Bankacı Güliz Avcı ile hastanede yardımcı sağlık personeli Enis Baykuş'un yolu, sosyal medyada kesişti. Çift, geçen yıl 16 Ekim'de, yüz yüze gelerek tanıştı. Arkadaşlıkları ilerleyen Avcı ve Baykuş, evlilik kararı alıp, geçen yıl 14 Ağustos'ta nikah masasına oturdu. Enis Baykuş, özel bankanın operasyon bölümünde görevli olan ve son 3 yıldır evden çalışan eşinin en büyük yardımcısı oldu. Haftanın 6 akşamı evde makineye bağlanarak sabaha kadar kalkmadan diyaliz yapan eşine refakat edip, her cumartesi günü hastanede hemodiyaliz seansına birlikte giden Enis Baykuş, bu durumu daha fazla kabullenemedi. Enis Baykuş, eşine böbreğini vermek için gönüllü oldu. Çift, böbrek nakli için İzmir Kent Hastanesi'ne başvurdu. Yapılan tetkikler sonucu Enis Baykuş'un verici olabileceği belirlendi. Henüz 1 aylık evli çift, nakil vizesi için Etik Kurulu'na yönlendirildi. Etik Kurul'un onayıyla çift, Kent Hastanesi'nde Opr. Dr. Uğur Saraçoğlu, Opr. Dr. Işık Özgü, Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok'tan oluşan ekip tarafından nakil operasyonuna alındı. 14 Eylül'de gerçekleştirilen operasyonla Enis Baykuş'tan alınan böbrek, başarıyla Güliz Avcı Baykuş'a nakledildi. Çift, 20 Eylül'de taburcu edildi. 'BAZEN BAZILARINA MESAJ VERMEK GEREKİYOR' Yaşadıkları süreçle ilgili Enis Baykuş, "Nakil sürecinde dokular çok şükür uydu. Nakil gerçekleşti. Kontroller oldu. Şu an bir sorunumuz yok. Herkesin yapması gereken bir şey. Bu dünyada insanın sevdiklerini kurtarmasından daha güzel bir şey yok. Bu kadar kadın cinayeti oluyor, bu kadar kadına şiddet uygulanıyor. Bence bizim durumumuz örnek olmalı. Aslında sol elin yaptığını sağ elin görmemesi lazım ama bazen de bazılarına mesaj vermek gerekiyor. Sevdiğinizin umudu olun katili değil. İnşallah örnek ve umut oluruz. Umarım daha güzel günler görürüz. Daha güzel şeyler olur. Şu an da iyiyiz" diye konuştu. 'GECELERİ SABAHA KADAR MAKİNEYE BAĞLANIYORDUM' Güliz Avcı Baykuş ise 10 yıl boyunca diyaliz tedavisi gördüğünü ve bu süreçte eşiyle tanıştığını belirterek, "Eşim, '10 yıldır çekmişsin artık yeter' dedi. 'Bu acılar, ızdıraplar son bulsun' dedi. İlk inanamadım. Dediğini de yaptı. Bana hayat bağışladı. Onun sayesinde yeniden doğdum. İlk annemden doğmuştum. İkincisi Enis oldu. Şimdi çok sağlıklıyım. Geceleri sabaha kadar makineye bağlanıyordum. Artık yok. Ayda 1 de olsa sıkıcı tedavi ve süreç yok. Normal bir insanım. Yeme-içme kısıtlılığım yok. İnsanlar korkmasın. Organ bağışlamak çok güzel bir şey" dedi. 'ÜLKEMİZDE CANLI BAĞIŞ ÖN PLANDA' Doç. Dr. Ebru Sevinç Ok da "Güliz ve eşi Enis taburcu oldu. Ayakta kontrollerini yapıyoruz. Sağlık durumu gayet iyi. İkisi de doya doya gezip, hayal ettikleri şeyleri yapıyorlar. Böbreğin çalışmasında da sorun yok. Güliz geldiğinde sağlık durumu çok kötüydü. Uzun yıllardır birçok diyaliz formülasyonu denemiş hem de diyaliz yetersizliği nedeniyle bilinç durumu kötüye gitmeye başlamış bir hastaydı. O yüzden acil nakil yapma durumunda kaldık. Şimdi eskisinden çok daha iyi. Hastalar bazen nakil konusunu erteleyip korkuyor, yeni bir tedavi yöntemine geçince tedirgin olabiliyor ama nakil olduktan sonra kendilerini ten renginden davranışlarına kadar çok farklı bir hayatın içinde buluyorlar. Organ bağışı ise çok önemli. Ülkemizde canlı bağış ön planda. Keşke kadavra bağışı daha yüksek olsa da canlı vericisi olmayan birçok hasta bu konfora kavuşabilse" diye konuştu. (DHA)