GERÇEKİZMİR - Yapımı yılan hikayesine dönen Karabağlar’ın Uzundere Mahallesi’ndeki TOKİ’de inşaat sürecine geçildiği geçtiğimiz günlerde duyurulmuştu. Geçtiğimiz dönem İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Karabağlar Belediyesi’nin yargıya taşıması nedeniyle inşasına başlanamayan Karabağlar TOKİ projesinde geçtiğimiz aylarda ihale işleminin yapılmasından sonra inşaata yakın zamanda başlanmıştı. Söz konusu alanda inşaat aşamasına geçilmesine rağmen taşınmazların tapuya tescil edilmediği, mülkiyet belirsizliklerinin giderilmediği ve gerekli izin ve onayların alınmadığı belirtildi. Karabağlar Belediyesi'nin açıklaması şöyle: Karabağlar Uzundere Mahallesi’nde TOKİ tarafından inşaatına başlandığı belirtilen proje hakkında kamuoyunu bilgilendirme gereği doğmuştur. Söz konusu alan, 2017 yılında TOKİ’ye devredilmiş olup, o tarihten bu yana planlama ve mülkiyet süreçleriyle ilgili hukuki süreçler devam etmektedir. Ancak bugün gelinen noktada, henüz yasal süreçler tamamlanmadan inşaat faaliyetlerine başlanması ciddi bir hukuki ve idari sorun oluşturmaktadır. 10 Haziran 2025 tarihli parselasyon planı Tapu ve Kadastro Müdürlükleri tarafından inceleme aşamasında olup henüz süreç devam ettiğinden, bugün itibariyle mülkiyet işlemleri tamamlanmamış durumdadır. Buna karşılık basında çıkan haberlerde söz konusu alanda çalışmaların başlatıldığı belirtilmektedir. Oysaki henüz tapuya tescil edilmemiş ve mülkiyet belirsizlikleri içeren taşınmazlarda gerekli izin ve onaylar alınmadan inşaata başlanılması mevzuata uygun değildir. Nitekim bu sebeple Belediyemizce ilgili kurumlara gerekli bildirimlerde bulunulmuştur. Karabağlar Belediyesi olarak amacımız, hiçbir vatandaşımızın mağdur olmaması, kentin planlı gelişiminin sağlanması ve doğal alanlarımızın korunmasıdır. Bu süreçte tarafımızca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile birçok kez görüşme talebinde bulunulmuş ancak bugüne kadar bir sonuç alınamamıştır. Göreve geldiğimizden bu yana, söz konusu alandaki planlama süreciyle ilgili tüm hukuki haklarımızı kullanarak kamu yararını savunmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda; Bakanlıkça 2018 yılından bu yana onaylanan tüm planlarda Belediye Başkanlığımızca askı süresi içinde yapılan itirazların, planlama alanına ilişkin daha önce alınan mahkeme kararları ile bu kararlara esas teşkil eden bilirkişi raporlarındaki hususların dikkate alınmadığı, bu sebeple söz konusu planların iptali için imar planlarının iptaline yönelik dava Belediyemizce 2024 yılında açılmıştır. Söz konusu dava devam ederken TOKİ tarafından bahsi geçen alanda inşaat ile altyapı ve çevre düzenlemesi işi için ihaleye çıkılmış olup Belediyemizce söz konusu ihalenin iptali için de dava açılmıştır. Bunun yanı sıra bölge için verilen “ÇED gerekli değildir” kararı da hukuka uygun olmadığından bahsi geçen kararın iptali için de yine Belediyemizce yargı yoluna başvurulmuştur. Ardından Bakanlıkça yapılan parselasyon planına da Belediyemizce itiraz edilmiş olup itirazımızın reddi üzerine parselasyon planının iptali için de dava açılmış olup söz konusu yargı süreçleri halen devam etmektedir. Bahsi geçen yargı süreçleri Uzundere TOKİ alanındaki hukuki belirsizlikleri ortadan kaldırmak ve planlama sürecinin şehircilik ilkelerine uygun şekilde yürütülmesini sağlamak amacıyla açılmıştır. Ancak yargı süreci devam ederken ihale süreçlerinin yürütülerek inşaata başlanması, hem yasal süreci hem de kamu yararını hiçe sayan bir yaklaşımdır. Belediyemiz, bu alana ilişkin olarak kentin geleceğini ve kamusal alanların bütünlüğünü korumak adına çeşitli uyarılarda bulunmuştur. Bunun yanında Belediye olarak sorunun uzlaşı zemininde bir çözüme kavuşturulması adına yapıcı olmak adına öneri bir plan hazırlanmıştır. TOKİ’nin yaptığı düzenleme ile 38,3 hektara düşürülmüş, yani neredeyse yarı yarıya azaltılmış olan üniversite alanı, hazırladığımız öneri planda, 61,8 hektar olarak belirlenmiştir. Bu, öğrencilerimiz için büyük öneme sahip olan bir yükseköğretim alanının biraz da olsa hak ettiği değere kavuşması anlamına gelmektedir. Ayrıca Karabağlar’ın hak ettiği yaşam kalitesi ve değerin bu tür üniversite alanı gibi nitelikli kentsel donatı alanları ile ancak sağlanabileceğinin altını çizmek gerekmektedir. Ayrıca TOKİ planında ilk etapta yapılacak olan 750 adet konut, yaklaşık 2.282 kişilik ikinci etap ile birlikte toplamda 3302 kişilik yeni bir nüfusun bölgeye taşınması demektir. Bu nüfus artışı, hemen bitişiğinde yer alan Uzundere köyünün mevcut dokusunu bozacak ve bölgedeki yaşam düzenini olumsuz etkileyecektir. Üstelik planlanan konut alanı, İzmir için büyük öneme sahip orman alanlarının bulunduğu yeşil kuşağın hemen yakınında yer almaktadır. Bu durum, yeşil kuşağı imar baskısı altına sokacak ve kentin ekolojik dengesini tehdit altına alacaktır. Karabağlar Belediyesi olarak hem bölge halkının mağduriyet yaşamaması hem de kentimizin geleceğini korumak adına alternatif bir çözüm önerisi geliştirilmiştir. Önerimiz, TOKİ’nin planladığı 750 konutun Yaşar Kemal Mahallesi TOKİ alanının devamına yerleştirilmesi, kalan alanın ise “Üniversite Alanı” olarak değerlendirilmesidir. Böylece hem TOKİ konutları için başvuran vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi sağlanacak, hem de İzmir’e uluslararası standartlarda bir devlet üniversitesi alanı kazandırılacaktır. Ancak tüm bu girişimlere rağmen, 6 yıldır süregelen mağduriyetler ne yazık ki devam etmektedir. Bu nedenle bir kez daha çağrımızı yineliyoruz: Dün olduğu gibi bugün de kentimizin geleceğini, doğal alanlarımızı ve vatandaşlarımızın haklarını korumak için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Diğer taraftan TOKİ’nin bir devlet yatırımı olarak Karabağlar’da yapmayı planladığı toplu konut projesinin başta Karabağlar’ın yıllardır riskli alan ilan edilerek daha güvenli konut alanlarına ve standart yaşam koşulları olan altyapı olanaklarına kavuşmayı bekleyen 16 mahalleden oluşan 540 hektarlık alandaki vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm olması gerekmektedir. Ancak kentin fiziki, sosyal, ekonomik ve kültürel birçok yönden gelişiminde engel oluşturan bu kentleşme sorunun hala yetkili kurumlar tarafından ötelendiğini görmekteyiz.
Karabağlar’ın 16 mahallesini kapsayan 540 hektarlık riskli alan, kentsel dönüşüm açısından öncelikli planlama ve uygulama alanı olmayı sürdürmektedir. Bu bölgedeki dönüşüm sürecinin tamamlanması, vatandaşlarımızın güvenli, planlı ve sağlıklı konut alanlarına kavuşması açısından büyük önem taşımaktadır. Ne yazık ki yetkili kurumların bu alanla ilgili adımları geciktirmesi, hem kent bütünlüğünü hem de kamu yararını olumsuz etkilemektedir. Karabağlar Belediyesi olarak sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve vatandaşlarımızın hak kaybı yaşamaması adına sunduğumuz öneri planlarımız ve çözüm teklifleri, bugüne kadar ilgili kurumlarca değerlendirmeye alınmamıştır.
Karabağlar’ın geleceğini ilgilendiren bu süreçte, tüm kurumların kamu yararını esas alarak iş birliği içinde hareket etmesi; planlama, mülkiyet ve inşaat süreçlerinin yargı kararları ve şehircilik ilkeleri doğrultusunda yürütülmesi gerekmektedir.