Asena TUNCA/GERÇEKİZMİR - TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Bütçesi’nin görüşmeleri sürüyor. 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasa Teklifi’nin maddelerinin görüşülmesine başlanacak.
Cumartesi günü 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Yasa Teklifi’nin maddeleri oylanacak. Pazar günü de bütçenin tümü üzerinde son konuşmalar yapılacak. 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasa Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Yasa Teklifi’nin oylaması gerçekleştirilecek. Bütçe görüşmeleri tamamlanacak.

MEMUR İŞ BIRAKACAK
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Meclis’teki bütçe görüşmeleri devam ederken 19 Aralık Cuma günü “Tükeniyoruz. Açlık sınırında değil insanca yaşamak istiyoruz” başlığıyla ülke genelinde 200 bin örgütlü kamu işçisi ile iş bıraktı.
Kamu emekçilerinin İzmir'deki eylem adresi ise Konak SGK önü oldu. Büro-İş, Eğitim-İş, Enerji-Sen, Genel Sağlık-İş, Güvenlik-İş, Maliye-İş, Ulaşım-İş, Tarım Orman-İş, Tüm Yerel-Sen, Ulaşım Memur-Sen örgütlü emekçiler "Grev hakkımızı çaldınız. Arkamızdan sela sesi geliyor o Ankara'da dolarları paylaşamayanlar şimdi sesimizi duyarlar" diyerek isyan etti.
Sosyal Güvenlik Kurumu İzmir İl Müdürlüğü önünde toplanan kamu emekçileri basın açıklaması yaptı.
Basın açıklamasını Birleşik Kamu İş İzmir İl Başkanı Barış Düdü okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’na bağlı sendikalar olarak; AKP iktidarının emekçiyi yoksullaştıran, sermayeyi koruyan ekonomi politikalarına karşı insanca yaşam, adil ücret ve hakça paylaşım talebiyle 19 Aralık’ta üretimden gelen gücümüzü kullanıyor, iş bırakıyoruz.
Bugün Türkiye’nin en büyük üçüncü kamu emekçileri konfederasyonu Birleşik Kamu-İş olarak işyerlerimizde değil meydanlardayız. Neden işyerlerimizde değil meydanlardayız?
TİS DEDİKLERİ REZİL TİYATRODA EMEĞİMİZ GASP EDİLİYOR
Adına Toplu Sözleşme dedikleri rezil tiyatroda emeğimizin hakkını gasp edenler, şimdi biz emekçilerin durumunu gözetmeden bütçe yaptıkları için tükeniyoruz.
Nasıl bir yoksulluk sarmalına atıldığımızı, göz göre göre nasıl nefes alamaz hale getirildiğimizi doğruca anlatabilmek için yakın geçmişe bir bakalım:
Halk olarak içine düştüğümüz ağır ekonomik krizin temelleri mevcut iktidar tarafından atıldı. Özelleştirme eliyle Cumhuriyet yadigarı olan fabrikalar, sadece arsalarının bedeli kadar düşük fiyatlara yandaşlara peşkeş çekildi. Ülkemiz üretmeden tüketen bir ülke haline getirildi. “Dolarla mı maaş alıyorsunuz, size ne dolardan” denirken ülkede toplu iğne almak için bile dolar kuru takip edilir hale geldi. Üstüne bir de “faiz sebep, enflasyon sonuç” gibi, kabul gören tüm ekonomi doktrinleriyle çelişen bir zihniyette yıllardır sürdürülen ısrar, ülkede yoksulun daha yoksul zenginin daha zengin olduğu, ekonominin orta direği denen orta sınıfın yok olduğu bu karanlık ekonomik iklimi getirdi.

ASGARİ VE CİVARINDAKİ ÜCRETLER YÜZDE 70'E ULAŞTI
Ülkede asgari ücret genel ücret haline getirildi, asgari ücret ve onun sadece biraz üstü maaş alanlar kayıtlı istihdamın yüzde 70’ine ulaştı. Yani ülkenin çalışan, üreten yurttaşları, en çok vergiyi verip asgari, yani en az ücreti alır hale geldi.
Bu yıl üçüncü büyük kamu emekçileri konfederasyonuolarak bizim de bulunduğumuz Toplu Sözleşme masasında ortadaki ağır tabloyla zerre uyuşmayan, adeta hakaret niteliğindeki zam tekliflerini ifşa etmiştik. Diğer konfederasyonlara “yapısı belli ve hükümetin noteri gibi çalışan hakem heyetine gidip bu hakaret zamlarını meşrulaştırmayın” demiştik.
HAKEM HEYETİNİN ZAM DEDİĞİ UTANÇ RAKAMLARINI TARİH YAZDI
Sonuçta ne yazık ki dediğimiz gibi oldu. Herkesin durduğu yeri de, hakem heyetinin adına “zam” dediği o utanç rakamlarını da tarih yazdı. Eylemler yaptık, masadaki her rezilliği ifşa ettik. O masada verilmeyen ancak ufak kanun değişiklikleriyle kamu emekçisine sağlanabilecek birçok hak için raporlar hazırladık, Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilere bu çalışmalarımızı sunup “Sadece basit kanun değişiklikleriyle kamu emekçisinin içine düştüğü bu darboğazı biraz olsun rahatlatabilirsiniz” dedik.
KAMU EMEKÇİLERİNİN EZİCİ ÇOĞUNLUĞU YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA
Düzenli olarak, TÜİK’in hayal aleminden bildirdiği rakamların aksine çalışmalar yaparak açlık ve yoksulluk sınırının ulaştığı boyutu ortaya koyduk. Bu gerçekleri yetkililere duyurmaya çalıştık.
Bakın Konfederasyonumuzun Ar-Ge birimi KAMU-AR’a göre Kasım 2025 itibarıyla açlık sınırı 30 bin 327 lira, yoksulluk sınırı ise 93 bin 697 lira düzeyinde. Bu ne demek? Bu kamu emekçilerinin ezici bir çoğunluğunun yoksulluk sınırının çok çok altında yaşadığı ve alım gücünün günden güne erimesi nedeniyle açlık sınırına her gün biraz daha yaklaştığı görülüyor demek. Bu gelen daha da rezil ve sefil günlerin ayak sesleri demek. Birileri kendi yarattığı krizin faturasını utanmadan emekçilere ödetmeye çalışıyor demek.

BU PİŞKİNLİĞE 'ARTIK YETER' DİYORUZ
Toplu sözleşme masasında memurun haline kulak vermediler, asgari ücretin belirleneceği masada işçi bile yok, şimdi de halktan alınan vergilerle oluşan bütçeyi, biz emekçileri, halkı görmezden gelerek şekillendiriyorlar. Bu pişkinliğe artık yeter diyoruz!
Bakın üst düzey kamu yöneticilerine vicdanlara sığmayan bir seyyanen zam önerdiler. Ağır tepki verdik, her yerde bunun nasıl bir rezillik ve adaletsizlik olduğunu anlattık. Bir iyileştirme yapılacaksa bunun tüm kamu emekçilerini kapsaması gerektiğini, aksi bir durumun kamu çalışma yaşamındaki gelir adaletsizliğini daha da büyüteceğini, bunu asla kabul etmeyeceğimizi söyledik. Sonrasına hemen geri adım attılar. Oysa söz konusu iyileştirmeyi tüm kamu emekçilerine yaymak, bir kez olsun emekten yana tavır göstermek de mümkündü.
BÜTÇEDE DE EMEK DÜŞMANLIĞINI GÖRÜYORUZ
Şimdi bütçe hazırlanırken de aynı emek düşmanlığını görüyoruz.
Bütçe’de hak yok, halk yok, işçi sınıfı yok, matematik yok, vicdan yok… Sermaye var, yandaşların çıkarları var, zenginin ağzına çalınan parmak parmak ballar var.
Bütçenin yükü dolaylı vergilerle zaten yoksulluktan beli bükülmüş emekçi ve açlık sınırının bile altına atılmış emeklilerin sırtına bindirilirken kamu kaynakları sermaye gruplarına aktarılıyor. Sosyal devlet ilkesi görmezden gelinerek hazırlanan bütçede, halkın refahını gözeten en ufak bir hamle yok.
En zenginlerin sırtı kamu teşvikleri ve vergi sıfırlamalarıyla sıvazlanırken, bu bütçeye göre halk yine en çok vergiyi ödeyip yine en az hizmeti alacak.
Oysa halkın vergileri şirketlerin kâr hanesine değil, yurttaşların ihtiyaçlarına ayrılmalıdır.
Bütçe, halkın ortak kaynağıdır. Bu kaynaktan en büyük pay emekçiler, emekliler, gençler ve engelliler başta olmak üzere yoksul halkımızın tamamına ayrılmalıdır. Bütçe, ekonomi gemisinin rotasıdır; rotası adil ve bilimsel şekilde belirlenmeyen bu geminin daha da derin ekonomik krizlerin kıyısına vuracağı ne yazık ki gün gibi ortadadır.
Biz emekçiler olarak bu olmasın diyoruz!
Artık yeter, yaşayamıyoruz diyoruz!
Sorumlusu olmadığımız bu krizin faturasını ödemeyi reddediyoruz!
İnsanca çalışma şartları ve insanlık onuruna yaraşır ücretler istiyoruz ve alacağız!
Yoksulluk sınırının üstünde maaş istiyoruz!
Sadece ayrıcalıklı bir zümre için zikredilip sonra geri çekilen seyyanen zammın emekçi ve emeklilerin tamamına verilmesini istiyoruz!
Yan ödemelerin tamamının emekli aylıklarına yansıtılmasını istiyoruz.
Gelir vergisinin %15’e sabitlenmesini istiyoruz!
Enflasyon farkının aylık olarak ödenmesini istiyoruz!
Yılda 4 ikramiye istiyoruz!
Kira yardımı istiyoruz!
MİLLİ GELİRDEN ALMAMIZ GEREKEN PAYIN GASPINI KABUL ETMİYORUZ
Kamu emekçisinin umudu olan Birleşik Kamu-İş olarak altını çiziyoruz: Bu iş bırakma eylemimiz bir uyarıdır. Kamu emekçisi, gasp edilen hakları teslim edilmedikçe üretimden gelen gücünü kullanmayı da demokratik hakları çerçevesinde mücadele etmeyi de sürdürecektir.
Nasıl belirlendiği belli olmayan gerçek dışı enflasyon rakamlarını, ekonomik krizin faturasının önümüze koyulmasını, milli gelirden almamız gereken payın gasp edilmesini kabul etmiyoruz!"
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
|||||||
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |











Künye
İletişim
Facebook
Twitter
RSS
Sitene Ekle
Günün Haberleri