GERÇEKİZMİR - İzBB Başkanı Dr. Cemil Tugay bu yıl 94'üncüsü düzenlenecek olan İEF tanıtım toplantısında basının sorularını yanıtladı. Tugay'ın tanıtım toplantısında şehrin uyuyan dinamikleri ve sponsorlar eleştirisi üzerine sorulan soruya Tugay başka bir eleştiriyle yanıt verdi. Tugay, Kültürpark'ın hazırlanış süreci ve İzmir'in tarihi ve kültürel değerlerinin sahipsiz bırakıldığına işaret etti. Tugay Kültür ve Turizm Bakanlığı’na da eleştiri yönelterek, “Biz ne yapıyoruz? Bekliyoruz. Kültür Bakanlığı para versin diye. Kültür Bakanlığı beş kuruş vermiyor, her şeyi belediyeye bırakıyor. Peki belediyenin imkânı yetiyor mu? Yetmiyor” dedi. Tugay şunları kaydetti: Şimdi hangi firma olduğunu söylemeyeceğim ama biraz önce bir firmanın aranmadığı söylendi. Bana not olarak iletildi ama ben dile getirme gereği duydum. Randevu istemişler, arkadaşlarımız ise randevu vermemiş. Bırakın sponsor olmayı, “gelin burada standınızı açın” diye aradığınız köklü firmalar bunu yapmıyor. Peki böyle olursa bu heyecan, bu dinamizm nasıl canlı kalacak? Belediyeye sorumluluk yüklemekle bu işler olmaz, böyle bir yaklaşımı kabul etmiyorum. Kimsenin buna hakkı yok. Belediye de elbette sorunlara sahip çıkacaktır ama sadece dışarıdan eleştirmekle olmaz. KİMSE SİHİRLİ DEĞNEK BEKLEMESİN Asıl mesele şu: Bu sorunu neden yaşıyoruz? Çözüm için herkesin “biz ne yapabiliriz” diye konuşması lazım. Bu şehir ve ülke nasıl kalkınacak? Sorunlarla nasıl başa çıkacak? Beş yılda bir birini seçip, onun sihirli değnekle her şeyi düzeltmesini beklemekle olmaz. Ülkeyi kim yönetirse yönetsin, halkla ve toplumun dinamikleriyle birlikte yapabiliyorsa başarılı olur. Bizde ise anlayış şu: “Ben senden bir şey talep ederim ama sen benden bir şey isteme.” Böyle olmaz. Bu İzmir için de Türkiye için de zaman kaybıdır. Bu anlayışı değiştirmek gerekiyor. Bu şehrin herkese daha fazla şey verebilmesi için insanların da bu şehre katkı sağlaması gerekir. Önce korumayı bilmek lazım. Orayı burayı yakıp yıkmak, insanları huzursuz etmek olmaz. Buradan kazanayım, zengin olayım ama İzmir’e tek kuruş katkı yapmayayım; böyle bir şey de olmaz. İzmir’i sevmek, vatanını, milletini sevmektir; geçmişine sahip çıkmaktır; çocuklarının geleceğine sahip çıkmaktır. SİZ NE YAPIYORSUNUZ? Biz burada çalışıyoruz, emek veriyoruz. Herkese soruyorum: Siz ne yapıyorsunuz? Sadece kendi işletmenizde daha fazla kazandırmak için çalışıyorsanız yetmez. Bu şehir için de bir şeyler yapmak zorundasınız. “Kütüphane yapalım” diyoruz, söz veriliyor sonra vazgeçiliyor. “Huzurevi yapalım” diyoruz, yaşlılarımızın ihtiyacı var, tık yok. Yukarıda antik tiyatro var, 20 bin kişilik. Efes’te tiyatro var, Yeşilova Höyüğü’nde 8 bin 500 yıllık tarih var. Bunlara sahip çıkmak, destek olmak gerekiyor. İzmir’de yedi tane antik şehir var. Şehrin her tarafı tarihi eserlerle dolu. Bunları alın İngiltere’ye, Fransa’ya, Almanya’ya verin; havalara uçarlar. Buradan bir şey çalmalarına, götürmelerine gerek kalmaz; olduğu yerde her şeyi gün yüzüne çıkarırlar. Bergama var, daha niceleri var. KÜLTÜR BAKANLIĞI BEŞ KURUŞ VERMİYOR Biz ne yapıyoruz? Bekliyoruz. Kültür Bakanlığı para versin diye. Kültür Bakanlığı beş kuruş vermiyor, her şeyi belediyeye bırakıyor. Peki belediyenin imkânı yetiyor mu? Yetmiyor. O halde daha fazlası niye bu şehirden çıkmıyor? Niye bu şehrin duyarlı insanları sahip çıkmıyor? Belediye eleştir, bakanlığı eleştir, başkasını eleştir… Böyle olmaz. Karınca kararınca da olsa herkesin destek olması gerekir. Bu anlayış çok yanlış bir anlayış. Ama ben inanıyorum, biz bunları konuştukça, birbirimize “kral çıplak” dedikçe bir şeyler değişecek. Bizim hatamız varsa ben zaten görüyorum. Belediye olarak da siyaseten de bunu söyleyebilirim. Ama toplumun da kendi üzerine düşeni yapması lazım. Siz ne yapıyorsunuz? Sadece eleştirmekle olmaz.