GERÇEKİZMİR- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay kent gündemindeki çöp sorunu ve kooperatif sürecine ilişkin açıklama ve değerlendirmelerde bulunmak üzere basın toplantısı gerçekleştirdi. Kültürpark’taki İzmir Sanat Fuaye Alanı’nda yapılan basın toplantısında Tugay çok sayıda mesaj verdi. "TUGAY ÇALIŞMALARI DURDURDU CÜMLESİ AÇIKLANMAYA MAHKUMDUR" Kooperatif süreçlerine ilişkin konuşan Tugay şunları söyledi: “Konuşmak istemediğim, haksız yere suçlanmaktan rahatsız olduğumuz bir diğer konu İzBB’nin kooperatif süreci. Eski Belediye Başkanı, İl Başkanımız, İZBETON Genel Müdürü gibi arkadaşlarımızın tutuklu yargılanması. Kooperatif konusunda hiçbir makama şikâyet ve bildirimde bulunmadık. Şu anki yargılamaların tutuklu yapılmasını doğru bulmuyoruz. Tutuklu yargılanan kişilerin tutuksuz yargılanması bizim de talebimizdir. Diğer taraftan suçlanan kooperatif ve diğer kişiler konuşmalarında adımı geçirerek veya ima ederek İzBB Başkanı Tugay göreve geldikten sonra çalışmalar durduruldu diyor. Bu detaylı açıklama ve düzelmeye mahkûm bir açıklamadır. İzBB uzun yıllar önce Örnekköy, Uzundere ve Gaziemir’de bir model üzerinden kentsel dönüşüm sürecinin sorumluluğunu üzerine aldı. Herhangi bir alanda kentsel dönüşüm yapılacağında o alandaki insanlarla yüz 100 uzlaşı yapılıyordu ve tapuları İzBB üzerine alıyordu. O tapuları kanuna uygun olarak kat karşılığı müteahhitlere vereceğiz deniliyordu. Her şey belirlendikten sonra projeler yapılıyordu. Bu şekilde Uzundere’de 1-2. Etap yapıldı. Örnekköy’de 1-2 ve 5. Etaplar ihale edildi. Gaziemir 1. Etap ihale edildi. Ege Mahallesi’nde 1. Etap müteahhide verildi. Aynı dönemde “Biz buraları müteahhide vermekte zorlanıyoruz diye Soyer döneminde başka bir uygulamaya karar verildi. İZBETON’a yetki verildi. Müteahhide yetki vermek yerine İZBETON’u müteahhit olarak alıştıralım denildi. Ben de Meclis üyesiydim. İZBETON yüklenici oldu. Fakat İZBETON bir süre sonra kendi yapmak yerine iş insanlarına bunu yaptırma kararı aldı. Kendi sözleşmesini kooperatiflere devretmiş oldu. Yapı kooperatifleri ile ilgili süreç değişik şekillerde itiraza maruz kaldı. Normalde yapı kooperatiflerinde, yapı kooperatifleri arsanın aynı zamanda sahibidir. O zamanda müteahhitlik ruhsatı ve yetkisi alabilirler anca burada İZBETON’a verilmiş yetki var. Arsa sahibi İzBB ancak asıl sahibi İzBB’nin tapularını aldığı kişiler. Normal kooperatif sürecine uymayan bir durum var. Bildiğimiz anlamda yapı kooperatifi değil bu kooperatifler. Sadece maddi olarak buraya katkı verebileceği insanların kurduğu kooperatifler. Bu durum o dönem mecliste dile getirildi. Sonra bazı süreçler yaşandı. Birincisi Çevre Bakanlığının konu ile ilgili yazısıydı. “İZBETON yüklenici olarak kooperatife veremez ve kooperatif de müteahhitlik yetkisi olmadığı için inşaat yapımını üstlenemez” diyor. Bu tespit Sayıştay tarafında da yapıldı. Ben göreve geldikten sonra İçişleri Bakanlığından gönderilen baş müfettişin raporuna da yansıdı. İZBETON’un alt yüklenici olarak inşaatları kooperatife vermeyeceğim raporlarda yer aldı. Bugün İzBB Başkanı olarak ben ve arkadaşlarım bunların muhatabı durumundayız." "AKSİ TAKDİRDE BEN DE CEZAEVİNDE OLURDUM” “En acımasız iddia kooperatiflerle ilişkilerin askıya alınması kararının ve inşaatların tekrar İZBB tarafından yapılmasının keyfi olduğunu ve husumetle yaptığımızdır” diyen Tugay, “Bu karar alma sebebimiz bu ülkenin Sayıştay’ı, Çevre Bakanlığı ve İçişleri Teftiş Kurulu’dur. Burada yanlış var denileni dikkate almak zorundayız. Aksi takdirde ben de bugün cezaevinde olurdum. Bizler de yargılanırdık. İnşaatlar yapılıyor muydu? diye bakmamız lazım. İlerlemiyorsa kim mağdur oluyor? En önemli mağduriyet halen arsa tapularını belediyeye veren hak sahipleri. Uzundere’deki eylemleri ben de gördüm. Hiç unutmam Kılıçdaroğlu’nun temel atmaya geldiği gün eylemler yapılmıştı. Hak sahiplerinin belediyeden aldığı bir söz var. Bu insanlara inşaatları yapıp teslim etmezsek sözümüzü tutmamış oluyoruz. En önemli konu İzBB adına verilmiş taahhüdünyerine getirilmesidir. Buna seyirci kalamayız. Değişik makamların müfettişlerin, bağlı olduğumuz üst makamları dinlememek gibi lüksümüz olamaz. Böyle yaptığımız zaman problem yaşayacağımız çok açık” ifadelerini kullandı. NASIL BİR ZİHNİYET CEMİL TUGAY KOOPERATİFE KARŞI DİYEBİLİR? Tugay şöyle devam etti: Sayıştay, Bakanlık müfettişleri, “İleride kamu zararı oluşmaması adına ivedi şekilde inşaat faaliyetlerinin durdurulması” dedi. En son İçişleri Bakanlığı bunu raporladığında Temmuz 2024’tü. Fiili olarak inşaatların durumu neydi? Herkes çabuk unutuyor. 5 tane kooperatif var. Bunların yapımı ile ilgili İZBETON kooperatiflerle sözleşme yapmış. Örnekköy 3’te 2021’de sözleşme yayılmış. Kasım 2023’te bitmesi öngörülmüş. 210 gün süre uzatımı verilmiş. Bunun sonunda arkadaşlarımız Nisan 2024’te tespitte inşaatı yüzde 20 seviyesinde bulmuş. O dönemde olumsuz bir yorum dahi yapmadım. Temmuz 2024’te mahkeme aracılığıyla tespit yaptırdık Yüzde 22 seviyesiydi. Yapılıyor dedikleri inşaata uzatma sonrası bile inşaat durmuş. 4 ay da yüzde 2 ilerletilebilmiş. Sayıştay sözleşme hukuksuz diyor, inşaatı İZBETON yapacak deniliyor. Örnekköy 4’te Ocak 2022De sözleşme imzalanıyor. Aralaık 2023’te bitmesi lazım. Temmuz 2024’te bitmeliydi uzatma ile. Müfettiş kararı sonrasında seviye yüzde 35. Biz orada inşaatları yapıyorduk dedikleri yerde yüzde3 ilerleme gerçekleşmiş ve ek süre de dolmuş. Tekrar uzatma vermenin kanuni altlığı da yok. Daha vahimleri var. Uzundere 3’te Ağustos 2022’de sözleşme yapılıyor. Nisan 2024’te ben göreve geldiğimde saha tespitinde yüzde 4,9 seviyesinde inşaat. Temmuz 2024’te mahkeme tespiti ile 5,3. 4 ayda binde 4 oranında ilerlemiş inşaat. Uzundere 4’te Nisan ve Temmuz’da inşaat seviyesi yüzde 0. Hiç yapılmamış. İnşaat ruhsatları da hiç alınmamış. Sözleşme imzalandıktan sonra faaliyet gerçekleşmemiş. Bu durumu seyretmeye devam mı etmeliydik? Gaziemir 1. Etap’ta sözleşme Şubat 2022’de imzalanıyor. Haziran 2024’te bitmeli deniliyor. 6 ay ek süre verilmiş. Nisan’da inşaat seviyesi yüzde 9,5 Temmuz’da 9,77. Arada binde 2 ‘lik fark var. Gaziemir’de de inşaat faaliyeti yok. Orada kooperatifler üyelerinden ne kadar para topladı ve nasıl harcadı bilmiyoruz. Kooperatifler mahkeme tutanaklarını okurken orada ifade evren bazı firmaların temsilcilerinin ifadelerini üzülerek okudum. Biz yaptık ama paramızı alamadık diyorlar. Bizim tamamen dışında olan alt taşeron şirketlerle. Adlarını basından okuyoruz. Kim kurdu, kim işletiyor bilmiyoruz. Gördüğümüz şey inşaatlar tamamlanmamış. Niye inşaatlar yapılmıyor sorusuna cevap veremiyoruz. Bir inşaatları bitirmeye çalışıyoruz. Bunu anlamak bu kadar mı zor? Örnekköy’deki iki etabın ihalesini yaptık. Mart-Nisan’da teslim etmeyi planlıyoruz. Uzundere’dekileri ihale yaptık. Yakında yapımına başlanacak. En kısa sürede yapıp hak sahipleri ve kooperatif üyelerine teslim edeceğiz. 4734 sayılı kanuna göre yaptık. Hukuk ve üst iradenin zorunlu tuttuğu yöntem budur. Kooperatifler ihalelerle ilgili itirazda bulundu reddedildi. Bugün kadar hiçbir davayı kaybetmedik. Biz kamu zararı olmasın diye çalışıyoruz. Aleyhimizde sonuçlanan dava yok. Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı- Uzundere 4 ve Örnekköy 3’te iyi niyet protokolü imzalandı. Kendi genel kurullarında onaylattıklarında zaten sorun çözülmüş olacak. Nasıl bir zihniyet Cemil Tugay kooperatife karşı diyebilir? Bu kadar haksız ve kötü bir iftira olabilir mi? Neyi amaçlıyor olabiliriz? İzBB’nin kanuni olarak sıkıntıya girmemesi dışında neyi amaçlıyor olabilir? Bu lafları etmenin ne alemi var? MAHMEKEYE SUNULAN BELGE HUKUKA UYGUN OLMAYAN ŞEKİLDE BELEDİYEDEN DIŞARI ÇIKARILDI Mahkeme dosyasına bir belge sunuldu: O belgede İzBB’nin görüşü kamu zararı yoktur görüşünde. O belge belediyenin iç yazışmalarının sadece birinden alınan bir yazıdır. Hukuk birimi savcılık yazısı üzerine sizin görüşünüze göre kamu zararına maruz kalınmış diye. Sadece bir birimden gelen bir yazıdır bu. Kurumun tamına değil. Hukuka olmayan şekilde elde edilmiş ve bizim onayımız ışında dava dosyasına konulmuştur. Bu belge hukuka uygun olmayan şekilde İZBB’den dışarı çıkarılmış ve dava dosyasına konulmuştur. Kamu zararı kararı tüm birimlerin değerlendirmeleri yapmalarıyla yapılacak inceleme ve bütünsel değerlendirme sonrası mahkemeye sunulmuştur. İzBB’nin görüşü vardır diye sunulan o belge nihai kanaatimiz değildir. Benim bundan sonra herhangi bir kişi tarafından mesnetsiz iddialara maruz bırakılmamayı özellikle istiyorum. Bugün biz ihale etmesek o inşaatlar hiç yapılmıyor olacaktı. Kimsenin elini kolunu tutmadığımız dönemde inşaatlar ya hiç yapılmadı. Ya yüzde 1-2 seviyesindeydi. Müfettişe kendi kafama göre davranacağım desem de inşaatlar bitmeyecekti. Hak sahipleri de bizden hesap soracaktı. O hesabı kim verecekti? Anlamsız konuşanlar kendilerine gelsin. Biz sebep olmadığımız hatları düzeltmeye çalışırken kimse bizi suçlayamaz. Daire başkanımı da genel sekreter yardımcımı da kimse suçlayamaz. Bakanlıkla da uyumlu çalışmak zorundayız. Zaman zaman iktidar partisinin İzmir milletvekili il başkanı gibi kişilerle de diyalog kurmak zorundayız. Biz kapalı kapılar ardında kimse ile görüşme yapmıyoruz. Sorun çözme odaklı olarak insanlarla görüşüyoruz. Kapalı kapılar ardında hangi ahlaksız görüşmeyi yapmışız? Atık bertarafını birileriyle konuşmak kapalı kapılar ardından görüşmek midir? Hiç kimse ile ahlaksız ilişki içinde olmadık. Kapalı kapılar ardında konuşuyor ise bu konunun siyasileşmemesi. Ben gidip maliye bakanlı ile görüştüm diye AK Parti’ye geçecek diye. İzmir’in sorunları siyasete kurban edilsin istemiyoruz."