TMMOB ve Baro’dan hükümete 32 ’İzmir depremi’ sorusu!

9 Mart 2021 Salı   14:06

GERÇEKİZMİR - 30 Ekim 2020 günü meydana gelen ve 117 kişinin yaşamını yitirdiği İzmir depremi sonrası kent yaralarını sarmaya devam ederken, hükümetin yıkılan alanlar üzerine şekillendirdiği projeler ve mağdurlar için inşasına başlanan rezerv alan üzerine tartışmalar sürüyor. Son olarak Türkiye Mühendis Mimarlar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İli Koordinasyon Kurulu ve İzmir Barosu ortak bir açıklama yaparak süreçle ilgili sıkıntıları detaylandırırken, bakanlığa proje bölgeleri ve kat maliklerinin hakları üzerine kritik sorular yöneltti. TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir ve İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel rezerv alan için seçilen bölge ve ihale süreçlerinin yanı sıra şeffaflık üzerinden de sert eleştirilerde bulunurken, rant çıkışında da bulundu. Açıklamada Akdemir’in “zmir’de rezerv alan yeni konut yapılabilecek başka alan yok mudur?” sorusu ile Yücel’in “Devletin bir anlamda kanun metnine dayanarak ‘çöktüğü’ diyeceğim çünkü yurttaşa hiçbir bedel ödemeksizin buralara el konuldu bu alandaki üretimlerin yurttaşa hangi bedellerle satılacağı , kar elde edip etmeyi düşünmedikleri konuları da karanlık...” ifadeleri dikkat çekti. 

BAŞKA ALAN YOK MU? 
TMMOB İKK Sekreteri Aykut Akdemir, “Depremin üzerinden dört ay geçmiştir. Bu dört ay içinde iki rezerv alan ilan edilmiş ve 7 proje bölgesinde ihaleler yapılmaya başlanmıştır. Ancak uygulamalar halen belirsizdir. Depremde zarar gören yapılar sadece Bayraklı’da değildir. Kentin farklı yerlerinde ağır hasar almış yapılar için süreç devam etmektedir. Rezerv kelimesinin anlamı Türk dil kurumunda sözlüğünde ‘Yedek-saklanmış biriktirilmiş’ olarak açıklanmaktadır. Bayraklı bölgesinde yıkılmış apartmanların olduğu bölgeler rezerv alan ilan edilmiştir. Oysa TDK’daki sözcük anlamı ile bile bağdaşmayan bir yaklaşım ile bu alan rezerv alan ilan edilmiştir. Depremin üzerinden dört ay geçip temel atma törenleri yapılırken aklımızda yanıtlanmamış pek çok soru vardır. En basitinden kaç konut ağır hasarlı, kaç konut yerinde dönüşmektedir, kaç konuta rezerv alanda yer verilecektir. Bayraklı şehir hastanesi yanına 5000 konut yapılacağı söylenmiştir. 5000 konuta ihtiyaç olduğu nereden bilinmektedir. Zaten yapıların büyük çoğunluğu yerinde dönüştüğüne göre 5000 konuta neden ihtiyaç duyulmuştur? Bayraklı’nın üst tarafında, şehir hastanesi yanında ilan edilen rezerv alanı Laka Deresi sel felaketinden sonra oluşturulmuş orman alanıdır. Neden bu alan orman alanı kalıp başka bir alanda rezerv alan ilan edilmemiştir. İzmir’de rezerv alan yeni konut yapılabilecek başka alan yok mudur? Rezerv alandaki binaların ihaleleri yapılmıştır. O halde daire başına kaç lira harcanacağı bilinmektedir. Neden hak sahibi olmak için imzalattırılan belgede kaç lira borçlanıldığını gösteren kısım boş bırakılmaktadır? Sorularımıza en kısa sürede yanıt verilmesini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

DEVLET İZMİR'DE KENDİNİ KAYBETMİŞ DURUMDA! 
Depremin ardından bakanlık tarafından yürütülen ürecin yeterince şeffaf olmadığını belirten İzmir Barosu Başkanı Avukat Özkan Yücel ise, şunları söyledi: “Şu ana kadar sorularımıza bir yanıt alamadık. Kamu kurumları üç maymunu oynamaya devame diyorlar. Deprem sebebiyle büyük mağduriyetler yaşandı. Uygulamalar sebebiyle de bunlar artarak devam ediyor. Ölçüsü belli olmayan bir uygulama var. Malik yurttaşların haklarını korumak için nasıl tedbirler alınacağı konusunda net bir şey yok. Devletin bir anlamda kanun metnine dayanarak ‘çöktüğü’ diyeceğim çünkü yurttaşa hiçbir bedel ödemeksizin buralara el konuldu bu alandaki üretimlerin yurttaşa hangi bedellerle satılacağı , kar elde edip etmeyi düşünmedikleri konuları da karanlık... Bu soruların yanıtlanması gerekiyor. 30 Ekim’de yaşayan deprem İzmir ve Bayraklı için büyük bir yıkıma neden oldu. Ama o zaman da söylemiştik; asıl vehamet bu toz duman dağıldıktan sonra ortaya çıkacak diye. Nitekim öyle de oldu. Bugün Bayraklı’nın büyük bölümü yerle yeksan edilmiş durumda. Şeffaf ve sosyal devlet maalesef İzmir’de kendini kaybetmiş durumda. Merkezi otorite tarafındna yapılan uygulamalar tümüyle kaos ve belirsizlik yaratıyor. Bir deprem alanında iki farklı kanunu uyguluyor devlet. Ben bunu istedim bunu uyguladım diyor. Neden sorusunun yanıtı kimsede yok. 6A’nın uygulandığı, devletin çöktüğü alanlar dediğimiz kısım tümüyle bir rant alanına dönüştürülmek için çaba harcanıyor. Bilimsel verilerle durumun ortaya konuması ve kamuoyunun aydınlatılması gerekiyor. Dava süreçlerimiz devam ediyor. Yasal olarak iptal kararının  gelmesi yapılan tüm süreçlerin durdurulması anlamına gelir.”



32 SORU!
TMMOB ve İzmir Barosu tarafından yapılan açıklamada bakanlığa 7 proje alanı ve depremzedeler için inşasına başlanan rezerv alan, planlarla uygunluk ve kat maliklerinin haklarıyla ilgili 32 kritik soru yöneltildi. 
 

  1.  Depremde hasar almış yapıların bulunduğu özel mülkiyete tabi olan arsalar rezerv alan ilan edilmiştir. Rezerv alan tarifine göre bu alan rezerv alan edilebilir mi? Depremde yıkılan ve hasar gören alanın yerinde dönüşüm yapılması gereken alan olması gerekirken bu bölgenin rezerv alanı ilan edilmesinin yasal dayanağı ve kriteri nedir?
  2. Bakanlık tarafından ilan edilen yedi proje alanında sekiz kata kadar inşaat izni verilirken yeni yapılan projelerde zemin +5 kat inşaat izni verilmiştir. Bu kazanılmış hakkın ihlali değil midir? Mahalle kültürünü devam ettirmek bir plan kriter midir? Türkiye de bu plan kriteri ile planlanmış hangi bölgeler vardır?  
  3. İzmir şehrini ilgilendiren 1/100000 ve 1/25000 planlar yapılırken, planın bütünlüğü ilkesi sebebi ile proje alanı için İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkililerine hiç danışılmış mıdır?
  4. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21.maddesinin 6.fıkrasında “Onaylı jeolojik-jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan alanlarda imar planları hazırlanamaz.” denmektedir.  Bakanlığın söz konusu yönetmelik hükmüne aykırı  1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ve 1/25.000 Ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliği onaylamasının nedeni nedir?
  5. 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili yönetmelikleri dikkate alındığında uygulamaya esas işlemlerin yapılabilmesi için yürürlükte 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planının olması gerekmektedir. Proje alanında 22 Şubat 2021 tarihinde yapılan temel atma töreni hangi yasal dayanağa göre gerçekleştirilmiştir?
  6. İzmir depreminde deprem anında yıkılmış kaç bina, hafif -orta - ağır   zarar görmüş toplam kaç yapı vardır? Yıkılmış veya yıkılacak apartmanlarda kaç adet konut kaç adet ve dükkân bulunmaktadır?
  7. Deprem anında yedi binanın yıkıldığı bilinmektedir. Bu binaların enkazlarından çıkanlar vatandaşlara usulüne uygun teslim edilmemiştir.  Bina enkazlarından çıkan özel eşyalar, ziynet eşyaları, paralar, kasalar ve kasalardaki kıymetli evrakların akıbeti nedir?
  8. İdareniz tarafından orta hasarlı olduğu halde yıkılmış bina var mıdır? Eğer yıkıldı ise hangi dayanak ile yıkılmıştır? Diğer orta hasarlı binalarla ilgili uygulamanız ne olacaktır?
  9. Depremde en çok zarar gören alanda zeminin alüvyonlu olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle zemin etüt raporları önem taşımaktadır. Proje alanında yapılmış ise zemin etüt raporları kamuoyu ile paylaşılacak mıdır? Kaç metre, kaç adet sondaj yapılarak zeminlere karar verilmiştir?
  10. Proje alanında fore kazık ve jet grout uygulaması yapılacağı söylenmektedir. Hangi proje alanında kaç adet fore  kazık ve ne kadar jet grout yapılmaktadır?
  11. Yedi proje alanı hangi kriterlere göre oluşturulmuştur, projelerin hazırlanmasında mülk sahiplerinin görüş ve önerileri neden alınmamıştır? Projeler neden hiç askıya çıkarılmadan ihale edilmiştir?
  12. Sadece yedi proje alanındaki yapılar mı ihale usulü yaptırılacaktır. Diğer bölgelerdeki yapılarda mal sahipleri istedikleri şirketler ile anlaşabilecekler midir?
  13. Proje alanından çıkmak isteyen maliklere neden izin verilmemektedir?
  14. Yedi proje bölgesinde yapılacak toplam konut ve dükkân sayısı nedir. Eski durumdaki sayılar ile karşılaştırıldığında kaç adet konut / dükkân eksik kalmaktadır? Eksiklik var ise bu eksikliğin telafisi nasıl olacaktır?
  15. Deprem tüm Bayraklı genelinde etkili olmuş ve toplamda 652 bina ağır hasar almışken,  yedi proje alanının neye göre hangi kriterler dikkate alınarak seçildiği bilinmemektedir. Proje alandaki binalar hangi bilimsel kriterler gözetilerek 7269 ve 6306 sayılı kanunlara tabi kılınmıştır. Tüm bunların nedeni rant bölgesi olan lokasyonlarda anayasadaki mülkiyet hakkına aykırı olarak 6A maddesine işlerlik ve uygulama alanı kazandırmak mıdır?
  16. Depremden zarar görmüş 652 adet ağır hasarlı bina varken orta hasarlı ve az hasarlı binaların dahi dahil edilmek suretiyle sadece yedi proje alanı oluşturulmasındaki kamu yararı nedir?
  17. Hastane bölgesinde ilan edilen rezerv alanda kaç konut yapılması planlanmaktadır. Bu konutların kaçı depremzedelere verilecektir? Hastane yanındaki rezerv alana yapılacak konutlar sadece 7269 nolu kanun şerhi bulunan ağır hasarlı apartman maliklerine mi verilecektir? Uygulanacak kredi oranı ne olacaktır?
  18. 6306 kentsel dönüşüm 6/A maddesi, vatandaşa ait tapuların hazineye devredilmesini vatandaşın mülkünde idarenin istediği gibi tasarrufta bulunmasını sağlamaktadır. Bu durum mülkiyet hakkına ve anayasaya aykırı değil midir?
  19.  İdare ancak ve ancak kanunlarla öngörülen şekilde kamulaştırma ile ivedi durumlarda kamulaştırmasız el atma ile satın alma veya takas trampa ile mal edinebilir.  Proje alanındaki örnekler vatandaşın mülkiyetini hazineye geçirip, istendiği gibi plan proje üretilip, ardından ihaleye ile vatandaşın malını vatandaşa satılması durumu ortaya çıkmaktadır. Vatandaş kendi istediği ekip ile neden kendi inşaatını yapamamaktadır? Bu konudaki açıklamanız nedir? Bu durum mülkiyet ve eşitlik hakkına aykırı değil midir?
  20. Proje alanında binaların bir kısmı 7269 sayılı yasadan bir kısmı ise 6306 sayılı yasanın 6A maddesinden yıkılmıştır. Ancak daha sonra tüm tapulara 7269 ve 6306 sayılı yasa şerhi işlenmiştir. Bu yasa hükümleri hangi kriterlere göre işletilecektir?
  21.   İhaleler yapılmış olmasına rağmen borçlandırma rakamları neden halen kamuoyu ile paylaşılmamıştır?
  22. Hak sahipliği için imzalatılan belgede kullanılacak kredi miktarının belli olmadığı doğru mudur? Depremzedeler ne kadar borçlandığını bilmeden hak sahibi olmaya mı zorlanmaktadır?
  23. 6306 sayılı kanunun 6/A maddesi uyarınca idare istediği her yeri riskli alan olarak tespit edebilecektir.  Hangi alanlar için bu uygulama yapılabilecektir?
  24. Deprem anında DASK’ı olmayan daire sahibinin hak sahibi yapılmayacağı hükmü vardır. Elazığ depreminde bu hükmün uygulanmasından vaz geçilmiştir. İzmir depreminde de benzer uygulama yapılacak mıdır?
  25. Depremde toplam 652 ağır hasarlı bina tespiti yapılmışken,  Proje alanlarındaki binalar acilen yıkılmıştır. Halen ağır hasarlı olup yıkılmayan kaç bina vardır?
  26. Yıkımı resen gerçekleştirilen binaların enkaz bedelleri vatandaşlara ödenecek midir? Yıkım ihalesini alan firmalar ve ihale şartnameleri neden kamuoyu ile paylaşılmamaktadır?
  27. Devlet vatandaşından yıkım bedellerini talep edecek midir?
  28. İhale dökümanları, ihale şartnameleri, ihale edilen projelere ilişkin teknik ve hukuki detaylar neden kamuoyu ile paylaşılmamıştır
  29. Bakanlıkça yerinde üretilecek konut ve dükkânlar için, oluşabilecek muhtemel fazlalığın dağıtımı ile ilgili uygulama ne olacaktır?
  30. 7269 ve 6306 sayılı kanunların borçlandırma rakamlarının tesisi, yapılandırılması ve ödeme şekil ve şartları farklılık arz etmektedir. Binaların 7269 ve 6306 sayılı kanunlara tabi kılınarak ayrıştırıldığı gerçeğine binaen, uygulamada aynı afeti yaşamış vatandaşlar arasında gerek borç tahakkuku gerekse geri ödeme süre ve koşullarında da bu fark yaratılacak mıdır?
  31. Çevre ve şehircilik bakanı tarafından anıt park olacağı ilan edilen Rızabey apartmanının bulunduğu bölgedeki anıt park projesi hazır mıdır?
  32. 30.10.2020 tarihinde yaşanan deprem sonrası Bayraklı Şehir Hastanesi bölgesinde orman vasfı dışına çıkarılarak ve alanın sit statüsü yeniden düzenlenerek bir kısmı tamamen doğal sit statüsü dışına çıkarılmak sureti ile alelacele “rezerv alanı” belirlenmesi hangi bilimsel dayanaklarla yapılmıştır? İzmir’de 1995 yılında meydana gelen sel felaketi sonucu yitirdiğimiz 65 vatandaşımızın 58’i Laka Deresi Havzası’ndan gelen sellere kapılarak hayatını kaybetmesi sonrasında harcanan kamu kaynakları yapılan binlerce km. teras, ağaçlandırma yapılan alanın yeniden konut alanına çevrilmesi yeni felaketlerin kapısını açmayacak mıdır? Kentsel alan içerisinde rezerv alan/alanlar olarak belirlenebilecek kamu mülkiyetindeki alanlar olup olmadığı konusunda bir araştırma yapılmış mıdır?



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/haber/TMMOB-ve-Barodan-hukumete-32-Izmir-depremi-sorusu/93224