Yakaköy'de mahalleli kalıcı çözüm bekliyor

İzmir'in Bornova ilçesinde günlerdir su kesintisinin yaşandığı ve İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU) ekiplerinin tankerle destek sağladığı 4 bin nüfuslu mahallenin sakinleri kalıcı çözüm bekliyor.

Bornova'ya 14 kilometre uzaklıkta, yaklaşık 500 hanesi bulunan Yakaköy Mahallesi'nde günlerdir yaşanan su sorunu, tepkilere neden oluyor.

Suların akmaması nedeniyle kişisel bakım ve temizlik gibi temel ihtiyaçlarını karşılayamayan vatandaşlar, kendi kuyularından çıkardıkları suyu tankerlerle ev ve iş yerlerine taşıyor.

Mahalle sakinlerinin 14 Temmuz'da Bornova Belediyesi binası önünde yaptığı eylemin ardından, İZSU ekipleri tankerlerle depolara su getirmeye başladı. Ancak bu su da vatandaşların ihtiyacını karşılamaya yetmedi.

Yaşanan duruma tepki gösteren mahalle sakinleri, günler süren su kesintilerine kalıcı çare bulunmasını talep ediyor.

"Eylemden sonra su taşımaya başladılar"

Ali Osman Kaptan, Kurban Bayramı'ndan bu yana su kesintisi yaşadıklarını ve içme suyunu tankerlerle evlerine taşıdıklarını belirterek, "Bayramdan sonra o kadar rezillik çektik ki, abdest alacak suyu bulamadık. Her yeri arıyoruz ama ilgilenen yok. Eylemden sonra 7-8 tanker su taşımaya başladılar. Şu anda rezil bir durumdayız. Bu tankerle su taşımak çözüm değil, taşıma suyla değirmen dönmez, kalıcı çözüm istiyoruz." dedi.

Özcan Kaptan da suyun yetersizliğinin yanı sıra sıcakta artan tüketimle şebeke basıncının düştüğünü ifade etti.

Dört çocuk annesi Ayşe Mert ise bahçesindeki 40 yıllık kuyudan çıkardığı suları şişelere doldurarak traktörüyle evine götürdüğünü söyledi.

Belediyenin tankerlerle su taşımasını eleştiren Mert, şunları kaydetti:

"En sonunda artık çıldırdım, delirdim ve tankerin önünü kestim. Bunu herkes dalgaya almış, bunu herkes parti sorunu yapmış. Ben CHP'nin buradaki mahalle temsilcisiyim. Bu hepimizin sorunu. Biz bunun için çırpınıyoruz. Biz kalıcı çözüm istiyoruz. Bornova Belediyesi önünde eylem yaptık. Başkan çıkıp 'ilgileniyorum' deseydi, biz elini sıkar oradan ayrılırdık. Oy zamanı ben onun arkasında durduysam, gelecek o da bu köyün arkasında duracak. Ben köyümün, halkımın hakkını arıyorum. Çocuklarımızı sadece siliyoruz. Bu işin salgın hastalığı var, ondan endişe ediyoruz. İshali, biti, piresi var. Yazık, günah."