Cumhuriyet'in 102'inci yılı kutlu olsun!

29 Ekim 2025 Çarşamba   07:54

1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'ndan çıkan, ardından da iç ve dış mücadelelerle geçen bir dönemin ardından, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının hem cephede hem de siyasi alanda verdikleri mücadeleyle 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edildi. Bu mücadelede on binlerce vatan evladı şehit, yüz binlercesi de gazi oldu. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi...

Bugün Türkiye Cumhuriyeti 102 yaşında... Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını özlem ve minnetle anıyoruz.

Tarih; savaşlar, zaferler, başarılar veya yenilgiler, hezimetlerle doludur. Ancak tarihte yer alan "büyük olaylar" arasında çok insani detaylar da yer alır. Bunlar kimi zaman birinci ağızdan aktarılırken, çoğunlukla yakın çevrenin tanıklıklarıyla hatıratlarda yer alır.

HERKESİN BİLDİĞİ 28 EKİM GECESİ

Cumhuriyet'in ilan edilmesine bir kala, yeni Türk devleti, Lozan Antlaşması ile uluslararası alanda bağımsızlığını tescillemiş, ancak iç idari yapısı henüz tam oturmamıştı. Hükümet krizi devam ediyor, hırslar ve anlaşmazlıklar devam ediyordu.

Bu gergin ortamda, Başbakan Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki kabinenin 27 Ekim 1923 Cumartesi günü istifa etmesi, bardağı taşıran son damla olmuştu. İstifanın ardından yeni bir hükümet kurma çabaları tamamen çıkmaza girmiş; bir gün boyunca hiçbir milletvekili gerekli çoğunluğu sağlayamadığı için kabine kurulamamıştı.

28 Ekim Pazar akşamı, dönemin önemli siyasi ve askeri liderlerini Çankaya Köşkü’ne özel bir akşam yemeğine davet etti. Masadaki isimler arasında İsmet Paşa (İnönü), Ali Fethi Bey, Kazım (Özalp) Paşa, Kemalettin Sami Paşa, Halit (Karsıalan) Paşa, Fuat (Bulca) ve Ruşen Eşref (Ünaydın) Bey gibi Kurtuluş Savaşı’nın ve yeni devletin mimarları bulunuyordu.

Fotoğraf: AA

Fotoğraf: AA

Yemek boyunca, hükümet krizinin aşılamaması, Meclis’in mevcut sistemle işlevsiz hale getirildiği üzerine yoğun tartışmalar yaşandı. Mustafa Kemal Paşa, bu tartışmaları dikkatle dinledikten sonra köklü bir çözümün işaretini verdi. Gecenin ilerleyen saatlerinde, sofradakilere dönerek, tarihî bir cümleyi dile getirdi:

“Efendiler, yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz!”

AZ BİLİNEN GERÇEK: YOĞUN DİŞ AĞRISI VE AĞIR GRİP

Bu cümle, sadece bir siyasi karar değil, aynı zamanda aylardır süren hükümet krizini de yapısal olarak çözecek bir hamlenin ifadesiydi.

Mustafa Kemal'in bu sözleri söylediği sırada, şiddetli bir nezle ile birlikte dayanılmaz bir diş ağrısı çektiği, bu fiziksel rahatsızlığa rağmen karar alma ve yönetme sorumluluğunu üstlendiği anlatılır.

DİNLENMEDEN HAZIRLIK VE MECLİS'TEKİ KISA KONUŞMA

Çankaya’daki bu kritik kararın ardından; Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa, gece geç saatlere kadar 1921 Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda yapılması gereken değişikliğin taslağını hazırladı.

Metnin temelini “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir” ifadesi oluşturuyordu. Bu madde ile devletin niteliği resmen tanımlanıyor, ayrıca cumhurbaşkanlığı makamı ihdas ediliyor ve hükümetin kurulma biçimi kökten değiştiriliyordu. Artık bakanlar tek tek değil, Meclis tarafından seçilen başbakanın belirlediği liste halinde güvenoyu alacaklardı. Bu hem Meclis’in zaman kaybetmesini önleyecek, hem de daha bütünlüklü ve istikrarlı hükümetlerin önünü açacaktı.

28 Ekim'den başlayan ve takvimlerin 29 Ekim'i gösterdiği saatlerde Mustafa Kemal, hem ağır gribin etkileriyle hem de yoğun diş ağrısının verdiği rahatsızlıkla mücadele ediyordu. İsmet İnönü'yle çalışmalarını tamamladıktan sonra, Meclis oturumuna gecikmeli katılmış, milletvekilleri arasında bu duruma ilişkin tartışmalar çıkmıştı.

Ancak Paşa, tüm rahatsızlığına, özellikle de “berbat” olarak tanımladığı diş ağrısına rağmen, öğleden sonra Meclis’e gelmişti. Kürsüye çıkarak, kısa ama özlü ifadelerle hükümet krizini Cumhuriyet ilanıyla çözeceklerini ve anayasal değişikliğin gerekliliğini ortaya koyuyordu. Mustafa Kemal'in Meclis'te yaptığı konuşma, kısa olması ve net mesajlar vermesi bakımından dikkat çekiciydi.

"DİŞLERİM ÇOK AĞRIYORDU"

Enver Behnan Şapolyo’nun “Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi” ismini taşıyan kitabındaki “Fizyolojik Arıza” başlıklı bölümde, Atatürk’ün Afet İnan’a o günü şu cümlelerle anlatmıştı:

"Cumhurreisi seçildiğim zaman Meclis’te söylediğim nutuk en kısa beyanatlarımdan biridir. Neden? Dişlerimi henüz çektirmiştim. Yeni yapılan dişlerin tecrübe devresinde idi. Söz söylemeye başladığım vakit ya ıslık gibi bir ses çıkıyor yahut da ağzımdan düşüyordu."

29 Ekim 1923 akşamı saat 20.30’da, Meclis’in büyük çoğunluğunun oylarıyla "Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyet'tir" maddesi kabul edilerek Cumhuriyet ilan edildi. Kısa bir süre sonra yapılan oylamada ise Mustafa Kemal Paşa, 158 milletvekilinin oyuyla Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Ardından hükümeti kurma görevi İsmet Paşa’ya verildi.

.png

Yeni cumhurbaşkanı sıfatıyla kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa, zafer konuşması niteliğindeki ilk teşekkür konuşmasını yine şaşırtıcı denecek kadar kısa tutmuştu. Mustafa Kemal daha sonra bir gazeteye verdiği röportajda teşekkür konuşmasının kısa olması hakkında "Dişlerim çok ağrıyordu" ifadelerini kullanmıştı.

Prof. Dr. Yavuz Sinan Aydıntuğ, "Bir Diş Hekimi Gözüyle Atatürk" konulu konuşmasında, "Atatürk 1923, 1924’de 2 kez ve 1927’de enfarktüs şeklinde kalp rahatsızlıkları geçirdi ve zaman zaman da diş ağrıları çekti. Büyük kurtarıcı son yıllarında ağzında total bir protez taşıdı. Atatürk’ün dişlerini 2. Abdülhamit’in dişçisi Musevi asıllı Sami Günzberg’in tedavi etti. Atatürk’ün cumhuriyeti ilan ettikten sonra cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Meclis’te çok kısa bir konuşma yapmasının nedeni ise yeni protezleriydi" diyerek Mustafa Kemal'in sağlık durumunu anlatmıştı.

MUSTAFA KEMAL'İN SAĞLIK SORUNLARI

Harp okulu, ardından verdiği savaşlar, gece gündüz yoğun çalışma, seyahatler Mustafa Kemal Atatürk'ü çok yıpratmıştı. Bilinen siroz, kalp rahatsızlıklarının yanı sıra dişleri ve dizlerinden de çektiği ağrılar da kayıtlara düşmüştü.

1920’li yılların başında kullanmaya başladığı total protezler, zaman zaman uyum sorunları yaratıyor, diş etlerinde iltihaplanmalara ve tahrişlere yol açarak Mustafa Kemal'e sürekli ıstırap veriyordu.

Bu sorunların tedavisi için dönemin en iyi hekimlerinden yardım alındı. İstanbul’un tanınmış diş hekimi Sami Günzberg, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Atatürk’ün özel diş hekimi olarak görev yaptı.

GÜNZBERG'DEN YILLAR SÜREN TEDAVİ

Diş hekimi Sami Günzberg

Diş hekimi Sami Günzberg

Prof. Dr. Bedii Şehsuvaroğlu, “Atatürk’ün Sağlık Hayatı” kitabında, Ulu Önder’in dişlerinden rahatsız olduğunu, diş hekiminin de Sami Günzberg olduğunu aktarmıştı. Sami (Samuel) Günzberg; Sultan 2. Abdülhamid, Sultan VI. Mehmet Vahdettin, Mustafa Kemal, İsmet Paşa, Celal Bayar ve Adnan Menderes gibi isimlerin de diş tedavilerini yapmıştı.

Günzberg’in, Paşa’yı düzenli aralıklarla muayene ettiği, Çankaya Köşkü’ne veya Dolmabahçe Sarayı’na çağrıldığı ve hatta muayenelerin ardından yemekte kendisine eşlik ettiği bilinir. Protezleri yenileme ve iltihapları kontrol altına alma çabalarına rağmen, Paşa’nın yoğun çalışma temposu ve muhtemelen genel sağlık durumunun çeşitli rahatsızlıklarla desteklenmemesi, tam bir iyileşmeyi engelliyordu.

S. Günzberg; Atatürk’le olan bir anısını "Atatürk’ün çenesinde iltihap vardı. Doktorlar ameliyat etmeye cesaret edememişler. Bana geldi ve 'Cesaretin var mı?' diye sordu. "Evet" dedim. Ağzını açtı, titriyordum. Şöyle bir bakayım dedim, fakat o büyük adam benim yapabileceğimi anladı" ifadeleriyle anlatmıştı.

İRAN ŞAHI'NIN HAYRANLIĞI

1930’ların ortalarında ise Almanya’dan Türkiye’ye davet edilen ünlü diş hekimi Alfred Kantorowicz, Atatürk’ün dişlerini tedavi eden bir diğer önemli isimdi. Kantorowicz’in diş etlerindeki iltihapları cerrahi yöntemle keserek tedavi ettiği, ancak Paşa’nın karaciğer rahatsızlığına bağlı kanama sorunları nedeniyle bu tür müdahalelerin riskli olduğu da döneme ait kayıtlarda yer alır.

Hatta, 1934 yılında Türkiye’yi ziyaret eden İran Şahı Rıza Pehlevi’nin Atatürk’ün protezlerine hayran kalması ve kendisi için de benzer kalitede protezler yapılmasını istemesi üzerine, Kantorowicz’in Şah’ı da tedavi ettiği anekdotları, Atatürk’ün diş sorunlarının ne denli gündemde olduğunu göstermekte.

BÖBREK İLTİHABI VE İLK KALP KRİZİ

Mustafa Kemal'in diş rahatsızlıklarının yanı sıra, 1923 yılında ağır bir nezle ve böbrek iltihabı (pyelonefrit) geçirdiği, bunun için Cebeci Hastanesi’nde tetkikler ve tedaviler yapıldığı da kimi kaynaklarda belirtilir.

Cumhuriyet’in ilanından sadece iki hafta sonra, 11 Kasım 1923’te yaşadığı kalp rahatsızlığı ise, o dönemin genel sağlık durumunun ne denli ağır ve yıpratıcı olduğunun bir göstergesidir.

42 yaşında bir liderin, gençliğinin baharında bile bu denli sağlık sorunlarıyla boğuşması, devrim sürecinin manevi ve fiziksel yükünü gözler önüne serer.

ACILAR VE ZAFERLER

Hayatı yoğun ve sürekli ağır mücadelelerle geçen Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanı ile istediği zafere ulaşmıştı. Cephelerde ve siyaset alanında yaşadığı zorluklar onu fiziksel olarak yıpratmıştı. Cumhuriyet'in kuruluşu, yalnız zekanın ve stratejilerin değil, aynı zamanda insanî direnişin de zaferi olarak tarih sayfalarında yer almakta.

102 yıllık Cumhuriyet'in kuruluşunda her türlü mücadeleyi veren, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanları saygı ve minnetle anıyoruz.



Sayfa Adresi: http://www.gercekizmir.com/haber/Cumhuriyet-in-102-inci-yili-kutlu-olsun/181199