CHP’li Özkan’dan muhalefete ‘istifa’ çağrısı!

Asena TUNCA/GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, bir basın toplantısı düzenledi. İzmir’de son dönemde meydana gelen orman yangınlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Özkan basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

MUHALEFETE 'İSTİFA' ÇAĞRISI!

Özkan muhalefete istifa çağrısı bulundu ve PKK’nın silah bırakması ile devam eden açılım sürecine ilişkin konuştu, Özkan şunları kaydetti: "Tüm muhalefet partilerinin vekillerinin istifa etmesini savunuyorum. O zaman gelin hep beraber istifa edelim. 596 milletvekili var. 288 milletvekili istifa etmiş olur. Tüm muhalefet partileri. Tüm muhalefet istifa ettiğinde meşruiyet yok olmuş olur. Bu sonuçla meşruiyet sorunu başlar. DEM Parti demokratlarla mı yoksa otokratlarla mı yola devam etmek ister? 25 yıllık otokraside ekonomi batmıştır, sosyal hayat içinden çıkılamaz acılarla doludur. Zengin-fakir fark etmiyor. İnan Kıraç'a Çorum'dan bir avukat atanıyor. Kastettiğim 'tüm muhalefet unsurlarının demokrasicilik oynamaya son veriyoruz, demokrasi için halka gidiyoruz' demesidir."

"Ödemiş'te Tosunlar ve Üzümlü köyleri yandı. Ödemiş Kurtuluş Savaşı'nda 5 uçak alıp gönderen yerdir, bir tane uçak gönderilmedi" diyen Özkan, "Milleti cayır cayır yakarak geldikleri yer acınacak bir noktadır. Ne plan ne program tanıyorlar. Bu büyük derdin dermanı erken seçimdir. Bir tanker uçak alacaksınız 5 milyar liraya" şeklinde konuştu.

"KENDİ İÇİMİZDE KAVGA EDECEĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORLARSA YANILIYORLAR"

CHP'nin operasyonlar ve tutuklamalar gölgesinde olan kongre takvimini başlatmasına ilişkin Özkan şunları söyledi: "Kemalpaşa ve Bayındır Belediye Başkanları ile cezaevi ziyareti yaptık. Bizim parçalanıp kendimizle kavga edeceğimizi düşünenler yanılıyorlar. Buradayız, ben tek kalsam da silahımı kuşanırım burası izmir hepimizi içeri alabilirler sade bir üyemiz gelir kapıyı açar kuvayı milliye der. Elbet bizde de suç işleyenler olabilir. Herkes yargılanabilir. Ben 6 yıl cezaevinde kaldım. Delil varsa ortaya konur. Ancak ne İstanbul ne İzmir'de tutuklu yargılanacak bir durum yok. Tutukluluk peşin cezaya dönüştü. Tuzun koktuğu yer hukuktur. Biz hukuku arıyoruz."

Özkan İzmir Anayasası'na ilişkin şunları söyledi: "1994'te 2 şey konusunda uyarı yapmıştım: Suyun İzmir'de tükenmekte olduğu bu iktidar Tahtalı'nın, Gördes'in zemin etütlerini doğru yapmadıkları için. Su tutmaya yönelik barajların yarısı su tutmuyor. Bu talandır. Biz buna karşı İzmir'de bir yasal düzenleme yapalım dedik. Su, deprem, yangın konularında. Yeraltında su barajları, sel gelen yerlerde yeraltında olsun, sel alanlarını ıslah edelim, kent ormanlarımızı büyütelim dedik. Kabul etmediler. Kentin imar düzeninin olmuşası gerekiyor. Hadi biz hata yapıyoruz. İktidardakiler neden olmaz demiyor. 6,8 ila 7,2lik bir simülasyonda ayakta kalan kamu binası yok. Depreme hazırlıklı olunsun diyoruz. Nato kafa, nato mermer."

Yangınlarda denetim ve eğitimin önemine vurgu yapan Özkan şunları söyledi: "Almanya'dan gelen bir kişi sigarasını gelip Türkiye'de yere atıyor. Almanya'da bunu yapabilir mi? Denetim ve eğitim. Bu milletin eğitim sistemini çökertirlerken hep çocuklarımızın geleceğine işaret ettik. Mutlaka bu iktidar değiştirilmeli. Kişi yaptığı eylemden sorumlu tutulmalıdır. Nijerya'da 12 bisiklet hırsızı idem edilirken tarihin en büyük bisiklet hırsızlığı yapıldı. Böyle mücadele edilmez. Herkese adalet önünde eşitlik sağlanmadan ağır cezalar caydırıcı olmaz. Ormanlarımızın korunması konusunda mutlaka önlem alınması gerekiyor. AK Parti orman köylülerini yok etti. Bu sistemli bir bakış açısı. Önce AK Parti'den kurtulmamız gerekiyor."

ELEKTRİK ŞİRKETLERİ İÇİN AÇIKLAMA

Yangınlarda elektrik şirketlerinin payına ilişkin de konuşan Özkan şöyle devam etti: "Özelleştirmenin enerji sektörü dağıtım alanında olması felakettir. Vali Bey söylüyor, neden suç duyurusu yok? Sözün bittiği yerdeyiz."

ÇÖP TARTIŞMASI

Özkan çöp tartışması için ise şunları söyledi: "İnsan içtiği suyun zehirlenmesine izin verir mi? Çevre felaketine dönüşmeyecek şekilde planlanmalıdır. İzmir'i zehirleyecek yapıya izin vermeyeceğimiz gibi katakulli ile Ankara'dan çıkarmaya çalışırlarsa direniriz."