İzmir'de Eğitim İş’ten mobbing iddiası!

İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde Eğitim İş üyeleri, Sinancılar Ortaokulu Müdürü Barış Taşkın’a Eğitim Bir Sen yöneticileri tarafından mobing uygulandığını öne sürerek, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Eğitim İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Barış Düdü, “Hakkını aramak isteyen, haksızlığa uğramak istemeyen her öğretmen Eğitim Bir Sen’e üye olmak zorunda mı? Ağzınızdan düşürmediğiniz kul hakkını yiyorsunuz” dedi.

Eğitim İş üyeleri, Kemalpaşa Sinancılar Ortaokulu Müdürü Barış Taşkın’a Eğitim Bir Sen Kemalpaşa temsilcisi ve yönetimindeki iki isim tarafından mobing uygulandığı iddiasıyla Kemalpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasını Eğitim İş İzmir 3 Nolu Şube Başkanı Barış Düdü okudu. Düdü, “Milli Eğitim camiasında bugüne kadar, bu denli, sendikasına göre öğretmen ayrımı yapıldığı dönem görülmemiştir. AKP iktidarı öncesi 18.000 üyeye sahip olan, bugün ise 400 bin civarında üyesi olan Eğitim Bir Sen, Milli Eğitim içinde 'her şeyi ben yaparım, her sorunu ben çözerim' düşüncesiyle kendini bakanlığın da üstünde görmeye başlamış, öğretmenleri 'bizden, onlardan' diye ayrıştırarak, kendi üyelerine menfaat sağlayan, iktidarın memur masası haline gelmiştir. Bu anlayış en tepedeki yöneticisinden, en küçük temsilcilik yöneticisine kadar görülmektedir" dedi. 

Barış Taşkın'ın yaşadıklarını da anlatan Düdü, şöyle devam etti:

“'Her şeye biz hükmederiz' düşüncesindeki sendika yöneticileri 21 Ekim günü Kemalpaşa Sinancılar İlkokulu’na giderek, sağlık sorunlarının olduğunu söyledikleri bir öğretmenin, adeta okul müdürü Barış Taşkın’a emir verircesine, haftalık ders programının yeniden düzenlenmesini, ilkokulda girdiği derslerden muaf tutulmasını istemişlerdir. İsteklerinin yerine getirilmesinin mümkün olmadığını söyleyen okul müdürüne 'Kıvırtmadan konuş', 'Sen bizi salak yerine mi koyuyorsun' vb. söylemlerle bağırarak öğretmenlerin ve öğrencilerin önünde rencide edercesine, aşağılarcasına, itibarsızlaştırmaya çalışmışlardır. Öğretmenlerin ders programları, okulda yapılan 'öğretmenler kurulu' toplantısında öğretmenlerin mazeretleri göz önünde bulundurularak okul idaresi tarafından yapılır. Hiçbir kişinin, kurumun, kuruluşun buna müdahale etme hakkı da, haddi de yoktur. Bu yapılan hem okul müdürünü, hem İlçe Milli Eğitim Müdürünü yok saymaktır. Bir okul müdürüne yasalar, yönetmelikler, genelgeler çerçevesinde talimat verebilecek tek kişi, o okul müdürünün disiplin amiridir. Yani Kemalpaşa'da bu kişi İlçe Milli Eğitim Müdürüdür. Bu konuda kendilerini yetkili gören sendika temsilcileri, hepimizin disiplin amiri olan İlçe Milli Eğitim Müdürünü çiğnediğinin, onun yetkilerini gasp ettiğinin, onu itibarsızlaştırdığının farkında mıdır? Bir öğretmen okulda yaşadığı sorunu üyesi olduğu sendikanın yöneticilerine ilettiğinde, sendika yöneticileri okula gidip okul müdürünü terbiye etmeye kalkmamalı, bu sorun İlçe Milli Eğitim müdürüne iletilip çözüm orada aranmalıdır.”

"Kul hakkı yiyorsunuz”

Sözlerini “Biz okullarda yaşanan sorunları gücü elinde bulunduran sendika yöneticilerinin öğretmen ve okul müdürlerine mobing, taciz gibi uygulamaları ile mi çözeceğiz?" diyerek sürdüren Düdü, şunları kaydetti:

"Eğitim Bir Sen üyesi müdürler okullarda istediklerini yapıyorlar. Bir öğretmen de şikayette bulunduğunda soruşturmayı yapan aynı sendikalı muhakkik olayın üstünü kapatıyor veya şikayette bulunan öğretmen suçlu gösterilip cezalandırılıyor. Bunu geçen öğretim yılında burada yaşadık. Eğitim Bir Sen ilçe temsilcisi şikayet edildi, soruşturmayı aynı sendikalı bir okul müdürü yürüttü. Yani sendika başkanını sendika üyesi yargıladı. Bu soruşturma etik olur mu? Sonuçta yer değiştirme de dahil cezaları alan şikayetçi olan öğretmen oldu. Eğitim Bir Sen üyesi olmayan bir öğretmenin, bir okul müdürünün sorununu çözmek için mücadele etmiyor. Hakkını aramak isteyen, haksızlığa uğramak istemeyen her öğretmen Eğitim Bir Sen’e üye olmak zorunda mı? Ağzınızdan düşürmediğiniz Kul Hakkını yiyorsunuz.”

"Barış Taşkın yalnız değildir"

Sendikaların görevlerinin çalışma koşullarını ve özlük haklarını iyileştirmek, geliştirmek için mücadele etmek olduğunu belirten Düdü, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Sendikaların görevi, üyelerini okul müdürü, müdür yardımcısı, İlçe Milli Eğitim Müdürü, Şube Müdürü yaptırmak değildir. Sendikaların görevi üyelerinin tayinlerini, görevlendirmelerini yaptırmak değildir. Sendikaların görevi, üyelerinin haftalık ders programını, talimatla okul müdürlerine yaptırmak değildir. Bu işleri layıkıyla yapacak olan kurum, Milli Eğitim Bakanlığı ve bakanlığa bağlı İl ve İlçe Milli Eğitim müdürlükleri ile okul müdürleridir. Sendikaların görevleri çalışanların emeğinin karşılığını almak için, çalışma koşullarını ve özlük haklarını iyileştirmek, geliştirmek için mücadele etmektir. Biz Eğitim İş Sendikası olarak tüm çalışanlara, tüm idarecilere sendika ayrımı yapılmadan, adil bir çalışma ortamı sağlanmasını istiyoruz. Bu doğrultuda adil olmayan, doğru olmayan Sinancılar İlkokulu’nda yaşanan bu olayın soruşturulması ve adil olan yargılamanın yapılmasını için, gerekli mercilere hukuki başvurumuzu yapmış bulunmaktayız. Sinancılar İlkokulu müdürü Barış Taşkın yalnız değildir.” (ANKA)