GERÇEKİZMİR- İzmir, temmuz ayının son günlerinde beklenenin ötesinde bir su kriziyle mücadele ediyor.
Kente su sağlayan ana kaynaklarda yaşanan azalma başta olmak üzere çeşitli faktörlerden kaynaklı olarak planlı kesintiler yapılması bekleniyor. İlk kesinti İzmir'in turistik ilçesi Çeşme'de uygulanmaya başlandı.
Belediye yetkilileri su tasarrufu çağrısında bulunurken, önce Belediye Başkanı Tunç Soyer tutuklu bulunduğu Buca Kırıklar Cezaevi'nden yazdığı 29 Temmuz tarihli cezaevi günlüğünde geçmişte başlatılan ancak sonlandırılan projelere değindi.
Soyer şunları yazdı:
“SUSUZ YAZLAR YAŞANMASIN DİYE…
Su, hayattır.
Ve hayat, bazen gözümüzün önünde, sessizce çekilir bizden.
Bir süredir coğrafyamız dönemsel olarak büyük bir kuraklık tehdidi altında. Ege’den Doğu Anadolu’ya, ülkemize gıda sağlayan tarım alanlarımız, su kaynaklarımız iklim değişikliğinin kuraklık tehdidinin yanı sıra uzunca bir süredir yanlış tarım ve su politikalarının da olumsuz etkileri ile karşı karşıya.
Bu yanlış politikaların en zorlu ve en olumsuz etkilerinden birinin de ülkemizde ve kentlerimizde su kıtlığı olacağını bekliyorduk.
Evet, İzmir de kurak yıllar ve su kıtlığı olacağını biliyorduk. Çünkü bilim, bunu söylüyordu. Ve ben, hayatım boyunca bilimin sesine kulak vermeyi bir vicdan borcu bildim. Seferihisar Belediye Başkanlığım boyunca bu inançla yol aldım. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığım dönemimde de bilim insanlarımız, meslek odalarımız, sivil toplum örgütlerimizle kentin sorunlarını konuşarak, tartışarak ortak akılla birlikte çözüm yolları aradık.
Su yönetimi İzmir’in çözüm bekleyen en önemli sorunlarının ilk sıralarındaydı.
Çünkü su en önemli yaşamsal kaynağımız, su yoksa hayat da yoktur.
Seferihisar da “Başka bir tarım mümkün” diyerek çıktığımız yola İzmir büyükşehir belediye başkanlığım döneminde “Başka bir su yönetimi de mümkün” diyerek devrim niteliğinde diyebileceğim önemli adımlar attık.
2021 Dünya Su Günü’nde, İzmir’de ev sahipliği ve organizasyonunu yaptığımız “Kentlerde Sürdürülebilir Su Politikaları Zirvesinde” 11’i büyükşehir olmak üzere 22 belediye başkanımızla birlikte “Başka bir su yönetimi mümkün” politikasının manifestosunu yayımladık. Bu manifestonun en önemli ilkelerinden biri “Doğanın su döngüsünü koruyacağız” ilkesiydi.
İşte tam da bu ilkeyi rehber edindik ve yola çıktık. Ve ülkemizde ilk defa bir yerel yönetimde, İzmir Büyükşehir belediyemiz iştirakinde İzmir’in su kaynaklarını geliştirmek ve “Süngerkent İzmir” projemizi uygulamaya sokmak için “Su Kaynakları Araştırma ve Uygulama Merkezini” kurduk. Merkezin başında danışmanım, su kaynakları uzmanı Alim Hocam ve 21 kişilik bu teknik ekibimizle, 3,5 yıl boyunca gece gündüz demeden çalışarak doğa temelli yeni bir yağmur suyu yönetimi olan “Süngerkent İzmir” projemizi geliştirerek adım adım hayata geçirmeye başladık.
İklim değişikliği, kuraklık ve taşkınlarla mücadeleyi doğa temelli çözümlerle yönetmeyi esas alan ve kentleri su döngüsü ile yeşil bir dönüşüme tabi tutacak Süngerkent projemizle İzmir’i beş yıl içinde bir sünger şehir olarak inşa etmeyi hedefledik.
Bu amaçla İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinde Türkiye’nin ilk Süngerkent yönetmenliğini 2022 yılında onaylayarak yürürlüğe soktuk.
İlk kapsamlı Süngerkent projemize yağmur suyu hasadına teşvik sistemi ile başladık. Kentimizde yağmur hasadını geliştirmek ve bir kent kültürü oluşturmak için 5000 binaya 5000 yağmur deposu teşvik sistemi getirdik.
İlk yağmur suyu hasadı depolarımızın dağıtımına, 1963 te çekilen ve ilk uluslararası Türk filmi olan “Susuz Yaz” filmine konu olmuş, kuraklığın önemine verdikleri mücadele ile sesini tüm dünyaya duyurmuş Bademler köyümüzde başladık.
Bir örnek vermek gerekirse İzmir’de tüketilen su yaklaşık 225 milyon ton, İzmir’deki çatılara düşen su ise yaklaşık 75 milyon ton ki bu Tahtalı Barajının 1 yılda sağladığı sudan daha fazla.
Yağmurun her damlasını değerlendirelim istedik,
Bir daha “Susuz Yazlar" yaşanmasın istedik.
10.000 binaya 10.000 yağmur bahçesi kampanyası,
Sünger okullar, sünger parklar, sünger otoparklar yaptık.
Küçük Menderes ovasında yeraltı sularını besleyecek ülkemizin ilk biyolojik sızdırma gölet projesini gerçekleştirdik.
İzmir’in derelerini, ovalarını, caddelerini, sokaklarını, yollarını, çatılarını, pazaryerlerini, otoparklarını, alışveriş merkezlerini, bahçelerini sünger gibi çalışacak yeni bir yağmursuyu yönetim modeliyle tanıştırdık, ARGE nitelikli ilk pilot projelerimizi gerçekleştirdik. Yaptığımız bu onlarca projelerin her birini Süngerkent İzmir projemizin web sayfasında izleyebilirsiniz.
Tüm bu deneyimleri derleyip başta İzmir olmak üzere tüm belediyelerin alt yapı sistemlerinde kullanabileceği 400 sayfalık kapsamlı bir Sünger Kent kitabı, teknik uygulama kılavuzu hazırladık.
Türkiye’nin dört bir yanından birçok akademisyen, kamu kurumları gelip İzmir’in bu hikâyesini dinlediler.
Türkiye’de ilk defa bir kentin klasik borulu su ve kanalizasyon alt yapı sistemi esas alınarak bu sisteme bütünleştirilmiş yeni bir yağmur suyu yönetim sistemi olan sünger kent yeşil alt yapı yağmur suyu tesisleri uygulamaya geçme olanağı buldu.
Kısacası tüm bu çalışmalarla İzmir’de su kıtlığı, kuraklıkla ve taşkınlarla mücadelede ülkemizde örneği ve benzeri olmayan çok önemli alt yapı sistemlerinin temelleri atılmış oldu.
Ve bu çabalarımız, bilim insanları tarafından da takdir gördü.
Akdeniz Üniversitesi 26. Çevre Hizmet Ödülleri kapsamında, Süngerkent İzmir Projesini, Türkiye ölçeğinde ödüle layık gördü.
Bu ödül, sadece bir başarı belgesi değil; doğru yolda olduğumuzun, doğaya kulak verdiğimizin bir teyidiydi.
Ve sonra...
Bu umut veren hikâye yarıda kaldı..
Süngerkent İzmir Projesi iptal edildi.
Su Kaynakları Araştırma ve Uygulama Merkezi kapatıldı.
Çalışanlarının önemli bir kısmı işten atıldı.
Akdeniz Üniversitesinin verdiği ödül kendi elinde kaldı, çünkü belediyeden kimse bu ödülü almaya gitmedi.
Türkiye’de bir örneği olmayan 400 sayfalık Süngerkent İzmir kitabının matbaada basımı durduruldu.
Bugün, kapalı duvarların arkasında kurak bir geleceği düşünürken, içimden sadece şu geçiyor:
Keşke...
Keşke o projeler sürseydi.
Keşke biz, bu güzelim şehri biraz daha dayanıklı kılabilseydik.
Ama hâlâ geç değil.
Çocuklarımıza yaşanabilir, sağlıklı kentler bırakmak istiyorsak, hep birlikte çalışmalıyız.
Suyu tasarruflu kullanmalı, onu düştüğü yerde tutmalı, doğayla yeniden barışmalıyız.
Çünkü ben hâlâ inanıyorum:
Başka bir su yönetimi mümkün.
Boş yapma kardeşim,
Suyu boşa akıtma.
Gelin, hep birlikte damlaya damlaya çoğalan bir geleceği inşa edelim.
Susuz yazlar yaşamayalım.
Sevgiyle kalın,
Umutla kalın.”
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |