Büyük yıkımın 5. yılında Prof. Dr. Görür'den uyarı: Hükümet ile belediye kavga ederse kenti depreme hazırlayamaz!

Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - İzmir'in Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde 117 kişi hayatını kaybetti.

İzmir merkez üssü kendi sınırları içinde bulunmayan bir depremden bu denli etkilenirken, kent içindeki aktif fayların getirebileceği tehlikeler için sık sık uyarılar yapıldı.

5 sene önce bugün meydana gelen depremin ardından uzmanlar İzmir için bekleyen tehlikelere ve eskiyen yapı stokuna dikkat çekerken Prof. Dr. Naci Görür büyük yıkımın yıl dönümünde Gerçekİzmir’e önemli açıklamalarda bulundu.

Prof. Görür, İzmir’de yer alan aktif fayların büyük depremler üreteceğini belirtirken, yedi kent bileşenini sıralayarak önemli uyarılarda bulundu. Görür, “Hükümet ve belediye kavga ederse kenti depreme hazırlayamaz’ ifadesini kullandı. Görür, İzmir’de uygulanan mikro bölgeleme çalışmasının altını çizerken, uzmanların açıklamalarından korkmak yerine tedbir almak gerektiğini belirtti.

“BÜYÜK DEPREMLER ÜRETECEKLER”

Prof. Dr. Naci Görür sözlerine şöyle başladı: İzmir ve bulunduğu kesim depremlerin etkin olduğu bir yer. Zaten Türkiye genelde deprem bölgesidir. İzmir’de çok sayıda aktif fay mevcut. 15 tane sayılabilir. Bu faylar canlı faylardır. Zamanı geldiğinde deprem üreteceklerdir. Küçük depremler değil büyük depremler üretecekler. Ne zaman üretirler onu bilemiyoruz önemli de değil. O akademik bir konudur. İzmir’de bizim düşüncemiz eninde sonunda büyük depremler olabilir ne zaman olacağını bilmiyoruz ama bugün olur ama yarın olur ama insanlarımız ölür. Deprem olursa İzmir tahrip olur büyük ölçüde insanlarımız da ölür biz insanlarımız ölmesin kentimiz de tahrip olmasın istiyoruz. Bunun için de deprem dirençli İzmir’i arzu ediyoruz. Bizi yöneten hükümet ve yerel yönetimlerden bunu istiyoruz. Ölmek istemiyoruz.

7 BİLEŞENİ SAYDI, DİKKAT ÇEKTİ!

Ünlü deprem uzmanı şöyle devam etti: İzmir’de deprem olma ihtimaline karşı bugün veya yarın, 3 sene sonra ya da 50 sene sonra, 500 sene sonra insanlar ölecek. Benden sonra da insanların nesillerim ölecekse bu benim sorumluluğumdur. Bunun için de neler yapılacağı belli; İzmir’in kent bileşenlerinin deprem dirençli yapılması gerekir. Kent bileşenleri nelerdir? Bunlar içinde yönetim, halk, altyapı, yapı stoku, ekosistem, çevre ve ekonomiyi saymak mümkündür. Bir kent 7 bileşenden oluşur bu saydığım bileşenlerden. Bu bileşenler eğer sağlam olursa yeterli olursa o kent deprem dirençli olur. Onun için şimdi yapacağımız İzmir’deki tehditlerini önce araştırmak. İzmir’de hangi faylar var, çevrede hangi faylar. Bunlar hangi şiddette deprem üretir, İzmir’i nasıl etkiler onu bileceğiz. Kendini gösteren, fikri kendinden menkul adamların söylediği ile değil gerçekten bilim yapan uluslararası niteliği olan adamların söylediği araştırmalar önemli. Dilin kemiği mi var herkes konuşur. Bir de bu depremlerin İzmir bileşenlerini nasıl etkileyeceği, yani halkı nasıl etkiler yönetimi nasıl etkiler, yapı stokunu nasıl etkiler ve ekonomiyi nasıl etkiler bunu bilimsel veriler ile ortaya koymak lazım. Etkileri minimize edecek önlemler alınmalıdır. Deprem olmadan İzmir’i hangi fayların tehdit ettiğini ve bu fayların bileşenleri nasıl etkileyeceğini bilirsiniz gerekeni yaparsınız ondan sonra deprem bir anlamda hoş geldi sefa geldi.

(İzmir depreminde yıkılan bir bina)

“ARA SIRA KONUŞMAKLA DEPREME HAZIRLIK OLMAZ”

Depreme hazırlık için konuşan Görür, “Deprem dirençli kent demek minimum hasarla depremi atlatan kent demektir. Benim kentim deprem dirençli olduktan sonra gelen depremden korkmam. Bu olmadan kentsel dönüşüm yaptım, beş tane bina yaptım, oraya bunu yaptım bırak bu işleri. Zaten yapmak gereğindesin. Sözünü ettiğim adımların atılması gerek. 10, 15 sene çalışacaksın hiç durmadan. Sahaya ineceksin. Başka türlü depreme hazırlık olmaz öyle ara sıra konuşmakla, bir tane, beş tane, beş yüz tane ev yapmakla, 3 tane müteahhiti sırtlamakla bu işleri yapamazsın. Bilimsel yöntemlerle yapacağız” dedi.

MİKRO BÖLGELEMENİN ALTINI ÇİZDİ

İzmir’de devam eden mikro bölgeleme çalışmasının altını çizen Görür, “Bir kenti depreme hazır hale getirmek için mikro bölgeleme çalışması yapacaksın. Tehditleri bileceksin. Nerelerde faylar var, uzunlukları nasıl bütün bunlar bileceksin. İzmir’de benim geldiğim zaman mikro bölgeleme çalışmasıydı. Onun için ben cesaretlenmiştim, hoşuma gitmişti. Deprem dirençli bir kent için yapılması gereken ilk şey mikro bölgeleme çalışmasıdır. Zevkine göre kullanımı değil. Veriye dayalı iş yapmak demektir. Burada ev yapacaksın, yapabilir misin, yapamaz mısın? Kararı mikro bölgeleme çalışması verecek. Kafandan, müteahhite yaslanmak için siyasi davranmayacaksın. Bilimin verilerine göre yapacaksın. Mikro bölgeleme olmadan hiçbir kent deprem dirençli hale dönüştürülemez” diye konuştu.

HÜKÜMET VE BELEDİYE KAVGA EDERSE KENTİ DEPREME HAZIRLAYAMAZ!

Görür belediyeler ve hükümetin deprem dirençli kent yaratma yolunda iş birliği yapması gerektiğine vurgu yaparak, “Bir kenti deprem dirençli nasıl yapılır anlattım, onlar yapılıyorsa mesele yok. Belediye bu 7 bileşeni yapacak, durmadan çalışacak. Sokağa inecek, 5, 10 sene fiili çalışacak adamları seçecek. Belediye başkanı da bunu halka anlatacak. Halk, hükümet ve belediye ile kol kola girecek. Birbirleriyle kavga ederlerse kenti deprem hazırlayamazlar. Halkın denetimi olmadan hazırlayamazsın. Bir deprem kültürüne sahip olmadan bir kenti depreme hazırlayamazsın. Belediye başkanı sırtını döndüğünde kaçak binalar yapılıyorsa bu işi başaramayız. Türkiye’de bir tane deprem dirençli kent daha yok. Birbirimizi aldatmayalım” dedi.

“TÜRKİYE’DE DEPREM DİRENÇLİ KENT YOK”

Görür ‘İzmir’de kapsamlı çalışma var mı? sorusunu yönelttiği bölümde, “Türkiye’de deprem dirençli hiçbir kent yok. Ülkede binlerce insanı telef ettik, bugün de can güvenliğimiz yok. Can güvenliğimiz için kentleri deprem dirençli kent haline getirmemiz lazım. Kimseyi suçlamamızın anlamı yok sen de kabahatlisin ben de kabahatliyim. İzmir deprem dirençli olmak için gerekeni yapıyorsa yapana aferim. Bu iş hiç durmadan sahada çalışıp 10 senede, 15 senede bitirmek lazım bu iş böyle olur. Zaman zaman aklına geldikçe konuşmakla olmaz. Sadece bina yapmak ile olmaz. İzmir’i deprem hazırlık için tüm bileşenlerin her an her gün durmadan çalıştığını görüyor olman lazım böyle bir çalışma var mı şu an? Kapsamlı çalışma yoksa iradeli bir çalışma yoksa İzmir depreme hazırlanmıyor demektir” ifadelerini kullandı.

“KORKMAK YERİNE TEDBİR ALMAK LAZIM”

Görür deprem uzmanlarının açıklamalarının korku yarattığı iddialarına yönelik olarak ise, “Deprem uzmanlarının açıklamaları, korku nedir biliyor musun? Çoluk çocuğu ve kendisinin can güvenliği yoksa o zaman korkar. Bilim adamları eğer bir takım uyarılarda bulunuyorsa o uyarılar için tedbir almak lazım. İzmir’de 15 tane fay olduğunu ben biliyorum. Korkmak yerine uyarılar için tedbir almak lazım. Her fayda paleosismolojik çalışmalar yapılır eski deprem kayıtlarına bakılır. Bu açıklamaları kim söylüyor? Evrensel niteliğine bakacaksınız. Titrinin profesör olması önemli değil. Uluslararası bilim adamı mı? Aldığı atıfların sayısı ne? Basın olarak bunu incelemeniz gerek. Sizin bir dakika kardeşim senin çalışmaların ne dünyada ne kadar tanınıyorsun bunu sorgulamanız gerekir. Bunlar doğru söyleniyor ise o zaman itimat etmek gerek. Başında profesör yazıyorsa tamam büyük adam. Vatandaşımız söylenen sözü söyleyen kişiyi araştırmıyor ki. Bu yüzden ülkemiz geri kalmış bir ülke midir diye isyan ediyoruz. Dürüst adam zaten popülarite olsun diye laf söylemez. Veriye dayanmadan konuşmaz. Araştırmayı da uluslararası platformda yapar. Bu adamları dinleyin onun dışındakiler konuştuğu zaman sorgulayın” dedi.

MEDYAYA ELEŞTİRİ!

Medyaya eleştiri yönelten Prof. Dr. Görür, “Medya kesinlikle görevini yapmıyor. Türkiye deprem ülkesi. Her an deprem olabilir. İnsanlar ölebilir. Böyle bir durumda medya ortalığı yıkmalı bu konuda mecazi anlamda gündeme getirmeli. Yöneticilerden talep etmeli. İzmir’de yürüyüş yapan, sesini yükselten, depremde ölmek istemiyoruz diyen kuruluşlar, mücadele edilen bir durum gördün mü? Bilimi, teknolojiyi kullanmanın zamanı gelmedi mi? İzmirli herkesi konuşuyor hiçbir gün gündeminde deprem var mı Allah rızası için? Ben söylüyorum ama kim ciddiye alıyor ki?” diye sözlerini bitirdi.