POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER GÜNCEL SPOR KÜLTÜR-SANAT DÜNYADAN EKONOMİ TÜMÜ
Salıcı'dan kritik 'adaylık' ve 'liste' açıklaması!
Salıcı'dan kritik 'adaylık' ve 'liste' açıklaması!
İmamoğlu'nun 'Ahmak Davası' istinafta onandı
İmamoğlu'nun 'Ahmak Davası' istinafta onandı
CHP kurultayının iptali talebi reddedildi!
CHP kurultayının iptali talebi reddedildi!
Aziz Yıldırım'dan seçim öncesi flaş açıklamalar!
Aziz Yıldırım'dan seçim öncesi flaş açıklamalar!
19 Eylül 2025 Cuma - 15:54

İşte Soyer'in savunmasının tamamı: Asıl mağduriyet inşaatların durdurulması nedeniyle doğdu!

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZBETON’a yönelik operasyon kapsamında aralarında eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkan Şenol Aslanoğlu'nun da aralarında bulunduğu 11’i tutuklu 65 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Duruşmaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel de katıldı. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer savunmasını yaptı.

İşte Soyer in savunmasının tamamı: Asıl mağduriyet inşaatların durdurulması nedeniyle doğdu!

Asena TUNCA/GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İZBETON’a yönelik operasyon kapsamında 11’i tutuklu bulunan 65 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı.

Mahkemede eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in savunmasına geçildi.

Soyer savunmasında kentsel dönüşüm kapsamındaki inşaatların durması nedeniyle mağduriyet yaşandığını belirterek, "31 Mart 2024 yerel seçimlerinde aday gösterilmemem sonrasında, yeni yönetim tarafından fiilen durdurulan ve nihayet Temmuz 2024’te sözde “Bakanlık Talimatı” nedeniyle tek taraflı olarak iptal edildiği bildirilerek kapısına zincir vurulan inşaatlar, tamiri her geçen gün zorlaşan bir tablo yaratmaktadır" dedi. 

İŞTE SOYER'İN SAVUNMASININ TAMAMI:

“Kooperatifler Daha İyi Bir Dünya İnşa Ediyor.”

Sayın Başkan, Sayın Hakimler,

Cümle bana ait değil ama aynen katılıyorum. Birleşmis? Milletler 2025 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan etmiş, kooperatiflerin küresel etkisini güçlendirmek için de bu temayı belirlemiş.

Biraz ironik belki ama; Bugün bu salonda biz kooperatifçiliği savunurken Sayın Cumhurbaşkanı “Türkiye Kooperatifçilik Stratejik Eylem Planı 2025- 2029 Programını” açıklayacak. Muhtemelen kooperatifçilik eg?itimi ilkokuldan başlayarak yüksek öğrenime kadar her düzeyde müfredata girecek. Bu harika olur. Hiç olmazsa artık kimse mahkeme salonlarında kooperatifçilik ve faydalarını anlatmak, kooperatifçilig?in dolandırıcılık olmadıg?ını savunmak zorunda kalmaz.

80 gündür hapisteyim. Neden özgürlüklerimden mahrum kaldığımı, sevdiklerimden uzaklaştırıldığımı, tek kişilik bir hücrede hayattan koparılmaya çalışıldığımı düşünüyorum.

İddianamedeki 4-5 iddianın ana hattını oluşturduğunu görüyorum. Her biri benden daha iyi hukukçular olan avukatlarım, İZBETON Yönetim Kurulu Başkanı ve üyeleri olarak, kooperatiflerle yapılan protokollerde geç imza atmıs? olmamızın neden hukuka uygun oluğunu, kooperatiflerle yapılan anlaşmaların neden karma bir sözleşme sayılması gerektig?ini, hak sahiplerine ödenmis? ve ödenecek kira bedellerinin neden kamu zararı sayılamayacağını, neden nitelikli dolandırıcılık suçunun hiçbir unsurunun oluşmadığını gerekçeleriyle beraber takdirinize sunacaklar.

Ben de hukuku onlara bırakıp, hangi niyet ve kastla hareket ettiğimizi, hangi sosyolojik ve toplumsal hakikatler ve gerekçelerle arkadaşlarımla birlikte serbest bırakılmamızı talep ettig?imi ortaya koymaya gayret edeceg?im. Sanıyorum 35 dk’yı aşmayacağım

Ankara Hukuk Fakültesi’ndeki hocamız Metin Günday’ın sözü hala kulaklarımda çınlar: “Hukuk vicdanın yazılı halidir.”

Dilerim bu çabalarımız, vereceg?iniz kararın objektif, adil ve vicdani olmasına katkı yapar.

Sayın Başkan, Sayın Hakimler,

Kooperatif insanların ortak bir ihtiyacı karşılamak veya ortak bir amacı gerçekleştirmek için kendi iradeleriyle bir araya gelip oluşturduğu organizasyondur. Sayın heyet mutlaka sizin de aile büyükleriniz içinde ya da tanıdıklarınız arasında kooperatif üyesi olanlar vardır. Mutlaka kooperatiflere aşinasınız.

Ama yine de kısa bir tarihsel özet yapmak istiyorum.

İlk örnekleri Sanayi Devrimi ertesinde 1850’lerde İngiltere’de ortaya çıkmıŞ. Bir bölüm düŞünür kooperatifçiliği sosyal demokrasi ile buluştururken, bir bölümü, kapitalizm ile sosyalizm arasında bir orta yol olarak değerlendirmisş

Aynı yıllarda Mithat Paşa öncülüğünde, Osmanlı köylüsünü tefeciden kurtarmak ve ortak finansman yaratmak için “Memleket Sandıkları” kurulmuş. Kökenlerini, geleneksel imece – ahi – lonca – vakıf temelli dayanışma kültüründen alan kooperatif hareketi, devlet destekli üretim birlikleri şeklinde gelişmiş. Memleket Sandıkları daha sonra Ziraat Bankasına dönüşmüş.

Atatürk daha Cumhuriyet ilan edilmeden hatta Kurtuluş Savasşı zaferle sonlanmadan çok önce, 27 Eylül 1920’de TBMM’ye “Kooperatif Şirketler Kanunu Tasarısını” sunuyor ve Mecliste kabul ediliyor.

Atatürk “Kooperatif şirketlerin ülkemizde de kurulmaları ve çog?almaları milletimiz için bas?lı bas?ına bir iktisadi zafer olacaktır.” diyor.

1935 yılında CHP Programı 4. Büyük Kurultay tarafından kabul ediliyor. Programın 10. Maddesi “Partimiz kooperatifçiliği ana prensiplerinden sayar, kooperatiflerin kurulmasına ve çoğalmasına önem verir” diyor.

Kooperatifçilik Cumhuriyet’in ilk yılarında önemli bir sermaye birikim biçimi olarak görülüyor.

II. Dünya Savaşından sonraki büyük yıkım nedeniyle Avrupa’da konut kooperatifçiliği devlet destekli bir politika haline geliyor.

1950’lerde Türkiye, sanayileşme ve kapitalistleşme sürecinin gelişmesiyle yoğun bir şehre göç ve gecekondulaşma gerçeğiyle yüzlesiyor.

1960’a kadar Emlak ve Kredi Bankası ile Sosyal Sigortalar Kurumu, kooperatif kredileri veriyor. Daha sonra OYAK da devreye giriyor.

1961-1980 döneminde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile belediyelerin konut kooperatiflerine ortak olmasının önü açılıyor ve konut kooperatifçiliği yasal düzenlemelerle daha kurumsal bir niteliğe kavuşuyor.

Nihayet bu kurumsal altyapı ile Ankara Belediyesi öncülüğünde Kent Koop kuruluyor. 1979’da faaliyete başlayan kooperatif, Batıkent Projesini gerçekleştirip, 30 bine yakın konutun imalatını tamamlıyor.

1984 yılında 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu ile Toplu Konut Fonu olus?turuluyor. Fon, Genel Bütçe dıs?ına alınıp, çok zengin gelir kaynaklarına kavuşturuluyor. Bu dönemde kurulan TOKI?, bu fonu kullanarak 2002 yılına kadar 950.000 konuta finansman desteği sağlıyor.

ÖZFATURA VE ÇAKMUR ÖRNEĞİ!

Gelelim İzmir’e; Toplu konut imalatında kooperatifçilik izmir’in tarihinde, kültüründe önemli bir yer taşıyor. 1984-1989 tarihleri arasında Burhan Özfatura’nın ilk döneminde, Ege-Koop adıyla kurulan kooperatifler Birliği, bünyesindeki 41 kooperatif ve 8500 ortakla 8500 konutun imalatını basşlatıyor.

1989-1994 yılları arasında görev yapan Yüksel Çakmur başka partiden olmasına rağmen neyse ki; Burhan Özfatura’yı dolandırıcılıkla suçlamayıp, kamuda devamlılık esastır diyor inşaatları durdurmuyor devam ettiriyor.

Sonuç olarak, 1984-2000 yılları arasında kooperatif ve I?zmir Belediyesi is?birlig?iyle 40.000 üzeri konut ins?a edilip hak sahiplerine teslim ediliyor.

***

2002 sonrasında büyük bir değişiim yaşandı. TOKİ, sosyal konut ve konut kooperatifçiliği iradesini bir tarafa bırakarak, inşaat sektörünü şekillendiren bir misyon üstlenmeye başladı. Başbakanlığa bağlı özel statülü bir kurum haline getirildi.

Kamu İhale Kanunu kapsamından çıkarıldı, SayıŞtay denetiminin dışında tutuldu ve Devlet Denetleme Kuruluna tabi hale geldi. TOKİ; başlangıçta sosyal devlet misyonunu üstlenmişti ancak hayatın akışı böyle gerçekles?medi ve bir sermaye aktarım mekanizması işlevi görmeye başladı.

Sayın Hakimler,

Bu değerlendirmeler subjektif görüşlerim değil. İki sayısal veriyle 2002-2024 tarihleri arasındaki değişimin nereden nereye vardığını, söylediklerimin nasıl gerçeğe dönüştüğünü ortaya koymak isterim.

Birinci veri: TUİK’in yayınladığı “Yapı Kullanma İzni Belgesi İstatistiklerine” göre, 2002 yılında kooperatifler tarafından imal edilen binaların sayısı toplamın %31,97’si iken yani konutların 3’te biri kooperatif eliyle yapılırken bu oran 2024 yılında %1.15’e düs?müs?. Özel sektör ise 2002’de %66.71 iken 2024 yılında %93.10’a çıkmıi.

İkinci veri: Yine TUİK verilerine göre, Türkiye’de kendi evinde oturanların oranı 2002 yılında %73 iken 2024 yılında bu oran %56.13’e düşmüş

Kısaca insanlar bir yandan yoksullaşırken bir yandan da konut barınma hakkı olmaktan çıkmış, yatırım aracına dönüşmüs?.

Oysa 1948’de kabul edilen Birleşmiş Milletler I?nsan Hakları Evrensel Beyannamesi, barınma hakkını temel insan hakları arasında saymıs?tır. Hatta barınma hakkı dig?er temel hakları altında toplayan bir “çatı” olarak kabul edilmis?tir.

2019’da Belediye Bas?kanı seçildikten sonra daha ilk aylarda I?zBB bünyesinde “Deprem ve Afet Daire Bas?kanlıg?ı”nı kurdurdum. Çünkü, I?zmir’in bir deprem s?ehri oldug?unu ve yapı stog?unun maalesef çok eski oldug?unu biliyordum.

İZMİR DEPREMİ ÖRNEĞİ

Korktug?um bas?ımıza geldi ve I?zmir’e 70 mil uzaklıkta, Ege Denizi’nde meydana gelen bir deprem I?zmir’de 118 canımızı aldı.Enkaz bas?ında geçen günleri ve geceleri asla unutamadım. I?zmir merkezli bir depremde çok daha büyük kayıplar yas?anabileceg?i ihtimali o günden itibaren kabusum haline geldi. 30 Ekim depreminden sonra bütün öncelig?im Deprem ve afetlere dirençli bir kent yaratma hedefi oldu.

O dönem depremzedeleri çadırdan kurtarmak için bas?lattıg?ımız “Bir Kira Bir Yuva” kampanyasıyla I?zmir’de büyük bir dayanıs?ma gerçekles?tirdik ve depremzedelere nakdi destek sag?ladık.

Bu yeni ve yaratıcı çözümü 6 S?ubat depremi sonrasında da hayata geçirdik. Ve yine belediyenin cebinden tek kurus? çıkmadan Türkiye’den hatta dünyanın her yerinden insanların katkısıyla toplanan 330 milyon lira ile 33.000 depremzede aileye nakit destek yarattık.

Deprem öncesinde, deprem sırasında ve deprem sonrasında neler yapılması gerektig?i ile ilgili onlarca proje hayata geçirdik. O arada Kentsel Dönüs?üm Daire Bas?kanlıg?ını da Deprem ve Afet Daire Bas?kanlıg?ı’na bag?layarak deprem öncelikli bir bakıs? açısını hakim kılmaya çalıs?tım.

Yapı Stog?u çalıs?malarında I?ns?aat Mühendisleri Odasıyla, mikrobölgeleme ve depremsellik çalıs?malarında 10 üniversiteden 84 akademisyenle is?birlig?i yaptık. I?zmir’in on yıllar önce çıkartılmıs? fay haritalarını güncelledik.

Prof. Dr. Naci Görür hocamızın söyledig?i gibi her biri “Türkiye’ye örnek olan” bu hamleleri burada anlatıp vaktinizi almayacag?ım. O nedenle dosya konusuna, Kentsel Dönüs?üm meselesine geleceg?im.

Depremden 19 gün sonra 18 Kasım 2020’de I?zmir Büyüks?ehir Belediyesi meclisi olarak 10 yıldır bekleyen kentsel dönüs?üm sorunu ile ilgili tarihi bir adım attık ve oybirlig?iyle yani CHP, AKP, MHP, I?YI? parti oylarıyla bir Meclis Kararı aldık. Bu karar ile 6306 sayılı Kanun’un 8. Maddesi uyarınca I?zBB ve belediyemiz s?irketi olan I?ZBETON arasında yapılan protokol oybirlig?iyle kabul edildi.

Böylece 10 yılı as?kın süredir evlerini bekleyen hak sahiplerinin oldug?u ve tamamen kilitlenmis? kentsel dönüs?üm süreçlerini tekrar bas?latmıs? olduk. Dig?er taraftan bazı kentsel dönüs?üm ihalelerine I?ZBETON s?irketini sokarak, müteahhitleri ihaleye girmeye tes?vik ettik.

Örneg?in Ege Mahallesi 1. Etap, Örnekköy 2. Etap, 5. Etap ve Gaziemir Aktepe- Emrez 2. Etap kentsel dönüs?üm alanları ihalelerine I?ZBETON’u soktuk ve ihaleler müteahhitler üzerinde kaldı.

Görev sürem içerisinde, önceki dönem bas?layan Uzundere 2. Etap ve Örnekköy 1. Etap ins?aatlarını tamamladık.

I?halesini gerçekles?tirdig?imiz Örnekköy 2. Etabın da ins?aatını bas?latıp bitirdik ve hak sahipleri güvenli konutlarına geçtiler.

Toplam 1150 anahtar teslimi gerçekles?tirdik, 1575 bag?ımsız birimin imalatı müteahhitler eliyle bu kapsamda devam ediyor.

Depremden sonra çaresiz kalan binlerce orta hasarlı binanın yıkılıp yeniden yapılmasını mümkün kılacak bir kooperatifçilik modelini “Halk Konut”u o günlerde hayata geçirdik.

Türkiye’de ilk defa bina ölçeg?inde dönüs?ümü bas?lattıg?ımız bu model ile kooperatifles?en bina sakinleri kendi evlerinin dönüs?ümünü sag?layabildiler. 1350 ailenin kooperatifles?tig?i bu modelde son olarak geçtig?imiz hafta 120 aile yeni binalarının ins?aatını tamamladı. 2025 sonunda 5 kooperatif ins?aatının da bitmesiyle 160 aile daha güvenli konutlarına yerles?ecekler. “Halk Konut” projemiz 6 ülkede aras?tırmalara konu oldu. Bu ay bas?ı, biz cezaevindeyken modelin tüm dünyada uygulanabilirlig?ini sag?lamak için çalıs?an Japonya Yokohama Üniversitesinden aras?tırmacılar I?zmir’e gelip incelemelerde bulundular.

Ortaya koydug?umuz bas?arı hikayesi, kentsel dönüs?ümde kooperatifçilik modelini uygulamamız konusunda bizi cesaretlendirmis?ti.

Bu Model her türlü hukuki tartıs?maya rag?men, çok sag?lam hukuki temeller üzerine oturan, müteahhit karını ortadan kaldıran, en düs?ük maliyetlerle ins?aat yapılmasını mümkün kılan, s?enaf, hesap sorulabilir, katılımcı, demokratik bir modeldir.

Bu modelin; ins?aatlardaki gecikmeler ya da hak sahiplerine yapılan kira ödemelerinin kamu zararına sebep olması gerekçe gösterilerek suçlanması, itibarsızlas?tırılması memleketimizin ve s?ehrimizin gerçekleriyle bag?das?mayacaktır.

Depreme dirençli bir kent, depreme dirençli bir ülke yaratmak için verilmesi gereken mücadeleyi zayıflatacaktır.

Bu model bazı sorulara cevap aradıg?ım için ortaya çıkmıs?tır. Kendi kendime sordug?um bu soruları sizlerle de paylas?mak istiyorum.

Birinci soru - 1 - I?zmir nüfusunun %70’inin yani yaklas?ık 670 bin binada yas?ayan insanın depreme dayanıksız konutlarda yas?adıg?ını bile bile, TOKI?’nin yaptıg?ı 5-6 bin konutla teselli bulup bir kenara mı çekilseydik?

Burada bir parantez açmak isterim.?Sayın Cumhurbas?kanı’nı yanlıs? bilgilendirmis?ler. TOKI?’yi geçmek iddiasıyla bu is?e kalkıs?tıg?ımızı ifade etti kendileri. Bu dog?ru deg?il.?Biz, bizden önce bas?latılan ve bizim sorumlulug?umuzda olan kentsel dönüs?üm alanlarında tıkanmıs? bir süreci kooperatif modeliyle as?maya çalıs?tık. Üzerimize düs?eni, yani yasanın üzerimize yükledig?i görevi hukuka uygun s?ekilde yapmaya çalıs?tık.

I?kinci soru - 2 - Müteahhitlerin girmedig?i kentsel dönüs?üm ihaleleri sonrasında “biz vazifemizi yaptık, girmedilerse ben ne yapayım” deyip arkamıza mı yaslansaydık?

Üçüncü soru - 3 - Fay hatlarının yerlerini deg?is?tiremeyeceg?imize göre, mutlaka bir gün yas?anacak bir büyük felakette on binlerce insanın ölmesini bir kadermis? gibi beklemeyi mi tercih etseydik?

Dördüncü soru - 4 - Bu tevekkül ve rehaveti bir kenara bırakıp; vatandas?, belediye, hükümet is?birlig?iyle yeni, büyük, kapsayıcı çözümler üretmeye biz bas?layalım dedik, demese miydik?

Sayın Mahkeme Heyet,;

Delil olarak mahkemenize ibraz ettig?im “Söz Verdik Yaptık” kitabında da göreceg?iniz gibi, ben, göreve gelmeden önce vaat ettiklerimin %87’sini yapmakla gurur duyan bir bas?kan oldum.

Kentsel Dönüs?üm de o vaatlerim arasındaydı ve 30 Ekim Depreminden sonra bu mesele çok daha büyük bir aciliyet ve önem kazandı. Göreve geldig?imde kentsel dönüs?üm alanları olarak belirlenmis? yerlerde belediyenin ofisleri açılmıs?, projelerin çizimi, hazırlıg?ı yapılmıs?, hak sahipleriyle uzlas?malar bas?lamıs? durumdaydı.

Ancak 10 yıl önce bas?layan bu çalıs?malar müteahhitlerin karlı görmemeleri nedeniyle ihalelere girmedikleri için yürümüyordu. Kamuda devamlılık esas diyerek yeni alanlarda çalıs?mak yerine öncelikle mevcut alanlardaki sorunları çözmemiz gerektig?ine karar verdim.

Çözüm için müteahhitlerle birçok görüs?me yaptık, hatta mevcut projelerde meclis kararı alarak tadilat yapıp uzlas?ma süreçlerini güncelledik ancak ihalelere giren yine de olmadı.

Kilitlenmis? kangren olmus? bu meseleyi çözmek için denenmemis?, yeni yaratıcı ve hukuka uygun çözümler bulmak zorundaydım ve bu nedenle elimi tas?ın altına sokmaya karar verdim.

Anlas?ılan o ki; hukuk sistemimiz vaatlerini yerine getirmeyen seçilmis?lerle, kamu yöneticilerine herhangi bir cezai sorumluluk yüklemiyor. Ama durumdan vazife çıkartıp, yeni yaratıcı yöntemler bulmaya gayret eden ve elini tas?ın altına sokanları anetmiyor.

Sayın Mahkeme Heyet,,

I?ddia makamının iddianamede ifade ettig?i gibi, ben ve arkadas?larım bu süreçlerde kis?isel bir çıkar ya da menfaat elde etmedik. Kooperatif ortaklarına ya da üçüncü bir s?ahsa da menfaat sag?lamadık.

Emniyet Müdürlüg?ü’nde; bana artarda sorulan onlarca ismi tanımadıg?ımı söylemis?tim. Daha sonra o isimlerin kooperatiflerin yöneticileri ya da onların is? verdig?i s?irket temsilcileri olduklarını söylediler.

Sayın Bas?kan; bu durumda ortaya s?öyle bir tablo çıkıyor. Buraya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum;

Ben I?zmir Büyüks?ehir Belediye Bas?kanı olarak, Türkiye’nin birçok bakanlıg?ından büyük bütçeye sahip büyüks?ehir belediyesinin ilgili daire bas?kanlarını, bürokratlarını aldatıyorum. Yetmiyor, büyüks?ehir meclis üyelerini aldatıyorum. Yetmiyor, Dünya Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı gibi uluslararası finans kurulus?larını aldatıyorum ve binlerce kis?iyi, herkesin gözünün içine baka baka hile ve desise ile kandıracak bir tezgah, bir oyun kuruyorum.

Bu kadar çetrefilli ve alengirli bir oyunu kendim için de kurmuyorum, çünkü az önce söyledig?im gibi iddianame “kis?isel çıkar ve menfaat yok” diyor.

Peki bu oyunu kimin için kuruyorum? I?s?te orada büyük bir sorun var.!

Çünkü lehlerine dolandırıcılık yaptıg?ım iddia edilen 3. kis?ilerle hiç tanıs?mamıs?ız yani onları hiç tanımıyorum.

Bu durumda varsa dolandırıcılık suçu, bu suçun hangi maksatla, kimin için is?lendig?i sorusu cevapsız kalmıyor mu?

Bu sorunun cevabı yoksa bırakın hukuka uygunlug?unu iddianın rasyonalitesinden söz edilebilir mi?

Sayın Bas?kan haddimi as?tıg?ımı düs?ünmeyiniz ama varsa böyle bir insanın, hapishaneye deg?il, tımarhaneye kapatılması gerekir.

Bizim bütün kastımız, bas?ından itibaren büyük bir çıkmaza girmis? kentsel dönüs?üm süreçlerini tamamlamaktı. Bas?ka da bir derdimiz yoktu.

Olus?turdug?umuz modelin uygulanmasında onu hayata geçirmeye gayret edenlerle onu engellemek isteyenler arasında çatıs?malar ortaya çıktı. Bu çatıs?malar hayata geçirmek isteyenlerin eksik ve kusurları ve engellemek isteyenlerin gücü ve kudreti nedeniyle büyüyerek buraya kadar tas?ındı.

Ancak içinde bulundug?umuz kos?ulların ag?ırlıg?ını da göstermek için yine de birkaç rakam vermek isterim.

TÜI?K ins?aat maliyet endeksi verilerine göre 2024 yılında 2020 yılına göre ins?aat maliyetleri %681 oranında artmıs?.

Çevre S?ehircilik I?klim Deg?is?iklig?i Bakanlıg?ının yayınladıg?ı yapı yaklas?ık birim maliyetleri ise %1047 oranında artmıs?.

Ekonomik krize paralel olarak bas?layan savas?lar, pandemi, 6 S?ubat depremi gibi olag?anüstü gelis?melerin ins?aatların hızını etkileyen sonuçlar ortaya çıkardıg?ını vaat edilen tarihlerde sapmalara sebep oldug?unu, dolayısıyla illiyet bag?ını ortadan kaldırdıg?ını söylemek isterim.

Yani; bizim modelimizin eksiklerinden kusurlarından çok, ins?aat birim maliyetlerinin 3 yılda 10 misli artmıs? olmasının ve yas?anan krizlerin gecikmeye sebep oldug?u görmezden gelinemeyecek kadar açıktır.

Eg?er projemizdeki gecikme ve aksaklık suç kabul edilecekse örneg?in TOKI?’nin Aliag?a’da, Zeytinburnu’nda, Tuzla’da bas?lattıg?ı kentsel dönüs?üm modellerinin çok daha uzun yıllara yayılan gecikmeleri göz önünde alındıg?ında suçsuz kentsel dönüs?üm sorumlusu bulmak imkansız hale gelebilir.

"MAĞDURİYET İNŞAATLARIN DURDURULMASI NEDENİYLE DOĞMUŞTUR"

Uyguladığımız modeldeki asıl büyük mağduriyetler, inşaatların durdurulması nedeniyle doğmuştur.

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde aday gösterilmemem sonrasında, yeni yönetim tarafından fiilen durdurulan ve nihayet Temmuz 2024’te sözde “Bakanlık Talimatı” nedeniyle tek taraflı olarak iptal edildiği bildirilerek kapısına zincir vurulan inşaatlar, tamiri her geçen gün zorlaşan bir tablo yaratmaktadır.

Bakanlıkların yerel birimlerinin, belediyeler üzerinde bir hiyerarşik üstünlüğü yani bir emir-komuta zinciri yoktur. Her kurumun kendine özgü mevzuatı vardır.

Daha 2009’da Seferihisar’da belediye bas?kanlıg?ımın ilk senesinde, Türkiye’de belediye eliyle ilk üretici pazarını açmaya karar verdig?imizde, ilgili bakanlık birimi, burada “vergi kaçag?ı” olur gerekçesiyle pazarı açamayacag?ımızı bildirmis?ti. Biz de aras?tırdık, çalıs?tık, hem hukuka hem kamu menfaatine uygun oldug?unu düs?ünerek o pazarı açtık. I?yi ki açmıs?ız. Ardından Türkiye’nin her yerinde o pazarlar pıtrak gibi açılmaya bas?ladı ve hem üreticimiz nefes aldı hem de tüketici en sag?lıklı ürünlerle bulus?tu.

Daha sonra 15 yıllık belediye bas?kanlıg?ı görevim sırasında özellikle imar konularında bakanlıklarla defalarca farklı görüs?lere sahip olduk ve bazen uyarak bazen uymayarak kamu menfaatine ve hukuka uygun oldug?unu düs?ündüg?ümüzü yapmaya devam ettik.

I?ns?aatların durdurulması ancak ve ancak mahkeme kararı ile olabilecekken; üstelik, I?zbb Hukuk Müs?avirlig?i’nin “devam edilmesinde hukuki bir engel olmadıg?ını” belirten hukuki görüs?ü ortadayken, I?zbb mevcut yönetimi, Çevre S?ehircilik I?l Müdürlüg?ü’nün 1 yıl önceki yazısını gerekçe göstererek “Bakanlık talimatı” diyerek ins?aatları durdurma kararı vermis?tir.

Benim görev sürem bitene kadar hiçbir kooperatif yapılan protokoller, sözles?meler ile ilgili hiçbir adli süreç bas?latmadı. Ve görev sürem devam etseydi s?uan bazılarında anahtar teslimi yapmıs? bazılarında sona yaklas?mıs? olacaktık.

Maalesef durdurma iradesi bir yandan kooperatif ortakları için bir hukuki kördüg?üme dönüs?ürken bir yandan da örneg?in Uzundere 3 ve 4 etaplarda 15 yıla uzanan mag?duriyetlerin daha da uzaması anlamına gelmektedir.

Bu karanlık tablo kars?ısında yapılacak s?ey son derece net ve basittir;

I?zBB, I?ZBETON ve kooperatifler yöneticileri deg?is?se de kurumsal olarak mevcudiyetlerini korumaktadırlar. Meclis kararları ve protokoller varlıklarını sürdürmektedir. Bu nedenle süreçler devam ettirilmeli ve dönüs?üm tamamlanmalıdır.

Sayın Bas?kan, Sayın Hak,mler,

Kapitalizm, gelir dag?ılımındaki adaletsizlig?i akıl almaz boyutlara getirmis?tir. Dünyanın ürettig?i zenginlig?in yarısından fazlası, yalnızca yüz kis?iden az bir azınlıg?ın elinde toplanmıs?tır.

Türkiye’de de orta sınıf kaybolmus?, milyonlar büyük ekonomik sıkıntılar çekerken çok küçük bir azınlık zenginlig?ini arttırmaya devam etmis?tir.

Birles?mis? Milletler bu vahs?i düzeni dizginlemek için adeta bir can simidi olarak gördüg?ü kooperatifçilig?e sarılmıs?tır. Çünkü kooperatifçilikte, küçük katılım payları birles?erek büyük kaynaklara dönüs?ür. Böylece yaratılan ekonomik düzenin denge unsurları haline gelir.

Halkın katılım paylarını birles?tirerek, ekonominin öznesi haline gelmesine “ekonomik demokrasi” deniyor. Ekonomik demokraside kooperatifler halkın kendi kaderini ekonomik anlamda tayin edebileceg?i en güçlü dayanıs?ma modellerinden biri oluyor. Kooperatiflerde tüm kararlar ortakların ortak kararı ile alınıyor, tüm kararlar her ortak tarafından denetlenebiliyor, her bir kararın hesabı sorulabiliyor.

Nitekim iddia konusu olan kooperatiflerde de bu denetim mekanizmaları is?ledi ve kooperatif genel kurulları yöneticilerini ibra etti.

Muhtemelen Sayın Cumhurbas?kanı da bugünkü konus?masında kooperatifçilig?in neden bu kadar önemli oldug?unu anlatacaktır.

Kooperatifçilig?e ve ekonomik demokrasiye içtenlikle inandıg?ım için, hiç olmazsa yerelde refahın adil paylas?ımına destek olabilmek adına; Ulas?ımda kooperatifçilik demek olan I?ZTAS?IT modelini I?zmir’in her ilçesine yaymaya gayret ettik, sokak toplayıcılarını kooperatifles?tirerek güçlendirdik, kadınların kooperatiflere katılımını destekledik, tarımda kooperatiflere verilen desteg?i mümkün olan en üst seviyelere çıkarttık.

Sayın Bas?kan, Sayın Hak,mler,

Sözlerimi bitirmeden önce, kentsel dönüs?üm ve konut kooperatifçilig?inin geleceg?i ile ilgili birkaç hususu daha takdirinize sunmak isterim.

Sadece I?zmir’de 670.000 bina mevcut yönetmeliklere göre depreme dayanıksız.

Bu duruma bas?at olarak insanlar giderek yoksullas?ıyor. Emeklilikte ev sahibi olmak hayali giderek kayboluyor. Nitelikli, güvenli konutlara eris?im sadece küçük bir azınlıg?ın ayrıcalıg?ına dönüs?üyor.

Maalesef küresel bir kriz haline gelen barınma hakkı konutun bir yatırım aracına dönüs?mesiyle artık en öncelikle ele alınması gereken sorunlardan biri haline gelmis?tir.

Türkiye’nin %70’den fazlası asgari ücret veya altında bir ücretle hayatını sürdürüyor.

Çevre S?ehircilik ve I?klim Deg?is?iklig?i Bakanlıg?ı’nın geçen ay tanıtımını yaparak bas?lattıg?ı Damla Kent Konutları Gayrimenkul Sertifikası projesi var. Bilmiyorum duydunuz mu? 1+1 67 m2 bir konutun fiyatı 4.8 milyon lira. Yani asgari ücretli bir vatandas?ın böyle bir ev sahibi olabilmesi için 18 yıl maas?ının tamamını son kurus?una kadar buraya yatırması gerekiyor.

Kaldı ki; O paranın da biraz ne olacag?ı meçhul galiba çünkü 1 ay önce borsada halka arz edilen gayrimenkul sertifikası birim fiyatı 7,59’du, 1 ay içinde 6 liranın altına düs?tü.

Tekrar bas?a dönersek, bu ülkenin nüfusunun en az %70’i için 1+1 bir kulübe bile eris?ilemez durumda. Bu sorun artık hiçbir kurumun tek bas?ına çözüm üretemeyeceg?i bir noktaya eris?mis?tir.

Bu nedenle Devletin, hükümetin ilgili birimlerinin, belediyelerin, meslek odalarının, sivil toplum kurulus?larının ve toplumun öz gücünü ortaya çıkartacak kooperatiflerin ortak bir irade ile bulus?ması ve ortak kaynak havuzları olus?turmaları gerekmektedir.

Bu büyük mutabakatı mümkün kılacak yasal düzenlemeler ve söz konusu kaynak havuzları yaratılmazsa toplu intihar ya da toplu katliam denilebilecek sonuçlardan kaçınmak mümkün olmayacaktır.

Sayın Bas?kan, Sayın Hak,mler, Sözlerimin sonuna geldim

I?çis?leri Bakanlıg?ı Mülkiye Bas?müfettis?lig?inin 31/07/2024 tarih ve 51/8 sayılı raporun sonuç bölümünde kooperatifler ile yapılan sözles?melerde I?ZBETON AS?’ye III. Etap’tan 4 tane, IV. Etaptan ise 2 daire bırakıldıg?ı, I?ZBETON AS?’nin bu is?ten herhangi bir kârının olmamasının hayatın olag?an akıs?ına aykırı oldug?u (I?ddianame syf 68i ifade ediliyor.

I?ZBETON’un bir belediye s?irketi olarak kar amacı gütmeden kamusal hizmet üretmesinin hukuka uygunlug?u bir tarafa;

Müfettis?lerin ve benim hayatın olag?an akıs?ına bakıs?ımızın çok farklı oldug?unu anlıyorum. Ben bugün dünyanın sürüklendig?i olag?an akıs?ın hepimizi toplu halde trajik bir yere sürükledig?ini düs?ünüyorum.

O nedenle;

Hayatın bahsedilen olag?an akıs?ına uygun davranmadım, çünkü o akıs?ın yüzbinleri yıkıma götüreceg?ini gördüm.

Ve bu akıs?a seyirci kalınırsa, yoksulların, is?çilerin, memurların, emeklilerin asla ev sahibi olamayacag?ını anladım.

Hayatın o olag?an akıs?ına uygum davransaydım ne I?ZBETON 6 daire için büyük yüklerin altına girerdi, ne de biz bugün hapiste olurduk.

Bazen hayatın olag?an akıs?ına kars?ı çıkmak suç sayılır. Hatta bazıları, o kars?ı çıkıs?larının bedelini canlarıyla ödemis?lerdir.

Örneg?in 103 yıl önce; “Sen bas?la bitiren bulunur” diyerek is?galcilere ilk kurs?unu sıkan Hasan Tahsin, hayatın olag?an akıs?ına uygun davransa, o kurs?un da sıkılmayacak, kendisi de s?ehit olmayacaktı.

Ya da onun bas?lattıg?ı direnis?i zaferle bitiren hakkında idam fermanları çıkartılan Mustafa Kemal hayatın olag?an akıs?ına rıza gösterse bugün savunmalarımızı yunanca yapmak zorunda kalabilirdik.

Hayatın olag?an akıs?ına kars?ı çıkanlar genellikle o akıs?ın hayatı nasıl kötü bir noktaya sürükledig?ini görüp buna rıza göstermeyenler arasından çıkar. Rahatları kaçsa da suçlanacaklarını bilseler de o tutumlarından vazgeçmezler. Çünkü o kars?ı çıkıs?ın sebebi olan vicdan ve onur kendi hayatlarından bile kıymetlidir.

“Evlat sana soyadımı miras bırakıyorum” diyen babamın izinde hep onurumu koruyarak ve vicdanımın sesini dinleyerek yas?adım.

15 yıllık belediye bas?kanlıg?ım sırasında dev bütçeler yönettim, I?zmir tarihinin en büyük yatırımı Buca Metrosunu ben bas?lattım. Hem de pandemi döneminde, yurtdıs?ından 3,2 faizle 4 yıl geri ödemesiz 12 yıl vadeyle 4 bankayı bir araya getirip bir sendikasyon kredisi yaratarak 490 milyon euro getirdim. Bugünün parasıyla neredeyse 24 milyar lira ediyor.

Belediye bütçesinin %40’a yakınını her yıl yatırıma harcayarak, yurtdıs?ından kaynak yaratarak 5 yıl içinde onlarca hizmeti kamuya kazandırdık. 1. Milyar euro yurtdıs?ından düs?ük faizli yatırım finansmanı sag?ladık.

5 yılda hayata geçirdig?imiz yatırımların yaklas?ık tutarı 2,1 milyar euro yani bugünkü kurla yaklas?ık 102 milyar tl ediyor.

Aldıg?ımız 700 üzeri otobüs, tamamladıg?ımız metro ve tramvay ins?aatları, açtıg?ımız 5 fabrika bunlardan sadece bazıları...

Bu süreçlerde defalarca denetlendim sorus?turuldum. Adeta mercekle kusur aranan tüm bu sorus?turmaların hepsinden aklandım.

Ne aldatma kastı ne tek kurus? menfaat temini ile ilgili tek bir kusur, tek bir husus tespit edilemedi. Çünkü hayatım boyunca kimseyi aldatmadım, tek kurus? haksız menfaat elde etmedim, kimseye haksız menfaat sag?lamadım.

Siyaseti de güç için deg?il insan için, bu memlekete hizmet için yaptım. Siyasetin hayatı dönüs?türme sanatı oldug?una inandım, tek derdim bu kısacık hayatta iyi bir iz bırakmak ve bu memlekette faydalı olmaktı... Daima algı operasyonlarını, ayak oyunlarını yok sayarak ve daima cesur adımlar atarak yürüdüm. Asla mazeret üretmedim daima çözüm ürettim.

Anlayacag?ınız hiçbir zaman herkesin kafasındaki o siyasetçilerden biri olmadım.

Bu dava konusu süreçlerde de gizli saklı hiçbir s?ey yapmadım. Tüm süreçler Meclis’ten bas?layarak herkesin gözü önünde gerçekles?ti. Ne gizli kapaklı, ne de hakikate aykırı hiçbir s?ey söylemedim, yapmadım.

Kooperatif kurmaları için I?zmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası, I?zmir Sanayici I?s? I?nsanları Derneg?i gibi kurumsal yapıları tes?vik ettim ama kooperatif yöneticilerinin, kurucularının büyük çog?unlug?u hiç tanımadım, hiçbiriyle bir yakınlıg?ım olmadı.

Benim aldıg?ım aile terbiyesini, tertemiz geçmis?imi bir kenara bırakın, aklı biraz çalıs?an insan, daha önce de söyledig?im gibi; her s?eyin bu kadar s?enaf sürdürüldüg?ü, kooperatiflerin ayrıca tabi oldukları mevzuat nedeniyle incelendig?i bir süreci dolandırıcılık yapmak için seçer mi?

Hayatım boyunca o kirli yolların zoruna da kolayına da ne tevessül ettim, ne tenezzül ettim.

Çünkü vicdani huzurun en yüce deg?er oldug?una inandım.

Hiçbir iyilig?in cezasız kalmayacag?ı söylenmesine rag?men, iyilikten vazgeçmedim, vazgeçmeyeceg?im.

I?zmir Büyüks?ehir Belediyesinin 5 yıl boyunca kaptanı bendim ve o gemiyi hiçbir zaman yanlıs? sulara sokmadım. I?ZBETON’daki yol arkadas?larım bana güvendiler, ben de onların güvenini bos?a çıkartacak hiçbir s?ey yapmadım.

Bugün yargılanan bizler, bu davada zerre kadar kusuru olmayan her biri birbirinden kıymetli tertemiz, onurlu arkadas?larım, tarihte suçlu olarak deg?il, vicdanlı, cesur öncüler olarak yerimizi alacag?ız.

Alacag?ınız kararda sizlere de vicdan huzuru diliyorum. Saygılarımı arz ediyorum.

Soracag?ınız her soruyu yanıtlamaya hazırım

 
İzmir Körfezi'nde yeniden balık ölümleri!
 
Tugay gazileri ağırladı: Sizi ailem gibi görüyorum!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
İzmir Körfezi'nde yeniden balık ölümleri!
İzmir'de geçen yıl körfezdeki kirliliğe bağlı oluşan ve hava sıcaklığının ...
Tahtalı son 17 yılın en kötü seviyesinde!
İZMİR'de içme suyunun büyük bir bölümünün karşılandığı Tahtalı Barajı'nda ...
İzmir'de planlı su kesintileri uzatıldı!
İzmir'de kuraklık ve azalan su kaynakları nedeniyle 12 ilçede 2 günde ...
 
Kaya'dan mahkemede savunma: Tugay kooperatif modeline sahip çıkmadı!
İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında ...
'Altın damlayan ağaç': 15 yılda 100 kat arttı!
Ticari değeri nedeniyle "altın damlayan ağaç" olarak nitelendirilen, ancak ...
İzmir'de feribot seferlerine fırtına engeli!
İzmir’de etkili olan şiddetli fırtına nedeniyle saat 10:30 itibariyle ...
 
Kooperatif mağdurlarından kamyonlu protesto!
İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması kapsamında ...
Kız öğrenci yurdunda taciz: Müdürler görevden alındı!
İstanbul Cevizlibağ'daki KYK Atatürk Kız Öğrenci Yurdu'nda yaşanan taciz ...
Lise öğrencileri için farkındalık çalışması
Bir özel okulda eğitim gören lise öğrencileri, Örnekköy'de yer alan Kadın ...
 
RÖPORTAJLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA GERÇEK İZMİR
TWITTER'DA GERÇEK İZMİR
YAZARLAR
Sercan Avcı
CHP İzmir’de il başkanlığı için masada 3 senaryo!
ÇOK YORUMLANANLAR
Gerçek İzmir
KünyeKünye İletiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri