Sessiz kahramanlar: Deniz fenerleri
Seray Akın

Denize hayran biri olarak bu yaşıma kadar neden deniz fenerleri ilgimi çekmemiş hiç bilmiyorum. Belki de sınırları sevmemektir sebep. Ya da o tek başınalığından kaçıştır kim bilir. Geçtiğimiz aylarda bir araştırma nedeniyle hayatıma düşen deniz fenerleri, işte tam da kendi ihmalkarlığımdan yakaladı beni. Ah dedim nerelerdeydiniz …

O minik, sade, güçlü yapılar ülkemizin en uç deniz sınırlarında nasıl mağrur, unutulmuş ve gururlu duruyorlar.

Denizcilerin geceleri denizde yol, yön bulmaları, kıyılardaki tehlikeli sığlık ve kayalıklardan sakınmaları için karanlıktan sessiz bir şefkatle uyarı yapan deniz fenerleri, denizcilere seyirlerinde yardımcı olmak amacıyla sığ sularda, kayalıklarda ya da kıyılardaki tepelerde inşaa edilip döneminin aydınlatma sistemleri ile ışık saçarlar.

Tarihsel süreçte yağla, gazla, şimdi ise güneş enerjisi ile aydınlatılan deniz fenerleri bulundukları alanda lojman binası, kayıkhane, depo, kuyu, sarnıç, rokethane, kümes, ahır gibi yapıları ile kendi ihtiyaçlarını karşılayan yapılardır. Tabi ben bu yapıları araştırırken “rokethane ne ola?”  dedim. Bilmiyorum ben mi cahilim ama hani ben gibi ilk defa duyanlarla da paylaşmak isterim; Efendim, rokethane; karaya oturan ya da kaza yapan gemilerdeki mürettebatı emniyetle sahile alabilmek amacıyla acil durum taşıma sistemini sağlayan cankurtaran yapılarıymış. Bence çok havalı. Her neyse.

  Ülkemiz için fener yapılarının tasarımlarının bir merkezden yürütülmüş olmasıymış ülke kıyılarında birbirine benzer fener yapıları görmemizi sağlayan. Bu da mutlu edici bir bütünlük yaratıyor biraz dikkat edince, garip bir güven duygusu. Sanki fener kulelerinin hepsi biririnden haberdarmış gibi. Belki de öyledir kim bilir.

Hani kaç tane deniz fenerine dikkat ettin derseniz bugüne kadar sayısı bir elimin parmaklarını geçmez ama günümüzde ülkemizin Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne ait 459 Fener yapısı bulunduğunu öğrendiğimden beri daha özenir oldum deniz fenerlerine. Sonra da bir araştırmadır tuttu beni. Gelidonya ve Sarpıncık favorilerim arasında. Ama ne eşsiz manzaralar…

En ilgimi çeken nokta ise, fener yapılarının genellikle su elektirik gibi günümüz konfor imkanlarının ulaşamadığı uzak alanlarda bulunması nedeniyle kendi kendilerine yetebilen o özgür ve güçlü oluşumları oldu. Ben yazı romantik olsun diye ekstra anlam yüklüyorum ama zaten her şeyin bir ruhu bir canı yok mudur. Ama tabi şu an benim gözümde kendi başına ayakta duran güçlü bir kadın gibi deniz fenerleri.

Bir de bu yapıların bıkmadan ışımasını sağlayan kahramanlar var tabi. Döneminin teknolojisi ile o ışığın devamlılığından sorumlu emektar kahramanlar. Deniz feneri bekçileri. Bu güne kadar nasıl zorluklarla o yapıların yaşanmışlığını devam ettirdiklerinden bi haber oluşum beni üzse de artık bir deniz feneri resmine bile denk gelince anlatılamayan nice hikayeler oluşuyor zihnimde.

Yerleşim yerlerinden uzak yüksek tepelerde ya da uç kıyılarda yer alan fenerde oluşan hayatlar, yaşanan hastalıklar, sevinçler ve nice anılar.  Bir çoğu karaya bağlı olsa da ada fenerlerinin  zahmetli yaşamı bence en ilginç olan. Deniz bu huyu suyu belli olmaz aniden kızar coşar  bakmaz ki insanın hali nicedir? Sarıverir adayı, sevincinde de yasında da salmaz seni.

Benim zihnimde belirenler hiç yaşanmışmıdır bilmem ama okuduğum bir çok hikaye var deniz feneri bekçilerinin yaşadığı zorluklarla ile ilgili. İlginizi çekti ise hemen oturun bakın bakalım kim neler yazmış. Benimki sadece hoş seda sunmak olsun denizin tuzundan ve o güzel kadının yıllara meydan okuyan ışığından.



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/yazar/Sessiz-kahramanlar-Deniz-fenerleri/710