Sağlığımızın kadın savaşçıları
Seray Akın

Dünya Kadınlar Günü için bir yazı yazmak istedim. Şöyle bir düşündüm, kadının tarihsel yolculuğu, ilk kadın kültleri, kadının doğurma kabiliyeti ve beslenmenin bile zor olduğu mağara çağında doğurduğunu kendi vücudundan besleme yetisi ile kadının tanrısallaşması gibi çok sayıda konu gelip geçti kafamdan…  Ama içime sinmedi bir türlü hangi dalı tutsam, yok dedim sen değil, şu an değinmek istediğim sen değil. Malum kadın uçsuz bucaksız bir evren. Ana, eş, evlat ve nicesi…

Döndü durdu kafamda konular ama sanırım pandemi süreci ve yaptıkları fedakarlıklar düşünülürse içime en çok sinen konu kadın doktorlar oldu. Aslında tüm kadın sağlıkçılar. Sonra bir baktım ki 14 Mart Tıp bayramı da devamında geliyor. Tamam! dedim Seray işte budur. 
Bir yıldır yaşadığımız süreçte canla başla çalışan doktorlarımız. Elbette ki erkek ve kadın diye ayırmıyorum. Çünkü tüm Dünya’daki doktorlarımızın bu virüs ile mücadelesine sonsuz saygı duyuyorum. Fakat dünya kadınlar günü ayrıcalığı yapma hakkımı da kullanmak istiyorum. Bizlere her ne kadar hikâye ve haber olarak ulaşsa da bebeğini evde bırakmak zorunda olan nice doktor analar bu süreçte canla başla mücadele etti.

Yani diyeceğim odur ki; Bugün size Dünya’daki ve Türkiye’deki ilk kadın doktordan bahsetmek istiyorum. 

Kadın kimliğini saklamadan doktorluk ünvanını alabilen ilk kadın 3 Şubat 1821’de İngiltere Bristol doğumlu olan Elizabeth Blackwell’dir. 23 Ocak 1849’da New York Geneva College’den birincilikle mezun olarak doktor olmuştur. Kadın olduğu için hiçbir hastahane işe almamış ve hiç kimse muayenehane açması için mülkünü kiraya vermemiştir. O da kendi evini satarak ilk muayenehanesini açmış ve 1957’de sadece kadınların eğitim gördüğü Women’s Medical College of the New York Infirmary’i kurmuştur. 1969’da da İngiltere’de National Health Service’i kurarak Florance Nightingale ile yeni doktorlar yetiştirmiş. Son dönemlerinde kitaplar yazıp 1910’da İskoçya’da vefat etmiştir.  

Türkiye Cumhuriyeti için ilk Türk kadın doktor ise Safiye Ali’dir. Aynı zamanda Türkiye’de Eğitim veren ilk kadındır. 2 Şubat 1894’te İstanbul’da D-dünyaya gelmiştir.  

?Babası Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid'in yaverlerinden Ali Kırat Paşa, annesi Şeyhülharem Hacı Emin Paşa'nın kızı Emine Hasene Hanımdır. İstanbul Amerikan Kız kolejini bitirdikten sonra devlet bursu ile Almanya’ya giderek Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirmiştir. 1923’te Türkiye’nin ilk Kadın doktoru ünvanını alarak Cağaloğlunda muayenehane açmıştır. Amerikan Koleji Bünyesindeki ilk kız tıp okulunda jinekoloji ve obstetrik dersleri vererek Türkiye’nin ilk eğitim veren kadını olmuştur. Ana ve çocuk sağlığı üzerine büyük çalışmalar yapmış, aynı zamanda da Türk Kadınlar Birliği’nin Sıhhiye Komisyonu başkanlığını yapmıştır. Kanser tedavisi sebebi ile Almanya’ya taşınmış ve 5 Temmuz 1952'de Dortmund’da vefat etmiştir. İki harika kadından sonra da Dünya’da çok sayıda değerli kadın doktorlar yetişmiş ve hala yetişmeye devam etmektedir. 
Cesaretleri ve kadınlara olan inançları takdire şayan bu iki kadın nezdinde tüm kadınların ve tüm kadın doktorların kadınlar gününü ve tıp bayramını kutlarım. 



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/yazar/Sagligimizin-kadin-savascilari/533