UNESCO Dünya Mirası kavramı 1975 yılında yürürlüğe giren Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi ile uluslararası bir koruma statüsü olarak tanımlanıyor. UNESCO Dünya Mirası alanlarının on kriteri bulunuyor ve bunların altısı kültürel, dördü ise doğayla ilgili. Bir alanın UNESCO Dünya Doğa Mirası Listesi'ne dahil edilebilmesi için Dünya Miras Komitesi tarafından belirlenen olağanüstü evrensel değerini ölçen dört doğal kriterden birini karşılaması yeterli oluyor. Türkiye'de bugüne kadar 17 kültürel ve iki karma dünya mirası ilan edilmiş olmakla beraber, UNESCO Dünya Doğa Mirası statüsüne sahip bir alan henüz bulunmuyor. Prof. Dr. Ahmet Karataş, Yrd. Doç. Erol Kesici ve Doğa Derneği Koruma Programı Koordinatörü Itri Levent Erkol'un hazırladığı rapora göre; Türkiye'nin en büyük yüz ölçümüne sahip kıyı sulak alanlarından biri ve flamingoların yuvası olan İzmir'in Gediz Deltası, UNESCO'nun Dünya Doğa Mirası ile ilgili dört kriterinin tamamını sağlıyor ve bu özelliği ile dünyadaki nadir alanlardan biri. Gediz Deltası, 158 yıldır bilimsel olarak araştırılıyor ve 1998 yılından bu yana Ramsar Sözleşmesi kapsamında Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alan statüsüne sahip. Aynı zamanda doğal sit alanı olarak korunan İzmir'in Gediz Deltası, UNESCO'nun eşsiz doğal güzelliklere ve estetik öneme sahip olmak; önemli fizyografik özellikler göstermek; kara, tatlı su, kıyı ve deniz ekosistemleri ile canlı topluluklarının gelişiminde önem taşımak ve son olarak tehlike altındaki türleri içeren yaşam alanlarına sahip olmak konulu dört UNESCO kriterini ayrı ayrı sağlıyor. Akademisyenler tarafından hazırlanan rapor, deltanın her bir kriteri hangi gerekçelerle sağladığını tek tek ortaya koyuyor.