GERÇEKİZMİR - Manisa, son altı ay içinde iki büyük kayıpla sarsıldı. Kent, önce Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’i, ardından Manisa tarihinin ilk kadın belediye başkanı olan Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ı kaybetti.
Altı ayda iki acı kayıp
Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, 9 Haziran’da evinde geçirdiği talihsiz kaza sonucu yaşamını yitirdi. Zeyrek, 60 yıl aradan sonra CHP’ye Manisa Belediye Başkanlığını kazandıran isim olmuştu. Kent, bu kaybın yarattığı üzüntüyü atlatamadan ikinci bir acı haberle sarsıldı.
Gülşah Durbay yaşamını yitirdi
Manisa tarihinin ilk kadın belediye başkanı olan Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, bir süredir kanser tedavisi gördüğü şehir hastanesinde hayatını kaybetti.
12 gündür yoğun bakımda olan ve solunum cihazına bağlanan Durbay’ın vefatı, sevenlerini ve Manisa kamuoyunu yasa boğdu.
Belediye binası önünde tören
Gülşah Durbay için bugün Şehzadeler Belediyesi binası önünde resmi tören düzenlendi. Törenin ardından Durbay, son yolculuğuna uğurlandı. Manisa’da iki önemli ismin kısa aralıklarla hayatını kaybetmesi, kentte derin bir üzüntü yarattı.
Denizli’den duygu yüklü veda
Durbay’ın ailesini temsilen törende ilk konuşmayı yapan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, yakın arkadaşı Durbay’a şu sözlerle veda etti:
Bizim gençlik kollarında kesişen yollarımız, önce bir dostluğa, ardından mükemmel bir kardeşliğe dönüştü. Gençliğimizin ruhunda o, Manisa’nın parlayan yıldızıydı. Yıllar geçtikçe mücadelemizde yükseldi; aynı anda birçok alanda eğitimini tamamladı. Hastalığından kaynaklanan halsizliğine rağmen, “kaç kişilik yaşıyorsun” diye dalga geçilecek kadar azimliydi. Hukuk fakültesini bitirdi. Eğitimini yarım bırakmadı, birçok diplomasına bir yenisini daha ekledi.
Hayalini kurduğumuzdan çok daha öte günleri birlikte yaşadık. Manisa’nın ilk kadın belediye başkanı olma yolculuğunda, adaylık sürecinde bile yol arkadaşlarını düşünürdü. Lalitom “Genel Başkanımız, Şehzadelerden aday olmamı istiyor” diye beni aradığında, kendi meselesini bir kenara bırakıp “seni nasıl adaylaştırabiliriz” diye düşünüyordu. Sanırım kardeşliğimizi en iyi anlatan şey de buydu. Bizim önceliğimiz hep diğeriydi.
31 Mart’ta partimizin Türkiye genelindeki zaferinde telefonum susmuyordu. Ama ben, sonuçlar henüz kesinleşmemişken, tebrik telefonlarına cevap vermek yerine Gülüm’ü aradım. Mutluluk gözyaşlarıyla önce onu tebrik ettim. O günlerde Gülşah hasta değildi; bu vedaya değil, hayallerine çok yakın bir gündü.
SEN BU HAYATTA TANIDIĞIM EN GÜÇLÜ KADINLARDAN BİRİYDİN
Sen, bu hayatta tanıdığım en güçlü kadınlardan biriydin gülüm. Hastane yatağında yanına uzanıp kollarında ağladığım kaç kemoterapi geçirdiğimizi bilmiyorum. “Başını dik tut” derdin hep. Büyük bir aşkla, tutkuyla memleketinin sokaklarına koştuğunu; belediyenin programlarına gittiğini; Manisa halkının arasına karıştığını ben bilirim. Parmağını kaldıracak halin olmadığı zamanlarda bile müthiş bir sorumlulukla işinin başında olduğunu da ben bilirim. Kemoterapinin yan etkileriyle sahneye çıkmadan önce kusup, sahnede devleşen bir kadın olduğunu da ben bilirim.
BİR AN OLSUN EĞİLMEDEN YAŞADIN
Senin kardeşin olmak benim için bir ayrıcalıktı. Bana, içim ağlarken gülmeyi; canım yanarken mücadele etmeyi sen öğrettin. Sen bir savaşçı olarak, mücadeleci olarak yaşadın. Bir an olsun eğilmeden dimdik aramızdan ayrıldın.
Yalnızca üç hafta önce Çeşme’de bana son kez kalmaya geldiğini sen de biliyordun, ben de biliyordum. Açıkça konuşmadan uzun bir veda konuşması yaptık. O gün konuştuklarımız daima emanetin olacak. Bir aniçin bile gözün arkada kalmasın.
Ailen bizim ailemiz oldu. Dostlarımız bir an olsun yanından ayrılmadı. Bak, hepimiz bütün kırmızı yelekliler bugün yine buradayız, bir aradayız. Yoğun bakım yatağında bizden helallik istedin; bizim de tüm haklarımız sana helal olsun.
GENEL BAŞKAN’IMIZ HİÇ YALNIZ BIRAKMADI
Bu süreçte senien çok teselli eden şeylerden biri de Sayın Genel Başkanımızın, sağlık durumunu bir an olsun takipten vazgeçmemesi oldu. Her şeyi bir yana Gülşah'ın sağlığını bir yana koydu. Gülşah’ı hiç yalnız bırakmadı. Gülüm, son günlerinde bile bu yoldaşlığı gururla, gözleri ışıl ışıl anlattı. Ben de bir yol arkadaşı olarak, bir kız kardeş olarak teşekkür ediyorum.
Ve gülümün güzel ailesi sizin evladınız olmayı çok sevdi. Ama sanırım en çok, annesinin nazlı güzeli, babasının canı, kardeşinin en değerlisi olmayı sevdi.
Çok acıklı bir hikâye yazdık değil mi gülüm?Bu gülümün yoğun bakımda söylediği son sözlerdi. Hayır gülüm, "Sen kısacık ömrüne birçok başarı sığdırdın."
Asla unutulmayacaksın.
Ah gülüm… Yüreğimdeki acıyı tarif edecek söz bulamıyorum.
Eksiğim, boşluğa bırakılmış gibiyim.
İyi ki bu memleketten geçtin.
İyi ki hayatlarımıza dokundun.
Seni çok seviyorum.
Seni çok özledim.
Rabbim seni cennetin en güzel köşesinde huzurla ağırlasın.”
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
|||||||
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |











Künye
İletişim
Facebook
Twitter
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri