İçinde ve çevresinde 14 adet diri fay geçen İzmir, 23 Nisan'da 500 kilometre uzaklıkta gerçekleşen İstanbul Silivri depreminde bir kez daha sarsıldı. Kıyı ilçelerde hissedilen deprem korkuya neden olduğu gibi yapı stoğuna ilişkin endişeleri bir kez daha gündeme getirdi. Yeni Asır'a konuşan İzmir faylarında çalışmalar yürüten Uzman Paleosismolog Yer Bilimci Ramazan Demirtaş ve Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy İzmir'e ilişkin kritik açıklamalarda bulundu. Gölcük 1999 'ACI ÖRNEKLER YAŞADIK' Akarsu-delta-kıyı-bataklık çökellerinin üzerinde kurulmuş yerleşim yerleri, binalar ve kıyı yapılarına dikkat çekerek uyarılarda bulunan Demirtaş, 1999 Gölcük Depremini örnek vererek: "Zemini iyileştirdik, kazıklar çaktık demek doğru değil. Dolayısıyla İzmir'de kıyı dolgu alanları üzerinde olan semtlerde büyük deprem olması durumunda 1999 depreminde Gölcük-Değirmendere'deki kıyı çökmelerine bağlı gelişmiş benzeri yıkımlarla karşılaşma olasılığı yüksek. Bu tür çok riskli alanlarda ne kadar kazık çakarsanız çakın işe yaramayacağını acı örnekler yaşayarak gördük. Bu tür riskli alanlardaki en büyük tehlike ve risk şunlardır; deprem hareketi kat kat büyütülür, sıvılaşma-yanal yayılma-kıyı göçmesi-tsunami olur ve binalarımız depreme dayanıksız olduğu için hasar ve can kaybı çok ağır olur" değerlendirmesini yaptı. 'ZAMANI KESTİREMİYORUZ' Deprem bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy'un 23 gün önce özellikle Silivri ile Kumburgaz'da 6.0- 6.5 büyüklüğünde deprem olabileceği yönündeki uyarıları, bu öngörünün gerçekleşmesinin ardından, İstanbul'da büyük deprem geçti diyerek gündem olmuştu. Üşümez, "Narlıdere fayı ve onun batısındaki fay hattı 1688'de kırılmış. Diğer taraftan Karaburun'un Foça'ya bakan Mordoğan'dan kuzeye giden hatta oluşan depremler var. Bu da belirttiğim gibi Karaburun, Sakız bloğunun saatin tersi yani 12'den ters yönde 9'a doğru dönmesi ile körfezin açılmasından kaynaklanan bir olgu. Burası orijinal bir nokta. 1688'de kırıldığı için bu hat ne zaman kırılır kestiremiyoruz. Ancak Karaburun'da aktif bir durum var. Onun kuzey kenarında da Midilli'de olan depremler aktif. Dolayısıyla körfez olarak bu depremin etkileri 1688'de Karaburun'da oluşmuş. 1719'da daha önce Urla'da ve Foça'da bu depremler 1709 ve 1739'da meydana gelmiş. Büyük deprem Midilli'de 1778'de olmuş. Bu durumda böyle depremlerin tekrarlanma periyodu var ama o periyot ne durumdadır kestiremiyoruz' diye konuştu. 'ACİL ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ' Kentte özellikle kıyı, dolgu alanlarda bulunan ilçelere işaret eden Demirtaş "İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 1688 İzmir Fayı ve 30 Ekim Sisam depremlerindeki can kaybı ve hasar tablosunu esas alarak, gelecek 50-100 yıl içinde İzmir ve çevresindeki faylar üzerinde 6.0-6.9 arası bir deprem olacakmış gibi senaryolar geliştirerek, özellikle kıyı bataklık-dolgu alanlar gibi çok riskli alanlar, zeminler üzerinde kurulmuş yerleşim yerleri ve yapılaşmalar için acil çözüm üretmeli, mikro bölgeleme etütlerinin final yerleşime uygunluk ve afet tehlike haritalarındaki tehlike ve risklere göre gerekli önlemler almalı, riskli alanlar-zeminlerde bulunan binaların taşınması gerekiyorsa taşınmalı, iyileştirilmesi gerekiyorsa iyileştirilmeli, sorunlar kağıt üzerinde kalmayıp uygulamaya geçilmeli, yoksa her doğa olayı afete, felakete dönüşmeye devam edecek" sözleriyle tehlikeye işaret etti. KÖRFEZİ BEKLEYEN RİSKLER Üşümezsoy, "İzmir ve Kuzey Ege'de özellikle İzmir Körfezi'ndeki tektonik hatları göstermekteyiz. Biri kuzeyde Babakale'den Sikinos fayına doğru giden hat. Diğeri Midilli'yi ikiye bölen yana atımlı yırtılma fayı söz konusudur. Yani yana atımlı fay normal fayları yürütmektedir. Diğeri Karaburun önündeki fayları görmekteyiz. Güneyde de bahsettiğimiz gibi İzmir Körfezini etkileyen fay. O fay çözümlerinin öne çıkarıldığı haritadan farklı olarak bu haritada bölgedeki aktif fayları ve deprem tipini görmekteyiz. Ana yapı Midilli'nin Kaz dağlarından kopması, buna karşılık Karaburun'un da saatin ters yönünde dönerek bölgenin tektoniğini oluşturmaktadır. Onun Güneyinde de Sisam ve Güneydoğu'da saatin ters yönü dönerek Kuşadası Körfezini açmaktadır' dedi. (Yeni Asır)