Eğitim-İş İzmir 4 No'lu Şube, İzmir Demokrasi Üniversitesi önünde toplandı. 'Üniversiteyi Özgür Bırak' yazılı pankartı açan Eğitim İş Üyeleri, “Özgür özel demokratik üniversite”, “Akademi Türkiye’de kalmak istiyor”, “Torpil değil hak edilmiş gelecek”, Kayyum rektör istemiyoruz” ve “Mobbing insanlık suçudur” sloganları attı.
Eğitim-İş 4 No’lu Yükseköğretim Şube Başkanı Elbey Kale, "Bugün üniversitelerimiz, tarihinin en ağır kuşatması altında bulunmaktadır. Yükseköğretimin, akademik özgürlüğün, bilimsel liyakatin, düşünce özgürlüğünün ve gençliğin geleceği gasp ediliyor. Ve biz Eğitim-İş olarak diyoruz ki; Bu karanlığa teslim olmayacağız. Üniversitelerimiz bilim değil, rant üreten kurumlara dönüştürülüyor. Akademik liyakat yerine yandaşlık, özgür düşünce yerine itaat dayatılıyor. Üniversiteler apartman dairelerine sıkıştırılmış; akademik kadrolar bilimsel başarıya değil, siyasi yakınlığa göre belirleniyor. Gençlerimiz nitelikli eğitim hakkından, akademisyenlerimiz özgür bilim üretme ortamından mahrum bırakılıyor" diye konuştu.
"Üniversiteler Alarm Veriyor!"
Kale, şunları kaydetti:
"2024/2025 verilerine göre, 129’u devlet, 79’u vakıf olmak üzere 208 üniversitede, 185 bini aşkın akademik personel ve 6,8 milyon öğrenci bulunuyor. Ancak ne yazık ki bu dev sistem artık eğitim ve bilim üretme işlevini yitirmiştir. Bilimsel yayın yapmamış isimler rektör olarak atanırken, ilerici akademisyenler soruşturma, baskı ve sürgünlerle susturulmaya çalışılmaktadır. Vakfı dahi olmayan vakıf üniversiteleri, bir kampüsü dahi olmayan apartman üniversiteleri adeta birer ticarethane mantığı ile işletilmekte ve diploma pazarlayan kurumlar haline gelmiştir. Reklam bütçeleri AR-GE harcamalarını geçen bu kurumlar, akademik ciddiyeti zedelemektedir. Eğitimin hızla ticarileştirilip paralı hale getirilmesiyle milyonlarca gencimiz eğitimden kopmuş, güvencesiz çalışma koşullarıyla emek sömürüsüne maruz bırakılmıştır. 2015-2023 yılları arasında 2 milyondan fazla genç, üniversite eğitimini ekonomik nedenlerle yarıda bırakmıştır. Mezun olan gençler ise mezuniyet sonrası işsizlik ve düşük ücretle karşı karşıya kalmaktadır"
"Rektör atamaları Cumhurbaşkanı'nın iki dudağı arasındadır!"
Rektör atamaları Cumhurbaşkanı'nın iki dudağı arasındadır! Anayasa Mahkemesi'nin rektör atamalarında KHK uygulamasını iptal etmesine rağmen bu karar tanınmamış ve üstüne 56 üniversiteye AYM atamaların Anayasaya uygun hale getirmesi için 1 yıl süre vermişken bu süre içinde mahkeme kararına uygun yasal düzenleme yapılmadan rektör atanmıştır. Bu, sadece bir anayasa ihlali değil, üniversite özerkliğine açık saldırıdır. Üniversitelerde yandaşlara yönelik kişiye özel kadroların açılması adeta normalleşmiştir. Üniversitelere yeterli akademisyen kadrosu da verilmiyor. Araştırma görevlisi sayısı 2022'de 52 binken, 2025'te 39 bine düşmüştür.
"Bütçe var ama üniversitelere yok"
Üniversiteler, liyakat yerine iktidara bağlılık esasına dayalı olarak atanan yöneticiler eliyle adeta siyasallaştırılmış, özgür düşüncenin ve bilimsel üretimin engellenmeye çalışıldığı kurumlar haline getirilmiştir. Söyleşi, anma, eğlence gibi etkinlikler bile çağdışı gerekçelerle yasaklanırken, iktidarın sırtını sıvazladığı gerici yapılar üniversitelerde hâkim hale getirilmiştir. 6 yaşında bir çocuğun evlendirilmesini savunarak pedofiliyi meşrulaştıran Nurettin Yıldız isimli sapkının üniversitelerde konuşturulması, bu ülkenin eğitim sisteminin nasıl bir çöküş içinde olduğunu tescillenmesi olmuştur.
"Öğrencilerin anayasal demokratik hakları yok sayılıyor"
Öğrencilerin anayasal demokratik hakları yok sayılıyor. Öğrencilerin demokratik yollarla haklarını arama girişimleri baskılarla, şiddetle bastırılıyor. Disiplin ve soruşturmalarla cezalandırılan öğrenciler üniversiteden ve KYK yurtlarından uzaklaştırılıyor, haksız yere tutuklanıyor ve eğitim hakları ellerinden alınıyor. AKP iktidarı kendisine boyun eğmeyen, itaat etmeyen üniversite öğrencilerini adeta düşman olarak görmektedir. Bu ülkenin en başarılı öğrencilerini haklarını aradıkları için tutuklamanın hiçbir meşru gerekçesi olamaz.
"Kamu görevlilerinin örgütlenme özgürlüğüne müdahale niteliğinde"
İzmir Demokrasi Üniversitesi’nde bir süredir kamuoyunun ve yetkili kurumların dikkatinden kaçmaması gereken ciddi hukuksuzluklar yaşanmaktadır. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış sendikal haklar, üniversite yönetimi tarafından açık biçimde ihlal edilmekte; sendika üyesi akademik ve idari personel çeşitli baskı yöntemleriyle susturulmaya çalışılmaktadır. Özellikle sendikal faaliyetlere katılımın engellenmesi, toplantı ve bildirim haklarının sınırlandırılması, görev yerlerinin değiştirilmesi gibi uygulamalar, kamu görevlilerinin örgütlenme özgürlüğüne açıkça müdahale niteliğindedir." (ANKA)
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |