Asena TUNCA/GERÇEKİZMİR- Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaz dönemi için hayat geçirdiği kapsamlı saha çalışmaları devam ediyor. Heyet açıklamanın ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ı ziyaret etmek üzere Kültürpark'ta bulunan İzmir Sanat binasına doğru yola çıktı.
Program kapsamında Genel Merkez’in görevlendirdiği 13 milletvekili ve 1 PM üyesinden oluşan heyet bugün ve çarşamba günü İzmir'in 15 ilçesinde saha çalışması yapmak üzere kente geldi.
13 VEKİL VE 1 PM ÜYESİ AÇIKLAMA YAPTI
Çanakkale Milletvekili İsmet Günaşhan, Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Kırklareli Milletvekili Vecdi Gündoğdu, Mersin Milletvekili Talat Dinçer, Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, Antalya Milletvekili Sururi Çorabatır, Muğla Milletvekili Gizem Özcan, Antalya Milletvekili Aykut Kaya, Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, Antalya Milletvekili Mustafa Erdem , Muğla Milletvekili Cumhur Uzun, Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen ve İzmir Milletvekili Ednan Arslan ile Parti Meclisi Üyesi Mehmet Alkın Denizaslanı kentte iki gün boyunca vatandaşlar, esnaflar, meslek örgütleri ve STK’lar ile bir araya gelmeden önce çalışmaların startını CHP İzmir İl Başkanlığı'nda yapılan basın açıklamasıyla verdi. Açıklamaya CHP İzmir Milletvekili Seda Kaya Ösen ve İzmir
il Başkanvekili Barış Özdemir de katıldı.
Heyet adına yapılan açıklamayı CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizin hükümet programı çalışmaları parti ve belediyelerimize yönelik hukuksuz uygulamaların 13 vekil ve 1 parti meclisi üyesinden oluşan heyetimizle toplanmış bulunmaktayız. İl Başknımızın da yanımızda olmasını isterdik ama birçok arkadaşımızda olduğu gibi kendisi de iktidar tarafından tutsak edilmiş durumda.
BU DAVALAR MİLLET İRADESİNE AÇIK BİR DARBEDİR
Birçok ilimize siyasi saiklerle devam ettirilen bu darbe sürecinde açık hukuksuzluklar yaşanmış, yaşanmaya da ne yazık ki devam ediyor. Adil yargılanma hakkı ve seçme seçilme hakkı gasp edilmiş durumdadır. Gizli tanık ifadeleri belirsiz suçlamalar ve siyasi talimatlarla yürütülen bu davalar milletin iradesine açık bir darbe haline dönüşmüş bulunmaktadır.
OPERASYONLAR HOLLYWOOD PRODÜKSİYONLARINI ARATMIYOR
Baronların, azılı suçluların devlete ifade vermeye çağrıldığı bir ortamda toplum tarafından sevilen, takdir edilen ve bu nedenle önemli görevlere getirilen başta Sayın Ekrem İmamoğlu olmak üzere birçok belediye başkanımız kıymetli bürokratlarımız ve parti örgütümüzü çok değerli yöneticileri adeta düşman hukuku uygulanarak şafak operasyonlarıyla evlerinden alınmakta Hollywood prodüksiyonlarını aratmayacak gözaltı videoları çekilerek yandaş kanallara servis edilmekte ve tutuklanarak cezaevine gönderilmektedir.
İKTİDAR, TÜRKİYE'Yİ FELAKETE GÖTÜRMEYE KARARLI
Bu darbenin temeli baştan çökmüş durumdadır. Suçlamalar asılsız, dosyalar delilsiz ve sözde deliller ise yalandan öteye geçememek. Sayamayacağım onlarca yalanla dosya doldurulmaya çalışılan baktılar olmuyor, delilden suça gidemeyince suç uydurup delil yaratmaya çalıştıkları bir sürecin içinde Türkiye'yi felakete götürmeye kararlı olan bir iktidar ve onun anlayışıyla karşı karşıya gelmiş durumdayız.
BU İŞİN GERÇEK ADI SİYASİ DARBEDİR
Son seçimlerde ağır bir yenilgi alan iktidar halkın gözünden ve gönlünden düştükçe baskıyı ve demokrasi dışı uygulamaları arttırarak ayakta kalmaya çalışmakta. Adını gerçekten tam olarak koymak gerekir ise de bu işin gerçek adı siyasi darbe günlerinden geçtiğimiz şeklinde tanımlanması gerekir. 19 Mart tarihinde iktidarın başlattığı bu siyasi darbe yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi'ne ya da cumhurbaşkanı adayımız sayın Ekrem İmamoğlu'na değil doğrudan halkın iradesine yapılmaktadır. Bu darbeci anlayışa karşı genel başkanımız sayın Özgür Özel'in öncülüğünde demokrasi, adalet ve halkın iradesi için yürütülen mücadele bugün her alanda büyüyerek sürmektedir.
PARTİ PROGRAMINA SON ŞEKLİ VERİLECEK
23 Mart'ta 15,5 milyon yurttaşımızın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz ön seçimler en demokratik ve katılımcı yöntemle belirlenen cumhurbaşkanı adayımız İmamoğlu iktidarın hukuksuzluklarla yürüttüğü kumpaslara rağmen bedenen tutsak edilse dahi düşünceleri tutsaklık sınırlarını aşıyor. Adayımız vizyonu, duruşu ve kararlılığıyla Türkiye'yi özgür, adil, demokratik ve müreffeh bir geleceğe taşımak için zindanda dahi çalışmalarını sürdürmektedir. Genel Başkanımız, örgütümüz, partimizin tüm kurum ve kurumları ve adaylarımız iktidar yolculuğuna devam etmekteyiz. Bu kararlılık sadece Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı veya CHP'nin iktidar yürüyüşüyle sınırlı değil. Türkiye'deki iktidarı değiştirme iradesinin gerçekleşmesini sağlayacak adımların atılmasına dairdir aynı zamanda. Cumhurbaşkanlığı adayı ofisimizin Türkiye ittifakının tüm bileşenlerinin katkısıyla. Yalnızca Cumhuriyet Halk Partisi'nin değil farklı siyasi görüşten milyonların ortak iradesini yaşatacak bir merkez olarak faaliyet göstermesi sağlanacaktır. Iktidar yolculuğumuzda temel hedefimiz. halkı kapsayan bir siyaset anlayışını büyütmek ve iktidar vizyonunu somut politikalarla hayata geçirmektir. Partimiz bir yandan mitingler ve eylemlerle darbeci zihniyete karşı demokrasi mücadelesini sürdürürken diğer yandan Türkiye'yi içinde bulunduğu krizden çıkaracak iktidar programını hazırlamaktadır. Ekonomi, demokrasi, eğitim, sağlık, tarım, dış politika, savunma politikaları, kültür, kadın ve gençlik politikaları başta olmak üzere her alanda çözüm önerilerinizi halkımız ve toplumsal paydaşlarımızla paylaşarak en katılımcı yöntemlerle hükümet programımızı şekillendiriyoruz. 4 Eylül 2024'te başlayan parti programı hazırlıklarımızda ise artık sona yaklaşılmıştır. Partimiz Türkiye'nin ihtiyacına uygun dertlere derman olacak, çağdaş, bilimsel, halkımızı önceleyen bir parti programına son şeklini vermek üzeredir. Burada bulunmamızın ve yapacağımız ziyaretlerde ve toplantılarda asıl amaçlardan bir tanesi de halkımız ve uzman kadrolarımızla birlikte hazırladığımız bu programı seksen altı milyon yurttaşımıza ulaştırmak. Adaleti sağlayacak ve yüzleri güldürecek bir program olacak.
HER YURTTAŞIMIZIN CEBİNDEN 70 BİN TL UÇUP GİTTİ
Ülkemizin güzel insanlarının çektiği çileye son vermek bu ülkeye yeniden mutluluğu getirmek üzere yola çıktık. Ve bunu mutlaka başaracağız. 19 Mart darbesi yalnızca demokrasiye değil, ekonomiye de ağır bir darbe indirilmiştir. Bu süreçte enflasyon beklentileri yükselmiş, on milyarlarca dolar yabancı sermaye Türkiye'yi terk etmiştir. Oluşan altı trilyon liralık kayıp her bir yurttaşımızın cebinden yetmiş bin Türk lirasının heba olup uçup gitmesine neden olmuştur. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler demokrasiyi, adaleti ve halkın iradesini savunmaya devam edeceğiz.
İKTİDARI DEVRALACAĞIZ
İmamoğlu ile birlikte, Türkiye'yi özgür, adil, güçlü ve demokratik bir geleceğe taşımak için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Yirminci yüzyılda uçak üreten Türkiye'ye 21. yüzyılda market stantlarında cumhur reyonu açarak mercimek satan Türkiye konumuna düşürenlerden bu iktidarı eninde sonunda devralacak. Genç cumhuriyetin o güzel insanlarının dişiyle, tırnağıyla kurdukları fabrikaları tek tek satanlardan bu iktidarı devralacağız. Halkımızın egemenlik hakkını gasp edenlerden? açlığa mahkum edenlerden, yandaşı zenginliğe, emekliyi yoksulluğa boğanlardan mutlaka hesap soracağız. Demokrasiyi araç olarak görenlerden, milli iradeye saygı duymayan ve anayasaya sadakat bozanlardan bu iktidarı devralacağız. Halkımız için alacağız, doğamız için alacağız. Doğayı paylaştığımız canlılar için alacağız. Zeytinimiz, ormanlarımız akarsularımız için alacağız. Biz haklıyız. Biz kazanacağız."