Zeydan Karalar'ın tutukluluğuna itiraz!

Adana Büyükşehir Belediyesi Zeydan Karalar, CHP'li belediyelere yönelik operasyon kaspamında etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyen bazı kişilerin ifadeleri gerekçe gösterilerek tutuklanmıştı. 7 Temmuz akşamı tutuklanan Karalar'ın avukatları ise kapsamlı bir dilekçe hazırlayarak tutukluluk haline itiraz etti. İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'ne sunulan dilekçede, tutuklamaya gerekçe gösterilen iddiaların somut delillerden yoksun olduğu ve Karalar'ı suçlayan Baki Nugay’ın ifadesindeki çelişkilere vurgu yapıldı. Dilekçede, Baki Nugay’ın iddialarını çürütmek amacıyla birçok belge ve bilgi yer aldı. Dilekçede yer alan bazı ifadeler özetle şöyle:

“ZEYDAN KARALAR İLE GÖRÜŞTÜĞÜNE DAİR MADDİ DELİL YOK”

“Soruşturma kapsamında müvekkilimize yöneltilen sorulara göre kendisi ile ilgili iddia, yalnızca Baki Nugay isimli şahsın soyut iftiralarına dayanmaktadır. Bu şahsın ifadesinin müvekkilimizle ilgili kısmı ise yalnızca, ‘Seyhan Belediyesinin çöp toplama, temizlik işini Barka ile birlikte Abayrak isimli firma ortak olarak almıştı. Yine işi aldıktan sonra o dönem Seyhan Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile bizzat ben görüştüm. Zeydan Karalar bana düzenli ödeme alabilmemiz için her ay belli bir miktarın kendilerine ödenmesi gerektiğini ve bu süreci temizlik işleri müdürü Özcan Zenger ile yürütmemiz gerektiğini belirtti. Talebini kabul etmememiz halinde ödemelerimizi geciktireceklerini biliyordum. Teklifini kabul etmek zorunda kaldım’ şeklindedir.

Ancak bu şahıs, ifadesinde bu sözde görüşmenin ne zaman, nerede, kimlerin nezaretinde yapıldığı gibi somut hiçbir bilgi vermemiş, soruşturma kapsamında ifadesi alınan diğer kişilerin de hiçbiri böyle bir görüşmeye şahit olduklarından söz etmemiş, bu görüşme iddiasına yönelik maddi bir delil de gösterilememiştir.”

“KARALAR, BAKİ NUGAY’I MÜTEAHHİT OLARAK BİLİYORDU”

“Müvekkilimiz ifadelerinde Baki Nugay isimli şahsı müteahhit olarak bildiğini, seçimi kazanmasını takiben bu şahsın kendisi ile görüşmek istediğini öğrendiğini, görüşme talep eden her müteahhitle olduğu gibi kendisi ile de görüştüğünü ancak bu görüşmede kesinlikle böyle bir konuşmanın gerçekleşmediğini ifade etmiştir.”

"Karalar'ın yaşı itibariyle tutuklama tedbiri, sağlık ve yaşam hakkı açısından son derece önemli sakıncalar doğuruyor"

Avukatları, Karalar’ın tutuklululuğunun ise ölçüsüz olduğunu belirterek, şunları ekledi:

“Bu açıdan bakıldığında müvekkilimiz Zeydan Karalar'ın Türkiye'nin en büyük illerinden birinin büyükşehir belediye başkanı olduğu ve hiçbir sabıkasının bulunmadığı açıktır. Müvekkilimiz hakkındaki isnadın tamamen iftira niteliğindeki soyut beyanlara dayanan bir iddiadan ibaret olduğu, 67 yaşında olan, pek çok sağlık sorunu bulunan ve tutukluluk sebebiyle pek çok sağlık sorunuyla karşılaşması olası olan müvekkilimiz hakkında başkaca pek çok koruma tedbirine hükmedilebilmesi mümkünken tutuklanmasına karar verilmesinin ölçülü olamayacağı, zaten kanun koyucunun da bu gibi durumları göz önünde bulundurarak CMK m.109'da tutuklama yerine, pek çok farklı adli kontrol yükümlülüğüne hükmedilebileceğini öngördüğü, bu açıdan işin öneminin hükmedilen tedbirle ölçüsüz olduğu açıktır.

Burada müvekkilimizin yaşı itibariyle tutuklama koruma tedbirinin, sağlık ve yaşam hakkı açısından son derece önemli sakıncaların doğduğu gerçeği karşısında işin öneminin hükmedilen tedbirle orantısız olduğu açıkça görülmektedir.”

Adem Sözüer’in bilimsel mütalaasından: “Baki Nugay etkin pişmanlıktan yararlanan bir fail konumunda değil”

Soruşturma açısından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkili olamayacağını söyleyen İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Sözüer de bilimsel mütalaasında Karalar’ın ifadeye çağrılmak yerine gözaltına alınması ve gözaltı süresinin uzatılmasının hukuksuz olduğunu belirtti. Diğer taraftan Sözüer’in mütalaasında, “Baki Nugay'ın etkin pişmanlıktan yararlanan bir fail veya şerik konumunda olmadığı, kendisine karşı işlendiği iddia ettiği irtikap suçunun mağduru konumunda olduğu, iddia edilen mağduriyet bakımından ise bunun yegâne delilinin, Baki Nugay'ın tutuklu olduğu soruşturma dosyası kapsamında verdiği ifadesi olduğu, bu ifadedeki iddialar ise soyut ve çelişkili olup inandırıcılıktan uzak olduğu, nitekim Baki Nugay'ın beyanları ile dosyaya yansıyan bazı bilgilerin mukayesesinin bu şahsın beyanlarının manipülatif olduğu hususunda ciddi şüpheler yarattığı, bizatihi kendisi ciddi anlamda şüpheli olan bir beyanın, hedef aldığı kişiler yönünden kuvvetli suç şüphesine dayanak olarak kabul edilmesinin olanaklı olmadığı” görüşlerine yer verildi.

“BU KİŞİLERİN BİR ARAYA GELDİKLERİ ŞEKLİNDE YORUMLANAMAZ”

Zeydan Karalar'a yöneltilen irtikap iddiası yönünden kuvvetli suç şüphesinden söz edilemeyeceğini vurgulayan Sözüer, ayrıca şunları kaydetti:

“Savcısının tutuklama sevk yazısı ve tutuklama kararında para çekme dekontları ve HTS baz bilgisi kayıtlarına atıf yapıldığı görülmekte ise de bunların Zeydan Karalar ile doğrudan ilişkili olmadığı, bununla birlikte para çekme dekontları ve HTS baz bilgisi kayıtlarına atıfla Özcan Zenger'e yöneltilen suçlamalara bakıldığında da bunların Özcan Zenger'e para teslim edildiği iddiası yönünden her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil teşkil edemeyeceği, bunlardan yola çıkılarak ileri sürülen 'varsayımların' ise ispat yönünden bir değerinin olamayacağı, bu noktada evvela, HTS baz kayıtlarında iki kişinin birlikte sinyal vermesinin bu kişilerin bir araya geldikleri şeklinde yorumlanamayacağı, nitekim Yargıtay kararlarında da vurgulandığı üzere; 'farklı kişiler tarafından kullanılan cep telefonlarının aynı baz istasyonu kapsama alanında bulunması ve sinyal vermesi tek başına o kişilerin bir araya geldikleri veya buluştukları anlamına gelmeyeceği', bu yönüyle sadece HTS baz kayıtlarından yola çıkılarak Özcan Zenger ile Tekin Sönmez'in bir araya geldiklerinden söz edilemez”