CHP'li Bulut'tan cezaevi ziyareti: Rekabet edemeyeceklerini cezalandırıyorlar

CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, tutuklu Şenol Aslanoğlu, Tunç Soyer, Murat Çalık ve Mehmet Ali Çalışkan’ı Buca Cezaevi’nde ziyaret etti. Ziyaretin ardından konuşan Bulut, tutuklamaların hukuki gerekçelerle değil, siyasi saiklerle yapıldığını belirterek "İçeride tutarak bir itibar suikastına sebep oluyorlar. Hemen hemen her yerde toplumun tüm bireyleri burada bir suçun olmadığını gayet de iyi biliyor. Bunlar daha önce bu yöntemlerle algı yönetimiyle seçimlerde bir başarı sağladı. Ama bu defa bu başarı sağlama ihtimalleri yok. Buradaki haksızlığın tek sebebi; siyasi olarak rekabet edemeyeceklerini gördükleri siyasetçileri cezalandırmak" dedi.

 CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, İzmir Buca İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ve Mehmet Ali Çalışkan’ı ziyaret etti.

Ziyaretlerinin ardından partisinin İl Başkanlığı binasında ANKA Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunan Bulut, şunları kaydetti:

"Şenol Başkanım İzmir'de başarılı bir il başkanlarımızdan bir tanesiydi. Yaptığı çalışmalar ve son dönemde özellikle İzmir'in başarısında il başkanı olarak hep en önde oldu. Bu süreçte hakkında açılan soruşturma detayını da yaşananlara ilişkin müthiş bir kargaşa, bir bilmezlik var. Büyük bir operasyon diye başladılar, sonra yarısı salıverildi. Diğer yarısı tutuklandı. Ama baktığınızda dosyalara dosyalar enteresan. Dört-beş dosya var çok karışık. Bir kısmında şirketle ilgili bir kısmında tartışmalar, soruşturmalar bir kısmı da kooperatiflerle ilgili. Ama işin iç yüzüne baktığınızda örneğin il başkanı, il başkanının bu süreçte bir altı aylık bir yöneticiliği var. Ama sonuçta burada bir usulsüz bir şey var ise onun da soruşturulması lazım. Ama bakıyorsunuz il başkanına sorulan sorulardan ya da yapılan işlemlerden tipik bir Türkiye'deki diğer soruşturmaların bir benzeri görüntü veriyor. O da işin hukuki boyutundan daha ziyade siyasi bir görüntü. Siyasi de denilmez aslında. Bu yapılanlar biraz hukuki olarak bakıldığında hukukla alakası yok. Siyasi olarak bakıldığında bu bir yöntem değil. Siyaset birbiriyle rekabet eder, yarışır, yapacağı işleri anlatır, olumsuzlukları anlatır ama burada başka bir yöntemle yapılıyor; yargıyla yarışır hale getiriliyor. O açıdan siyasi olarak değil, Türkiye'nin geleceğine yapılan en büyük operasyon olarak bakıyoruz. Şenol Aslanoğlu'nun da keza aynı şekilde bir kooperatifle ilgili bir soruşturması var ama iç yüzünden dosyaya bakınca hiçbir şey yok. Keza eski Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, onun da kooperatifle ilgili bu tutukluluk gerçekleşmiş ama baktığınızda sırf kooperatif olarak sadece büyükşehir olarak oraya bir desteği var. Orada da bir dosyanın içerisinde herhangi bir şey görünmüyor. Elbette bunların hepsi araştırılacak, iddianame hazırlanacak. Biz hiçbir soruşturmadan çekiniyor değiliz bakılsın ama şu anda tutuklu olmasının hiçbir mantığı yok. O açıdan bu vicdani olarak insanları yaralayan itibar suikastine varan bu tür hukuksuzlukların bir an önce kalkmasını temenni ediyoruz. Ama arkadaşlarımız bunun farkında. Gerek Şenol Başkan gerekse Tunç Başkan orada içeride bulunmasının en önemli sebebinin kendilerinden değil Cumhuriyet Halk Partisi'ne yapılan bu itibar suikastinin birer parçası olarak orada olduklarını biliyorlar. Yoksa bir mağduriyet varsa o mağduriyetin giderilmesi için zaten birz çaba sarf ediliyor. O da yapılacak. Sonuçta biz burada hiç kimsenin mağdur edilmesini istemeyiz."

"Murat Çalık'ın sağlığında istenmeyen sonuçlar çıkarsa bu ortamı yaratanlar bu işin suçlusudur"

Buca İnfaz Kurumun'nda tutuklu bulunan Murat Çalık’ın sağlık durumuna ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bulut, "Murat Çalık dün İstanbul'a götürüldü. Adli tıpta heyet karşısına çıktı. Aslında oradan hiçbir tarafa getirilmemesi gerekiyordu. Biliyorsunuz Mehmet Murat Çalık İstanbul'da yaşıyor. Ailesinden uzaklaştırıldı. Buraya getirildi, hastalığına ilişkin hangi hekime sorsanız her an nüksedebilecek bir hastalığı var. Hijyenik şartlarda yaşaması gerekiyor. Sürekli kontrol altında kalması gerekiyor. Bir de şunu hatırlatalım: Murat Çalık bir hükümlü değil, tutuklu. Yine aynı şekilde gayet hukuksal açıdan bakıldığında tutuksuz olarak yargılanabilecek, mahkemeye gidebilecek bir isim. Ama baktığınızda ne sağlığını ne içinde bulunduğu durumu hiçe sayan bir düşman hukuku uygulanıyor. Diğer arkadaşlarımız olduğu gibi Murat Çalık'ın da ama burada bir sağlık sorununda ciddi bir gelişim olursa, istenmeyen sonuçlar çıkarsa bu ortamı yaratanlar bu işin suçlusudur. Murat Çalık'ın sağlık sorunu önemli bir sorundur. Tutuklandığından bu yana yirmi kiloya yakın kilo verdi. Her an hastalığı nüksedebilir. Bir an önce yetkililerin evine gönderilmesi konusunda bir karar alması gerekiyor. Sağlık açısından bakıldığında mutlaka evinde istirahat etmesi gereken bir durum var" dedi.

"Bir suç unsuru bile yok ama arkadaşlarımız şu anda cezaevinde"

Ziyaret ettiği bir diğer isim olan Mehmet Ali Çalışkan hakkında da konuşan Bulut, "Seçim döneminde çokça iş yaptık arkadaşımızla. Onun da tutuklu olma gerekçesi kent uzlaşısı. O konuda işte son Ahmet Özer'in mahkemesinde de Ahmet Özer'in tutukluluk hali iptal edildi sadece yurt dışı yasağı getirildi. Aslında bu işin bir suç olmadığı ortaya çıktı. Bir tarafıyla siz kentte tüm partilerle olduğu gibi DEM'le ya da DEM'lilerle sandıkta ittifak kurabileceğiniz gibi, nasıl ki Saadet'le, nasıl Milliyetçi Hareket Partisi'yle ya da eski Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy verenler gibi DEM'lilerin de size oy verebileceği bir siyasi iklimde, bir seçim olmuş, bitmiş ve bu arkadaşlarımız oradan cezaladırılıyor. Hangi ortamda? Şu anda Kandil görüşmelerinin yapıldığı, silahın bırakıldığı, Apo'nun video çekimiyle kamuoyuna yayın yaptığı bir dönemde arkadaşlarımız bir ilçede uzlaşma üzerine görüşmeler yaptığı için suçlanıyorlar. Bir suç unsuru bile yok ama arkadaşlarımız şu anda cezaevinde" diye konuştu.

"Haksızlığın tek sebebi siyasi olarak rekabet edemeyeceklerini gördükleri siyasetçileri cezalandırmak"

Bulut, tutuklamaların hukuki gerekçelerle değil, siyasi saiklerle yapıldığını yineleyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tutuklu olan arkadaşlarımıza baktığınızda bir tanesi il başkanı, bir tanesi eski büyükşehir belediye başkanı keza ilçe belediye başkanı, akademisyen arkadaşlarımız. Hepsi de belli bir mevkide olan insanlar. Bu insanların bırakıp gitmelerini gerektiren hiçbir şey yok. Kaldı ki yani suç unsuru nedir mesela maddi bir suç unsuruysa mal varlığına tedbir koyarsınız ya da belli engeller koyarsınız bu arkadaşlarımıza böyle bir şey de yapılmış değil. Şu anda bu düşman hukukuyla bu arkadaşlarımızın zaten suçsuz olduğunu biliyorlar. Zaten suçsuz olmasalar bu kadar çok didiklemeye de devam etmezler. Suçsuz olduklarını onlar da bildikleri için ne kadar çok yatırabilirsek iddianameden önce o kadar iyidir diye... Yapılan halkın iradesini cezalandırmak. Nasıl 31 Mart seçimlerinde birinci parti yaptınız Cumhuriyet Halk Partisini? Nasıl bunları seçtiniz? Onları cezalandırıyor. İçeride tutarak bir itibar suikastına sebep oluyorlar. Hemen hemen her yerde toplumun tüm bireyleri burada bir suçun olmadığını gayet de iyi biliyor. Bunlar daha önce bu yöntemlerle algı yönetimiyle seçimlerde bir başarı sağladı. Ama bu defa bu başarı sağlama ihtimalleri yok. Ne yaparlarsa yapsınlar yaptıklarının bir siyasi müdahale olduğunu gayet iyi biliyorlar. Yarışmak yerine ellerindeki devlet gücünü kullanarak insanları disipline etmeye çalışıyorlar. Buradaki haksızlığın tek sebebi; siyasi olarak rekabet edemeyeceklerini gördükleri siyasetçileri cezalandırmak."

"Vatandaş bunun farkında"

Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının kurultay tartışmaları ve soruşturmalarla ülkenin diğer gündemlerinin konuşulmasını istemediğini de aktaran Bulut, şunları söyledi:

"Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurultay tartışmaları bu yönde kullanıyor. İstiyorlar ki yoksulluk, tartışılmasın, konuşulmasın. İstiyorlar ki emeklilerin durumu, gençlerimiz işsizliği, gençlerin yurt dışına çıkmakla ilgili yaptıkları çabalar konuşulmasın. Güvensizlik bu ülkede yaşayan herkesin huzursuz içerisinde olduğu konuşulmasın. Ne konuşulsun? Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir kargaşa varmış gibi konuşulsun. Yolsuzluk varmış gibi konuşulsun. Çünkü daha önceki seçimlerde bunun ekmeğini yediler. Her seçimde bir düşman yarattılar. Geçen cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin PKK'yla görüştüğünü iddia eden, sahte videolar yayınladılar. Montaj videolar yayınladılar ve bunu da inkar etmediler. 'Sahteyse sahte, montajsa montaj' dedi Cumhurbaşkanı. Ama burdan bir sonuç aldılar. O yarattıkları düşman üzerinden oylarını arttırdılar. Kendi oylarını konsolide ettiler. Ama şimdi artık o tutmuyor. Ne kadar gündemi değiştirseler de artık insanlar buna inanmıyor. Gündemi kapatıyorlar doğru. Ama sonuçta Genel Başkanımızın mitinglerinde, televizyon programlarında dikkat edin konuşmalarına bu haksızlıklara vurgu yapıyor. Ama bunun yanında gençleri, bunun yanında emeklileri, bunun yanında şu anda ülkede yaşayan yoksulları sürekli gündeme getiriyor. Ülke de yardımla geçinen nüfus her gün biraz daha artıyor. Yoksulluk iyice derinleşmiş durumda. Öyle bir hale geldi ki bir kısım insanlar evinden çıkamaz hale geldi. İnsanların, gençlerin hayat kurma yetisini ellerinden aldılar. Hiçbir insanın çalışarak ev alma ihtimali kalmadı Türkiye Cumhuriyeti'nde. Gençlerin ev kurma imkanı kalmadı, bunu artık hayal edemez hale geldi. Ama hepimiz biliyoruz ki ne kadar üstünü örtseler de vatandaş bunun farkında. Bu algı yönetimleriyle bu defa bu bu seçimleri alamayacaklar." (ANKA)