Toplantı başlarken söz alan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, DİSK ve bağlı sendikaların temsilcilerinin önceki oturumda kıdem tazminatı düzenlemesi üzerinden meclis salonuna girerek slogan atmasıyla ilgili konuştu. Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Geçen oturumda yaşadığımız tatsız olay nedeniyle teftiş kurulumuzu görevlendirdim, soruşturmayı başlattım” diyerek meclise bilgilendirme yaptı.

Merkezi iktidara yönelik gerçekleşen tepki MHP ve AK Partililerin sert eleştirileriyle karşılanmıştı. Cumhur İttifakı’nın meclisteki üyeleri, “Salona girenler sizin çalışanınız, siz aynı zamanda onların amirisiniz, gerekeni yapın. Bu işin takipçisi olacağız” minvalinde açıklamalarda bulunmuştu.

AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız, meclis salonundaki eylem için soruşturma başlatılmasından dolayı Başkan Soyer’e teşekkür etti ve sürecin takipçisi olacaklarını tekrar hatırlattı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümü olan 10 Kasım için konuştu. Kökkılınç, “Mustafa Kemal Atatürk aynı zamanda bizim partimizin de kurucusudur. Bundan dolayı da gurur duyuyoruz” dedi.

MHP’Lİ ŞİMŞEK’TEN FLAŞ ÖNERİ: EVLERE ÇELİK YAŞAM KUTULARI KOYALIM
Milliyetçi Hareket Partili (MHP) Hakan Şimşek de açıklama yaptı. Şimşek, “Atatürk sadece bir partinin kurucusu değildir. Onu çok çok siyaset üstü olarak görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Şimşek ayrıca deprem üzerinden konuştu ve flaş bir öneride bulundu. Şimşek,“Müteahhit olduğum için kendimi sorumlu hissediyorum. Biriktirmiş olduğum tecrübelerle, büyükşehir belediyesi meclis üyesi olarak, ilçeyi yöneten birey olarak kendimi sorumlu hissediyorum. Suçlu aramıyorum. Şu an suçlu aranacak zaman değil. Kendimizi bunlarla yıpratırsak çadırda kalan İzmirlilere faydası olmayan bir söylem olacak. Yaraları tüm kurumlarımızla atlatacağız. Bunu İzmir zaten gösterdi. Bunu atlatacağız ama yapmamız gereken teknik ve şehirleşme anlamında önemli hamleler var. Oturup düşündüm. Ne yapabiliriz? 2000 yılından önce yapılmış tüm binaların envanterini çıkarıp üstün bir çalışmayla yürütmemiz gerekecek. O günkü zamanda zemin etütleriyle yapılan binaların durumu bu. Yapmamız gereken 2000 yılı öncesindeki binaları detaylı bir incelemeye tabi tutmak. Bunlar zaman ve maliyet alabilir ama acil bir yöntem uygulayabiliriz. Her eve yüksek dayanıklı çelik yaşam odaları yapmak zorundayız. Bunları zorunlu olarak koydurtmalıyız. Yaşam çelik kutuların içine konserve, sağlık ürünleri koyabiliriz. Bu aparat yıkım anında yaşam üçgeni oluşturacaktır” dedi.

HASAR TESPİT RAPORUNU BEKLİYORUZ
Soyer, deprem sonrasında boşaltılan büyükşehir belediyesi binasıyla ilgili de, “Hizmet binamızın hasar tespit raporu kesinleşene kadar kullanmayacağız. Rapor ortaya çıkınca ne yapacağımıza karar vereceğiz” açıklamasında bulundu.

KENDİMİZİ YALNIZ HİSSETMEDİK
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Yaşadığımız süreçte başta sizin öncülüğünüzde herkes destek oldu. Kendimizi yalnız hissetmedik. Şu an vatandaşımızın asıl sıkıntısı bir an önce kalıcı konutlara geçmekle ilgili. Bakanlık da açıkladı ‘6 ay içinde teslim edeceğiz’ beyanatı var. Biz de Bayraklı Belediyesi olarak üzerimize düşen ne varsa yapacağımızı söylemek istiyorum” diye konuştu.

İZMİR ÖNEMLİ BİR SORUNLA KARŞI KARŞIYA
Bakanlıklarla uyumlu bir çalışma yapıldığına vurgu yapan Soyer, “Çok uyumlu bir süreç geçirdik. Birlikte çalışma, beraber olma, herkesin işin ucundan tutması ileride çok güzel hatırlayacağımız ve hiçbir zaman unutmayacağımız bir dayanışma örneğiydi. Bakanımızla ilerleyen günlerde de birlikte çalışma iradesi gördük. Bu afet gösterdi ki çok daha fazla birlikte çalışmak mecburiyetindeyiz. İzmir çok önemli bir sorunla karşı karşıya… Bunun çözümü buradaki birlik, beraberliğimizden geçiyor. Bayraklımıza ve İzmir’imize geçmiş olsun. İşin içine giren kamu kurumlarına, sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyorum” dedi.

KİMSE MASUM DEĞİL
CHP’li Meclis Üyesi İlhan Dal, “Bir felaket olduğunda siyaset yapmayalım diyoruz. Ama sonra gerekenler yapılıyor da mı sorun yaşıyoruz? Bir laf vardır; içinizde en masum olan ilk taşı atsın diye… O taşı kimse atamaz çünkü kimse masum değildir. Bu süreçte de merkezi hükümetin çok ciddi payı var. Yerel yönetimlerin, mimar, mühendislerin, vatandaşın da payı var. Hepimiz sorumluyuz. Yıllardır toplanan deprem vergilerinden bahsetmeyecek miyim? Mimar, mühendislerin dışarıda tutulmasından bahsetmeyecek miyiz? Seçimden önce ortaya çıkan imar affından söz etmeyecek miyim? Siyasetçinin ihmalkarlığından, sorumsuzluğundan bahsedeceğiz” ifadelerini kullandı.

HESABINI SORALIM
Soyer bir kez daha söz aldı ve “Bugün için yaşadığımız ve bedelini canlarla ödediğimiz bu felaketi bir daha nasıl yaşamayız? Bunun derdindeyiz. Bütün siyasiler bunun derdinde olmalı. Bu bir siyasi parti taraftarlarını vurmadı. Buna kafa yormamız lazım. Bunda mutabıksak sorumlulardan hesap sorulmalı, doğru. Bir daha bu felaketi yaşamamak güçleri birleştirmekten geçiyor. Hesabını soralım. Mimarına, hükümetine, belediyesine de soralım. Ama bu birlikteliği biz nasıl sürdürürüz? Bu birlikteliği sürdüremezsek, gereken önlemleri alma konusunda zafiyet yaşayacağız. Birimizin gücü yetmiyor bu felaketleri önlemeye. Ne kadar uzun soluklu yol yürüyebiliyorsak o kadar yürümeliyiz” açıklamasında bulundu.