Deva İl Başkanı Ösen’den teşkilatlanma raporu, ‘kale’ ve ‘vizyon’ çıkışı, liyakat mesajı!

17 Mart 2021 Çarşamba   09:44

GERÇEKİZMİR - Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, Gerçekizmir’e konuştu.

AK Parti iktidarında uzun yıllar üst düzey görevler yürüten ve sonrasında DEVA Partisi’ni kurarak siyasi yaşantısına devam eden Ali Babacan’ın İzmir’de teşkilatı teslim ettiği Ösen teşkilatlanma sürecine dair detaylı açıklamalarda bulundu.

Gazeteciler Sercan Avcı ile Mehmet İşler’in sorularını yanıtlayan İl Başkanı Ösen, İzmir özelinde çarpıcı çıkışlara imza attı.

Geride kalan seçim dönemlerinde isminin sıkça adaylık için geçtiği Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) neden yer almamasından,  siyasete niçin DEVA Partisi’yle adım attığına yönelik sorulara da yanıt veren Başkan Ösen, “Diğer partilerde lidere biat eden kitleler, DEVA’da liyakat var” cevabını verdi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Tunç Soyer’in kent için koyduğu Akdeniz birliği vizyonunu doğru bulduğunu söyleyen Ösen, “Sayın Soyer’in vizyonu bence çok doğru. Ama vizyon kadar bunu uygulamak da lazım” diye konuştu.

Partisinin muhalefet olmak için kurulmadığını hatırlatan Ösen, yerel ve genel seçimler noktasında iddia ortaya koyarak iktidar mesajı verdi.

Kadın hakları mücadelesine de değinen Ösen, İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin konuştu ve net olarak, “Kırmızı çizgimizdir” dedi.

30 İLÇEMİZ HAZİRAN AYINDA BİTMİŞ OLACAK
Gerçekizmir: Teşkilatlanma modeliniz ve teşkilatlanma çalışmaları nasıl ilerliyor? Son durum nedir teşkilatlanmada ?

Seda Kaya Ösen: Türkiye’de daha önce hiç yapılmayan bir modeli uyguluyoruz. Alışılmışın dışında ve biraz zor… Siyasi partilerde il başkanı olur ve çevresindekilerle yönetim oluşturur. Daha önce bildiği insanlardan ilçe başkanları ataması yapar. Bizde her yere heyet atanıyor, bir kişi hiçbir yere atanmıyor. İl ya da ilçenin büyüklüğüne göre bir heyet atanıyor. Bu heyet 7-8 kişiye kadar çıkabiliyor. Biz il olarak böyle atandık, ilçeleri de böyle atıyoruz. Örneğin Karşıyaka ilçe başkanı budur, kurucu heyet de budur ve yönetimi oluşturun diyoruz. Konsensüs ve fikir birliğiyle ilçe yönetimleri oluşuyor. Bize getiriyorlar, biz de arkadaşlarda mutabık mısınız diyoruz. Oy birliği arıyoruz yoksa oy çokluğu arıyoruz. Ayrıca veri tabanını çok aktif olarak kullanıyoruz. Veri tabanına gönüllüler isimlerini bildiriyor. İzmir için yaklaşık 4 bin kişi belirterek geldi. Vatandaşlarımızın hepsini aradık, konuştuk. İlçeler bazında yaklaşık 700-800 kişiyle yüz yüze görüştük. İlçe teşkilatlarımızı ağırlıklı olarak bu kişilerle kuruyoruz. Şu ana kadar 18 ilçe başkanımız kesinleşti. Bunlardan 12 tanesi veri bankasından. Hepsi de ‘ben gönüllüyüm, DEVA’da çalışmak istiyorum’ diyen insanlar. Bu çok şeffaf bir model… Bizim kotalarımız var. Yüzde 50 hiç siyaset yapmamış insanlarla çalışıyoruz. Siyaset yapmışlardan da hepsi ağırlıkla bir partiden gelenlerle olmuyor. Yüzde 35 cinsiyet kotamız var. Kadın kotası değil. Yüzde 20 de genç kotamız var, 30 yaşının altındakiler için. Gençlik ve kadın kollarımız yok. Gençlik ve kadın tamamen ana bünyenin içinde yönetimde yer alıyor. Yönetimin de yüzde 50’si kadın ve gençlerden diğer kalanı da erkeklerden oluşuyor diyebiliriz. Bu çok heyecan verici… Çünkü gençlik ve kadın kollarının üzerine vazife olan şeyler var. Gençlik kadın bayrak asar, konvoy yapar, kadınlar ev ziyareti yapar. Bizde olay böyle işlemiyor, daha çok karar mekanizması içindeler. İl başkanlık kurulumuzda bile 4 tane 30 yaş altı genç var. Şu an yönetimleriyle ve her şeyiyle tamamlanan 6 ilçemiz var. 30 ilçemiz haziran ayında bitmiş olacak…

İYİ İNSAN İŞİNDE İYİ İNSAN
Teşkilatlanmada, başkanları, yönetimleri seçerken kırmızı çizgileriniz nelerdir?

Seda Kaya Ösen: DEVA Partisi’nin kırmızı çizgileri bizim kırmızı çizgilerimiz. Onlar ne? Bizim partimizin bakış açısı şu; hangi ideolojik geçmişten gelirseniz gelin ya da hangi hayat görüşüne sahip olursanız olun buraya gönül veren insanların buraya saygısı, demokrasiye, insan haklarına saygısı olmak zorunda. Birbiriyle yaşam kültürünü özümseyen insanlar olmak zorunda. Bizimle görüşmeye gelen insanlarda biz açıkçası bunu arıyoruz. Birlikte çalışma kültürüne ne kadar uygunlar? Sadece ben bilirim, herkes bana biat edecek diyen insanlarla çok fazla çalışmıyoruz. Çalışma kültürüne uygun insanlar olmaları gerekiyor. Vatandaşın yaşam tarzı ne olursa olsun devletin görevi aynı şartları vermektir, buna inanan insanlarla çalışıyoruz. Bir de genel başkanımızın bir lafı var; iyi insan işinde iyi insan… Buna dikkat ediyoruz.

AK PARTİ’DEN YÜZDE 30, CHP’DEN YÜZDE 20!
Gerçekizmir: İzmir’de kaç üyeniz var?

Seda Kaya Ösen: Henüz kongre yapmadığımız için üyemiz yok. Kayıtlara yeni başlayacağız. Başvurular gönüllü üye olmak isteyenler. Biz şu an kaydetme yetkisine sahip değiliz.

Gerçekizmir: Diğer partilerden talep var mı?

Seda Kaya Ösen: Başvuru tabii ki var. Düz üye olarak kabul edebiliyoruz. Ama yönetim kadrosunda transfere henüz partimiz açık değil.

Gerçekizmir: En çok hangi parti tabanından size ilgi var?

Seda Kaya Ösen: Veri tabanına gelen 100 bine yakın başvuru var. Genel merkezimiz anket yaptı ve ‘siz daha önce hangi partiye oy veriyordunuz?’ diye sordu. 15-16 bin kişi cevaplamış. Yüzde 30’u AK Parti’ye, yüzde 20’si CHP’ye, yüzde 10’u MHP’ye yüzde 10’u İYİ Parti’ye, yüzde 10’u da HDP’ye veriyormuş. Aslında tamamen Türkiye profili! Türkiye profili neyse DEVA’yı ilgilendiren kısım da o. Biz aslında birçok anlamda kendimizi ana akım siyasi parti olarak konumlandırıyoruz. Bu cevaba baktığımızda da bunun doğru olduğunu görüyoruz. Türkiye’de siyasi yelpazenin her tarafından kişi DEVA’ya başvuruyor. Biz bunu sahada da gözlemliyoruz. Sahada çok sıcak karşılaşıyoruz. Bizim kurucu genel başkanımız daha önce AK Parti’de siyaset yapmış bir kişi. AK Parti’nin çok düşük oylar aldığı ilçelere bile gittiğimizde kimseden tepki görmüyoruz. Çünkü çok uzun siyasi kariyerinde her zaman kendinin temiz siyasetçi olarak konumlandırdığı için herkes bizi çok iyi bir şekilde karşılıyor.

HER YERDE ÇOK İYİ KARŞILANIYORUZ
Gerçekizmir: İlçe turlarınızda size en çok hangi konuda şikayetler geliyor, geri dönüşler nasıl?

Seda Kaya Ösen: Bir kere her yerde çok iyi karşılanıyoruz. Bu bizim için çok iyi. Kınık’ta, Kiraz’da ne kadar ilgi görüyorsak Urla’da, Narlıdere’de, Güzelbahçe’de aynı ilgiyi görüyoruz. Diğer il teşkilatlarımız da bunu söylüyor. Şırnak’ta, Batman’da görülen ilgiyle Kırklareli’nde görülen ilgi de aynı. Bu aslında bizim tüm Türkiye’yi kapsadığımızı da gösteren bir durum ve bizim için çok önemli. Sahada iyi karşılanmanın yanı sıra halkın çok ciddi şikayetleri var. Başka bir şikayetleri de siyasilerin sahada olmaması. Çünkü bizim hemen hemen her yerde karşımıza çıkan şey; seçim olduğunda sahaya inerler, bizi ziyaret ederler, seçim olduktan 3-4 sene sonra biz burada hiçbir siyasetçi göremeyiz diyorlar. Biz aslında bunu da kırmaya çalışıyoruz. Bir siyasetçinin görevinin halkı 4-5 senede bir dinlemek değil sürekli dinlemek olduğunu göstermeye çalışıyoruz. Aynı yerlere sık sık giderek aşinalık da yaratmaya çalışıyoruz. Esnafın en büyük şikayeti ekonomiden. Ama hem yerel belediyeyi hem de hükümeti eleştiriyorlar. İzmir halkı bu konuda çok bilinçli, çok objektif değerlendirme yapabiliyor. Belediye ile merkezi hükümet arasındaki görev farklılığı da çok iyi oturmuş durumda. Örneğin şu iş belediyeyle alakalı değil Ankara’dan gelmiyor diye beyan edebiliyorlar. Türkiye’de demokrasi bilinci çok ciddi bir şekilde sandığa endekslenmiş durumda. Demokrasi konusunda ideal bir şeyi yaşamıyoruz. Demokrasi demek çoğunluğun azınlığa hükmü değil azınlık haklarının çoğunluk kadar rahat yaşanıyor olmasıdır. Bizim ülkede böyle bir sıkıntımız olduğu da aşikar. Sandığa inanç olarak halk bu konuda çok bilinçli… Ben bir söylediğimde, ‘bu böyle olmadı ama neyse biz bunun hesabını sandıkta vereceğiz’ diyebiliyorlar.

CHP’NİN DEĞİL DEMOKRASİNİN KALESİDİR!
Gerçekizmir: İzmir’deki yerel yönetimleri nasıl görüyorsunuz?

Seda Kaya Ösen: İzmir hep CHP’nin kalesi deniyor ya ben buna inanmıyorum. İzmir aslında demokrasinin kalesidir. Şu an verilen oyların çok ciddi bir kısmının iktidarın antidemokratik ve baskıcı rejimine tepki olarak verildiğini düşünüyorum. Belediyecilik olarak bakıldığında diğer şehirlere kıyasla İzmir’in ranta karşı daha korunmuş olması gibi çok artı yönler de var. Bunları görmezden gelmememiz gerekiyor. Muhalefet anlayışımız sadece tenkit üzerine kurulmuş bir anlayış değil. Sadece doğru olanı takdir etme ve yanlış olanın daha iyi nasıl olabileceği konusunda uyarma üzerinedir. Ama baktığımızda İzmir’in hak ettiği noktada olduğunu düşünmüyoruz. Hem altyapı yatırımları olarak. Küresel iklimsel kriz tüm dünyada var ama bu biliniyor ve bu kadar büyük kentsek biz belediyenin hazırlanıyor olması gerekir. Eksiklerimiz olduğunu düşünüyorum.

İZMİR’İN GÜNÜ KURTARMAK ÜZERİNE YÖNETİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM!
Gerçekizmir: Daha net sormak gerekirse, İzmir sizce nasıl yönetiliyor?

Seda Kaya Ösen: Ben İzmir’in çok uzun vadeli bir vizyonla yönetildiğini düşünmüyorum. Daha çok günü kurtarmak üzerine yönetildiğini düşünüyorum. Biz İzmir’i diğer Akdeniz şehirleriyle denk görüyoruz. Öyle olması gerektiğini düşünüyoruz. Marsilya, Valencia, Barselona’yla denk olması gerektiğini düşünüyoruz. Ve İzmir’in o durumda olduğunu da düşünmüyorum.

SOYER’İN VİZYONU DOĞRU AMA UYGULAMAK LAZIM!
Gerçekizmir: İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, göreve geldikten sonra ortaya böyle bir vizyon koydu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Seda Kaya Ösen: Sayın Soyer’in vizyonu bence çok doğru. Ama vizyon kadar bunu uygulamak da lazım. Bunun için strateji ve çok çalışmak lazım.

MUHALEFET OLMAK İÇİN PARTİ KURMADIK, HEDEFİMİZ İKTİDAR!
Gerçekizmir: Yerel seçimdeki iddianız nedir?

Seda Kaya Ösen: Hem yerel hem genel seçimde iddialıyız. Genel başkanımızın sözü var; biz muhalefet olmak için partiyi kurmadık, biz iktidar olmak için hedeflerimizi koyuyoruz. Aynı bu şekilde çalışıyoruz. Genel başkan yardımcılıklarımız sanki bir kabine gibi. Kabine çalışıyor gibi çalışıyorlar. İktidara geldikte sonra ilk 100 gün eğitim politikaları nasıl olacak, 1 sene içinde ne olacak, bunları çalışan kadrolar var. Çok da iddialıyız. Hem yerel hem genel seçimde iktidar olmak için çalışacağız. Bu konuda hiç mütevazi değiliz.

ERKEN SEÇİM OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Gerçekizmir: Erken seçim olma ihtimalini görüyor musunuz?

Seda Kaya Ösen: Partim adına cevap veremem ama şahsen olacağını düşünüyorum. Bu sürecin planlanan tarihe kadar sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. 

ANKET YAPTIRMADIK ÇÜNKÜ…
Gerçekizmir: Elinizde bir anket çalışması var mı?

Seda Kaya Ösen: Anket yapmıyoruz. Pandemi yüzünden çok sağlıklı bir anket çalışması yapılamıyor. Çıkan anketler de sağlıklı değil. Türkiye’de ilçelerde 3’te 2 oranında teşkilatlandık. Tüm illerde örgütlüyüz ama ilçelerde hiç tabelamızın asılmadığı 3’te 1 ilçe var. İlçelerde kendimizi duyuramadıktan sonra oralarda yapılacak anketin çok da doğru sonuç vereceğini düşünmüyoruz. Geçen gün kuruluşumuzun birinci yıldönümüydü, 1 milyon adet broşür basıldı, bize de 60-70 bin tane geldi. Tüm İzmir’de dağıttık. Kiraz’ın bazı köylerinde internet yok mesela, orada biz broşür sayesinde kendimizi tanıtabiliyoruz. Sosyal medyadan takip edilemiyorsak geriye sadece bu broşürler kalıyor.

İZMİR’DE HER YERDE KİBAR KARŞILANDIK
Gerçekizmir: Ülke siyasetinde ittifaklar var. İzmir’e yansıması nedir? Siz Büyükşehir Belediye Başkanı, CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi il başkanlarıyla bir araya gelebiliyor musunuz?

Seda Kaya Ösen: Asıl hedefimiz teşkilatlanma ve kendi ismimizi duyurma… Kendimize haziranı son tarih olarak koyduk. Hazirana kadar tüm mahallelerde örgütlenmeyi hedefliyoruz. Çok yoğun bir çalışma temposu içindeyiz. Tabii ki Büyükşehir Belediye Başkanımızla, valimizle de görüştük. İzmir demokrasi kenti… Diğer illerde il başkanlarımızın karşılaştığı tatsız olayların hiçbiriyle biz İzmir’de karşılaşmadık.  Her yerde son derece kibar, zarif, demokrasinin gereğince ağırlandık. Bir İzmirli olarak bu benim çok gurur duyduğum bir olay. Bundan çok mutluyum. CHP İzmir İl Başkanıyla zaten tanışıyorum. Bizi ziyaret eden il başkanları var, ağırlıyoruz. İttifak görüşmesi kapsamında değil bunların hiçbiri.

GENEL BAŞKAN BABACAN’IN İZMİR’E GELECEĞİ TARİH…
Gerçekizmir: Önümüzdeki süreçte İzmir’de genel başkan programı, ziyareti görünüyor mu?

Seda Kaya Ösen: Nisan ayı ortası itibariyle ilçe kongrelerimiz başlayacak. Kongrelerimize genel başkanımız gelmeyi arzu ediyor. Önümüzdeki günlerde kendisini ağırlayacağız. En son depremde ağırladık tabii çok tatsız bir olaydı. İnşallah daha güzel günlerde kendisini burada halkla buluşturacağız.

ÜLKEYLE, ŞEHİRLE İLGİLİ STRATEJİ ÜRETİYORUZ!
Gerçekizmir: Sizce İzmir’in en önemli sorunu ne?

Seda Kaya Ösen: Uzun vadeli plan ve strateji eksikliği… Partimizde de bunu yapmaya çalışıyoruz. Ülkeyle, şehirle ilgili hedeflerimiz var. Hedeflere ulaşmak için strateji üretiyor ve buna uygun çalışıyoruz. Ben İzmir’in günlük yönetildiğini düşünüyorum. Yoksa başka türlü bu kadar avantajı olan şehrin hala hayal ettiğimiz noktada olamamasının başka bir açıklaması olamaz.

DİĞER PARTİLERDE LİDERE BİAT EDEN KİTLELER, DEVA’DA LİYAKAT VAR!
Gerçekizmir: Geçmiş yıllardaki seçim dönemlerinde CHP’den aday olacağınız hep öne sürüldü. Ama siz siyasete DEVA Partisi ile girmeyi tercih ettiniz. Niye DEVA?

Seda Kaya Ösen: Çünkü aslında iki sebepten dolayı… DEVA’da bir ekip çalışması var. Türkiye’deki siyasi partilerde daha çok bir lider ve lidere biat eden kitleler vardır. Bu siyasi partiler kanununun da bir sonucu. Düzen ne yazık ki bu şekilde… Bu her partide böyle, hangi ideolojide olursa olsun, bir lider ve biat eden kitleler. Ne kadar kalifiye ve liyakatli olduğunuzdan çok kimi tanıdığınız, kimle ahbap olduğunuz daha önemli. Veya kimliğiniz, nereli olduğunuz, hangi mezhepten olduğunuz, nereden göç ettiğiniz gibi şeyler ne yazık ki Türkiye’deki siyasette bir mihenk taşı olarak karşımıza çıkıyor bence. DEVA’nın en büyük farkı bunların olmaması. Çok liyakat üzerine kurulmuş bir sistem var. Kadro hareketi var. Her genel başkan yardımcımız birbirinden daha kalifiye. Daha önce siyaset yapmamış ama işinde, gücünde çok iyi olan insanlar. Sadece bu işe vatanperverlik için girmişler. Fedakarlık yaparak bu ülke için biz ne yapabiliriz, elimizi taşın altına nasıl sokabiliriz diye gelmiş insanlar var. Bu kadro ve ekip beni çok etkiledi. Ben Türkiye’de artık kimlik siyasetiyle bir yere gidebileceğimize inanmıyorum. Türkiye’de bizim dışımızdaki tüm partiler bir kimliği ve profili temsil ediyorlar. Ya milliyetçi ya muhafazakar ya sosyal demokrat ya da Kürt milliyetçisi olacaksınız gibi… Ana akım siyaset yapan tek parti biziz.  

AKLI BAŞINDA BİR İŞ İNSANI DA KOLAY KOLAY BU SİSTEMİN İÇİNE GİRMEZ!
Gerçekizmir: Siz iş dünyasından gelen bir isimsiniz. Genelde iş dünyası siyasete mesafeli durur. Bunun sebebi sizce nedir?

Seda Kaya Ösen: Türkiye’de siyaset belli bir kurala oturmuş. Liyakatten çok kimi tanıdığınız, bağlantılarınızın ön plana çıktığı bir kurum olmuş durumda. Aklı başında bir iş insanı da kolay kolay bu sistemin içine girmez. Benim girme sebebim; DEVA’nın farklı olması. DEVA’nın iş insanlarını bu kadar çekmesinin sebebi de bu. Çünkü farklı bir perspektif sunuyor. Kurucularımızdan Sayın Nihat Ergün’ün bir lafı var; siyaset yapmak için insanlıktan vazgeçmenize gerek yok diyor. Çok önemli bir söz… Biz buna inandığımız için buradayız. Temiz siyasete inandığımız için buradayız. İş insanları da bu döngünün içine girmek istemediği için bugüne kadar siyasetten uzak durdu. Biz şanslıyız. Bizim genel başkanımızın ekonomiyi yönettiği dönemin AK Parti’ye oy vermeyen insanlar tarafından bile çok parlak dönemler olarak anılmasından dolayı iş dünyasının kendisine sıcak baktığını düşünüyoruz. Bu bir avantajımız. İkinci avantajımız da temiz siyaseti vurguluyoruz. Bizim öyle bir sistemimiz var ki, kişisel ikbal siyaseti yapanlar sistemin içinde kayboluyor. Çünkü sistem liyakat üzerine kurulmuş durumda. Onu yapanlar da yolda kayboluyorlar. Onu korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Kadınların, gençlerin ve siyasette kirlenmemiş isimlerin katılması için ben de buradayım. Benim kabul etmemdeki en önemli sebeplerden biri de, hayatım boyunca kadınların siyasette neden var olmadığını eleştirdim, tüm siyasetçilerle de bunun için tartıştım, bana teklif geldiğinde ben reddetseydim kendimle çelişmiş olacaktım. Onun için kabul ettim. DEVA bu açıdan çok önemli bir deney… İş dünyasındakilerin ve hayatını siyasetle tanımlamayan insanların ülkenin yönetiminde söz sahibi olmak için elini taşın altına koyması adına çok güzel bir fırsat. Bizim gibi iş insanlarının bu fırsata sahip çıkması gerekiyor. Sonuna kadar mesafe koyarak beğenmediğimiz insanlar tarafından yönetilmeye mahkumuz.

GENEL BAŞKANIMIZIN GÖZÜ MEVKİDE OLSAYDI ŞU AN İSTEDİĞİ HER ŞEY OLABİLİRDİ!
Gerçekizmir: Genel başkanınıza karşı bir ön yargıyla karşılıyor musunuz? 

Seda Kaya Ösen: Hiç karşılaşmadık.

Gerçekizmir: Çünkü Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu AK Parti iktidarının en güçlü dönemlerinde üst düzey görev alan isimler. AK Parti’den memnun olmayan kesimlerin zaman zaman buna atıfta bulunarak, ‘sizin de bu durumda payınız var, şimdi neyi eleştiriyorsunuz?’ eleştirileri kamuoyuna yansıyor. Bu kapsamda bir refleksle karşılaştınız mı?

Seda Kaya Ösen: Genel başkanımız cumhuriyet tarihinin en uzun bakanlık yapan siyasetçilerinden birisi. En büyük özelliği bu kadar uzun süre bakanlık yapıp isminin hiç kirlenmemiş olmasıdır. Bu da çok az siyasi figüre nasip olmuş bir şeydir diye düşünüyorum. Açıkçası bunun faydalarını görüyoruz. Yüzde 70 CHP’nin oy aldığı ilçelerde bile gezerken biz genel başkanımız hakkında hiç negatif bir şey duymadık. Bir de kendisinin mevkide gözü olmadığı kitleler tarafından biliniyor. Zaten olsaydı şu anda istediği her şey olabilirdi. Ama farklı bir hareketin içinde olmasının sebebi de Türkiye’nin şu an ihtiyacı olan değişimi ateşlemek için. Tabii ki AK Partili arkadaşlarımızın içimizde olması CHP’lilere ters gelebilir ya da öbürünün olması diğerine ters gelebilir ama burası çok kalabalık ve birlikte yaşama kültürüne önem veren insanlar tarafından kurulmuş bir parti. Bizimle beraber çalışmanın tek yolu da bu… Geçmiş birazcık geçmişte bırakılmalı. Bizim toplumsal olarak bu barışı sağlamamız gerekiyor. Hayat ettiğimiz Türkiye’nin peşinden koşmamız gerekiyor. Onun için geçmiş hesaplaşmalarını arkada bıraktığımızı söyleyebilirim.

BENİM YAPTIĞIM BENCE ÇOK MATAH BİR ŞEY DEĞİL!
Gerçekizmir: Siyasete girerken korkunuz oldu mu?

Seda Kaya Ösen: Olmadı. Ben biraz ama öyleyimdir, idealistim. Temkinli bir iyimserim. Her şeyin iyi olacağına inanırım ama bunun için çok çalışmak gerektiğine de inanırım. Tabii ki kolay değil. Hiç siyaset yapmamış bir insanın çok çalışması gerekiyor. Bizim partide istenen daha önce hiç siyasette ismi kirlenmeyen insanların siyasete girmesi ve teşvik edilmesi olduğu için aradığı ortamı buldum ve onun için buradayım. Benim yaptığım bence çok matah bir şey değil. Bizim Muş, Gümüşhane, Isparta, Kayseri, Samsun, Kütahya il başkanlarımız kadın. Bu arkadaşlarımın Anadolu’nun daha ataerkil şehirlerinde il başkanlığı yapabildiği bir yerde benim zaten çok çekinecek bir şeyim olmamalı diye düşünüyorum.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ KIRMIZIÇİZGİMİZDİR!
Gerçekizmir: Türkiye’deki kadın hakları hareketini ve mücadelesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle İstanbul Sözleşmesi üzerinden tartışmalar yaşanıyor, iktidar temsilcilerinin sert söylemleri var. Partinizin sözleşmeye bakış açısı nedir?

Seda Kaya Ösen: İstanbul Sözleşmesi genel başkanımızın söylediği gibi bizim kırmızı çizgimizdir. Bundan geri adım atılması söz konusu bile olamaz. Şu anda bu tartışmaların hepsinin siyasi ranta su taşımak için olduğunu düşünüyorum. Çünkü daha önce bu sözleşmeyi hazırlayan AK Partililerin şu anda karşı çıkıyor olmasının da başka bir açıklaması olmadığını düşünüyorum. Türkiye’de kadınların yaşadığı sıkıntıların birçoğu aslında konjonktürden kaynaklanıyor. İktidar tarafından kadına öyle bir aşağılayıcı bakış açısı var ki, onun için bu şiddeti gösteren erkekler bundan cesaret alıyor. Balık baştan kokar derler, çok doğru. Her şey aslında irade işidir. Baştaki iradenin nasıl durduğu ve aşağı kadar o insanların davranacağını şekillendirir. Baştaki hükümetin kadınlar hakkındaki açıklamalarını dinlediğiniz zaman zaten kadınlara nasıl baktığını görüyorsunuz. Yok şunu giyemez, onu hak etmiştir, şunu yapmıştır… Baştaki irade öyle olunca bir şey olduğunda çok şaşırmıyorsunuz. Çünkü ülkeyi yönetenler o kafadalar.  Öyle düşünen insanların ülkeyi yönetmemesi gerekiyor. Yani İstanbul Sözleşmesi kırmızı çizgimizdir, konuşulacak bir şey bile değil!

SİYASET TEKLİFİMİ ERKEKLER REDDETMİYOR, KADINLARIN HALA YÜZDE 50’Sİ KABUL ETMİYOR!
Gerçekizmir: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Seda Kaya Ösen: Kadınların siyasete girmesi konusunu çok önemsiyorum. Siyasetle ilgili görev teklif ettiğim hiçbir erkek beni reddetmiyor ama kadınların yüzde 50’si hala reddediyor. Çünkü çocuğum evde online eğitimde yalnız bırakamam, eşim, babam izin vermedi diyenler var. Haklılar. Toplumsal bazı kodlar var. Siyasetin bugüne kadar kirli yapılmış olmasından dolayı insanlar kendilerini korumak istiyor, özellikle kadınlar. Onları da anlıyorum. Fakat DEVA Partisi kadınlar için bir fırsat. Toplumu yarısını temsil ediyorsak yönetimin yarısını da temsil etmemiz gerekir. Ama bunun için bizim de kadınlar olarak bu işin altına elimizi koymamız gerekir. Şahsi olarak en önemli siyasi hedefim; kadınların siyasete olan ilgisini ve talebini arttırmaktır.



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/haber/Deva-Il-Baskani-Osenden-teskilatlanma-raporu-kale-ve-vizyon-cikisi-liyakat-mesaji/93558