İzmir’de uzun yıllardır çözülemeyen çöp sorunu, Türkiye Komünist Partisi (TKP) İzmir İl Örgütü’nün düzenlediği basın toplantısıyla yeniden gündeme taşındı. Harmandalı Katı Atık Bertaraf Tesisi’nin kapasitesini aşmasına ve mahkeme kararına rağmen faaliyette kalmasına dikkat çekilen toplantıda, kentin içinde bulunduğu çevresel krizin boyutları ve çözüm arayışları ele alındı. İzmir Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşen toplantıda TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik, Çevre Mühendisi Mehmet Faruk İşgenç ve Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi (ÇHTM) Sözcüsü Avukat Emel Diril söz aldı. Gedik, Entegre Atık Yönetim Planı’ndaki eksikliklere vurgu yaparak kamusal hizmetlerin özelleştirilmesine tepki gösterirken; İşgenç, atık yönetim planlarının geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde hazırlanması gerektiğini belirtti. TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik: ‘Ortaya kamucu bir plan konmalı’ Basın toplantısını TKP İzmir İl Başkanı Tuğçe Sezen Gedik açtı. İzmir’in kronikleşmiş kent sorunlarından biri olan çöp krizinin bu noktaya gelmiş olmasında özelleştirmeci politikalara ve plansızlığa dikkat çektiklerini belirten Gedik, çöp krizinin çözümü konusunda yapılması planlanan tesislerin ve bir eylem planının gündeme getirildiğini ancak kamuoyuna açıklanan herhangi bir şey olmadığının altını çizdi. Planlamanın kendisinin ve sürecin ihale usulüyle yönetilmeye çalışıldığına dikkat çeken Gedik, “Büyükşehir belediyesi de ilçe belediyeleri de nitelikli, alanında uzman, kamucu politikalar geliştirebilecek personele sahip. İzmir halkındaki karmaşa hâlinin de ortadan kalkması için bir an önce ortaya tüm detaylarıyla, halkın çıkarları gözetilerek, kamucu perspektifle düşünülmüş bir eylem planının konması gerekiyor. Bu olmadığı zaman Naldöken’de oldığu gibi insanlar gayet anlaşılır biçimde, ‘Biz de Harmandalı mı olacağız? Mahallemizde çöp tesisi istemiyoruz’ diyecek. Çünkü Harmandalı’da durum bu: Plansızlıkla ve sermayenin çıkarları düşünülerek atılan adımların ardından, kronikleşmiş bir sorunun neticesi olarak insanlar nefes bile alamıyor” diye konuştu. Çevre Mühendisi Mehmet Faruk İşgenç: ‘İzmir atık yönetimi konusunda planlamalar yapmış olsa da bunları bir yere bağlayamamış’ Gedik’in ardından sözü Çevre Mühendisi Mehmet Faruk İşgenç aldı. İzmir’in atık sorununun çözümünde ‘60’lı yılların da gerisine düştüğünü belirterek sözlerine başlayan İşgenç, İzmir’in “çöple mücadele tarihi”ni özetledi. “68 yılında Halkapınar ve Çiğli’de yalnızca çöp depolama değil, çöp içerisindeki organik maddeleri gübreye dönüştüren, yani çöpten kompost üreten iki tesisi vardı. İzmir’de oluşan çöpün yüzde 90’ını işleyecek kapasiteye sahip bu tesisler modern tekniklerle işliyor, elde ettiği kompostu da tarımla uğraşanlara satıyordu. Çöpler eskiden teknik önlemler alınmaksızın şehir dışına boşaltılıyordu; aynı zamanda zemin de kazanılıyor, zamanla buralar bir ya da iki katlı evler yapılabiliyordu. ‘92’de, Harmandalı’da Türkiye’nin ilk düzenli katı atık depolama alanı yapıldı. Bu alanın boyutu zamanla artırıldı, günümüzde 25 milyon tonun üzerinde atık depolanıyor burada. Raporda 15 yıl ömür biçilen alan için, ‘Seddelerle hacim artırılabilir’ de deniyor. Ancak belediye, etrafın yoğun şekilde yapılaşması ve çok atık depolanması nedeniyle çalışmalara başlıyor. ‘Bölgesel tesis anlayışı bir biçimde var ancak plansızlık, bunları kesintiye uğratmış’ Torbalı Taşkesik mevkiinde bir alan bulunuyor ancak uzak olması ve lojistiğin güç olması gibi sebeplerle vazgeçiliyor. Sonra, 2012’de Yamanlar’da çalışmalar yapılıyor. ÇED raporu verilmesine rağmen 2018’de belediye başkanının değişmesiyle yeni başkan bu projeyi sürdürmüyor. Menderes Çakaltepe gündeme geliyor. Yerleşim alanına uzak bu mevki için geri kazanım ve depolama alanı olacak biçimde çalışmalar yapılıyor ancak Tarım İl Müdürlüğü red veriyor. Ardından Ödemiş Entegre Atık Yönetim Tesisi… Sözleşmeler imzalanıyor ama çalışmalar başlayamadan, bölge büyükşehir sınırlarına geldiği için, ‘Burası bölgesel tesis olsun, çevre ilçeler de çöplerini buraya döksün’ deniyor. Bergama’daki düzenli katı atık depolama tesisi, entegre atık yönetim tesisine dönüştürülüyor. Her biri Harmandalı kadar büyük olmada da aslında İzmir’de bölgesel tesis anlayışı bir biçimde var. Fakat bu özette de görüldüğü gibi, İzmir bunu bir yere bağlayamıyor, çeşitli kesintilerle askıda kalıyor. ‘Belediyenin atık yönetimi konusunda planı olduğu söyleniyor ama kamuoyunun bu plandan haberi yok’ “Harmandalı’ya gelelim… Harmandalı’da halkın girişimiyle buranın kapatılması yönünde yerel mahkeme kararı çıkıyor, Danıştay da risk olduğunu kabul ediyor. Belediye ise Harmandalı’nın arkasını da buraya dahil ederek kullanım alanını ve süresini genişletmek, uzatmak istiyor. Durum bu olunca, basında da kimi alternatif tesis alanlarına dair haberler yer bulmaya başladı. Örneğin, Naldöken’de katı atık tesisi kurulması konuşuluyor. Ancak burası merkezi hükümetin bir yatırım kanalıyla çakışıyor: ‘2. Çevre Yolu’ denen yol, tam bu alanın içinden geçiyor. Bergama’daki tesisin kapasitesinin artırılmasına çalışılıyor. Çöplerin Manisa’da bulunan katı atık depolama tesisine götürülmesi konuşuluyor. Manisa Belediyesi dışarıdan çöp almayacaklarına dair bir açıklama yapıyor… Ama ortada kocaman bir plansızlık var. Büyükşehir’in katı atık yönetim planı olduğu söyleniyor ama kamuoyunun bu plandan haberi yok. ‘Meselenin bilimsel ve planlamaya ilişkin boyutunun yanı sıra halktan yana kararlar alınmalı’ “Örneğin, ismi geçen yerlerden biri olan Naldöken, yeraltı suyu açısından zengin. İleride burada kuyu açılması ihtimali için DSİ’nin, ‘Katı atık bertaraf tesisi kurulması uygun değildir’ görüşü var. Çok sayıda orta ölçekli tesisin, çöpün üretildiği yerlere yakın inşa edilmesi, bunların da büyüyecek biçimde planlanması gerekiyor. Öte yandan, işin içine özel sektör girince biogazdan da geri dönüştürülen plastikten para kazanmak istediği için özel sektörün çıkarları ile halkın çıkarları çelişiyor. Yani işin bilimsel ve planlamaya ilişkin boyutunun yanı sıra, halkın çıkarları düşünülerek, doğayı da koruyacak kararlar verecek bir yönetim olmak zorunda. Mesele sadece bilinçsizlik değil, hangi taraftan yana inisiyatif alındığıyla da ilgili. Bunlar olmadıkça İzmir’in katı atık sorunlarının çözülmesi mümkün değil.” ÇHTM Sözcüsü Emel Diril: ‘Çöp konusunda insanları siyasetten uzak tutmak için bilinçli olarak oyalıyorlar’ İşgenç’in ardından sözü Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi (ÇHTM) Sözcüsü, Avukat Emel Diril aldı. Sorumluların çöp kriziyle ilgili olarak halkı bilinçli şekilde yanlış bilgilendirip oyaladığını belirten Diril, “Harmandalı’daki tablo şu: Çöplüğün girişinde kamyonlar konvoy oluşturmuş vaziyette. Halkı bilinçli şekilde oyaladıkları için biz orada Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi olarak bir çalışma yürütüyoruz. Ülkemizde herhangi bir felaket yaşandığında, can kaybı olduğunda halkı siyasetten uzak tutmak için, ‘Çöpün siyaseti olmaz’ diyorlar. ÇHTM halkı siyasetin içinde tutmak için çalışıyor, çünkü başımıza gelenlerin sebebi siyasi. Bunun halka anlatılması gerekiyor. Dolayısıyla bizim buradaki mücadelemiz de sürecek” diye konuştu. TKP İzmir İl Örgütü, ilkini “İzmir’de Çöp Krizi” başlığıyla düzenlediği, İzmir’in temel ve kronikleşmiş kent sorunlarını ele alacağı basın toplantılarını önümüzdeki aylarda da sürdürecek.