Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs meselesinde en gerçekçi çözümün, Ada'da iki devletin bir arada var olmasından geçtiğine inandıklarını söyledi. Erdoğan, “Milli davamız Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve Ada'daki gerçeklere uygun bir çözüme ulaşılmasına yönelik mücadelemizi Sayın Erhürman'la yakın eş güdüm içerisinde kararlılıkla sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı. Seçilmesinin ardından ilk resmi ziyaretini Türkiye'ye yapan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, Ankara ziyareti kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya geldi. Erhürman, Erdoğan tarafından resmi törenle karşılandı ve törende 21 pare top atışı yapıldı. İki lider daha sonra görüşmeye başladı. “KIBRIS KONUSUNDA DURUŞUMUZ NETTİR” Cumhurbaşkanı Erdoğan Erhürman’ı tebrik ederek sözlerine başladı. Erdoğan, "19 Ekim 2025 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri huzur içerisinde gerçekleşti. Sayın Cumhurbaşkanı'na bir kez de huzurlarınızda yeni görevinde Cenab-ı Allah'tan muvaffakiyetler diliyorum. Kıbrıs Türkü kardeşlerime muhabbetlerimi gönderiyorum. Milli davamız Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve adadaki gerçeklere uygun bir çözüme ulaşılmasına yönelik mücadelemizi Sayın Erhürman'la yakın eş güdüm içerisinde kararlılıkla sürdüreceğiz" dedi. Cumhurbaşkanı Erhürman ve heyetiyle oldukça kapsamlı ve verimli bir görüşme yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erhürman ile Kıbrıs meselesinin mevcut gidişatı çerçevesinde gelecek dönemde atılabilecek ortak adımları değerlendirdiklerini aktardı. Erdoğan, "Bizim Kıbrıs davasındaki duruşumuz her zaman net olmuştur. Kıbrıs meselesinin bugüne kadar çözümsüz kalışının temelinde Rum tarafının Kıbrıs Türklerinin egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünü reddetmeleri vardır" diye konuştu. Rum tarafının ne siyasi gücü ne de ekonomik refahı adadaki Türklerle paylaşmak istemediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dahası buna asla yanaşmıyor. Rum tarafı Kıbrıs için çözümü 1963'te silah zoruyla ele geçirdiği bugün ise hiçbir hükmü kalmamış olan ortaklık devletinde Kıbrıslı Türkleri azınlık konumuna indirgemekte görüyor. Bunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Kıbrıs meselesinin bidayetinde yaptığı yanlışların ve Annan Planı'nı reddetmesine rağmen Rum yönetimini üye olarak kabul eden Avrupa Birliği'nin de hatası olduğunu akılda tutmamız gerekiyor" açıklamasını yaptı. Geçmişin yanlış kararlarıyla Rum tarafına sunulmuş olan rehavet imkanının Kıbrıs Türklerinin öz vatanlarında sonu gelmeyen bir hak mağduriyetine uğramalarına yol açtığını kaydetti. Erdoğan, bunun tadili için verilen sözlerin de tutulmadığına dikkat çekerek, "Sayın Cumhurbaşkanı gerek geçmiş başbakanlık dönemi gerekse 2008-2010 yıllarındaki müzakere heyeti üyeliği tecrübelerinden bu süreci çok iyi bilmektedir. Bu tecrübeler ışığında kendisinin Rum tarafına son dönemde verdiği mesajlarda Kıbrıs Türk'ünün egemen eşitliğinden taviz verilmeyeceğini vurgulamasını oldukça isabetli buluyorum" değerlendirmesini yaptı. "1968'den beri yapılan ve bir sonuca varamayan müzakerelere artık sırf dostlar alışverişte görsün diye devam etmeyeceğimizi 2017'de Rum tarafının masayı terk etmesiyle çökmesinin ardından ortaya koymuştuk" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu duruşumuzu Kıbrıs Türk tarafıyla tam bir anlayış birliği içerisinde muhafaza ediyoruz. Kıbrıs meselesine en gerçekçi çözümün adada iki devletin bir arada var olmasından geçtiğine inanıyoruz. Adadaki iki halkın barış, refah ve emniyet içinde yan yana yaşayabileceği bir çözümün mümkün olduğuna dair tutumumuzu koruyoruz. Bu doğrultudaki samimi gayretlerimizi de sürdüreceğiz" dedi. “DÜNÜN GÜNEŞİYLE BUGÜNÜN ÇAMAŞIRI KURUTULMAZ” Bugün artık çok daha farklı bir uluslararası konjonktürle karşı karşıya olunduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Daha önce de söyledim, dünün güneşiyle bugünün özellikle çamaşırı kurutulamaz. Eski dönemin ezberleriyle iğneyle kuyu kazmaya uğraşmak bizi bir yere götürmez. Dilerim Kıbrıs Türk'ünün gösterdiği cesaret ve çözüm iradesini ilerleyen dönemde karşı taraftan da görebiliriz. Bunu mümkün kılabilmek için her zamanki yapıcı, sonuç odaklı, adaletli ve insancıl yaklaşımımızı Kıbrıs Türk halkıyla birlikte sürdüreceğiz" açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman ile Türkiye- KKTC arasındaki iş birliğinin daha da hızlanması için yapılabilecekleri ele aldıklarını belirterek, "Kıbrıs Türk'ünün refahını artırmak, gündelik hayatını kolaylaştırmak ve on yıllardır maruz kaldığı tecritten en az ölçüde etkilenmesini sağlamak üzere hayata geçirdiğimiz projeleri değerlendirdik. Gelecekte aynı kararlılık ve anlayışla yardımcım Cevdet Yılmaz Bey'in koordinasyonunda bu gayretlerimiz sürecektir" değerlendirmesini yaptı. “ASLA YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ” Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası toplumda layıkıyla temsil edilebilmesi, sesini ve uğradığı haksızlıkları dünyaya duyurabilmesi için siyasi ve diplomatik gayretlerine eş güdüm halinde devam edeceğinin altını çizen Erdoğan, "Ana vatan ve garantör olarak dün olduğu gibi bugün ve yarın da Kıbrıs Türk halkını haklı mücadelesinde asla yalnız bırakmayacağız" dedi. ERHÜRMAN: İLİŞKİLERİ DAHA İLERİ BİR SEVİYEYE TAŞIMAK İÇİN ÇALIŞACAĞIM "Görev sürem içerisinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki sarsılmaz kardeşlik bağları çerçevesinde, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da iyi bir seviyeye taşımak, ülkemi, halkımı Türkiye kamuoyunda daha da bilinir, daha da tanınır kılmak benim için en önem verdiğim çalışma alanlarından biri olacaktır" diyen Erhürman, Türkiye'nin Kıbrıs'ın tamamına ilişkin yetki ve görevleri olan üç garantör ülkeden biri olduğunu belirtti. “ADA'NIN GÜNEYDE SİLAHLANMA GÜNDEN GÜNE ARTIYOR” "Kıbrıs Türk halkı Kıbrıs'ta iki eşit kurucu ortaktan biridir. Halkımın bu statüsü tartışmaya, müzakereye, pazarlığa açık değildir. Kıbrıs Türk halkı bu statüsü gereği Kıbrıs Adası'nın tamamında egemenlik haklarına sahiptir" ifadesini kullanan Erhürman, Kıbrıs Adası’nın tamamını ve adada yaşayan herkesi ilgilendiren enerji, hidrokarbon, deniz yetki alanları ve ticaret yolları gibi konularda Kıbrıs Türk halkının iradesinin görmezden gelinmesinin mümkün olmadığını vurguladı. ÖNCE ANITKABİR'E GİTTİ Erhürman Ankara ziyareti kapsamında ilk olarak Anıtkabir'i ziyaret etti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mozolesine çelenk bırakarak saygı duruşunda bulunan Erhürman, daha sonra beraberindeki heyetle hatıra fotoğrafı çektirdi. Buradan Misak-ı Milli Kulesi'ne geçen Erhürman, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzaladı. Deftere, “Aziz Mustafa Kemal Atatürk, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinde ilham kaynağı olan liderliğinizden güç alarak, bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 6. Cumhurbaşkanı sıfatıyla huzurunuzda bulunmaktan derin bir onur ve gurur duymaktayım" yazan Erhürman, “Şahsınızın bıraktığı manevi mirasa Kıbrıs Türk halkının bağlılığı sarsılmaz bir inançla sürmektedir” diye ekledi. Erhürman, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinden önce TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile bir araya geldi. KKTC Cumhurbaşkanının Ankara ziyaretine eşi Nilden Bektaş Erhürman da eşlik ediyor. Türkiye'ye gelen KKTC heyetinde, Müsteşar Mehmet Dana, Özel Kalem Müdürü Mustafa Ergüven ile Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Tünay Mertekçi bulunuyor. (AA)
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki görüşme yaklaşık 1 saat 30 dakika sürdü. Erdoğan ve Erhürman görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
“İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM” VURGUSU
KKTC Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman ise konuşmasında, "Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin tüm çalışmalarda dün olduğu gibi bugün de en önemli aktörlerin başında gelmekte" dedi.
Erhürman, Kıbrıs'ın güneyinde ve bölgede silahlanmanın günden güne attığına işaret ederek, şunları söyledi: "Yalnızca aramızdaki sarsılmaz kardeşlik ilişkisi dolayısıyla değil özellikle Kıbrıs'ın güneyinde ve bölgede silahlanmanın günden güne arttığı koşullarda Kıbrıslı Türklerin kendilerini güvende hissetmelerinin hukuki dayanağı olan garantör ülke olma vasfıyla da Türkiye, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin tüm çalışmalarda dün olduğu gibi bugün de en önemli aktörlerin başında gelmektedir."