POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER GÜNCEL SPOR KÜLTÜR-SANAT DÜNYADAN EKONOMİ TÜMÜ
İYİ Parti’nin yeni grup başkanvekilleri belli oldu
İYİ Parti’nin yeni grup başkanvekilleri belli oldu
Beton mikseri minibüsle çarpıştı: 8 ölü!
Beton mikseri minibüsle çarpıştı: 8 ölü!
Diyanet açıkladı... Kurban kesim bedeli belli oldu
Diyanet açıkladı... Kurban kesim bedeli belli oldu
İntihar girişiminde bulunan Dilan Polat için yeni karar
İntihar girişiminde bulunan Dilan Polat için yeni karar
İlker Ağın
Değişim şart!
24 Şubat 2022 Perşembe

Ziraat Mühendisliği mesleği üretmek, canlıyla uğraşmak, doğayı anlamak gibi keyifli bir uğraş olmasının yanı sıra her geçen zamanda kendinizi yenilemek, öğrenmeye devam etmek ve bildikçe yeniden yorumlamak gibi bir taraftan zor bir taraftan da heyecanı hiç bitmeyen tarafı, bu işi severek yapanları kendisine adeta bağımlı hale getiriyor. 

Meslekte geride bıraktığım yaklaşık 30 yılda pek çok şey değişirken ülkemizde değişmeyenlerin can sıkıcı dozu ve canı sıkılanların sayısı artmaya devam ediyor. Belki de bu nedenle birikimi, eğitimi, görgüsü, deneyimi, yaşam biçimi ne olursa olsun daha çok insan tarımı, gıdayı konuşur ve fikrini beyan eder oldu. Bu konunun ve işin fantazi tarafında olan büyük çoğunluğun önemli bir tartışma konusu olduğunu buraya not düşerek paylaşmak istediğim asıl derdime dönelim. 
Dünyada geçen yıllar içinde bir yandan nüfus hızla artarken ve üretim araçları, yaşam biçimleri, tüketim alışkanlıkları, üretim şekilleri hatta iklim de değişmeye devam etti. Canlıların hayatta kalma gücünün değişen koşullara uyum sağlama yeteneğine bağlı olduğunu hatırlayarak değişenlere ve nasıl değiştiklerine ve değişmeyenlere de kısaca bakalım. 

Son  10 yılda Dünyada buğday üretimi yaklaşık %11 artarken toplam hububatta bu artış % 19 lara gelmiş. Buğday üretiminde dünyada 10. sırada olan Türkiye 10 yıl önce 21,8 milyon ton buğday üretirken bu gün 20,5 milyon ton (2021) buğday üretmiş. 10 sıradayız derken sıralamanın ilk dördü (Çin, AB, Hindistan, Rusya) yaklaşık dünya üretimin yarısını yapıyor bu arada. Sıralamadan bahsetmişken buğday ihracatında ilk sıra Rusya’nın ve kapıştığı Ukrayna ise altıncı sırada. 

Biz ise ithalatçı ülkeler sıralamasında dereceye girebiliyoruz ve buğday ithalatında 2011 yılında 4,8 milyon ton ve 2021 de 9,8 milyon tonla 4.sıradayız. İlk üçe girmemiz an meselesi. Tedarikçilerimiz kim? Rusya ve Ukrayna.

Hayvansal üretimde şimdiye kadar çok yazmış olsam da toplam maliyetin kabaca %65 ini oluşturan yemin yarısını ithal ediyoruz. Parasal karşılığında ise bu oran daha fazla. Yem hammaddelerinde de Rusya ve Ukrayna’nın bizim için önemli bir tedarikçi olduğunu buraya not düşelim. 

Baklagillerden yağlı tohumlara kadar ayrıntıya girmeden tarım ürünlerinde her geçen yıl daha çok ithalat yaptığımız gerçeği değişmeyenler arasında. Artan girdi maliyetleri ve bu durum karşısında çiftçinin üretimden vazgeçmesi, tarım alanlarının amaç dışı kullanılmaya devam etmesi de aynı şekilde. Tıpkı sağlıklı bir planlama çalışmasının olmaması gibi. İklim ve çevre koşullarına bakılmaksızın Küçükmenderes havzasının süt sığırcılığı merkezi olmasına seyirci kalınması o güzide arazilerin silajlık mısır üretimine mahkum edilmesi gibi. Sonra da susuzluktan yakınıyoruz. Örnekler saymakla bitmez.

Yumurta fiyatlarının aşırı yüksekliği zaman zaman haber konusu olur. Bu günlerde yine gündemde. Maliyet nedir? Yaklaşık olarak 1.2- TL./ adet.  Üretici toptan kaça satıyor? 0.90-0.95 –TL/ Adet.  Şu yazının yazıldığı saatlerde hammadde fiyatları hızla yükseliyor ve bu rakamların yarın ya da pazartesi günü nerelerde olacağını inanın kimse bilmiyor. Ette, sütte durum farklı mı? Bu durum da değişmeyen olgular arasında. Üretici ile market fiyatları arasındaki farkın büyüklüğünün değişmemesi gibi. 

Protein ve enerji kaynağımız, et ve ekmek iki vazgeçilmez gıda. Örnekleri biraz buradan vermek istedim. Ne diyor topraktan öğrenip kitapsız bilen Anadolu Köylüsü: “ Buğdayla koyun, gerisi oyun.”

İster geçmiş yazıların tekrarı deyin, ister hatırlatma isterse özet.

Pandeminin başlarından itibaren gıda krizi kaygılarımı anlatmaya çalıştım. Şimdi de iki önemli tedarikçimiz Rusya ve Ukrayna kapıştı. Korkarım yine bir değişmeyen olgu bizleri bekliyor; artan sıkıntılar, zamlar, zorluklar. Arkasından dış güçler edebiyatı.  

Artık gerçekten değişim şart. Geç bile kalındı. Yeter artık. Değişsin. 

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
RÖPORTAJLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA GERÇEK İZMİR
TWITTER'DA GERÇEK İZMİR
YAZARLAR
Sercan Avcı
İzmir'de CHP'li başkanların 3 sınavı
İlker Ağın
Atatürk ve tarım
Seray Akın
Otomobilin neyi eksik? Onun da tarihi var...
Dr. Tuncay Filiz
Hipertansiyon
ÇOK YORUMLANANLAR
Gerçek İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri