımız zaman 400’leri buldu. Bu sayı bizim ulaşabildiklerimiz. Yeni normalle birlikte rehavete kapılarak önlemler birden kaldırıldı. Şu an daha da kötü bir sürece gidebiliriz. Çok dikkatli olmamız lazım” dedi.
Sağlık emekçilerine 5 günde bir yaygın test yapılması ve bilgilerin şeffaf paylaşılması taleplerini yineleyen Batmaz, “Maalesef hem İzmir’de hem de birçok şehirde bu talepler karşılıksız kaldı. Belli bir süreden sonra biz eylemlere başladık. Pandemi statü ayırmıyor. Hastanelerde dağıtılan ek ödemelerde inanılmaz bir adaletsizlik oluştu. Mesela işçi arkadaşlarımız hiç almadı, hemşireler çok az bir miktar aldı. Hekimler, asistanlar belli bir ücret aldı. Aynı acil serviste çalışan hemşireler arasında bile uçurum oluştu. Pandemi nasıl statü ayırmıyorsa siz de ayırmayın dedik. Bizler aynı alanda çalışan insanlarız ama bizi bölmeye çalışıyorlar. Ekonomik çıkarlar halk sağlığı çıkarlarını yendi. Bu kadar sorunun içinde bu süreç için ‘başarılı’ demek bana gerçekçi gelmiyor. Sağlık emekçileri hakları olanı istiyor bundan sonra da bunun mücadelesini vermeye devam edeceğiz” diye konuştu. (Çağla Geniş/İlkses Gazetesi)