POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER GÜNCEL SPOR KÜLTÜR-SANAT DÜNYADAN EKONOMİ TÜMÜ
Bakan açıkladı: Sahada şiddete yeni önlem hazırlığı!
Bakan açıkladı: Sahada şiddete yeni önlem hazırlığı!
Otomobil otobüs durağına girdi: 4 ölü, 5 yaralı
Otomobil otobüs durağına girdi: 4 ölü, 5 yaralı
Geri ödeme listesine 47 ilaç daha alındı!
Geri ödeme listesine 47 ilaç daha alındı!
Benzin ve motorine bir zam daha geliyor!
Benzin ve motorine bir zam daha geliyor!
7 Ocak 2022 Cuma - 08:35

"Kimsenin adamı olmadım, olmam!"

CHP İl Başkanlığı koltuğunda 4 yılı geride bırakan Yücel, gazeteci Avcı’ya konuştu. “Kimsenin adamı olmadım” diyen Yücel, ekipçiliğe prim vermediğini söyledi. Görevden alınan ilçelerle ilgili ‘dizayn’ eleştirilerine “Dizayn etmek istesek daha farklı hareket ederdik, dizayn da ederdik” yanıtı veren Yücel, 2022’de baskın seçim beklediğini söyledi. Yücel, kongre takvimi, aday belirleme yöntemi, Cumhurbaşkanı adayı konusu, Soyer’le diyaloğu ve siyasi yol haritasıyla ilgili önemli açıklamalar yaptı.

 Kimsenin adamı olmadım, olmam!

GERÇEKİZMİR - Ocak ayıyla birlikte, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanı olarak görevde 4 yılını geride bırakan Deniz Yücel, gazeteci Sercan Avcı’ya konuştu.

CHP İl Başkanı Yücel, geride kalan 4 yıllık görev süresinden, siyasi yol haritasına, ertelenen kongre takviminden, kongre bekleyen ilçelere, parti içi aday belirleme yönteminden, Millet İttifakı’ndaki Cumhurbaşkanı Adayı meselesine, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le arasındaki diyalogdan, yeni il binasına kadar bir çok konuda önemli açıklamalar yaptı.



2. DÖNEM AKLIMIN UCUNDAN BİLE GEÇMİYORDU

Sercan Avcı: 7 Ocak’la birlikte il başkanlığında 4. yılınızı doldurdunuz. Son 20 yıla baktığımızda CHP İzmir’de bu kadar uzun süre görevde kalan bir il başkanı yok.  Seçildiğinizde görevde bu kadar süreyi öngörür müydünüz?

Deniz Yücel:
Öngörmezdim… Bir görevi 2 dönem üst üste yapmak olağanüstü durumlarda söz konusu olabilir. Normalde bir görevi bir sefer yapmanın daha doğru olduğunu düşünürüm ama bazen koşullar farklı şekilde gelişebilir siz hiç düşünmeseniz bile ki benim öyle oldu, kafanızda olmasa bile o sorumluluk size gelir. İkinci dönem de o şekilde gelişti. Planlı, programlı değildi, ilk göreve başladığımda aklımın ucundan bile geçirmeyeceğim bir şeydi ikinci dönem. Doğru olan bir dönem ama bazı çalışmaları, projeleri gerçekleştirmek için 2 sene yeterli bir süre değil ama neticede tüzüğümüzde il başkanı, ilçe başkanının görev süresi 2 sene…. Bir şeyler vermek istiyorsanız yanlış gördüklerinizi düzeltmek için çok da yeterli bir süre değil.

Sercan Avcı: CHP’de il başkanlığı görevi için ‘ateşten gömlek’ derler.  Gerçekten öyle mi?

Deniz Yücel:
Nasıl baktığınıza bağlı. Eğer sorumluluk alıyorsanız hayat ateşten gömlek ama il başkanlığı bir kentte partinin en tepesindeki, örgütün başındaki görev… O yüzden sorumluluğu ağır, olumsuz bir durumda, inisiyatif almak gereken durumlarda il başkanı veya ilçe başkanı elbette sorumluluk alabilmeli o yüzden yani ateşten gömlek diyebiliriz. Hayata bakış açınızla alakalı, aldığınız göreve bakış açınızla alakalı… ‘Ona karışmayayım, buna müdahale etmeyeyim’ derseniz, yanlış gördüğünüz bir şeyde ‘aman ona karışırsam bana zarar verir’ ya da ‘birilerinin rahatını kaçırırım’ bakış açısıyla yaparsanız bu görevi tabi ki ateşten gömlek de değildir. Yoğurdu yiyiş tarzınızla alakalı…

Sercan Avcı: 4 yılda il başkanlığı görevi size ne kattı? Siz de neleri değiştirdi? 4 yıl önceki Deniz Yücel’le bugünkü Deniz Yücel arasındaki fark?

Deniz Yücel:
Görev yaptığınız sürede aldığınız kararlar bazı şeyleri geleceğe yönelik olarak değiştirebiliyorsa ne mutlu bize… Benim zaten sabırlı ve soğukkanlı bir yapım vardı galiba 4 yıl il başkanlığı görevi onu bir kaç misli artırdı… Genelde fevri hareket etmem ölçüp tartıp biçerim ama bir karar da aldıysam yürürüm dönüp arkama bakmam ve tartışmam…

EKİPÇİLİĞE PRİM VERMEDİM

Sercan Avcı: Geride kalan 4 yılda parti içinde tespit edip düzeltmeye çalıştığınız, ya da değiştirdiğinizi düşündüğünüz şeyler oldu mu?

Deniz Yücel: Bir takım sorun ve sıkıntılar vardı belki hala vardır yok demek pek mümkün değil ama öncelikle şunu yapmaya çalıştık ben zaten o iddia ile aday olmuştum, parti içerisinde bir ekipleşme, kutuplaşma klikleşmenin zarar verdiği bir süreçte aday oldum. Yönetim tarzı olarak da buna prim vermedim. Bu tabi görecelidir elbette bu benim bakış açım başkası da’ hayır sen şöyle yaptın, böyle yönettin’ diyebilir.

Parti içerisinde ekipleşme ve kutuplaşma her zaman CHP’nin başarısına zarar vermiştir. Biz bunu engellemeye gayret ettik. Kişisel hedeflerle hareket etmedik her zaman partinin menfaati her şeyin üzerinde oldu.

Parti içi çekişmeler bunları minimum seviyeye indirmeye çalıştık. Görüş ayrılıkları her zaman olabilir. Bunların görüşülüp tartışılıp karara bağlanacağı veya uzlaşılacağı süreçlerin sadece ve sadece danışma kurulları ve kongreler süreci olduğunu altını çize çize ifade ettik.

Onun dışında hiç bir şeyi kişiselleştirmedik ve bu bakış açımız da bizim çalışmalarımızın dışa dönük olmasını sağladı. İlk dönem de böyleydi bu dönem de aynı şekilde. Biz CHP olarak bağ kuramadığımız veya apolitik seçmene ulaşabilmek için çalışmalar yaptık. Esnafla, gençlerle bir araya geldik. Çiftçi ve üretici ile bir araya geldik. Vatandaşlarla bir araya geldik.

KİMSENİN ADAMI OLMADIM, OLMAM

Sercan Avcı: İlk seçildiğiniz de Aziz Kocaoğlu’nun desteği nedeniyle ‘Kocaoğlu’nun adamı’  dendi. Yerel seçimlerden sonra “Abdül Batur’la Ali Engin’le çok yakın” dendi sizin için. Ekipçiliğe karşı mücadele ettiğinizi söylediniz ama hep bir ekibin içindeymişsiniz gibi de konuşuldu bazı kesimlerce…

Deniz Yücel: Ben bir ekibin içinde değilim. Kimsenin adamı olmadım, kimsenin adamı olmam.

Sercan Avcı: Sizin döneminizde disiplin mekanizması çok çalıştı. Partiden atılan belediye başkanları, ilçe başkanları var…. Hukukçu olmanızın etkisi var mı? Disiplin kırmızı çizginiz mi?

Deniz Yücel: Ben aile içerisinde de disiplinli bir adamım, iş hayatında da… CHP bir siyasi parti… Disiplin kurallarını işletemezsek, o hiyerarşik ilişki laçkalaşır. Neticede ana muhalefet partisiyiz, devleti kuran partisiniz, bu ülkeyi yönetme iddiasında olan bir partiyiz. Eğer biz kendi içerimizde disiplin kurallarını işletemezsek bizim bu iddialarımız hepsi havada kalır. Halkla, vatandaşla, seçmenle bir bağ kuramayız inandırıcılığımızı yitiririz.

Sercan Avcı: 4 yıldır işinize, ailenize zaman ayırabiliyor musunuz? Aileniz nasıl bakıyor bu göreve?

Deniz Yücel: Tabi biraz fedakarlık yapmak gerekiyor, aileden, iş hayatından, alışkanlıklardan… En çok fedakarlığı yapanlar da insanın en yakınındakiler oluyor. Tabi zaman ayıramıyorum.

Sercan Avcı: Babanız Esen Yücel çok eski siyasetçi… Belediye başkan adaylığı da var. Babanıza siyasi konularda danışır mısınız?

Deniz Yücel: Zaman zaman danışırım. Genelde ülke siyaseti üzerine konuşuruz tartışırız. Onun dışında belediye meclis üyeliğinden beri babamı karıştırmadım siyasetime. Ne yalan söyleyeyim. Çok danışmadım başlarda ama sonra özellikle onun sol, devrimci kültürden gelmiş olması tabi ki SHP döneminden beri aktif görev alması Türkiye siyaseti üzerine önemli tespitleri olabiliyor. Vakit buldukça beyin fırtınası yapıyoruz.

DİZAYN ETMEK İSTESEK EDERDİK

Sercan Avcı: Son 7-8 ay içerisinde ilçelerde görevden almalar oldu, düşmeler oldu, istifalar oldu.… Olağan kongre takvimi ertelenmişti partinizde. Bazı yerlerde kongresiz değişim hamlesi mi bunlar? ‘Dizayn’ tartışmaları da oldu bu gelişmelerle beraber. Sizin ilçeleri kendi isteğinize göre dizayn ettiğinize yönelik.

Deniz Yücel: Dizayn etme gibi bir düşüncem hiç olmadı 4 senedir. Dizayn etmek istesek daha farklı hareket ederdik dizayn da ederdik! O söyleyen arkadaşların anladığı şekilde dizayn da ederdik ama bunun ne partiye ne İzmir’e ne de Deniz Yücel’e faydası olur. Geçmişten gelen alışkanlıkları var bazı arkadaşların o yüzden o hareketleri öyle okumak daha bir işlerine geliyor, dünyaları öyle zaten… İlçelerde değişikliklerin olağan kongrelerin yapılmaması ile hiç bir ilgisi yok onu söyleyeyim. Bizim görevden aldıklarımız var, kendiliğinden düşen ilçeler var, o düşen ilçelerde daha önce düşme konusunda bir takım girişimler ve bizim müdahalemiz, durdurmamız var. Görevden alınan ilçelere baktığınızda bunların hepsinin bir gerekçesi vardır. Görevden aldığımız ilçelerle ilgili yönetim kurulu kararımız vardır. Bu ne Deniz Yücel’in tek başına verebileceği bir karar ne de İzmir il yönetiminin çünkü bir de itiraz mercii var. Bunlar inceleniyor ve reddediliyor. Görevden alınan ilçelerin dönüp aynaya bakması lazım… Görevden alma kararlarında gerekçeleri yazıyor. Orada yazılı şeyler yüzde 1’dir daha fazlası vardır, kimseyi rencide etmemek için bazı şeyleri biz o kararlara yazmayız ama hepsinin sebepleri vardır.

KONGRE TAKVİMİNİN BAŞLAMAMASI DOĞRU

Sercan Avcı: Olağan kongre sürecinin ertelenmesi doğru mu? Partide kongre takviminin işlemesi gerektiğini savunanlar da var.

Deniz Yücel: Olağan kongre sürecinin başlamaması bence doğru….  Seçime gidiyoruz.  Zaman zaman olağanüstü durumlarda kongre süreçleri askıya alınabilir. Bu parti menfaati için yapılır. Siz parti içi yarışı doğru bulmuyorsanız, ‘biz iktidara yürüyoruz, önümüzde baskın veya erken seçim olabilir’ derken parti içerisinde bir yarışı şu anda o işin startını vermek örgütün enerjisini ve motivasyonunu farklı bir yere kanalize etmesine neden olur. O yüzden şu anda böyle bir gidişat var. Kongre takviminin başlamasını isteyen de bir çok arkadaşımız vardır. Yani başlarsa da başlar, dünyanın en önemli meselesi değil! Tüm enerjimizi biz dışa yansıtmış durumdayız. Bu kararı Ankara verir, biz de uyarız!

Sercan Avcı: Parti içinde sadece parti içi yarışı bekleyenler var mı?

Deniz Yücel: Var ne yazık ki var böyle arkadaşlarımız… Partide köşe kapma veya kendini bir yere taşıma önceliğinde olan arkadaşlarımız geçmişte de vardı ama küçük bir kitle neticede bizim şu anda seçilmiş yöneticilerimiz ve kadrolarımız yine örgütümüzün geneli iktidara hazırlanan ve seçime odaklanmış bir yapıda.

KONGRE BEKLEYEN İLÇELERDE KONGRELER ŞUBAT BAŞI GİBİ YAPILIR

Sercan Avcı: Düşen, görevden alınan ilçelerle ilgili kongre beklentisi var. Bu ilçelerle  (Bayraklı, Tire, Kınık ve Torbalı) ilgili takvim nedir?

Deniz Yücel: Şubat başı gibi yapılır. Bizim kararımızla olacak ama genel merkezle görüşerek vereceğimiz bir karar elbette.

Sercan Avcı: Partiye üye kriterleriniz neler?

Deniz Yücel: Önüne gelen CHP’ye üye olsun gibi bir düşüncemiz yok. Bizim düşüncemiz dünya görüşü CHP çizgisi ile kesişen arkadaşlarımız. Bu kişilerin üye olmasını tercih ediyoruz. Özellikle gençlerin, kadınların ve ev kadınlarının, iş dünyasının, işçi ve emekçi kesimin…  Üye yapma konusunda iş beklentisi veya farklı beklentilerle üye olan kişileri açıkçası tercih etmiyoruz bu konuda ilçe başkanlarımızı da uyarıyoruz.

ÇAĞRI BAŞKAN FEDAKARLIK YAPTI

Sercan Avcı: Konak’ta ‘ses kaydı’ krizi yaşandı. İlçe başkanı istifa etmek zorunda kaldı. Bu istifa sonrası ses kaydının parti içinde bir dizayn aracı olarak kullanılmasının önünü açtığını savunanlar var.

Deniz Yücel: Hayır bir dizayn etme aracı olma yolunu açmıyor. Birini ses kaydını bilgisi ve rızası dışında almak TCK’ye göre suç. Bunu meşrulaştırmak söz konusu değil. İstifa da biliyorsunuz tek taraflı bir irade beyanı. Bizim istifa konusunda Çağrı başkana dayatmamız olmadı ama bazı şeyleri oturursunuz konuşursunuz istişare edersiniz yaşanan süreçten sonra partiyi tartıştırmayacak bir takım adımlar atılması gerekir. Ben Çağrı başkan koltuğundan edildi olarak yorumlamıyorum bunu Çağrı başkanın yaptığı bir fedakarlık olarak görüyorum ve yorumluyorum. Ses kaydını konuşmak tartışmak ne bizim işimiz ne de doğru bir iş ama böyle malzemeler de vermemek gerekiyor. Neticede bu duyuldu, konuşuldu biz Çağrı başkanla konuştuk karşılıklı o da böyle bir adım attı bunun daha ötesi yok. İzinsiz ses kaydı almak suç dedik bunu meşrulaştırmak mümkün değil. Birini tehdit edersiniz istifa ettirirsiniz o da suçtur. İlçe başkanının görevi bırakması gibi bir sonuç doğurmuştur o ayrı bir şeydir. Bunu yöntem olarak kullanıp dizayn etmek isteyen birileri varsa da o onların kendi problemleri olur. Böyle bir şeye yeltenilirse onun da sonuçları olur, neticede ses kaydını alan vatandaşla ilgili disiplin süreci başlatıldı. Savcılığı suç duyurusunda da bulunuldu. Bunların hem yasalarda hem de tüzükte karşılıkları var, bunları göze alan bunlara yelteniyorsa kendi bileceği iştir ama bundan korkarak bir takım şeylerin de bir şeylerin üzerini örtmemiz söz konusu değil. Tekrar ediyorum Çağrı başkanın yaptığı bir fedakarlıktır. Parti için atılan bir adımdır.

ÖRGÜTE MÜDAHALE EDEN BAŞKAN KAYBEDER

Sercan Avcı: CHP’de özellikle İzmir’de belediye başkanı örgüt başkanı ilişkisi çok konuşulur hep. Belediye başkanı örgüt ilişkisi nasıl olmalı? Belediye başkanlarının örgüte müdahalesi parti içinde sürekli tartışma konusu oluyor.

Deniz Yücel: Örgüt işlerine karışan örgüte müdahale eden belediye başkanı kaybeder, zarar görür. Neden? İstediğini alsa bile neticede kaybeden tarafı karşına almış oluyorsun. Kaybeden taraf kim o da CHP’de siyaset yapan bir yapı. Şimdi şunu anlarım; belediye başkanının başarısızlığı için uğraşan bir kesim varsa başkanın bu konuda bir tavır almasını anlarım. Bizimle paylaşabilir genel merkezle paylaşabilir ama onun haricinde tüm kente hizmet, tüm kente hizmet için görev verilen CHP’li olsun olmasın hangi siyasi partiye oy vermiş olursa olsun o kentte tüm hemşehrilerimize hizmet eden bir görevdir. Bir kamu görevidir. Örgüt işine müdahale edilmesi doğru bir iş değildir. Aynı şekilde bir il başkanının veya ilçe başkanının belediye işlerine karışması doğru bir iş değildir. Herkesin görev sınırları çizilmiştir, birbirinin görev alanlarına müdahele etmeden herkes kendi işini yaparsa herhangi bir sorun yaşanmadan o belediye ve örgüt ilişkisi sorunsuz şekilde devam eder ve geçmişte yaşanmış olabilir ama bizim böyle bir sorunumuz yok şu an.

DÖRT DÖRTLÜK ADAY BELİRLEME YÖNTEMİ YOK

Sercan Avcı: Menemen ve Urla’da belediye başkanları yargılandı, cezaevine girdi. Daha sonra çıktılar ama yargı süreci devam ediyor.  Urla’da kayyum var. Menemen’i AK Partili bir isim kazandı. Meclis üyelerinde fire verildi. Torbalı’da da fire yaşandı. Tüm bunlar parti içinde ‘aday belirleme’ yöntemini tartışmaya açtı.  İl başkanı olarak aday belirlemede en doğru yöntemi ne olarak görüyorsunuz? Bu yaşananlardan sonra parti içinde ‘önseçim’ çağrıları da arttı. Önseçimi savunuyor musunuz?

Deniz Yücel: Belli kriterler konulabilir. Mülakat yapılabilir ki bunlar zaten yapılıyor. Önseçim bazı yerlerde doğru sonuç verebilir bazı yerlerde vermeyebilir. Yani dört dörtlük bir aday belirleme yöntemi yok. Neticede her türlü kriteri uygulasanız da bazen böyle yol kazaları olabiliyor ama bu bizim tercihimiz değil. CHP’nin de tercihi değil. Başka partilerde de bir takım benzer süreçler olabiliyor. Dört dörtlük bir aday belirleme yöntemi olduğunu düşünmüyorum. Partiyle olan aidiyet, mesleki durumu, toplumdaki statüsü bunların hepsini dikkat alarak ve tabi ki önseçim veya eğilim yoklaması bunların hepsini birlikte uygulayabilecek mükemmel bir sistem keşke bulabilsek! Şimdi önseçimde üyelerin kararı ile aday belirlenir ve gerçek anlamda yani hakim denetiminde bir önseçim yapıldığında bunu da uygulamak zorundasınız. Önseçimin uygulanması zaman zaman sakıncalar doğuruyor. Onun belli bir takvimi oluyor biliyorsunuz ve ona da uymak zorundasınız seçime az bir zaman kala yapılabiliyor ama bu her zaman her yerde tercih edilmiyor.

Tabi ki beklentiler olabilir önseçimle ilgili… 1999 yılında CHP’nin tüm adayları ön seçimle belirlendi. Milletvekilleri adayları önseçimle belirlendi, belediye başkan adayları önseçimle belirlendi ve CHP 1999 seçimlerinde baraj altında kaldı. Demek ki siyasetin farklı dinamikleri var. Önseçim evet… Parti içi demokrasiyi savunuyorsak önseçim elbette olmalı önseçim olduğunda her şey dört dörtlük olur harika sonuçlar alırız, iktidar oluruz gibi bir tablo söz konusu değil. Aksini iddia eden varsa 1999 seçimlerini açsın okusun… Gerek milletvekilleri gerek belediye başkanları ön seçimle belirlendi. Demek ki siyasetin farkı dinamikleri var. Bunu konuşan tartışan küçük bir kesim var ama seçmen ve halk bununla ilgilenmiyor. Seçmen ve halk neyle ilgileniyor söyleyeyim; Bir siyasi partinin topluma güven vermesiyle ilgileniyor partinin liderinin, kadrolarının, belediye başkanlarının, vekillerinin tutarlı bir şekilde parti içi kavgalarla değil gerçekten ülkenin sorunlarıyla ilgileniyor mu ilgilenmiyor mu ona bakıyor. Bu sorunlara somut çözüm öneriler getiriyor mu ya da kendi belediyelerinin olduğu yerlerde bu sorunları çözebiliyor mu… Bunlarla ilgileniyor vatandaş.

Sercan Avcı: Zaman zaman parti içinde ‘eskiler’ dediğimiz eski il yöneticileri, eski ilçe başkanları toplanıyor. Bazen karar ve manifesto açıklıyorlar. Çağrı yapıyorlar. Bu toplantılara bakışınız nasıl? Rahatsız oluyor musunuz? Ya da doğru buluyor musunuz?

Deniz Yücel: Bunlar olabilir demokrasilerde toplantı özgürlüğü vardır, ifade özgürlüğü vardır. Biz mesela kimseyi toplantı yaptığı için disipline vermedik. Bunlar demokrasinin zenginliğidir. Bu tip durumlarda biz özeleştirimizi de yapıyoruz demek ki bizimle veya ilçe başkanıyla bir iletişim kuramama durumu varsa biz o konuda adım atıyoruz ama bazen de o iletişimi kurmamak ve toplantı yapıp deklarasyon yayınlamak o arkadaşların kendi tercihi ve niyetleri olabiliyor.

BASKIN SEÇİM BEKLİYORUM

Sercan Avcı: 2022’de seçim bekliyor musunuz?

Deniz Yücel: 2022’de seçim bekliyorum. Ben 2018’deki gibi bir baskın seçim olmasını bekliyorum. Haziran olabilir, Temmuz olabilir veya sonbahar olabilir ama seçim olağan takvimde de olursa sorun yok sadece vatandaş biraz daha dişini sıkacak, kemerini sıkacak.

Sercan Avcı: Erken seçim veya baskın seçime CHP İzmir İl Örgütü hazır mı?

Deniz Yücel: Hazırız ama bundan sonra hiç bir şey yapmayacağız anlamında değil. Hazırlıklarımız hala devam ediyor. Sandık görevlilerinden tutun mahalle sorumlularına, seçim güvenliği ile ilgili hukukçularımızın çalışmalarına, ilçe başkanlarımızın yaptığı ve tabi ki bizim il başkanlığı olarak milletvekillerimizle beraber yaptığımız saha çalışmalarına kadar bir çok çalışma yaptık ama bu çalışmalar hala devam ediyor.

GÖNLÜMÜZDEN GEÇEN ADAY GENEL BAŞKANIMIZ

Sercan Avcı: Cumhurbaşkanlığı adaylığı önemli bir gündem Millet İttifakı’nda…. Adaylık için Genel Başkanınız Kemal Kılıçdaroğlu dışında, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın da isimleri geçiyor. Aday kim olmalı sizce? Bu noktada kriz yaşanır mı?

Deniz Yücel: Aday krizi yaşanmaz. Şuna öncelik veriliyor; Adayın kim olacağından çok adayın belli kriterlere sahip olması. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan demokrasiye bağlı, anayasaya bağlı. Tabi şu an ülkenin yaşadığı sorunların en temel kaynağı yasama, yürütme, yargının iç içe geçmiş olması ve yürütmenin burada diğer iki kuvveti domine etmesi. Bir çok konu, bir çok sorun doğrudan doğrudan Cumhurbaşkanı’nın aldığı kararlara ve ağzından çıkacaklara bağlı dolayısıyla yeni seçilecek Cumhurbaşkanı’nın ülkede demokrasinin kurumlarını yeniden güçlendirmesi tabi ki parlamenter sisteme geri dönüşün önünü açması ve bu konuda somut adımlar atması gerekiyor. Bizim CHP örgütü ve il başkanı olarak gönlümüzden geçen isim genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bu tabi sadece genel başkanımız olmasından dolayı değil biraz önce saydığım profile uygun olmasından dolayı yani dürüstlük, ahlak, namus ve demokrasiye bağlılık önemli. Adaletli ve vicdanlı bir profil olması en büyük sebebi. Millet İttifakı’nın uzlaşısı ile mutabakatı ile aday belirlenir. Ne ittifak içinde ne de CHP içinde aday kavgası yaşanmaz. Her ne kadar belli kesimlerce yakıştırılsa da Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş onlar belediye başkanı olarak seçildiler ve öncelikli görevleri birinin Ankara’ya diğerinin İstanbul’a hizmettir… Diğer taraftan oralarda meclis çoğunluğumuzun olmaması nedeniyle onlardan birinin görevi bırakıp da Cumhurbaşkanı adayı olması çok doğru bir tavır olmaz. Diğer yandan ismi geçen belediye başkanlarımız, genel başkanımız, CHP yöneticileri hem de İYİ Parti’nin, Saadet Partisi’nin, Demokrat Parti’nin genel başkanları ve yöneticileri bu işin gerçek anlamda bir memleket meselesi olduğunun idraki içindeler. Dolayısıyla bu meseleye zarar verecek kişisel bir tavır ya da davranış içine hiç bir siyasi parti ya da genel başkanı girmez. O uzlaşı ve mutabakat cumhuriyetin geleceği için sorunsuz şekilde yapılır ve Millet İttifakı’nın adayı belirlenir ama ne zaman zamanı geldiğinde.

Sercan Avcı: Baskın ya da erken seçim olursa sonuçla ilgili öngörünüz nedir? Anket var mı elinizde, oran verebiliyor musunuz?

Deniz Yücel: Benim oran vermem çok gerçekçi olmaz ama şunu görüyoruz özellikle son süreçte AK Parti’ye, MHP’ye oy veren ciddi bir kesim bundan dolayı pişmanlık yaşıyor. Bu seçim AK Parti ve Cumhur İttifakı’nın iktidardan indiği seçim olarak tarihe geçecek. Genel başkanımızın da defaatle ifade ettiği bir şey var; Bir diktatörlük heveslisi rejimi, totaliter rejimi demokratik yollarla sona erdireceğiz ve Türk siyasi tarihine geçicez.

ADAYLIK DÜŞÜNMÜYORUM

Sercan Avcı: Milletvekilliğine yakıştırılıyorsunuz uzun zamandır. Erken ya da baskın seçim olması halinde genel merkez size koltukta kal derse rotanız yerel seçime mi çevrilir? Siyasi hedefiniz yol haritanız nedir?

Deniz Yücel: Ben şunu söyledim hep, ben bu görevi bir yere gelmek bir şey olmak için yapmıyorum. Benim önceliğim CHP ve il başkanlığı görevi. Ben ne kadar bu bakış açısı ile yaparsam bu görevi göreve ve partime o kadar sadakatli ve doğru şekilde yaptığımı düşünüyorum. Bu tip görevlere gelip de kendini bir yere taşımaya çalışmak bana doğru gelmiyor. Dolayısıyla benim böyle bir gündemim yok. Milletvekilliği adaylığı gibi bir şey düşünmüyorum, yerel seçimlerle ilgili bir adaylık düşünmüyorum ben il başkanı Deniz Yücel olarak görevime devam ediyorum.

Sercan Avcı: Aziz Bey’le de çalıştınız. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile aranızdaki uyum ve koordinasyondan memnun musunuz? Soyer ile ilişkinize dair zaman zaman ‘araları kötü’, ‘koordinasyon sıkıntısı var’ iddiası ortaya atılıyor.

Deniz Yücel: Bizim uyumsuzluk gibi bir sorunumuz yok. Başkanla belirli periyotlarla bir araya geliyoruz. Fiziki olarak bir araya gelemediğimiz anlarda da her zaman ulaşılabilir durumda oluyoruz ama tabi ki herkesin bir tarzı var. Neticede birbirimizle uyumlu çalışmak durumundayız. Bu başkanımız için de geçerli. Biz bütünün parçalarıyız.

Sercan Avcı: Aziz Kocaoğlu ile görüşüyor musunuz?

Deniz Yücel: Zaman zaman telefonla ya da yüz yüze görüşüyoruz.

Sercan Avcı: Büyükşehir meclis toplantılarında zaman zaman tartışmalar ve gerginlikler oluyor. Siz Büyükşehir’de grup sözcülüğü yaptınız geçmişte… Meclis’te yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?

Deniz Yücel: Takip ediyorum. Zaman zaman gerilimler oluyor. CHP grubundan veya başkan vekilinden kaynaklanmıyor. Siyaseti gerilim, kavga veya kirli bir dille yapmayı alışkanlık haline getirmiş olan bir anlayış var. Durup dururken Büyükşehir belediye başkanımıza, genel başkanımıza yada partimize yönelik o kürsülere meclis çatısı altında yapılan çalışmalara yakışmayacak şekilde sataşmalar oluyor. Bu bizim tercihimiz değil veya eksikliğimiz değil. Tartışmalar olur CHP yerelde iktidar, iktidarda olmayan partilerin hedefleri ve iddiaları var bu doğrultuda tartışmalar olur ama onun bir sınırı vardır. O sınırı ve çizgiyi aşacak şekilde gerilimler yaşanıyor. Bu gerilimi yaratan arkadaşların tercihi.  

YENİ İL BİNASI MOTİVASYON SAĞLADI

Sercan Avcı: Yeni il binasına geçmek size nasip oldu. Nasıl başarıldı, süreç nasıl işledi?

Deniz Yücel: Eski il binamız uzun yıllar partimize hizmet etti. Onu kazandıran il başkanımıza, başkanlarımıza ben teşekkür ediyorum. Diğer yandan yaklaşık 20 sene olmuştu. kullanılalı...Biz seçildik göreve başladık çalışmalar yapıyoruz, zaten Haziran seçimlerini kucağımızda bulduk sonradan yerel seçimler… Özellikle seçim dönemlerinde o ihtiyacı gerçekten hissediyorsunuz. Fiziki anlamda. Hem çalışma yapılması anlamında, eğitimler anlamında hem de ziyaretçi anlamında ziyaretçi akını oluyor o süreçlerde. Gerçekten ihtiyacı karşılamadığını fark ettik. Benim kafamda böyle bir şey gelişti. Bunu o dönemki yönetim kurulu üyesi arkadaşlarıma açtım. Onlar da desteklediler. Bir komisyon kurduk bir yer aramak için, yeni bir bina bulalım veya yapalım diye. Tabi İzmir’in merkezinde Konak’ta bina bulmak kolay değil neticede yapılaşmasını tamamlamış olan bir yer, kent merkezi. Burayı buldu arkadaşlarımız ben tabi bunu genel başkanımıza da açtım son olarak burayı aldık, tabi içini düzenlemesi tefrişi vs. pandemi nedeniyle de kısıtlamalar geldi biraz zamanımızı aldı o zaman ama neticede 1 buçuk aydır buradayız ve bize bir motivasyon sağladı, heyecan getirdi bize. Yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız da çok memnunlar, ziyarete gelenler çok beğeniyorlar bir ihtiyacı karşıladığımızı düşünüyoruz. Neticede bizden önce yapılanların üzerine bir taş koymuş olduk. Taş üstüne taş koymuş olduk.

Sercan Avcı: Açılış olacak mı Kılıçdaroğlu ile?

Deniz Yücel: Açılış olacak genel başkanımızın ilk İzmir programında resmi açılışımızı yapmayı, bir kurdele kestirmeyi düşünüyoruz.

 
İsrail'den Türkiye kararı: Yasak kalkıyor
 
Kılıçdaroğlu'na 'mis kokulu' ziyaret ve festivale davet!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İduğ tasarruf ve asfalt devrimini anlattı, 2022 mesajı verdi: Borç yok, açılış çok!
Koltuğa oturur oturmaz araç alımıyla startını verdiği tasarruf hamlelerini, ...
Ekonomi profesörü Uysal'dan Türkiye fotoğrafı: Kurlarda yaşanan yerli yapımı!
Krizin gölgesinde Türkiye ekonomisinin fotoğrafını çeken DEÜ İktisadi ...
Başkan Sengel ile ilçe gündemi: 'Direniş' ve mali durum raporu, 'arsa satışı' açıklaması!
İlçe gündemini değerlendiren Selçuk Belediye Başkanı Sengel doğayı koruma ...
 
"Türkiye'de iktidarı orta sınıf tayin eder!"
Türkiye’de derinleşen döviz krizi, faiz-enflasyon tartışmaları ve muhalefetin ...
Sefarad Yahudileri'ni ve kapıdaki festivali anlattı: 'Kemeraltı'nda Ladino sesleri duyardınız'
Türkiye, Sefarad Yahudilerini ve Ladino(Yahudi İspanyolcası) dilini Netflix’in ...
İYİ Partili Kırkpınar'dan çarpıcı yerel seçim iddiası, oy oranı ve üye sayısı raporu!
İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, İzmir’de üye sayılarının ...
 
Başkan Karakayalı ile gündem: Üniversite, metro, dev tesis ve iktidar mesajı!
Kemalpaşa Belediye Başkanı Karakayalı, üniversite ve metro konusunda önemli ...
İtfaiye Daire Başkanı Derse ile A’dan Z’ye: Sahada yetki karmaşası var mı?
Envanter raporu veren, İzmir İtfaiyesi bünyesinde yapılan çalışmaları ...
''Tunç Başkan ile aramıza cihanı harp olsa hiç kimse giremez''
Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, gazeteciler Avcı ve İşler’e ...
 
RÖPORTAJLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA GERÇEK İZMİR
TWITTER'DA GERÇEK İZMİR
YAZARLAR
Sercan Avcı
Soyer’in İstanbul mesaisi ve İzmir’de 1 Nisan sonrası
İlker Ağın
Atatürk ve tarım
Seray Akın
Otomobilin neyi eksik? Onun da tarihi var...
Fikret İlkiz
Yargıç dertlenmesi ve etik
Dr. Tuncay Filiz
Hipertansiyon
ÇOK YORUMLANANLAR
Gerçek İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri