Saygılı, “Sayın Cemil Tugay, göreve gelir gelmez, önceki dönemin yanlışlarını gerekçe göstererek emekçiyi kapının önüne koymakla sorumluluktan kaçamaz” ifadelerini kullanırken belediyenin bankamatik personelleri ile doldurulduğunu öne sürdü.

Saygılı’nın açıklamalarına yanıt İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkan Vekili Altan İnanç’tan geldi.

İnanç yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Kurulduğu günden bu yana İzmirlilerin sevgisini ve güvenini kazanamayan, bu kentte yaşadığı her yenilgiden ders çıkarmak yerine İzmir halkından intikam almaya çalışan AKP’nin ve onun temsilcilerinin söylemlerinin hiçbir samimiyet içermediğini elbette çok iyi biliyoruz.

Bilhassa zor günlerde siyasi fırsatçılık peşinde koşma çabaları ise gülünç olmaktan öteye gitmiyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile örgütlü işçi sendikaları arasında yaşanan uyuşmazlıktan nemalanma hevesine kapıldığını gördüğümüz AKP İzmir İl Başkanı Sayın Bilal Saygılı’nın yabancısı olduğu ve inanmadığı -işçi hakları ve emek gibi- bir takım kavramlarla siyasi söylem üretmeye çalışması bunun son örneği olmuştur. 

İzmir Büyükşehir Belediyesi, AKP hükümeti tarafından ekonomik ve sosyal açıdan iflas ettirilen bir ülkede sosyal belediyecilik bayrağını dalgalandırmaya çalışan, kaynaklarını rant için değil halk için kullanan, namuslu ve liyakat sahibi idarecilerin görev aldığı bir kurumdur.

Sayın AKP İl Başkanı işçi haklarından ve emekten bahsedecekse, önce kendi partisinin yönettiği belediyelerdeki ücretlere, oralarda yapıla(maya)n toplu sözleşmelere baksın. Konya’da, Kayseri’de, Sivas’ta işçiye hangi maaşların verildiğini de açıklasın.

Bizleri işçi kıyımı yapmakla suçlarken, emek sömürüsünü kurumsallaştıran bir zihniyetin temsilcisi olduğunu da unutmasın.  

Belli ki başkanımız Sayın Cemil Tugay'ın grev sürecinde sergilediği ilkeli ve vicdani duruşun ülke kamuoyundan gördüğü destek, sizleri fazlasıyla üzmüş Sayın Saygılı.

Cemil Başkan’ımızın da ifade ettiği gibi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tek bir çalışanını bile feda etmek istemediği ortadadır. Ancak yetkili sendikanın geçen dönem sonunda imzalanan sözleşmeye dayanarak ülke gerçekleriyle bağdaşmayan ücret artışları konusundaki ısrarcılığı, böyle bir tasarrufu zorunlu kılmaktadır.

Sayın İl Başkanı;

En tepeden gelen CHP’li belediyeleri silkeleme talimatından sonra her ay bütçesi kaynağından kesilen, adeta gırtlağına basılan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yaşatılanlar, aslında İzmir halkına verilen bir ceza değil miydi? Peki, yapılan o haksızlığa alkış tutanlardan biri de siz değil miydiniz?

Anadolu’da bu yaptığınıza ‘kurtla yiyip, çobanla ağlaşmak’ derler.

Samimi değilsiniz, inandırıcı hiç değilsiniz.

Ayrıca sözde işçi haklarını savunurken, hiçbir dayanağı olmayan ‘bankamatik personel’ ifadesini kullanarak binlerce belediye çalışanını zan altında bırakmanız, gizlemeye çalıştığınız asıl zihniyeti su yüzüne çıkarmıştır.

İzmir halkının sandıkta hesap soracağını söylüyorsunuz ya, sandıktan korkanı da, halkın iradesine darbe vuranı da bu ülkede yaşayan herkes çok iyi bilmektedir.”