Sosyal medyayı traktör kadar güçlü bir araç olarak kullanan, hikayelerini ve deneyimlerini takipçileriyle paylaşan çiftçiler, tarımın geleceğini şekillendiriyor. İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, tarlasında, serasında, ahırında emek verirken sosyal medyadan deneyimlerini paylaşan çiftçilerin geleceğin tarım elçileri konumunda olduğunu söyledi. Sosyal medya birçok sektörde olduğu gibi tarımın geleceğini şekillendiren bir katalizör görevi görüyor. Sosyal medyayı traktör kadar güçlü bir araç olarak kullanan çiftçiler, ürünlerini ve hikayelerini doğrudan takipçilerine ulaştırarak tarımın geleceğini şekillendiriyor. Geleneksel gibi görülen, sonradan öğrenilemeyeceği düşünülen bitkisel ve hayvansal üretim, kentte yaşayan insanlar için bile modern ve çekici bir iş fırsatı haline geliyor. Aracıya ihtiyaç duymadan ürünlerini sosyal medyadan doğrudan satabilen çiftçiler hem kar marjını artırıyor hem de tüketicilere daha uygun fiyatlı ürünler sunuyor. Bilgi paylaşımı için bir ağ sağlayan sosyal medyayla çiftçiler, yeni tarım tekniklerini ve teknolojileri keşfediyor. Bu platformlar, coğrafi sınırları aşarak çiftçileri küresel bir topluluğun parçası haline getiriyor. İzmir Ticaret Borsası (İTB) Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, tarım ve hayvancılığın sadece üretim alanında değil, iletişimde ve toplumsal farkındalıkta da dönüşüm yaşadığını belirterek, "Tarlasında, serasında, ahırında emek veren; aynı zamanda sosyal medya üzerinden deneyimlerini paylaşan çiftçiler, geleceğin tarım elçileri konumunda" dedi. Sosyal medyada tarımın daha görünür hale gelmesinin tarımın geleceği açısından çok değerli bir gelişme olduğunu ifade eden Kestelli, "Bu yeni nesil üreticilerin, bilgiye erişimin demokratikleşmesine, doğru tarım uygulamalarının yaygınlaşmasına ve gençlerin tarıma olan ilgisinin artmasına öncülük ettiğini düşünüyorum. Kendi deneyimlerini şeffaf biçimde paylaşarak hem meslektaşlarına ilham veriyor hem de tüketiciyle üretici arasındaki bağı güçlendiriyorlar. 2030'a kadar çiftçilerin neredeyse yüzde 90'ının bir sosyal medya platformunu kullanarak tüketiciler ve meslektaşlarıyla etkileşime girmesi öngörülüyor. Tarımın geleceği; toprağı bilen, bilimi ve teknolojiyi kullanan, aynı zamanda iletişimin gücünü doğru değerlendiren üreticilerle şekillenecek" diye konuştu. Türkiye'de çiftçilerin yaş ortalamasının 55-56'yı aştığını belirten Kestelli, "Gıda sistemlerinin sürdürülebilir dönüşümü; kırsal bölgelerin kalkınmasına, yenilikçi çözümleri benimseyebilecek genç nüfusun sektöre kazandırılmasına ve sektörün teknolojiye uyum sağlamasına bağlı. Sosyal medyaya olan yönelim de bunlardan biri. Bugün içerik üreten, toprağını, emeğini, üretim sürecini paylaşan çiftçiler, yalnızca bilgi aktarmıyor; aynı zamanda tarıma dair algıyı da dönüştürüyor. Bu paylaşımlar, gençlerin tarımı sadece zor bir iş olarak değil, doğayla iç içe, üretim odaklı, yeniliklere açık bir yaşam biçimi olarak görmesine katkı sağlıyor. Genç kuşak, artık tarımı teknolojiyle, sürdürülebilirlikle ve girişimcilikle birlikte değerlendiriyor. Bu bakış açısı güçlendikçe, tarım ve hayvancılığa yönelimin artması, dolayısıyla köyden kente göçün yavaşlaması ve hatta tersine bir hareketin başlaması mümkün" ifadelerinde bulundu. 'İNTERNETTEN PAYLAŞILAN BİLGİLER ŞÜPHELİ OLABİLİYOR' Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Boyacı, tarımda yeniliklerin yayılması için dijitalleşmenin önemli bir kavram olduğunu söyledi. Dijitalleşmeyle birlikte kaynakların çeşitlendiğini ancak güvenilir bilgi sorunu yaşandığını söyleyen Prof. Dr. Boyacı, "Tarım yerel olarak geçerli olan reçetelere sahip. Yazılan reçetelerin bölgeye uygun olması gerekir. İzmir'de buğdayla ilgili yazdığınız reçete iklim nedeniyle Konya'da geçerli olmayabilir. İnternetten paylaşılan bilgiler şüpheli olabiliyor. Kurumlar ürünlerini tanıtmak için sosyal medyayı yoğun olarak kullanıyor. Bu konuda kurumsal sayfalar daha güvenilir" diye konuştu. Ege Bölgesi'nde bu yıl yaş ortalaması 51 olan 1000'e yakın çiftçiyle yürüttüğü araştırmasında çiftçilerin ortalama 11 yıldır sosyal medya kullandığını gözlemlediğini söyleyen Prof. Dr. Boyacı, "Çiftçiler cep telefonunu 22 yıldır, akıllı cep telefonunu 11,5 yıldır kullanıyorlar. Akıllı telefon alındığında sosyal medya kullanıma becerisi artmış. Çiftçilerin yüzde 99'u cep telefonu, 97'si akıllı telefon kullanıyor. Sosyal medyayı kullananların oranı ise yüzde 78" dedi. 'ÇİFTÇİLİKTEN UTANAN ÇOCUKLAR, HEVESLE PAYLAŞIM YAPIYOR' İzmir'in Seferihisar ilçesinde yaşayan, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü'nü 2 yıl önce bitirdikten sonra ailesinin yanına dönerek ikiz kız kardeşiyle birlikte organik tarım yapan Hatice Andaç (24), çiftçiliğin yanı sıra sosyal medyada içerik üreticiliği yapıyor. Sosyal medya hesabında çiftçilik deneyimlerini ve yaşamını takipçileriyle paylaşan Andaç, çiftçilik yapan kadınlara ve gençlere örnek olmaya çalışıyor. Sosyal medyaya yaklaşık 6 yıl önce pandemi döneminde ağırlık verdiğini aktaran Andaç, "İkizimle birlikte hem ziraat mühendisiyiz hem de organik tarım yapan bir ailenin çocuklarıyız. Birlikte yeni şeyler deneyip sayfamızda paylaşıyoruz. Özellikle yaşadığımız alanda birbirimize destek oluyor ve yeni şeyler öğreniyoruz. Yeni şeylere her zaman açığız. Sosyal medyada gördüğümüz paylaşımları deneyip, onaylıyoruz" dedi. Sosyal medyayı aktif kullanmaya başladığı ilk dönemlerde ailesinin çiftçi olduğunu söylemekten, ziraat mühendisliği okumaktan utanan çiftçi çocukları tanıdığını söyleyerek, "Sosyal medyada beni en çok mutlu eden annem gibi orta yaşlı kadın çiftçi takipçilerim. Fuarlarda ya da herhangi bir alanda beni gördüklerinde 'seni takip ediyoruz, yaşantımızı çok iyi anlatıyorsun' demeleri beni çok mutlu ediyor. Gençlerin de hem tarımla hem sosyal medyayla ilgili soruları da beni çok mutlu ediyor. Tarımdan ve çiftçi olmaktan utanan çocuklar, artık hevesle sosyal medyadan bir şeyler öğreniyor ve bildiklerini aktarmak için paylaşım yapıyor" diye konuştu.(DHA)

