Tüm Yerel-Sen İzmir’den Büyükşehir’e ‘görev yeri’ ve ‘çalışma barışı’ çıkışı!

GERÇEKİZMİR - Tüm Yerel-Sen İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Ufuk Cengizler imzası ile yayımlanan açıklamada İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndeki birimlerde  işçi personelin, memur personellere ‘şef’ veya ‘amir’ olarak görevlendirildiği ve sendikanın iş yeri temsilcisinin hiçbir gerekçe gösterilmeden Selçuk’tan Gaziemir’e görevlendirildiği açıklandı.

Sendika taleplerini sıralarken aksi halde hukuki yollara başvuracaklarını duyurdu.

Sendikadan yapılan açıklama şöyle:

Konu: İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Hukuk Tanımaz Uygulamaları, Sendikal Faaliyetlere Baskı ve Yasa İhlalleri Karşısında Kamuoyuna Duyuru

Değerli Basın Mensupları, Kamuoyunun Saygıdeğer Temsilcileri,

Tüm Yerel-Sen İzmir 3 Nolu Şube olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi idaresi tarafından son dönemde artan ve hem 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nu hem de 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nu açıkça ihlal eden uygulamalarını kamuoyuyla paylaşma ve protesto etme zorunluluğumuz doğmuştur. Yaşananlar, memurun görev güvencesi, statü hakkı ve liyakat ilkesine dayalı yükselme hakkını fiilen ortadan kaldırmakta ve aynı zamanda sendikal hak ve özgürlüklerin ciddi biçimde ihlal edildiğini göstermektedir.

Belediye idaresi tarafından, işçi statüsündeki personelin memurlara amir konumunda görevlendirilmesi, kamu personel rejiminin temel ilkeleri olan liyakat, kariyer ve statü ayrımını ortadan kaldırmakta; görev ve yetki dengesini bozarak çalışma barışını zedelemektedir. Kamu personeli sisteminde her kadro, unvan ve statü yasal çerçevede belirlenmiştir. Bu çerçevenin dışında yapılan atamalar, yalnızca bireysel mağduriyetlere değil, kurumsal yapıya da zarar vermektedir. Kadro esasına dayanmayan görevlendirmeler hem hukuki hem de idari bakımdan geçersizdir.

Bu yanlış uygulamaların en somut örneği, belediyenin çeşitli birimlerinde işçi personelin memur personellere “şef” veya “amir” olarak görevlendirilmesidir. Özellikle Sosyal Yardımlar Şube Müdürlüğü bünyesinde işçi statüsünde kilerin şef olarak konumlandırılması, kendilerine ayrı birer oda tahsis edilmesi ve memur personellere karşı mobbing boyutuna varan tutumlar sergilemeleri, kurumsal yapıyı zedeleyen ve çalışma barışını bozan ciddi bir örnektir. Bu uygulama, Başkan Cemil Tugay’ın “herkes çayını kendisi alacak, tüm yöneticiler bir arada olacak” yönündeki söylemiyle de açıkça çelişmektedir.

Sendikamızın, işyeri temsilcilerimizin ve Şube Başkanımızın belediye yönetimine yaptığı görüşme talepleri uzun süredir cevapsız bırakılmaktadır. Özellikle Sosyal yardımlar ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığına defalarca iletilen görüşme taleplerine yanıt verilmemiştir. Bu durum, kanunen zorunlu olan diyalog mekanizmasının kasıtlı biçimde işletilmediğini göstermektedir. 4688 sayılı Kanun, kamu kurumlarının sendikalarla personelin ortak menfaatlerine ilişkin konularda görüşme yapmakla yükümlü olduğunu açıkça belirtmektedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi yalnızca bir nezaket eksikliği değil, doğrudan bir kanun ihlalidir. Demokratik bir yönetim anlayışında, çalışanların temsilcileriyle diyalog kurmamak, idarenin şeffaflık ve katılımcılık ilkelerinden uzaklaştığını açık biçimde ortaya koymaktadır.

Öte yandan, sendikamızın işyeri temsilcisinin hiçbir hizmet gerekçesi bulunmaksızın ve kendi talebi olmaksızın Selçuk’tan Gaziemir’e görevlendirilmesi, açık bir keyfilik örneğidir. Üstelik bu görevlendirmenin, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın talimatı doğrultusunda yapıldığı bilgisi sendikamıza ulaşmıştır. Bu durum yalnızca bir idari tasarruf değil, sendikal haklara doğrudan müdahale anlamına gelmektedir.

4688 sayılı Kanun’un 18. ve 25. maddeleri, sendika temsilcilerinin görev güvencesini açık biçimde düzenlemiştir. Bu hükümlere göre, işyeri temsilcileri sendikal görevleri süresince görev yerlerinden alınamaz, yerleri değiştirilemez ve görevlerini yerine getirmelerini engelleyecek hiçbir idari işlem yapılamaz. Belediye yönetiminin bu işlemi açıkça yasa dışıdır. Ayrıca, ilgili birimde görevlendirilebilecek başka personeller bulunmasına rağmen özellikle sendika temsilcisinin seçilmesi, işlemin keyfi ve kasıtlı olduğunu göstermektedir.

Bu tablo yalnızca sendikal haklara değil, memur personelin çalışma güvenliğine, mesleki saygınlığına ve psikolojik sağlığına da zarar vermektedir. İşçi statüsündeki personelin memur personel üzerinde yetki kullanması, kamu hizmeti hiyerarşisini bozmakta; görev tanımlarının belirsizleşmesiyle kurumsal kaos yaratmaktadır. Bu durum, kamu hizmetinin verimini düşürmekte ve çalışanlar arasında adaletsizlik, güvensizlik ve huzursuzluk ortamını büyütmektedir.

Sonuç olarak; İzmir Büyükşehir Belediyesi idaresinin son dönemdeki uygulamaları, kamu yönetiminde temel alınması gereken eşitlik, liyakat, hukuka bağlılık ve tarafsızlık ilkelerini açıkça ihlal etmektedir. Bu süreçte sendikaların en temel görevi; çalışanların onurunu, mesleki güvencesini ve haklarını savunmak, idarenin keyfi tutumlarına karşı üyelerini korumak ve kamusal denetim görevini yerine getirmektir. Tüm Yerel-Sen İzmir 3 Nolu Şube, bu sorumluluğunun bilinciyle hareket etmektedir ve hiçbir baskı veya tehdit karşısında geri adım atmayacaktır.

Bu kapsamda;

- İşçi personelin memur personeline “şef” veya “amir” olarak atanması uygulamasına derhal son verilmelidir.

- Belediye idaresi, 4688 sayılı Kanun’un 32. maddesi gereği sendikamızla diyalog kurmalı ve temsilcilerimizle bir an önce görüşme gerçekleştirmelidir.

- Sendika temsilcimizin sendikal faaliyetleri nedeniyle mağdur edildiği açık olan görev yeri değişikliği iptal edilerek kendisi eski görev yerine iade edilmelidir.

Aksi halde, tüm bu hukuk ihlalleri hakkında idari ve adli yollara başvurulacak, belediye yönetiminin bu tutumundan sorumlu olan kişiler hakkında gerekli tüm hukuki işlemler başlatılacaktır.

Tüm Yerel-Sen İzmir 3 Nolu Şube olarak; hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm kamu emekçilerinin haklarını savunmaya, hukukun üstünlüğü ve adaletin tesisi için mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.

TÜM YEREL-SEN

İZMİR 3 NOLU ŞUBE BAŞKANLIĞI