Evde kalıyoruz.  Öyle ya da böyle. Kimi aç kimi tok. Sosyal medya, televizyon, yeni hobiler, yemeler içmeler, can sıkıntıları, dert olunan kilolar, uzayan saçlar …  Ya da aileyle geçirilen  keyifli zamanlar, oynanan oyunlar, daha çok kitap okumalar…

Bir de eve giremeyenler var.  Sokağa çıkma yasağından muaf olan kesimler içerisinde tarım çalışanları ve çiftçiler sıkıntılı bu dönemin en kaygılı ve sorunlu olanı. Neden mi?

Öncelikle Tarım Müdürlükleri ve Ziraat Odalarının önündeki çiftçi belgesi alarak yasaktan muaf kalmak isteyen kalabalıklara bakınca ne çok tarımla uğraşan varmış diye düşünüyorsunuz. Bu insanlardan sayı olarak azımsanmayacak kimileri hobi olarak edindikleri ya da yıllardır uğramadıkları küçük arazileri üzerinden çiftçi gibi görünerek hafta sonu kaçamağı yapmak isteyenler olsa da dert ettiklerimiz bunlar değil elbette.  Derdimiz, her türlü girdi maliyetine bir de mevsimlik tarım işçilerinin artan temin zorlukları ( ulaşım, izin, barındırma …)  ve maliyeti eklenerek üretim yapmaya çalışan ve bu dönemde satış kaygıları artan çiftçilerimiz.

Ziraat Mühendisleri Odasının,  tüm şubeleriyle Tarımda Üretim Seferberliği ilan edilmesini, yıllardır ithalatçı politikalarla dışa bağımlı hale gelen tarıma desteklerin artırılmasını, tarımda kendimize yeten ve dünyada stratejik bir sektör olan tarımda ithalatçı olmaktan çıkıp ihracatçı olunması gerektiğini haykıran sesine adeta kulak tıkanıyor. Öyle ki, Tarım ve Orman Bakanlığı COVID-19 Bilim Kurulu oluşturuyor; içlerinde tek bir Ziraat Mühendisi yok. Özellikle salgın günlerinde zor koşullarda üretim yapan çiftçilerimizin yanında olması gereken Ziraat Mühendisleri sokağa çıkma yasaklarından muaf değil.

Bir yandan ekim, dikim ve bakım işleri yoğunlaşırken kimi ürünlerimiz için hasat zamanı geldi sayılır. İhracatın önemli kalemlerinden kiraz önümüzdeki günlerde Kemalpaşa’da dalından kasalara inecek.  Sonra diğer ürünler… Üretici her yıl olduğu gibi yine girdi maliyetleri karşısında ürününün ne getireceğini bilmiyor.  “Üreticinin yanındayız “ söylemlerinin somut ve maddi karşılığını net olarak görmek istiyor.

Ne yapmalı?  Nasıl yapmalı? Sorularına pek çok yanıt ve yöntem var.  Kimi belediyelerin uygulamalarını görmek ve hatta hakkını vermek gerekiyor.  İstanbul Büyükşehir Belediyesi, üreticilere neredeyse tüm girdilerini sağlayarak ve alım garantisiyle üretimin davamı yönünde önemli bir iş yaparken  İzmir Büyükşehir Belediyesi,  yıllardan beri yaptıklarıyla zaten ayrı bir örnek.  Hemen yanı başımızdaki Alaşehir Belediyesi tüm traktör ve makine parkını üreticilere açmış durumda.  Bunlar sadece bir iki örnek.  Siz bir şey yapmak isteyin yeter ki… 

Bir örnek de Hazine ve Maliye Bakanı’nın Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. nin uygulayacağı  sözleşmeli tarım modeli açıklaması olsun. “Tohum,  gübre ve nakit avans desteği ile şeker pancarı üreticisi  krediye muhtaç kalmayacak.”  diyor Sayın Bakan.  Elbette bu da bir şey ama bu kadarla kalmazsa.   Bu  ve benzeri uygulamaları İstanbul ve  İzmir Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere pek çok yerel yönetim misliyle yapıyor.

Bu sıkıntılı dönemde Hükümete düşen daha kalıcı ve sonuca yönelik işler yapmaktır.  Örneğin tek bir şey yapın.  Tarımda en önemli girdilerden biri olan mazottan  vergi almayın.  

İç havayolu taşımacılığındaki KDV indiriminden konutta kredi desteğinin artırılmasına, konaklama vergisinin bir süreliğine kaldırılmasından firmalara kredi desteğine,  Kredi Garanti Fonu limitin artırılmasından maske ve kolonya dağıtıma kadar pek çok desteğin açıklandığı bu günlerde tarım için, çiftçiler için mazottan vergi almayın. Karşılığını sadece bu yıl değil önümüzdeki yıllarda da misliyle alırız.   Üstelik  petrol fiyatları dibe vurmuşken.  Haydi yapın bir yiğitlik…

Çağrılara, meslek kuruluşlarına kulak verilmeli. Bir gıda krizi yaşanmadan, tarımı tamamen yok etmeden,  daha da geç kalmadan…

Tarımın durumuyla ilgili aklımın yettiğince yazmaya çalışıyorum.  Aşağıdaki linki de tarımdaki durumumuzun bir özeti olarak biraz daha da ayrıntılı merakı olanlar için hazıra konarak ama yazarının iznini almış olarak paylaşmak istiyorum.

https://www.birgun.net/haber/covid-19-ile-gorunur-olan-tarim-ve-gida-krizi-296068

Bayramlarımızı sokaklarda coşkuyla kutlayacağımız günlerin bir an önce gelmesi dileğiyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı kutluyor Atamızı saygıyla minnetle anıyorum.