JMO İzmir Şubesi, kentin sorunlarını değerlendirmek için basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan JMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Koray Çetin Önalan, son yıllarda İzmir sınırları içerisinde yaşanan doğa veya insan kaynaklı her hadisenin, kente afet olarak dönmeye başladığını belirtti. Kentin geçmişteki birçok sorunu bugüne getirdiğini dile getiren Önalan, "Kentli nüfusun son 25 yıl içerisinde önlenemez artışı, merkezi idarenin yanlış politikaları sonucu terkedilen kırsal, alt yapısı yetersiz kentlerimizi her türlü afete açık hale getirdi. 1999 depreminin olduğu yıllarda yüzde 35'i kırsalda yaşayan insanlarımızın şu andaki oranı ne yazık ki yüzde 7. Bu durum, metropollerin yetersiz alt yapılarının çökmesine ve halkın afetler ile burun buruna yaşamasına neden oluyor" ifadelerini kullandı.
'İNCİRALTI'NIN İMARA AÇILMASI SON DERECE YANLIŞ'
Depremin İzmir'in en büyük sorunlarından biri olduğunu vurgulayan Önalan, "2020 yılında bir deprem afeti yaşadık, o günden bugüne ciddi önlemler alınmadı. Depremin kaynağını oluşturan şey zemin koşulları, bu nedenle deprem afete dönüştü. Bundan sonra İzmir'de yerleşim alanlarını bunu dikkate alarak seçmemiz lazım. Ama ne yazık ki geldiğimiz noktada yerel yöneticilerin eliyle İnciraltı imara açılmak isteniyor. İnciraltı, İzmir fayının dibinde ve İzmir deprem senaryosunun üzerine kurulduğu bir yerleşim merkezi. İnciraltı'nın imara açılması son derece yanlış, 2020 deneyiminden bir ders alınmadığını düşünüyoruz" dedi. Önalan, İzmir'de mikro bölgeleme çalışmalarının bir an önce tamamlanması gerektiğini söyledi.
'İZMİR'İN 70 GÜNLÜK SUYU KALDI'
İzmir'de su sorunun giderek büyüdüğünü söyleyen Önalan, "İzmir'e ana su sağlayan Tahtalı Barajı'nda su seviyesi kritik seviyenin altında. Kente su sağlamak için yer altı sularına yükleniliyor. Yer altı sularının rezerv olarak tutulması gerekiyor. Kıyı kentlerimizde örneğin Çeşme'de bu durum çok büyük krize dönüştü. Kıyıya yakın yerlerdeki yer altı suları kaynaklarının tamamı tuzlandı. Şu anda Çeşme, Kuşadası'nda, sahil şeridinde insanların ihtiyaçlarını görecek kalitede içilebilir, kullanılabilir yer altı suyumuz yok. Ciddi bir su sorunuyla karşı karşıyayız, geldiğimiz noktada İzmir'in 70 günlük suyu kaldı" dedi. Tarımsal sulamada ciddi sıkıntılar yaşandığını söyleyen Önalan, "Çok kaçak kuyu var, bu kaçak kuyuların önüne geçilmesi lazım. Kuyular nedeniyle yer altı suları azalıyor. Damlama sulama ve yağmurlama yöntemine geçmek, uygun yerlerde yer altı barajlarını inşa etmek, deniz sularını arıtarak tarımda kullanmak zorundayız. Sanayi sektörünün ülkede dengeli dağılımı sağlanmalı, sanayi üretimi su sıkıntısı olmayan bölgelere, çevre etkisi de göz önüne alınarak kaydırılmalı. Kentlerde, yağmur ve kanalizasyon şebekesi mutlaka ayrılmalı. Yapılan metro kazıları esnasında yer yer denize boşalan kaynaklar ile karşılaşıldı. Bu kaynaklarda denize ciddi miktarda suyun boşaldığı biliniyor. Her damla suya ihtiyacı olan İzmir için bu boşalımların kontrol altına alınması ve sisteme geri verilmesi sağlanmalı" diye konuştu.
İzmir'in en önemli sorunlarından birinin artan müsilaj ve körfez kirliliği olduğunu dile getiren Önalan, "Kirleten alanları ortadan kaldırırsanız, kirlilik de ortadan kalkacaktır. Bu durum arıtma tesislerinin varlığı ve çalıştırılması ile mümkündür" dedi.
'HARMANDALI'DAKİ HEYELAN MAHALLELERİ TEHDİT EDİYOR'
İzmir ili için en önemli ve hayati konulardan birisinin katı atık sorunu olduğunu ifade eden Önalan, "İzmir'de günde 4 bin 500 ila 6000 ton arasında katı atık üretiliyor. Katı atıkların bertarafı ve depolanması için tek alternatif Harmandalı katı atık depolama bölgesidir. Harmandalı'nın katı atık depolama alanı olarak seçilmesi son derece yanlış. Bölge aktif ve geniş bir heyelan sahası. Sahada, altta geçirimsiz birimler olmasına karşın, bu birimin üzerinde duraysız ve geçirimli volkanik kökenli birimler bulunmakta ve bu birimler topografik eğim yönünden hareket ediyor. Bu bölgede uzun süredir devam eden bir heyelan başladı. Buranın çevresiyle birlikte etüt edilip afete maruz bölge ilan edilmesi gerekiyor. Çiğli'deki heyelan oradaki yapıları ve mahalleleri tehdit ediyor. Yarın bir gün orada meydana gelebilecek heyelan kaynaklı bir afette ciddi sonuçlar olur. İzmir gibi bir kentin en az 4 tane farklı alternatif katı atık depolama yerinin olması gerekiyor. Gaziemir ilçesi sınırları içerisinde, kontrolsüzce doğaya terk edilen radyoaktif atıklar için de TMMOB'nin tüm uyarılarına karşın gerekli tedbirlerin alınmadığını, bölge için belirsizliklerin hala sürdüğünü hatırlatmak istiyoruz."(DHA)