Asena TUNCA/GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın, Büyükşehir’de Belediye-İş sendikasının örgütlü olduğu İZDOĞA, İZULAŞ, İZBETON şirketlerinde bin 30 işçinin işten çıkartılması sürecini başlatmasının ardından sendika ile Büyükşehir arasında gerilimli süreç başladı.
Belediye İş Sendikası ve Başkan Tugay bugün sabah saatlerinde Kültürpark’ta bulunan İzmir Sanat’ta bir saat kadar süren bir ‘toplu işten çıkarma’ zirvesi gerçekleştirdi.
İzBB'de örgütlü Belediye İş Sendikası, sendikalarına üye bin 30 işçinin işten çıkarılması kararının ardından Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul dahil olmak üzere tam kadro İzmir’e geldi. Belediye İş Sendikası yöneticileri bir saat kadar süren görüşme sonrasında sendika binasında açıklama yapmak üzere hazır bulundu.
İşten çıkarma noktasına gelinen süreci ve bugün gerçekletirilen zirveyi değerlendiren Belediye İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul şunları söyledi: “İşinden, ekmeğinden olan çocukları, ailesi için gözyaşı döken arkadaşlara geçmiş olsun diyorum. İşçi sınıfının emekten gelen gücünü birleştirerek böyle olayların ülkemizin hiçbir köşesinde yaşanmaması için uğraşırız. Bu sabah bir görüşme yaptık. Bu görüşme ne sendika ne işveren isteğiyle oldu. Aracılar aracılığıyla oldu. Sabah görüştük, isterlerse gene görüşürüz. Bizde küskünlük olmaz. İzmir’i yönetenler ve kent yaşamına gereken hizmetleri yerine getirenler var. İnsanız hatamız olduğunda düzeltmek için elimizden geleni yaparız ama tüm samimiyetimle söylüyorum ki bugüne kadar arkadaşlarımız o kadar zor durumda bırakılıyor ki… Türkiye’deki tüm vatandaşların önüne atılıyor arkadaşlarımız. Bunlar doğru rakamlar değil sayın Başkan’a da söyledik ama anlatmakta zorluk çektik. TİS yetkisi bize 5 Aralık’ta geldi. Bunun 60 günlük süresi var ya bitirirsin ya da grev kararı alırsın ve grevi bildirip greve çıkarsın. Bu sözleşmeler pratik olarak 3 günde bitmesi gereken sözleşmelerken 4 ayda bitirilmiş. Ben geçmiş yönetimi değil doğruyu savunuyorum. Bizim greve çıkmamız lazımdı. Çok etkin bir eylem de yapmadık ama Sayın Başkan ve ekibi tarafından bize ithamlar geldi. Aylarca uğraştık. Önümüz yerel seçimler dedik. Biz bunu fırsatçılık olarak değerlendirmiyoruz. Greve çıkmak en zor şeydir. Bakmayın öyle halay çekiliyor ama varlık meselesidir.
(Yurdakul'un paylaştığı İZBETON'a ait maaş bordrosu)
“KARŞIYAKA’DA DOĞRUYDU DA BÜYÜKŞEHİR’DE Mİ YANLIŞ?”
Yurdakul süreci anlattıktan sonra konuşmalarını şu sözlerle sürdürdü: “En iyi sözleşme masada bitendir. Genel Sekreter Barış Bey’e masaya tekrar oturun denildiği bilgisi geldi. Başkan’ın onayını aldıktan sonra dönüp ‘sözleşme bitti’ dediler. Greve çıksak ‘Sendika seçimi kaybettirmek için greve gidiyor’ deniliyor. Başka siyasi partinin belediye başkanı olsa bir şey diyemeceğim yahu hepiniz aynı partidensiniz. Kendi aranızdaki sürtüşmeler yüzünden neden işçi cezalandırılıyor? Arkadaşların suçu ne? Bir hafta önce siz de Karşıyaka Belediye Başkanı idiniz. Siz de bir hafta önce bitirdiniz. Siz neden bırakmadınız? Böyle suçlama mı yapılır. Büyükşehir’de de doğrusu buydu. Karşıyaka’da doğrusu buydu da Büyükşehir’de eğri mi oldu. İşe devam primi ve teşvik primi deniliyor. Bunlar iyi niyetle konulmuş maddeler. Bunlar bir hafta önce TİS’e girmiş maddeler değil. Bunlar hep kanıtlı. Ben bir emekçiyim. Arkadaşlarımız emekçi. Emekçi haksızlığa uğrayanın yanında olur. Yalan yanlış şey söylemez. Ailelerine, evine ekmek götüren arkadaşların ekmeğine sahip çıkıyoruz. Bunu İstanbul Başsavcısı gibi anlamasın, Başkan’ın ailesi çok kıymetli ama bizim ailemiz ve çocuklarımız da çok kıymetli. 2 madde dediği maddeler 2005 yılından beri var.
(İZULAŞ'a ait maaş bordrosu)
ÖRNEK BORDROLARI GÖSTERDİ
“’Belediye İş üyesi işçilerin en az aldığı ücret 80 bin lira’ diyor. Bugün de tekrarladık. Öyle değil. Maaşlar 55-65 bin lira arası. Bordrolar belediye tarafından gönderilen bordrolar. En düşük maaşlar burada. 80 bin lira nerede kardeşim? Yasal kesinti konulduğunda bile 80 bin lira olmuyor. Bir vergi adaletsizliği için de savaşıyoruz. Bunu zaten eleştiriyoruz. Eylül ayındaki artışta 130 bin lirayı bulacağını söylüyorlar. Bizim aylık artışımız 6 aylık çakma enflasyon. Tahmin edebiliriz. Nasıl hesapladınız bunu da 130 çıktı. Ben 15’in üzerine cebimden koyacağım arkadaşlara vereceğim. Eylül ayındaki artışa 5 de ben ekleyeceğim. 130’dan düşeceğim. Protokolü de ben yapacağım. Ankara’da da söyledim. Konuşmuşlar ancak kabul etmemiş.”
“BEN BANKAMATİK DEMEDİM”
“Ben bankamatik kelimesini hayatımda kullanmadım kullanmam. Ben çalışmayan varsa tespit et dedim” diyen Yurdakul sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Çalışmayan varsa kimseye haksızlık yapmadan getir tespit edelim ilk imzayı ben atacağım dedim. Biz alın teri dökeni savunuyoruz. Emekli olacak olanları teşvik edelim dedik. Bu iş adliyeye gidecek. Dünya kadar yük gelecek belediyeye. Sadece vekalet ücreti 30 bin lira. Bin 30 kişinin sadece vekaleti, 8-12 ay oranında maaş ödemesi yapılması gerekiyor. Ama neye inat ediyor başkan? Ben işçi çıkarırsam İzmir’İn ekonomisi düzelir diyor. 26 bin işçi olduğunu şimdi 38 bine çıktığını söylüyor. Bizim zaten toplam çalışanımız 5 bin. Sayın Başkan kimseye haksızlık yapılmadan çıkarılacağını söylüyor. Ben gene aynı yerdeyim.”
“SEÇİMDEN SONRA İŞE ALINANLARI RESMİ RAKAMLARLA PAYLAŞIN!”
Yurdakul’un konuşmasının ardından işten çıkarılan işçiler ve Başkan Tugay’ın kısa bir videosu izlettirildi. Videoda işten çıkarılan işçilerin çalışma koşulları ve aldıkları ücretlere yer verildi. Yurdakul, videonun ardından şu yorumda bulundu: “Biz kent yaşamı için gereken hizmetleri veriyoruz. Çalışmayanın arkasında dayısı, emmisi var diye dokunmuyorsunuz. Çalışan, emek veren insandan ne istiyorsunuz? Seçimden sonra kaç kişi aldığınızı resmi rakamlarla İzmir halkıyla paylaşın. İşçi arkadaşlar, tebliğ edilenler bugünden itibaren arabulucuya gitsin. Haksızlığa uğrayanların yanındayız.
“ÖLMEMEK İÇİN SOKAĞA ÇIKMAK ZORUNDA BIRAKILDIK”
“Bunu masa başında uzlaşarak çözmek isterdim. Protokoller çalışan lehine yapılır. Aleyhine olmaz. Müzakere istiyorsan 6 ay sonra yetkisi gelecek sözleşme için. Yetki geldiğinde müzakere masasında konuşuruz. Orası müzakere masası. Arkadaşlarımızı ailelerini aç bırakmakla tehdit edip bize diz çöktürmeye çalışırsanız biz diz çökmeyiz. Bu arkadaşlarımızı neden işten attınız? Fazla almıyor yahu. Daha dün bir yapı yeriyle sözleşme imzaladınız. Belediye İş örgütlü bir şekilde dayanışma içinde bir parça daha iyi olması için yoksulluk sınırının üzerine çıkmak lazım. Gerekirse bordroları İzmir halkına dağıtacağız. Öyle konuşmak mesele değil. Bir adım geri atan namerttir. Ölmemek için sokağa çıkma mecburiyetinde bıraktılar bizi. 1 Temmuz’da Egemenlik Binası önündeyiz. Bizi buna zorladılar. 1 Temmuz’a kadar umarız bu haksız işten atmalar durdurulur. Olmazsa Egemenlik Binası’nda halledilir. Yoksa İzmir ve Türkiye’ye yayılacak.”
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |