CHP'nin TBMM Genel Kurulu'nda verdiği infaz rejiminin siyasal araçsallaşma süreçlerinden nasıl etkilendiğinin ortaya konması amacıyla verdiği önerisi reddedildi. CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "2002'den beri iktidarınız var, ilk beş yıldan sonra özellikle düşmanlaştırma ve toplumun bir kesimini hedef alan bir siyaset tarzı izlediniz. Eğer siz aklınızı bu yargı kurmaylarına emanet etmişseniz vay hâlinize. Üç beş yargı mensubuna eğer gündemi teslim ediyorsanız ve bu siyasi gündemi onların operasyonlarına göre yapıyorsanız olmaz. Ekrem İmamoğlu seçilmiş belediye başkanıdır ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayıdır" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda CHP grubunun; ceza infaz sistemindeki yapısal ve kurumsal sorunların saptanması ve infaz rejiminin siyasal araçsallaşma süreçlerinden nasıl etkilendiğinin ortaya konması amacıyla verdiği grup önerisi AK Parti ve MHP'li milletvekilerinin oylarıyla reddedildi.
Önerinin gerekçesini açıklayan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, cezaevinde tutulan muhaliflerin şartlarından örnekler vererek şunları söyledi:
"Bazen hapse girenlerden olmak hapse atılanlardan olmaktan bin kat daha iyidir çok şükür.' Bunu söyleyen gazeteci Fatih Altaylı'nın eşi Hande Altaylı. İkinci bir anekdot anlatacağım: 'Tutuklama ve cezaevinde kalma Türkiye'de demokrasi mücadelesi bakımından yerine getirilmesi gereken bir kamu hizmetine dönüştü.' Bu da İzmir Barosu'nun açıklamasından.
Sizin 2002'den beri iktidarınız var, ilk beş yılı bir tarafa bırakıyorum ama ilk beş yıldan sonra, özellikle düşmanlaştırma ve toplumun bir kesimini hedef alan bir siyaset tarzı izlediniz. O zamandan bu zamana kadar da sonuçta insan hakları bakımından siciliniz berbat. 2007'de Ergenekon davaları, sonra Gezi'yle ilgili davalar, sonra 15 Temmuz darbe girişimi, darbe girişimiyle ilgili olmayan cemaat mensuplarına uyguladığınız zulümler, kanun hükmünde kararnameyle mağdur olanlar, barış akademisyenleri ve her daim düşman olan Kürt hareketi ve Kürtler, yine bu dönemin ve her dönemin düşmanlaştırdığınız gazeteciler, avukatlar, insan hakları savunucuları, gençler, döneme özgü hak arayan insanlar, bunlar daimi düşmanlar ama şimdi, daimi düşman statüsüne giren Cumhuriyet Halk Partisi var.
"Cezaevlerinde insanlar yatacak ranza istiyor, ranza!"
20 yıl önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden bizzat benim başvuruyla aldığım ihlal kararları var. Sonra Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru usulü kabul edildi ve Anayasa Mahkemesi kararları verildi, ona da uymuyorsunuz. Niye uymuyorsunuz? Yargılandığı yerde veya ikametgâhına yakın yerde insanları tutmuyorsunuz, özellikle cezalandırmak amacıyla uzak illere gönderiyorsunuz özellikle. Bizden ne istiyor arkadaşlarımız, biliyor musunuz? Cezaevlerinde insanlar yatacak ranza istiyor, ranza, böyle berbat bir ortam var.
Lideriniz Tayyip Erdoğan... O dönem sizden daha fazla ben karşı çıktım yargılanmasına ve ceza almasına ama seçtiği cezaevinde kaldı ve kendisine hizmet edecek insanlarla kaldı; bakın, seçtiği cezaevinde ve kendisine hizmet edecek insanlarla kaldı. Şimdi ne yapıyorsunuz? Herkese ama sizden olmayan herkese en düşmanca muameleyi yapıyorsunuz, en düşmanca. Eğer siz aklınızı bu yargı kurmaylarına emanet etmişseniz vay hâlinize. Üç beş yargı mensubuna eğer gündemi teslim ediyorsanız ve bu siyasi gündemi onların operasyonlarına göre yapıyorsanız olmaz. Ekrem İmamoğlu seçilmiş belediye başkanıdır ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin Cumhurbaşkanı adayıdır. Daha operasyonun ilk gününde herhangi bir delil yokken ne oldu? Bir şema yapıldı, suç örgütü; 'Ekrem İmamoğlu suç örgütü', altında daire başkanları, danışmanlar. Çünkü delil yok, eğer örgüt olmazsa itirafçı sanık ve gizli tanık kullanılamaz dolayısıyla insanları topladılar, ilk önce itirafçılığa, sonra gizli tanıklığa zorladılar bu şekilde beyan aldılar.
İktidar değişti, yarın öbür gün bir bakana bir yargı mensubu çıksa 'Sen aslında bakandın ama aynı zamanda suç örgütü lideriydin, senin daire başkanın da suç örgütü üyesi. Şu tahsisleri yapmış, şu ihaleleri vermiş 21'e göre' dese, ihaleyi alanların malına el koysa, itirafçılığa zorlasa ne yapacaksınız? Bu yolu siz açtınız, yargıyı bu hâle getiren de sizsiniz dolayısıyla gittiğiniz yer doğru bir yer değil."
Usta: Rahat bıraksınlar yargıyı
AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta da Tanrıkulu'nun yargıya müdahale edildiğine ilişkin açıklamalarına şu sözlerle tepki gösterdi:
"Bu Meclis'in kürsüsünden sürekli yargıya müdahale edildiğine, gündemin yargıya teslim edildiğine dair birtakım ithamlarla karşı karşıya kalıyoruz. Yargının bağımsız kalması için en büyük azami çabayı gösteren biziz. Delillerle ilgili konuşanlar, CHP'nin kendi içerisindeki şikâyetlerle başlamış bir süreci... Bugün yargıyı itham altında tutmaya çalışanlar asıl bu kürsüde bu konuşmayı yapanlar. Rahat bıraksınlar yargıyı. Ha, işin ucu kendilerine dokunacak diye bu kadar korkuyorlarsa ne yapacaklarını biz bilmeyiz ama yargıyı rahat bıraksınlar. İtirafçı olanların hiçbiri zorlanmamıştır, bu konuda kendileri itirafçı olduklarını çıkıp söylemişlerdir. İtirafçılar da yine CHP'nin içindendir hep, iş yapanlardır. Kendi bürokratlarıdır, kendi iş insanlarıdır.
Lütfen, bu konuda insanları da itirafçı oldular diye itibar suikastına da maruz bırakmasınlar. Gerçeklerden korkmasınlar, çekinmesinler, yargıyı da rahat bıraksınlar. İddianame hazırlansın, açıklansın, mahkeme işini yapsın, gerçekleri görelim. Kafalarını kuma gömerek gerçeklerden uzak kalamazlar; kamuoyu her şeyi takdir ediyor, görüyor ve sonuçları da merakla bekliyor." (ANKA)
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |