Nasıl bir kooperatif?
İlker Ağın

Zaman su gibi akıp giderken her gün bir siyasi gelişme, her gün yeni bir gündem, her gün kafada deli sorularla sıcak yaz günlerini geride bırakıyoruz.  Yaz rehavetine bendenizin tembelliği de eklenince siyaset yazmayı tatil etmiş gibi oldum. Ancak yerelde kırsal kalkınma gündeminin de peşini bırakmış değilim.
       Üretici pazarları açılışları, köylerde yerel özellikleri öne çıkaran eko turizmden yararlanma amacının daha öne çıktığı şenlikler, tohum takasları yaz aylarının keyifli etkinleri olmayı sürdürüyor.  Bu etkinliklerle de ilgili düşünce ve eleştirilerimi paylaşacağım ama Pagos Üretici Pazarını ayrı bir yere koyarak Sayın Tunç Soyer ‘i bu nedenle kutluyor, alkışlıyorum.
    Çiftçiyi - üreticiyi desteklemeyi, üretimin güvenle sürdürülebilir olmasını, yerelde kalkınmayı hedefine koyan yerel yönetimler bu işi ancak kooperatifler yoluyla gerçekleştirebileceğini biliyor elbette. Kırsal kalkınma modeli arayışlarında aklın yolu kooperatiflere çıkarken mevcut durumda kooperatiflerin de ayrı bir sorun olarak karşımıza çıkması gerçeğine değinmek istiyorum. 
     Bir köy düşünün. Pek çok köy gibi göç veren, üretimin bir türlü olması gereken düzeyde olamadığı, sosyo-ekonomik olarak ilerleyemeyen. Buradaki  okumuş yazmış emekli ya da sesi biraz farklı ve gür çıkan birkaç kişi köydeki üretim alanlarından kimilerine el atarak ekonomik getirilerini artırmak amaçlı yola çıkıyor ve bir kooperatif kuruyorlar. Süt kooperatifleri bu konuda yaygın bir örnektir.  Sonra toplam üyesi 20,30 hadi 50 olan bu kooperatifte üretim miktarından yönetim şekline kadar pek çok sorunla boğuşma içerisinde işler bir türlü iyiye gitmiyor. Ama özellikle yöneticiler de her nedense bir türlü işin başından ayrılmıyor. Sonra bu yöneticililere kızanlar ya da bir şekilde eski ünvanı almış yöneticiler ayrılıp yeni bir kooperatif kuruyor. Ya da siyasi ayrılıklarla aynı yerde aynı konuda bir başka kooperatif kuruluyor ya da kurduruluyor. Sonra sayısız, kendine yetemeyen ama üreticiye derman olma iddiasında   kurumlardan, yerel yönetimlerden, siyasilerden v.s yardım ve destek bekleyen kooperatiflerimiz oluyor.  Bu durum bana pek çok   dernek örneğini de hatırlatıyor nedense. Abartıyor muyum?  Sanmıyorum…
     O halde ne yapmalı?  İhtiyaç görülüp yerel yönetimlerin desteğiyle kurulacak ya da mevcutta desteklenecek kooperatifler için belli ölçüler, kurallar konmalı. Bu kurallar ve ölçüleri işin içindeki   akademisyenden üreticiye kadar muhataplarıyla belirlemek zor değil.
      Kurulduğu bölgede üretimine talip olduğu alandan, üretim miktarına, pazar payına, gelişme potansiyeline, ürün özelliği ve değerine, üye sayısından sermaye büyüklüğüne   kadar  pek çok kriter göz önüne alınarak tarım örgütleri desteklenmeli.
     Dünyada tarımı gelişmiş ülkeler aynı zamanda gelişmede başı çeken ülkelerdir. Tüm bu ülkelerde tarımsal kalkınma kooperatifler yoluyla olur ki piyasa yapıcı bu kooperatiflerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Kooperatifler desteklenirken bir kooperatif enflasyonu ortaya çıkmasına izin verilmez. 
      Başarı ve güç kavramları birbirini sever. Başarı için güçlü olmak güçlü olmak için birlikte olmak, örgütlü olmak gerekir.



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/yazar/Nasil-bir-kooperatif/322