Eyüp Göktürk'te gözaltına alınan Adnan Oktar'ın sağ kolu Tarkan Yavaş ve Serkan Yumru'ya ait bilgisayar ve harici diskler incelendi. Maddi destek sağlanan tutuklu örgüt üyelerinin hangi koğuşlarda kaldığını belirten notlar ile Adnan Oktar tarafından örgüt üyelerine yazılmış özel mektuplar ele geçirildi. Habertürk muhabiri Nihat Uludağ'ın haberine göre İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Adnan Oktar grubuna yapılan ilk operasyonda kaçmayı başaran Tarkan Yavaş ve Serkan Yumru'nun peşini hiç bırakmadı. Mali polis, Tarkan Yavaş ve Serkan Yumru'nun Eyüp Göktürk'te bulunan bir apartman dairesinde saklandıklarını tespit etti. Düzenlenen operasyonda Adnan Oktar'ın sağ kolu ve sırdaşı Tarkan Yavaş ve Serkan Yumru gözaltına alındı. DİJİTAL MATERYALLER DEŞİFRE EDİLDİ "AF ÇIKACAK DEVLETİN BAŞINA ADNAN OKTAR GEÇECEK" GÖRÜNTÜLERİ O DAİREDE ÇEKMİŞ ŞİKAYETÇİ SAYISI 250 OLDU Oktar suç örgütü dosyası kapsamında İstanbul Emniyeti'ndeki mağdur sayısının 110'a, Türkiye genelinde Oktar'dan şikayetçi olan mağdur sayısının 250'ye ulaştığı ifade edildi.(Habertürk)
Yavaş ve Yumru'nun kaldıkları apartman dairesinde bilgisayar ve harici harddisk ele geçirildi. Dijital materyalleri inceleyen polis, maddi destek sağlanan tutuklu örgüt üyelerinin hangi koğuşlarda kaldıklarını belirten notlar buldu.
Dijital materyallerde ayrıca, örgüt üyelerinin kopmalarını önlemek için sürekli mesajlar attıkları da tespit edildi. Örgüt üyelerine atılan bir mesajda, "Af çıktığında serbest kalacağız. Devletin başına Adnan Oktar geçecek ve devleti biz yöneteceğiz" diyerek örgütü dinamik tutmaya çalıştıkları tespit edildi.
Tarkan Yavaş'ın firari olduğu günlerde dahi gizlendiği dairede örgüt lehine çektiği görüntüleri diğer örgüt üyelerine verdiği, onların da bunu internet kafelerden sosyal medya üzerinden yayınladıkları öğrenildi.
Yürütülen soruşturmada Ayça Pars, Fatih Doğan ve Ece Koç'un etkin pişmanlıktan yararlanarak cezaevinden serbest kalmasının ardından bir tutuklu örgüt üyesi daha itirafçı oldu. İtirafçıların, Oktar, Yavaş ve diğer örgüt üyelerinden "Bizi İngiliz derin devletinin adamı olmakla suçladılar. İftira atarak tehdit ettiler" diyerek şikayetçi oldukları öğrenildi.