GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Armağan Çağlayan'ın 196sekiz adlı Youtube kanalında ilgiyle izlenen 'Gör Beni' programına konuk oldu. Başkan Soyer, Çağlayan'ın soruları ekseninde siyaset ve özel hayatına dair önemli açıklamalarda bulundu. Programda yaşamı ilk kez 11-12 yaşlarında Bornova Anadolu Lisesi'nde yatılı okumaya başladığında sorguladığını ifade eden Soyer, hukukçu bir anne ve babanın evladı olarak yine aynı dönemde adaletsizliklerden rahatsız olmaya başladığını da ifade etti. SİYASET HAYATI DEĞİŞTİRME SANATI ÖMÜR BOYU SİYASET YAPMAK İSTİYORUM İZMİR'İ AŞKLA SEVİYORUM, HATTA KENDİME BENZETİYORUM "AİLE OLARAK ÇOK İNCİNDİK, ÇOK KIRILDIK" İLK GÖRÜŞTE AŞK HERALDE OYDU!
Yerel yöneticiden ziyade hayalinin siyasetçi olmak olduğunu dile getiren Soyer, siyaseti hayatın ta kendisini olarak gördüğünü ve hayatı değiştirme sanatı olarak gördüğünü söyledi. Soyer, "Hayaliniz yerel yönetici olmak mı yoksa siyasetçi olmak mıydı?" sorusunu şöyle yanıtladı: Siyasetçi olmaktı... Çünkü ben siyaseti hayatı değiştirme sanatı olarak görüyorum ve hayatı değiştirmek mümkün diye düşünüyorum. Ama yaş ilerledikçe gördüm ki siyasetin en güzeli yerelde yapılan, hizmet üzerinden yapılan siyaset... Ben yerel yöneticiliği son mertebe olarak görüyorum. İnsanlığın geleceğinin de kentler dünyası olacağını düşünüyorum. Yerelde akıyor hayat... İnsanların yerelde üretilen siyasetle ilgili beklentisi var. O yüzden de yerelde hizmet üretmenin dünyayı değiştirmek olduğunu düşünüyorum...
Soyer ayrıca siyaseten bundan sonraki hedefe yönelik soruyu ise , "Ömür boyu siyaset yapmak istiyorum bu doğru... Benim için hayatı değiştirme sanatı, hangi koltukta oturduğunuzun bir önemi yok. Steve Jobs'un hayatını okumuştum, "Daha ne istiyorsun bu hayatta" sorusuna "Bir çentik atmak" yanıtını veriyordu. Ben de tam böyle düşünüyorum. Bir iz bırakmak istiyorum" şeklinde yanıtladı.
Soyer, Seferihisar sonrası İzmir Büyükşehir Belediye başkanlığı koltuğundan hiç ürkmediğini ise şu sözlerle anlattı: Bu görevden hiç ürkmedim. Ben İzmir'i aşkla seviyorum, bir tutku, bir bağlılık... Hatta daha fazlası kendimi İzmir'i benzetiyorum. Yapılacak çok şey, o nedenle büyük bir heyecanla geldim. Ürkmekten daha çok daha fazlasını nasıl yapabilirim telaşıyla yaşıyorum.
Programda Soyer'in adaylığı döneminde askeri hakim olan babası Nurettin Soyer üzerinden gelen eleştiriler ve o süreç de gündeme geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı şunları söyledi: Başta ilk yumruklar, ilk salvolar çok iticiydi, çok üzücüydü. Aile olarak hakikaten çok incindik, çok kırıldık. Çünkü sürekli bitmek bilmez bir saldırı vardı. Fakat sonra sebeplerini anlamaya başladığınız zaman o saldırıların yıkıcılığı azalıyor. Anladığınız zaman daha az yaralıyor. O zaman tüm bu saldırılar nedeniyle vazgeçmek veya pes etmek noktasına da gelmiyorsunuz zaten. Doğru bildiğinizi, inandığınızı yapmaya devam ediyorsunuz.
Soyer programda tiyatro tutkusuyla geçen yılları ve buna paralel olarak eşi Neptün Soyer'le tanışmasını da anlattı. Fransa’da Uluslararası İlişkiler master yapmadan önce Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okuduğunu ve bu esnada Ankara Sanat Tiyatrosu’nda 5 yıl Rutkay Aziz ile tiyatro yaptığını söyledi. Ankara Sanat Tiyatrosu’nda tiyatro yapmak için Ankara'ya gittiğini ve hukuk okuduğunu söyleyen Soyer eşi Neptün Soyer ile tiyatro vesilesiyle tanıştığını şu sözlerle anlattı: Ankara Sanat Tiyatrosu’nda 5 yıl çalıştım. O arada çevre üniversitelerde, kentlerde tiyatro çalışmalarına da hep Ankara Sanat Tiyatrosu’ndan arkadaşları yönetmen olarak davet ederlerdi. Beni de bir arkadaşım Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Fakültesi’nde bir tiyatro grubu kurmuş ve işte orada ‘Rumuz Goncagül' oynanıyor, beni provaya davet etti. Goncagül de Neptün hanımda ve ben orada çarpıldım diyeyim. İlk görüşte aşk herhalde oydu. Orada benim de havam vardı doğrusu...