İzmir Ticaret Borsası (İTB) Kasım ayı olağan meclis toplantısı İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer idaresinde gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin taraf ülkelerini bir araya getiren COP31'in gelecek yıl Türkiye'de yapılmasının ülkemiz açısından sadece diplomatik prestij değil ekonomik, teknolojik, çevresel ve kurumsal kapasite bakımından büyük fırsatlar yaratacağını söyledi. Kestelli, "Toplantının ülkemizde düzenlenecek olması, iklim değişikliğinin etkilerinin en yoğun hissedildiği alanların başında gelen tarım sektörümüz için de önemli bir fırsat ve güçlü bir dönüşüm sürecinin başlangıcı olabilir. COP31'in ülkemizde yapılacak olmasını, tarım sektörümüzü hem küresel iklim politikalarına entegre etmek hem de sürdürülebilir üretim ve ticaret açısından yeni bir seviyeye taşımak için önemli bir fırsat olarak değerlendirebiliriz" dedi. 'KURU ÜZÜM, KURU İNCİR VE KURU KAYISI AÇISINDAN ZOR BİR YIL OLDU' Geleneksel ihraç ürünleri arasında önemli bir yer tutan kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı üretimi açısından 2025'in oldukça zor bir yıl olduğunu dile getiren Kestelli, "Yıl boyunca görülen aşırı sıcaklık dalgaları, zamansız yağışlar, don ve dolu olayları, üç ürünün de verim ve kalitesini ciddi şekilde etkiledi. Rekolteler uzun yıllar ortalamasının altında bekleniyor. Temel sebebi küresel iklim krizi olan bu durumu son yıllarda çok sık yaşamaya başladık. Ürün arzında yaşanan bu gelişmenin ihracatımızda da önemli kayıplara neden olduğunu söyleyebiliriz. 22 Kasım itibariyle yeni sezon ihracat miktarları geçen sezonun aynı dönemine göre; kuru üzümde yüzde 25, kuru incirde yüzde 20, kuru kayısıda ise yüzde 65 geriledi. Ürün arzında yaşanan bu sorunlar, her 3 üründe de dünyanın en büyük üreticisi olmamız nedeniyle ihraç fiyatlarının yükselmesine neden oldu. Kuru üzümde yüzde 3, kuru incirde yüzde 8 gibi kabul edilebilir şekilde artmış olsa da kuru kayısı da ihraç fiyatları yüzde 72 yükseldi. Geleneksel ihraç ürünlerimizin ihraç fiyatlarında son birkaç yılda yaşanan ciddi artışları; iklim krizinin, pandeminin ve ekonomide yaşamakta olduğumuz sorunların bir sonucu olarak düşünebiliriz" dedi. 'YAPAY ZEKA TARIMDA ÖNEMLİ DÖNÜŞÜMLERİN KAPISINI ARALADI' İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer de yapay zekanın son yıllarda hızla gelişerek tarım sektöründe önemli dönüşümlerin kapısını araladığını dile getirdi. Tuncer, "Büyük veri analizi, sensör teknolojileri ve makine öğrenmesi sayesinde tarımsal üretimde verim tahminleri daha doğru yapılmakta, sulama ve gübreleme süreçleri optimize edilmekte, hastalık ve zararlı tespiti erken aşamada mümkün hale gelmekte. Bu sayede hem kaynak kullanımı daha sürdürülebilir bir hale geliyor hem de üreticilerin verim ve kaliteyi artırma şansı yükseliyor. Yapay zeka, tarımın geleceğinde hem üretim süreçlerini kolaylaştıran hem de daha akıllı ve bilinçli kararlar alınmasını sağlayan güçlü bir araç olarak yerini aldı. Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü'nün (FAO) yayınladığı 'Gıda Güvenliği İçin Yapay Zeka' başlıklı raporunda; yapay zekanın gıda güvenliği yönetiminde yeni bir dönemi başlattığının altı çiziliyor. Gıda denetimlerinden sınır kontrolüne, laboratuvar analizlerinden risk tahminlemesine kadar pek çok kritik süreçte hem hız hem de doğruluk sağlayan yapay zeka, kamu sağlığını koruma kapasitemizi ve verimliliği ciddi ölçüde artırma imkanı sunuyor. Ancak şuna dikkat edelim; bu dönüşümün başarılı olabilmesi için sağlam yönetişim, kaliteli veri ve geniş bir iş birliği zemini oluşturmak zorundayız" diye konuştu.(DHA)