Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun CHP’den AK Parti’ye geçmesinin ardından kentte düzenlenen ‘Aydın iradesine sahip çıkıyor’ buluşmasında konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, “Topuklayan tanımı çok güzel ama Efe tanımı uymuyor ona. Bundan Efe mefe olmaz. Bizde dönenlere ya fırdöndü derler ya topaç derler. Bundan olsa olsa topaç olur. Bundan sonra ona ‘topuklu topaç’ diyeceğiz” dedi. Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun belediye başkanı seçildiği parti CHP'den istifa edip AK Parti'ye geçmesine tepkiler büyüyor. Çerçioğlu'nun istifasının ardından CHP Aydın İl Başkanlığı bugün Efeler İlçe Başkanlığı önünde "Aydın iradesine sahip çıkıyor" buluşması düzenledi. Buluşmaya, ev sahibi sıfatıyla CHP Aydın İl Başkanı Hükmet Saatçı'nın yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, Genel Başkan Yardımcısı Gülşah Deniz Atalar, CHP Aydın, İzmir, Muğla ve Denizli Milletvekilleri, Aydın, İzmir, Manisa, Muğla ve Denizli il örgütleri ile gençlik ve kadın kolları katıldı. Alanda toplanan vatandaşlar, "Aydın halkındır halkın kalacak" "Satılmış başkan oylarımı geri ver" "CHP burada başkan Saray'da" sloganlarıyla Çerçioğlu'na tepki gösterdiler. Saatçı: Gözlerinizden akan yaşların hesabı elbet sorulacak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 18 Ağustos Pazartesi günü Aydın’a geleceğini duyuran CHP Aydın İl Başkanı Saatçı, belediye çalışanlarına yönelik ‘CHP’den istifa et’ baskılarına da tepki göstererek “Bugün omuz omuza bir aradayız. Halkın oylarına rağmen halkın hakkına girenler, cebren ve hileyle Aydını zapt etmeye çalıştı. Emekçi kardeşlerimiz aşlarıyla tehdit etmeye başladılar. ‘Partiden istifa etmezsen işten çıkarılırsın’ dediler. İş ve aş tehdidini alışkanlık haline getirdiler. Anlaşılan o ki birbirlerine çok çabuk uyum sağladılar. Gözlerinizden akan yaşların hesabı elbet sorulacak. Bugünler elbet geçecek, bu zorbalıklar geçecek, bu zulüm sona erecek. O zaman halk hakkını alacak o zaman emekçilerin gözyaşlarının hesabı sorulacak” dedi. Tezcan: Rezillik, topuklara kadar akmaya başladı Buluşmada konuşan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, ‘rezillik’ çıkışı yaparak şunları söyledi: “Bugünden sonra Aydında destan yazanlarla destan bozanların davası var. Bugünden sonra Aydın’da destan yazmak için sabahlara kadar alınları terleyenlerle o alınların terleriyle alay edip o alınterlerini kumar, pazarlık masalarına sermaye sürenlerde davamız, kavgamız var. Hemşerilerimiz topuklu ayakkabıları çıkardı ama topuklar kırıldı. Rezillik, topuklara kadar akmaya başladı. ‘Yol arkadaşlarını satan, halkın yüzüne bakamaz’ demiş.‘Zindana düşmek, ihanete düşmekten onurludur’ diyor. Duyun kendi paçasını kurtarma derdinde olanlar. Duyun kendi ikbalini, siyasi geleceğini, ticari geleceğini Ankara’da zulüm kapılarında arayanlar... Aydın’da bundan sonra size geçit tok. Aydında bundan sonra sandıkta size geçit yok.” "Aydın’da oyunuzu alıp pazarlık masasına sürenler, onurlarını Ankara’da pazarladılar” Çerçioğlu’na verilen oyların ‘pazarlık masasına’ konu edildiği mesajını veren Tezcan, “Bir kirli pazarlıkla karşı karşıyayız. Ahlaksız teklifle karşı karşıyayız. ‘Ya partime katılırsın ya hapse atılırsın.’ Kim yaptı bunu? Erdoğan rejimi, AK Parti yaptı. Yani, milletin 344 bin oyla seçtikleri Aydın Büyükşehir Belediye Başkanına ‘ya hapse atılırsın ya partime katılırsın’ dediler. Onurlu duruş, ‘Hadi oradan’ diyerek meydan okumaktır. Ama onun yerine başka bir şey oldu. Masada bir pazarlık oldu ve ‘Soruşturmaları kapatın ben de dize katılayım’ dediler. İşte bu pazarlık masasının ilişkisidir. Hep beraber ilk seçimde bu şantaj ve pazarlık masasını darmadağın edeceğiz. Silivride onlarca yol arkadaşomız yatıyor. Onları işleriyle, eşleriyle, çocuklarıyla tehdit ettiler ama onların hiçbiri bu tehditlere pabuç bırakmadı. Ama Aydın’da sizin 344 bin oyunuzu alıp pazarlık masasına sürenler, utanmadan onurlarını, şereflerini ve sizin güveninizi Ankara’da pazarladılar. Şimdi bu pazarlığın törenini yapıyorlar. Ama ant olsun ki partisine ve milletine ihanet edenleri unutmayacağız. AK Parti’nin yeni bir modası çıktı. Üç hırsızlık yöntemi. Bir tanesi milli irade hırsızlığı. O revaçta şimdi. Bugün üçüncüsünü gördük. Üçüncüsü de şantaj ve pazarlık masaları. Bu masalarla milletin iradesini gaspetmeye çalışıyorlar. Ama hiç şüpheniz olmasın. Bu millet o şantaj ve pazarlık masalarını zamanı gelince darmadağın edecek” diye konuştu. “Daha AK Parti’ye giderken iftiracılığı öğrenmeye başlamış” Çerçioğlu’nun istifa ettiği yazıdaki ifadelerine de tepki gösteren Tezcan, şu ifadeleri kullandı: “Giderken yazılı açıklamalarında hanımefendi gerekçe olarak, 'Parti içi sorumlar var. Dürüstlük ilkelerim CHP ile yol yürümemi imkansız bıraktı. Yasalara uygun hizmet anlayışım, CHP ile aynı yerden yürüme imkanımı ortadan kaldırdı. Antidemokratik uygulamalardan yıldım. Bunun için gidiyorum' demiş. İşin ilginci CHP'de bunları kaybetmiş, AK Parti’de bunları bulmaya gitmiş. Tek adamın himayesinde demokrasi, yasalara uygun hizmet anlayışı arıyor. Onun himayesinde dürüstlük peşinde. Onun himayesinde sorunsuz bir hayat peşinde. AK Partinin son kumpas operasyonlarında gördüğümüz bir iftira geleneği var. İftiracılarla kumpas operasyonlarını yürütüyorlar ya... Bu kişi daha AK Parti’ye giderken Ankara yolunda iftiracılığı öğrenmeye başlamış. Daha AK Parti’ye girmeden yaptığı açıklamalarla bütün CHP ailesine iftira atmaya başlamış. Ama buna kimseyi inandırması mümkün değil.” “Biz de sana oyumuzu ve emeğimizi helal etmiyoruz” Nazilli Belediye Başkanı üzerinden ‘görevden istifa’ çağrısı yapan Tezcan, “Bir başka ahlaksız tutumla karşı karşıyayız. Ekmek parası peşinde koşan belediye çalışanlarını iş ve aş tehdidiyle CHP’den istifa etmeye zorlaması. Azıcık bir vefa kırıntısı kaldıysa... Seni büyükşehir belediye başkanı yapan CHP. Bugün ekmeğiyle, aşıyla tehdit ettiğin herkesin alınteriyle oturdun o koltuklara. Oturduğun o koltuk, o insanların yüzü suyu hürmetinedir. Haram olsun. Millet İttifakı’ndan Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin Özcan vardı. O istifa edip AK Parti’ye gidince ‘Sana verdiğimiz oyları helal etmiyoruz. O insanlar o oyları Millet İttifakımıza verdi, sana vermedi’ dedin. 23 yıldır işgal ettiğin makamları bu örgüt verdi sana. 23 yıldır işgal ettiğin makamın onurunu 1 gün korumak gerekti. Seni tehdit ettiler. Yoldaşların Silivri’de tutsak alınmışken senin 23 yıldır işgal ettiğin makamın onurunu koruma görevin vardı. 1 gün o onuru koruyamadın. Sen ‘Topuklu Efe’ değilsin. Sen firarisin. 344 gün Aydınlı’nın oyunun vebali boynundadır. Hani diyordun ya Kürşat Engin Özcan’a ‘helal etmiyoruz’ diye. Biz de sana oyumuzu ve emeğimizi helal etmiyoruz. Haram olsun. Topuklu rezilliğinin hesabını da zamanı gelince millet sorsun” dedi. Bakan: Cezaevine girmemek için belli ki böyle bir operasyonun parçası olmuşsun Buluşmanın son konuşmasını yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, şu ifadeleri kullandı: Çerçioğlu’nun AK Parti rozeti takmasının ardından yaptığı konuşmaya tepki göstererek, “Özlem Çerçioğlu'nun AKP'ye katılım töreninde yaptığı bir konuşma var. ‘Alnım ak, başım dik’ demiş hanımefendi. Alnı ak, başı dik! ‘Benimle ilgili iddialar var. Sunsunlar. Hukuki olarak hiçbir problemim yok’ demiş. Sanki bizim cezaevinde olan arkadaşlarımızın bir suçu var. Bu iktidar döneminde yargının bu kadar siyasallaştığı, devletin kritik noktalarına, kritik savcılıklara AKP'nin militanlarının getirildiği, sulh ceza hakimliklerine AKP'nin militanlarının getirildiği bir noktada bizim sanki cezaevindeki arkadaşlarımız suçu var da cezaevinde! Aziz İhsan Aktaş'la iş yapan tüm belediye başkanları gözaltına alınmış, tutuklanmış. Sen de onunla iş yapanlardan birisin. Cezaevine girmemek için belli ki böyle bir operasyonun parçası olmuşsun.” “Sen bu belediyede, evinde, teknende özgür olamayacaksın” Ekrem İmamoğlu örneği üzerinden ‘özgürlük’ göndermesi de yapan Bakan, “Şöyle dediği iddia ediliyor: Ben 6 metrekare odada kalamam. Yani arkadaşlar 6 metrekare odada bir insan özgür olabilir. Ben Ekrem İmamoğlu iki hafta önce ziyaret ettim. Ekrem İmamoğlu cezaevinde ama beyni özgür, ruhu özgür. Sen bu dünyada, sarayında, bu belediyede, evinde, teknende özgür olamayacaksın. Çünkü özgürlük öyle bir şey değil. Senin ruhun özgür olmalı, beynin özgür olmalı. Sen ruhunu beynini iktidara, karanlık tarafa teslim ettin” dedi. “Cumhurbaşkanı himayesine boşuna girmiyor hanımefendi” Çerçioğlu’nun eşinin hisselerinin yükseldiğine dikkat çeken Bakan, ‘cumhurbaşkanı himayesi’ sözlerine de değinerek şunları söyledi: “Giderken CHP ile ilgili bir takım eleştirilerde bulunuyor. E peki hanımefendi sen İzmir mitinginde genel başkanın yanında fotoğraf vermek için takla atıyordun. Korumaları, genel başkan yardımcılarını yana yana ilerliyordun. Madem sen bu kadar CHP’ye eleştiride bulunuyorsun. Genel merkezdeki toplantılarda en önde fotoğraf vermek için millete omuz atıyordun. Ne oldu? Eşinin şirketinin hisseleri, iki günde yüzde 10 arttı arkadaşlar. JANTSA’nın ekonomik olarak sıkıntıda olduğu, pazar payının daraldığını ben söylemiyorum, Borsa İstanbul menkul kıymetlerle uğraşan herkes söylüyor. İki günde yatırımcı 200 milyon kazandı diyorlar. Yani bu operasyon bir tarafıyla majestelerine diz çökme operasyonu. Yani Erdoğan'a diz çöktü. Ne diyor? ‘Ben Cumhurbaşkanı himayesinde bundan sonra hizmet edeceğim’ diyor. Cumhurbaşkanı hani herkesin cumhurbaşkanıydı? Hani mecliste tarafsızlık yemini etmiştin? Demek ki sen CHP’liyken cumhurbaşkanı himayesinde değildin. Cumhurbaşkanı himayesinde olmak demek, yargıda muaf olmak demek. Cumhurbaşkanı himayesinde olmak demek belediyeye mülkiye müfettişi gelmeyecek, sayıştaycı gelmeyecek demek. Kredi muslukları kocasının şirketine sonuna kadar açılacak demek. Yani Cumhurbaşkanı himayesine boşuna girmiyor hanımefendi.” “Topuklayan tanımı çok güzel ama Efe tanımı uymuyor ona” Murat Bakan, sözlerine şu ifadelerle devam etti: “‘Topuklayan Efe’ dendi. Topuklayan tanımı çok güzel ama Efe tanımı uymuyor ona. Efe yiğittir, direnişin sembolüdür. Biz Efe deyince Yörük Ali Efe'yi anlarız. Bundan Efe mefe olmaz. Bundan ne olur biliyor musunuz? Bizde dönenlere ya fırdöndü derler ya topaç derler. Bundan olsa olsa topaç olur. Bundan sonra ona ‘topuklu topaç’ diyeceğiz. Bu hanımefendinin alnı ak başı dik ya... Makamını ziyarete gittiğimizde mangalda kül bırakmıyordu. ‘Bana kumpas kuruyorlar bunlar. Bana tuzak kuruyorlar’ dedi. Hatta şöyle bir şey duydum. Eski İzmir Valisi, Emniyet Genel Müdürlüğü şimdi Bursa valisi hakkında ‘Bana tuzak kuruyor bu alçak molla’ demişti. Şimdi o alçak molla dedikleriyle aynı safta. Ben o valiyi temsil ediyorum. Ben bugüne kadar onunla hiçbir sıkıntı yaşamadım. Ama bu tabirleri yani AKP'lilerle ilgili alçak kumpasçı, tuzakçı dediği insanlar bugün en demokrat insanlar oldu. Cumhuriyeti, Atatürk'ün ilke ve devrimlerini savunan bu ülkenin demokrasisi için mücadele eden insanları eleştirerek gidiyor. Buna inanmıyoruz. Tarihe geçenler zulme karşı direnenlerdir. Bugün tarih tarih bizim arkadaşlarımızı yazacak. Utku Caner'i, Resul Emrah'ı, Zeydan Karalar'ı, Muhittin Böceği yazacak. Ekrem İmamoğlu'nu yazacak tarih. Deniz Geçmişleri, Mustafa Kemal Atatürk'ü yazan tarih, yani zulme karşı direnen, emperyalizmin işbirlikçilerine karşı direnen, mücadele eden insanları yazan tarih, onu da kendi çöplüğüne atacak. “Ben açıkçası üzülmedim” CHP olarak üzüldük mü? Ben açıkçası üzülmedim. Çünkü kendi kimliğini, kişiliğini, ahlakını, karakterini göstererek gitti. İlk zorda kaldığında... Gemiyi ilk terk eden farelermiş ya.. Kaçtı gitti. Burada biz bize cumhuriyetin değerlerine inanan inançlı mücadele edecek insanlar biz mücadele etmeye buradaki belediye başkanlarımıza, örgütlerimizle, genel merkezimize devam edeceğiz.” (ANKA)