Asena TUNCA/GERÇEKİZMİR- Kamuoyunda kooperatif davası olarak bilinen davanın ikinci duruşması 13 Ekim Pazartesi günü saat 9.30’da İzmir Adliyesi’nde görülecek. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında 1 Temmuz’da gözaltına alınıp 4 Temmuz’da tutuklanan ve tutukluluğunun 101’inci gününde yarın hakim karşısına çıkacak olan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun avukat eşi Duygu Aslanoğlu, duruşma öncesi Gerçekizmir’e konuştu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘Aslanoğlu’ kararına, Özel’in süreç boyunca Aslanoğlu’na desteğine, Aliağa’daki Şakran Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde görülen ilk duruşmayı ve yarın gerçekleşecek ikinci duruşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Aslanoğlu tutukluluğun istisnai bir hal olduğuna ve tutukluluk gerekçelerinin sağlanmadığına vurdu yaptı. Aslanoğlu, Genel Merkez’in desteğinden memnun olduklarını belirttiği konuşmasında, “Süreç boyunca Genel Başkan hep yanımızdaydı. Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı” dedi. Aslanoğlu değerlendirmesinde şu ifadeleri kullandı: GENEL BAŞKANIMIZIN KARARINI EŞİME BEN TEBLİĞ ETTİM “Özgür Bey, Genel Başkanımız beni aradı. Bana bildirdi il başkanlığı kararını ve bu kararı eşime ben tebliğ ettim. O zamana kadar il başkanlığı hiçbir şekilde konuşulmamıştı. Sağ olsun vefalı davranıp arkamızda durdu. Defalarca kooperatifçilikten dolandırıcılık gibi bir şeyin çıkmasının düşünülebilir bir şey olmadığını belirtti. Bunu da yaptığıyla destekledi. Arkamızda durdu, yanımızda oldu. Süreç boyunca Genel Başkan hep yanımızdaydı. Bizi hiçbir zaman yalnız bırakmadı. Birlikte güzel gitti bu il başkanlığı süreci. Şenol başarılı bir il başkanlığı yürüttü. Böyle takdir etti diyelim. ONLARIN CEZAEVİNDE ALDIĞI HER NEFES ADALETE OLAN İNANCI ZAYIFLATIYOR Adalet yerini ilk başta tutuklanmayarak bulmalıydı. Hadi hata yapıldı diyelim, iddianame kabul edilirken bırakılmalıydı. Onu da geçtik ilk duruşmada bırakılmalıydı. Eşim veya Tunç Bey hakkında en ufak bir şüphe gerektiren durum yok. Onların cezaevinde aldığı her nefes adalete olan inancı zayıflatıyor. İnsanların gözünde “Hepimiz ipin ucundayız” izlenimi yaratıyor. O yüzden bir an önce bırakılması gerekiyor. EŞİM 17 EKİM’DE KONGREDE OLMAK İSTİYOR, KAÇMA İHTİMALİ 0 Adalet yerini bulmalı ve bir an önce hepsi serbest bırakılmalı. Yargılama bitmiş değil ama tutuksuz yargılama esastır. Hukukçulara daha okula girişte bu öğretilir. Hakimler aynı üniversitede okuduğumuz insanlar. Bunun gereğini yerine getirmeli ve insanları serbest bırakmalılar. Tutukluluk istisnai bir haldir. Cezalandırma boyutuna girmemelidir. Biraz daha tutukluluğun devamı peşinen ceza vermiş izlenimi yaratır. İnsanlar ve toplum üzerinde bu algı yaratılmamalı. Tutukluluk istisnai olmalı. Eşimin 17 Ekim’de il kongresi var. Orada olmak istiyor. Orada olacak bir insanın veya bir il başkanının kaçma ihtimali yüzde 0. Kaçma ihtimali insanın aklından geçmez. Deliller toplandı, delil karartma hali mümkün değil. Tutukluluk bu hallerde gerçekleşir. Hiçbir tutukluluk gerekçesi yok. BİRİ BANA NASIL HİSSETTİĞİMİ SORDUĞUNDA DUYGULANIYORUM Biri bana nasıl hissettiğimi sorduğunda duygulanıyorum. Eşime o kadar inanıp güveniyorum ki. 5 senedir birlikteyiz. 5 senede en ufak saptığını, yolundan çıktığını görmedim. Hep dik durdu, hep doğruydu, hep doğru bildiğini yaptı. Kooperatif zamanı da ben onun yanındaydım. Bir hukukçu olarak da yaptığı işlemlere baktım. İl başkanlığı döneminde de attığı adımlara beni şahit tuttu. Attığı her adıma hukukçu olarak imzamı atarım. O yüzden bugün arkasında dik durabiliyorum. En ufak bir yanış olmadığını biliyorum. Onun doğruluğuna ve dürüstlüğüne kefilim. Evde çocuğum bekliyor. 19 aylık, babasının sesini duyduğunda ağlayabilecek durumda. Ben onun yanında ve arkasında durmaya devam ederim. Bugün de bunu yaşıyoruz, yarın da bunu yaşayacağız. İnşallah kavuşuruz.”